Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7101 articles
Browse latest View live

Faruk Özlü: 'Türkiye'nin Otomobili' Daha Kaliteli ve Ucuz Olacak!

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü"Türkiye'nin Otomobili" ve "Türkiye'nin Otomobili Projesi"nin yol haritası hakkında Anadolu Ajansı(AA) muhabirine önemli açıklamalarda bulundu. 

Projenin yeni süreçte "yerli otomobil"in ötesinde, "Türkiye'nin Otomobili" olarak tanımlandığına işaret eden Özlü, 2017'de otomotiv sanayisi toplam ihracatının 28 milyar dolar olmasının beklendiğini, katma değerin Türkiye'de kurulan şirketlerce oluşturulduğunu ve bu sebeple de yerli-yabancı ayrımı yapılmadığını söyledi. 

Özlü, şu anda Türkiye'de bin kişiye yaklaşık 200, Avrupa'da 600, ABD'de 800 otomobil düştüğüne işaret ederek, "Türkiye'de kişi başına yaklaşık 11 bin dolar seviyesinde olan geliri, 2023'te 25 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaştığımız zaman, bin kişide 200 olan otomobil ihtiyacı sayısı 400, 600, 800'e yükselecek. Bir otomobilin ortalama 20 bin dolar seviyesinde ve kullanım ömrünün yaklaşık 10-15 yıl olduğunu da düşünürsek, önümüzdeki dönemde Türkiye'de 1,5 trilyon dolarlık sektörden bahsediyoruz. Dolayısıyla bu kadar büyüklükteki bir sektörde, marka yapmamayı düşünmek çok yanlış olur. 'Otomobille bizim ne işimiz var? Biz yapmamalıyız.' diyenlerin özgüven eksikliği olduğunu düşünürüm." diye konuştu.

"Türkiye'nin Otomobili, Dünyanın Otomobili Olacak"

Özlü, ortak girişim grubu üyelerinin kendi değerlendirmeleriyle detaylı teknik ve mali analizleri içeren bir çalışma yapılacağını dile getirerek, şöyle devam etti: "Teknik olarak ne yapacağız, mali yönden yapacaklarımızın bütçesi ne olacak? Şirketleşme döneminde bu verileri kullanacağız. Bundan sonraki süreci, ortaya çıkacak teknik analiz ve mali değerlendirme raporu belirleyecek. Örneğin kurulacak ortak girişim grubu şirketinin sermayesi ne olacak? Bu sermayede şirketlerin paylarının oranları ne olacak? Detaylı mali ve teknik bir analiz yapacağız ve projenin sağlam temeller üzerine oturmasını sağlayacağız. Bu çerçevede, dünya ölçeğinde bu işi bilen danışmanlık şirketlerinden de bilgiler alacağız."

"Türkiye'nin Otomobili Projesi"nde ortak girişim grubunda görev dağılımı söz konusu olmadığını ve sorumluluğun ortak yüklenildiğini vurgulayan Özlü, "Türkiye'nin Otomobili aslında dünyanın otomobili olacak. Bunu küresel bir proje olarak görüyoruz ve küresel başarı hedefliyoruz." dedi. 

"Otomobilin Yakıt Türünü Ortak Girişim Grubu Seçecek"

Özlü, gelecek 10 yılda içten yanmalı motorların piyasadan çekilmesinin beklendiğini, bu sebeple dünyada trendlerin sıfıra yakın karbon emisyonu, yüksek tork gücü, sürüş yeteneği ve enerji tasarrufuyla elektrikli otomobilden yana olduğunu söyledi. Başta ABD, Çin ve Avrupa'daki büyük şirketlerin tercihlerinin de elektrikli motor yönünde olduğuna dikkati çeken Özlü, Türkiye'nin de bu teknolojik trendin gerisinde kalamayacağını ancak bu konudaki tercihi ortak girişim grubunun yapacağını vurguladı. Bakan Özlü, devlet olarak görevlerinin, ortak girişim grubunun önünü açmak ve terzi usulü destek sunmak olduğunu dile getirdi. 

"Türkiye ile Özdeşleşecek Bir Marka Geliştirilecek"

Özlü, hedef pazarların Kuzey Afrika ve Ortadoğu olabileceğini, ülkelerin ise mali analiz çalışmaları kapsamında belirleneceğini anlattı. 

Otomotiv dünyasında rakipler nedeniyle serbest rakamlarla fiyatlandırma yapmanın mümkün olmadığına işaret eden Özlü, "Türkiye'nin Otomobili'nin yakıt türü, segmenti ve fiyatıyla dünyada rekabet edebileceğini düşünüyoruz. Dünyaya bakacağız, hangi alanlarda boşluk var onları değerlendireceğiz. Satamadığımız arabayı yapmayız, satacağımız arabayı yapacağız. Şundan emin olun, Türkiye'nin Otomobili, aynı segmentteki otomobillerden daha kaliteli ve daha ucuz olacak. İddialıyız, Türkiye bu defa treni kaçırmayacak." ifadesini kullandı.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Dünyaca Ünlü Amerikalı Mucit ve Girişimci Elon Musk Türkiye'de!

$
0
0

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tesla ve Space X şirketinin Ceo'su Amerikalı mucit ve girişimci Elon Musk ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir görüşme gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde gerçekleştirilen ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliği yaptığı görüşmeye Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da katılım gösterdi. Yapılan görüşmenin gündem konusunun ise yakın zamanda tanıtım toplantısının gerçekleştirildiği "Türkiye'nin Otomobili" hakkında olduğu ön görülüyor. 

Peki Dünyaca Ünlü Amerikalı Mucit ve Aynı Zamanda Girişimci Elon Musk Kimdir?

Güney Afrika asıllı ABD'li mucit ve girişimci olan Elon Musk Kanadalı bir anne Haldeman ve Güney Afrikalı bir baba Errol’un oğlu olarak dünyaya geldi. 

Kendi kendine yazılım programlayıp kodlamayı öğrenen ve 12 yaşındayken kendi yazdığı Blastar isimli oyununu tasarlayan Elon Musk, tasarladığı bu oyunu 500 dolara satarak bilişim sektöründeki ilk parasını kazandı. 

Orta öğrenimini Bryanston High School’da tamamlayan Musk, 1992'de, Kingston, Ontario’daki Queen’s University’de iki yıl eğitim aldı. Sonrasında ise ABD'nin önde gelen üniversitelerinden birisi olarak kabul gören University of Pennsylvania’da işletme ve fizik eğitimi almak için Amerikaya taşındı, 

The Wharton School of the University of Pennsylvania’da Ekonomi alanında lisans diplomasının yanı sıra University of Pennsylvania, School of Arts and Sciences’dan da, Fizik alanında yan dal diploması aldı. 

Kardeşi Kimbal Musk’la beraber yeni organizasyonlar için bir çevrimiçi içerik yayınlama yazılımı olan Zip2 projesini hayata geçiren Musk,1999 yılında bu girişimi 307 milyon dolar nakit ve 34 milyon dolar hisse senedi karşılığında AltaVista'ya sattı. 

Aynı yılın Mart ayında çevrimiçi finans ve ödeme servisi olan X.com’un ortak kuruculuğunu yaparak ilerleyen aylarda PayPal'i oluşturmuş. 2002 yılında ise bu girişimini 1.5 milyar dolara online alışveriş devi olan eBay'e sattı.

Forbes dergisinin hazırladığı "Dünyanın En Güçlü Kişileri Listesi"nde Aralık 2016'da 21'inci sırada yer alan  Elon Musk, 2002'nin Haziran ayında uzay araştırma teknolojisi üreteceği Space Exploration Technologies (SpaceX) şirketini kurdu. 

SpaceX, roket teknolojisinin durumunu ilerletmeye odaklanmış roket teknolojilerine yönelik fırlatma araçları üreten bir şirket. Bu şirketin ilk fırlatma araçları, Falcon 1 ve Falcon 9; ilk uzay aracının adı ise Dragon. Ayrıca SpaceX, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (International Space Station) bir araç gönderen ve yanaştıran ilk ticari şirket olarak tarihe adını yazdırmayı başardı.

2003 senesinde Martin Eberhard ve Marc Tarpenning adlı mühendislerin oluşturduğu küçük bir ekiple San Carlos’da faliyetlerine başlayan Tesla Motors, 2004 senesinde Musk'ı projeye dahil etti.

İlerleyen zamanlarda bilişim, elektronik ve otomotiv sektöründen mühendislerle kadrosunu daha da genişleten şirket, 2014 senesinde şirket hisslerini halka da açarak elektrik motorlarının gelişmesini sağladı. Şirketin ürettiği ilk otomobil Tesla Roadster, 31 ülkede yaklaşık 2500 adet satış yaptı. 

Ayrıca Elon Musk'ın en büyük hissedarı olduğu SolarCity, Amerika'nın en büyük güneş enerjisi sistemi sağlayıcısı olma özelliği taşıyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Sanayi Bakanlığı'ndan Enerjide Kaynak Çeşitliliğine Tam Destek!

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, ATO Congresium'da düzenlenen, Anadolu Ajansının "global iletişim ortağı" olduğu "10. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı"na katıldı.

Bakan Özlü, buradaki konuşmasında, enerjinin bir uygarlık aracı olduğuna işaret ederek, yeterince enerjinin olmaması, üretilememesi ya da kullanılamaması durumunda uygarlık yarışında ön saflarda yer alınamayacağını söyledi. Özlü, bunu bir uygarlık yarışı olarak ele aldıklarını, sürdürülebilir üretim, rekabet ve ekonomik kalkınma için Türkiye'nin enerji yarışında olmaya devam edeceğini vurguladı.

Büyümeye dinamo etkisi yapacak en önemli unsurun enerji yatırımları olduğuna dikkati çeken Özlü, şöyle devam etti: "Türkiye bugün enerji talep artışında Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada ise Çin'in ardından 2. sırada yer almaktadır. Bu ihtiyacın karşılanması için enerji sektörüne son 15 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. Toplam kurulu gücümüzü 2 kattan daha fazla artışla 32 bin megavattan, 80 bin megavata çıkardık." 

"Enerji Yatırımları Devam Edecek"

Gelecek 10 yılda, ilave 50 bin megavat kurulu güce daha ihtiyaç olacağına işaret eden Özlü, bunun için güneş, rüzgar, jeotermal, hidroelektrik ve termik santrallerden nükleer enerjiye kadar her alanda yatırımlara devam edileceğini bildirdi.

Özlü, Türkiye'nin mevcut iletim altyapısının yenilenmesi ve kapasite artışı için 2016-2020 yıllarında özel sektör aracılığıyla 18 milyar lira, Türkiye Elektrik İletim AŞ aracılığıyla 12 milyar lira olmak üzere toplamda 30 milyar liralık yatırımı hayata geçireceklerini ifade etti. Özlü, böylece elektrik iletim altyapısındaki rehabilitasyon, iyileştirme ve yenilemelerin gelecek 5 yılda yüzde 70-80'lere çıkacağını söyledi. 

Uygun maliyetli ve kesintisiz doğalgaz temininde, son dönemde önemli mesafeler kat edildiğini dile getiren Özlü, "Silivri ve Tuz Gölü doğalgaz depolama tesislerinin mevcut 4 milyar metreküplük depolama kapasiteleri, 2019 ve 2023'te tamamlanacak ilave yatırımlarla 10 milyar metreküpe çıkarılacak. Amacımız, yıllık doğalgaz tüketiminin en az yüzde 20'sini depolayabilecek kapasiteye sahip, gelişmiş doğalgaz depolama altyapısına sahip olmak." diye konuştu. 

"Enerjide Kaynak Çeşitliliğine Ar-Ge Desteği"

Sanayi ve enerji sektörlerinin aynı takımın parçaları olduğunu belirten Özlü, organize sanayi bölgelerine doğalgaz götürülmesi için Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Şirketinin çalışmaları sonucu ciddi aşama kaydedildiğini anlattı. Geçen yılın sonunda Türkiye'nin, AB üyeleri arasında sanayiye Finlandiya ve İsveç'in ardından en uygun maliyetle elektrik temin eden 3. ülke olduğuna işaret eden Özlü, AB ortalamasında ise sanayiye yaklaşık yüzde 56 daha ucuz elektrik temin edildiğini bildirdi.

Özlü, sadece üretimi esas alan değil, aynı zamanda enerji teknolojilerini de geliştiren bir yaklaşımda olduklarını vurgulayarak, "Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapmak isteyen yatırımcılara, yerli üretim yapma ve yerli mühendis çalıştırma zorunluluğu getirerek Ar-Ge ve teknolojinin yerelleşmesini sağlayacağız. Enerji teknolojilerinin ilerlemesi için yürütülen Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına, Bakanlık olarak her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Özellikle enerjide kaynak çeşitliliğini artıran Ar-Ge faaliyetlerini destekleyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

"Sektörü Büyütürken Çevreye Duyarlı Olacağız"

Enerji yatırımlarının sağladığı ileri teknolojiyle ülkenin pek çok alanda sağladığı mevcut birikimin Ar-Ge ve inovasyon odaklı yeni bir yapıya kavuşacağına işaret eden Özlü, madencilik alanında uygulanacak yeni stratejilerle Türkiye'nin ham madde üretip satan bir ülke olmaktan çıkacağını söyledi.

Özlü, enerji sektörünü büyütürken, çevreye duyarlı olmaya da devam edeceklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Enerji üretimi, çağımızda ulusal güvenliğin de çok önemli, vazgeçilmez unsurlarından biridir. Bütün çabalarımızın esas amacı, 'küresel pazara entegre, milli ve yerli' enerji ve sanayi politikalarını hayata geçirmek. Bunun yolu, enerjinin ihtiyaç duyduğu makine ve ekipmanları ülkemizde üretmekten geçiyor. Milli enerji ve maden politikamız kapsamında enerji endüstrisi oluşturmamız gerekiyor. Bakanlığımız, enerji endüstrisinin ihtiyaç duyduğu ürünlerin, teknolojilerin ve makinelerin üretiminde bütün imkanlarını seferber edecek. Milli, yerli, temiz, sürdürülebilir enerji için sadece devletin gayretleri yeterli değil. Özel sektöre, üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına da önemli görevler düşmektedir. Bu bir takım çalışmasıdır."

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Mobil Satışta Başarılı Olmanın 9 Altın Kuralı!

$
0
0

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de mobil abone sayısı 76 milyonu aşmışken, hanelerde mobil telefon bulunma oranı da yüzde 97’ye yaklaşmış durumda. Dünya genelinde de internet kullanımında mobil cihazların bilgisayar gibi masaüstü cihazları geride bırakması, bugün yaşanan dijital dönüşümde mobilin ne denli büyük bir rolü olduğunu gösteriyor.

Mobil ticaretin son yıllardaki yükselişine dikkat çeken Positive Kurucu Ortağı Eren Dedeoğlu, mobil cihazlardan yapılan alışverişin bilgisayar gibi masaüstü cihazları geride bıraktığını söyledi. Mobil üzerinden gerçekleşen satışlarını artırmak isteyenlere önerilerde de bulunan Dedeoğlu, mobil sitelerde hızın önemini vurgulayarak, mobilde 1 saniyelik hız artışının ciro üzerinde yüzde 5 oranında etkisi olduğunu belirtti.

Mobil cihaz ve mobil internet kullanımındaki artışın etkilerinin online alışverişler üzerinde de açıkça görüldüğüne dikkat çeken Dedeoğlu., 2016 yılında, perakende şirketlerinin internet sitelerine akıllı telefon kullanılarak gerçekleşen ziyaretlerin bir önceki yıla göre yüzde 54 arttığını söyledi.

Türkiye’de Mobilin Trafiği Yüzde 50’nin Üstünde

Dedeoğlu, “Mobil cihazlardan yapılan alışveriş, web’i geride bırakmış durumda. 2017’de gerçekleşen internet alışverişlerinin yüzde 50’den fazlasının akıllı telefonlar aracılığıyla yapılacağı öngörülüyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mobil cihazlardan yapılan trafik oranları birçok sitede %50’lerin üzerine çıktı. TÜSİAD 2017 e-ticaret raporuna bakıldığında 2016 yılı itibariyle, ülkemizde e-ticaret işlemlerinin yaklaşık %19'u akıllı telefon ve tabletler üzerinden gerçekleşmiştir. 2021 yılı için de bu oranın %49 seviyesine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Halihazırda dünyada bu oranın %44 seviyesinde olduğu düşünüldüğünde, yüksek akıllı telefon penetrasyonu ve genç nüfusun da etkisi ile Türkiye'de mobil ticaretin hızla artacağı düşünülmektedir.

Online alışverişlerde arama oranları mobilde yüzde 70’lere kadar çıktı. Mobil üzerinden yapılan ürün aramalarının yüzde 70’inin bir saat içerisinde satın almaya dönüştüğü düşünüldüğünde, mobilden kolay ulaşılabilirliğin önemi de net bir biçimde ortaya çıkıyor. Bununla birlikte, Positive’in altyapısını geliştirdiği bazı dikey e-ticaret sitelerinde mobil alışverişin cirosu da yüzde 50’nin üzerine çıktı. Tüm bunlar m-ticaretin giderek artan popülerliğine ışık tutan veriler. Bugün KPMG 2017 raporuna göre ABD’de gerçekleşen her üç online perakende alışverişinden birinin m-ticaret satışı olduğu gerçeği de bu verileri daha anlamlı kılıyor. Mobil cihazlardan kullanıma uygun sitelerin ve m-ticarete yönelik uygulamaların artmasının yanında, gelişen ödeme metotları da akıllı telefonlarla başarılı alışveriş deneyimi yaşamayı daha da kolaylaştıran etkenler.”

Eren Dedeoğlu, mobil aracılığıyla gerçekleşen satışlarını artırmak isteyen perakende markalarına ve e-ticaret sitelerine Positive’in önerilerini şöyle sıraladı:

1- Kanallarınızı mobil deneyime göre hazırlayın

Dijitalleşme adımında tüm kanalların mobile hazırlanması gerekiyor. Responsive veya mobil uygulama gibi bir ayrıma gitmek yerine hangi sıra ile yayına çıkacağına karar vermelisiniz. Kullanıcıya her yerden aynı bilgi ile ulaşmak markalar için olmazsa olmazdır. Birinden birini seçmek değil aynı anda hayata geçirmek veya peşi sıra hem responsive hem de mobil uygulamayı hayata geçirmek gerekir.

2- Mobil sitenize hız kazandırın

Mobil kullanıcılar masaüstü kullanıcılarına göre bir siteyi üç kat daha hızlı terk ediyor. Mobilde bir işlemi tamamlamak için bir süre beklemeleri gerekiyorsa mutlaka kullanıcılarınızı sistem durumu ile ilgili bilgilendirin. Mobilde 1 saniyelik hız artışının ciro üzerinde yüzde 5 oranında etkisi olduğunu unutmayın.

3- Kullanıcı deneyimine odaklanın

Mobil kullanıcı arayüzlerinizi hazırlarken görsellik kadar kullanılabilirliğe de öncelik verin. Kullanıcıyı en kısa adımda sonuca yönlendirin. Tasarımın her aşamasında küçük ekran faktörünü göz önüne alarak, büyük parmak ve dokunmatik ekran sorunlarına dikkat edin.

4- Arama sonuçlarında üst sıralarda olun

Mobil kullanıcılarının yüzde 48’i başlangıç noktası olarak arama motorlarını kullanıyor. Mobil sitenizin içerik ve kodlamasının “mobil dostu” olarak yapılması mobil aramalarda daha etkin sonuç almanızı sağlayacaktır. Sitenizin SEO skorunu ölçün ve yüksek tutmaya çalışın.

5- Kanallarınız arasında etkileşimi güçlendirin

Mobil stratejinizi belirlerken kanallarınız arası etkileşimi artırın, içeriklerinizi güncelleyin. Kullanıcılar bugün bir mağaza adresi öğrenmek için veya mağazada bir ürün stokta var mı diye bakmak için gelip alışveriş yapmayabilir ancak yarın da alışveriş yapmak için geleceklerdir. Bu yüzden mobilde de kullanıcının aradığı tüm ihtiyaçları karşılayacak içeriklerinizi çeşitlendirip, geliştirin. Aynı zamanda omni-channel bir altyapı kullandığınızda web sitenizde gezinen kullanıcı mağazanıza geldiğinde onu tanıyıp mobil aracılığı ile ona özel fırsatlar sunabilirsiniz.

6- Lokasyon servislerini kullanın

Tüketicilerin yüzde 31’ i mağazaların yerini mobil telefonları aracılığı ile buluyor. Onları en yakın mağazaya yönlendirmeniz hatta aradığı ürünün o mağazada bulunup bulunmadığını bildirmeniz, kullanıcının mobil siteniz ile yaşadığı deneyime büyük katkı sağlayacaktır. Lokasyon servislerini kullanarak kullanıcılarınızın nerede olduğunu bilip onların ihtiyaçlarına özel iletişimler kurabilirsiniz.

7- Mobil ödeme seçenekleri sunun

Mobil ödeme seçeneklerinizi artırın. Ayrıca kart kaydetme seçeneği de sunarak tek tıklama ile ödeme kolaylığı sağlayıp kullanıcılarınızın alışverişlerini hızlandırın. Güvenilir bir altyapı ile kart saklama sistemi ile kullanıcılar %30’dan fazla tekrarlayan satın alma yapmaktadır.

8- Alternatif teslimat seçenekleri sunun

Teslimatlarda kullanıcı beklenti ve taleplerine önem verin. Kargo, kurye ve mağazadan teslimat gibi farklı seçenekleri sunun. Mobilden alıp aynı gün mağazadan teslim alma gibi omni-channel özelliklerinizi geliştirin.

9- Mobil ödeme sayfalarınızı sürekli analiz edin ve optimize edin

Sepetten sonraki ödeme sayfalarınızda kullanıcıya sadece ihtiyacı kadar bilgiyi gösterin ve ihtiyacınız kadar bilgiyi alın. Mobil deneyimde en önemli konunun akıcı şekilde bilgileri doldurup kullanıcıyı hedefe ulaştırmayı yani satın almayı sonuçlandırması olduğunu unutmayın. O yüzden her türlü kullanıcı kitlesi ile testler yapın, analizler yapın ve sonuçlarını önemseyip ona göre geliştirmeler yapın. Kullanıcının alışkanlıkları değiştikçe sizin de ona göre geliştirme yapmanız gerekir.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Fortune Türkiye, 2017 Yılının '40 Yaş Altı 40′ Listesini Açıkladı!

$
0
0

Dünyanın ünlü iş ve ekonomi dergileri arasında yer alan Fortune Türkiye'nin, her yıl düzenli olarak iş dünyasına sunduğu, başarı ve performansın kriter olarak ele alındığı‘40 Yaş Altı 40’ listesi yayınlandı.

Güç, etki, inovasyon ve şöhret gibi 4 ana unsurun kriter olarak alındığı liste güçlü işler kurmuş, kendi alanlarında devasa etkiler yaratmış, dramatik yeniliklere imza atmış ya da ister kamuoyunda ister perde arkasında olsun, büyük kararları harekete geçirebilmiş isimlerden oluştu. 

İşte 2017 Yılının En Başarılı 40 Yaş Altı Genç Yöneticileri

1. İpek Ilıcak Kayaalp – Rönesans Holding YK Başkanı
2. Agah Mehmet Tara – Enka Holding İcra YK Başkanı
3. Hafize Gaye Erkan – First Republic Bank CEO’su
4. Erden Timur – Nef İcra YK Başkanı
5. Eren Günhan Ulusoy – Ulusoy Un YK Başkanı
6. Kerem Kamışlı ve Cem Garih – Yenibirlider Derneği Kurucuları
7.Çağla Büyükakçay – Türk Milli Tenisçi
8. Gözde Akpınar – Betek Boya Yönetim Kurulu Başkanı
9. Dilara Altınkılıç Kutmangil – Altinmarka Şirketler Grubu YK Üyesi, Detay Gıda CEO’su
10. Selim Akın – Akfen Holding YK Başkanı Vekili
11. Kazım Köseoğlu – Esas Gayrimenkul YK Başkanı ve CEO’su
12. Canan Dağdeviren – Bilim İnsanı
13. Yasemin Adar – Milli Güreşçi
14. Alize Dinçkök Eyüboğlu – Akkök Holding YK ve İcra Kurulu Üyesi
15. Emre Eczacıbaşı – Eczacıbaşı Holding YK Üyesi
16. Hakan Baş – Lidyana.com CEO’su
17. Selim Baykal – Seger Korna YK Başkan Yardımcısı
18. Harika Güral – Güral Şirketler Grubu YK Başkan Yardımcısı
19. Arda Kutsal –  Webrazzi Kurucusu
20. Veysel Berk – Çaycı, PayPad Kurucusu
21. Ruhi Molay – Mopak Genel Müdürü
22. M. Emre Zorlu – Zorlu Holding YK Üyesi
23. Murat Özdilek – Özdilek AVM YK Üyesi
24. Ali Şafak Öztürk – OPET YK Üyesi
25. Hacı Sabancı – Densa Denizcilik YK Başkan Yardımcısı
26. Burak Kızılhan – AE Arma-Elektropanç YK üyesi ve CEO’su
27. Fırat İşbecer – Monitise MEA Genel Müdürü
28.Şenol Balo – OCTOPOD YK Başkanı
29. Sidar Şahin – Peak Games Kurucusu
30. Kadir Taha Büyükhelvacıgil – Zadevital YK Üyesi
31. Ozan Şener – Somera Group CEO’su
32. Tuğçe Ergül – Angel Labs Kurucu Ortağı ve CEO’su
33. Burak Bari – Adesso Türkiye Kurucusu
34. Osman Geylan – Gilan YK Başkan Yardımcısı
35. Umut Boz – Nova Fashion Group CEO’su
36. Neyran Bahadırlı – UBER Türkiye Genel Müdürü
37. Soner Cesur – Arvato Telekomünikasyon CEO’su
38. Deren Öztürk – Deren Kimya YK Üyesi
39. Vadi Efe – Altavia Dekatlon Yönetici Ortağı
40. Ayşecan Özyeğin Oktay – Fiba Holding YK Üyesi

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Neden Patent, Patent, Patent?

$
0
0

Neden, Patent, Patent, Patent?

Çünkü patent üretimi, ülkelerin gelişmişlik ölçümlemesinde birinci sırada yer almaktadır. 

Çünkü çok konuştuğumuz ama bir türlü gereken ilerlemeyi gösteremediğimiz konuların başında gelmektedir.

Çünkü başvuru sayımızda artış olsa da, patent liginde hala üçüncü liglerde geziniyoruz.

Peki, neden patent konusunda bırakın birinci ligi,  ikinci lige dahi çıkamıyor, çıkmanın yolunu bir türlü bulamıyoruz? 

Çünkü patent oluşumunu sağlayacak dinamikleri geliştiremiyor ve potansiyel güçleri domine edemiyoruz.

Örnek verelim; Dünyada inovasyon kaynaklarının başında birinci olarak çalışanlar, ikinci iş ortakları ve sonra da müşteriler gelir. Bizde ise inovasyon kaynaklarının başında önce müşteriler, sonra rakipler ve üçüncü olarak ta iş ortakları gelmektedir.

Yani dünya firmalarının birinci inovasyon kaynağı çalışanlarıdır. Onlar çalışanlarının zekâlarından yararlanmayı becermiş ve inovasyon yapmasını sağlayacak sistemleri geliştirmeyi başarabilmişlerdir. 
Bizim firmalarımız ise inovasyon kaynağı olarak çalışanlarından yararlanmayı başaramamış, bu kaynağı değerlendirememiştir.

Bunun birçok sebebi olmakta birlikte asıl sebep, çalışanlara bu konuda gereken önemi vermemiş, verse de nasıl inovasyon yapacaklarına dair uygun sistemi geliştirememiştir.

Diyeceğim, patent için çalışanların yaratıcı zekâsından yararlanmayı öğrenmek zorundayız.

Öğreneceğimiz yerler varsa da ki, mutlaka vardır; onları da yakın takibe almamız elzemdir.

Bu konuda model alınabilecek birçok firma vardır. Bunlardan bazıları çalışanlarını patente özendirmek için patent teşvik sistemi uygulamaktadır. Örneğin Sony şirkete katkı sağlayan,  değerli patentler geliştiren çalışanlarına 200.000 dolara kadar ödül vermektedir. 

Takeda Kimya Endüstrisi firması satılabilir bir ilaç patenti geliştiren çalışanına 5 yıllık sürede 68.000 dolar ile 455.000 dolar para vererek onları patent yapmaya teşvik etmektedir.

Patentte iyi olan firmalar, sadece bu işi kendi başlarına yapmazlar; rakiplerinin patent bilgilerini ve süreçlerini de yakından izler ve kendi ar-ge çalışmalarını ona göre yapılandırırlar. Bu açıdan rakiplerin izlenmesi de patent konusunda ayrıca çok daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. 

Patent artık büyük bir güç aracı haline gelmiş durumdadır. Çünkü patentleri izlemek aynı zamanda, firmaların ar-ge yaparken, başka firmalar tarafından patentlenmiş ürünleri ve yöntemler üzerinde çalışma yapmaları engellenerek AR-GE harcamalarının kontrollü bir şekilde yapılmasına imkân sağlamış olur.   

Bir patentin esas değeri, diğer şirketlerin aynı teknolojiyi üretmek için o patenti kullanmaktan başka çaresi kalmamalarında gizlidir.  

Patent üretiminde ülkemizin durumuna yakından bir bakalım. 

Resim şu:

Türkiye’nin; 1995-2016 yılları arası toplam 136.103 patent başvurusu vardır.

Bunu karşılaştırdığımızda;

Amerika, 2011 yılı ağustos ayında 8 milyonuncu patentini vermiş, Güney Kore’nin patent sayısı ise toplamada 2,5 milyon adedi bulmuştur.

Çin ise sadece 2011 yılında, 500.000 adet almış, 2017 yılında ise 2 milyonun üstünde patent sayısına ulaşmayı hedeflemektedir.

Türkiye’nin Osmanlıdan günümüze toplam patent sayısı 200.000 adet bile değilken, Güney Kore Türkiye’nin 128 yılda yaptığı patenti bir yılda yapmaktadır.

Bir de firmaların toplam patent sayısına bakalım:

  • 2006-2011 yılları arası ise sadece Toyota’nın patent başvurusu sayısı 85.000’dir.
  • Yine yıllar arası Mitsubishi firmasının patent başvuru sayısı ise 90.000’i bulmuştur.
  • IBM’in toplam patent sayısı, 180.418 adettir. Sadece 2011 yılında ürettiği patent sayısı ise 6.180’dir.
  • Hitachi’nin toplam patent sayısı, 122.763 adede ulaşmış durumdadır.
  • Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) raporuna göre, Türkiye, en çok patent başvurusu yapılan ülkeler sıralamasında 21'inci sırada yer almaktadır. 
  • WIPO raporuna göre İlk 10'da ABD'yi Avrupa'dan 6, Uzak Asya'dan 3 ülke takip ediyor.

WIPO raporu, patent sayısı artışında, toplam başvuruların yüzde 43'ünü gerçekleştiren Asya ülkelerinin diğer ülkelere göre daha etkili olmaya başladığını işaret etmektedir; rekabet kızışıyor..

En çok patent başvurusu yapılan alanlar arasında bilgisayar teknolojisi, dijital iletişim, elektrikli makineler ve tıbbi teknoloji alanları öne çıkmaktadır. 

Çok zaman geçmeden bu alanlara yönelik ciddi atraksiyonlar yapmamız şart.

Patent konusunda ilk 5 ülkenin 2016 yılı başvuru sayıları:

ABD                   61,492
Japonya             42,459
Çin                      25,539
Almanya             18,008
Güney Kore        13,151

Alıntı: http://www.turkpatent.gov.tr/TurkPatent/statistics/

Türkiye'nin Ödeme Yöntemi "Troy" Dünyaya Açılıyor

$
0
0

Türkiye'nin Ödeme Yöntemi'nin (Troy) Discover ile gerçekleştirdiği iş birliği sayesinde, Troy logolu kartlar yurt dışında yapılacak işlemlerde de geçerli olacak.

Bankalararası Kart Merkezi'den (BKM) yapılan açıklamada, BKM'nin Nisan 2016'da hayata geçirdiği Troy'un artık dünyaya açıldığı belirtildi.

185 ülkede, 41 milyonun üzerinde alışveriş noktasında ve 1,9 milyonun üzerinde ATM'de geçerli global bir ödeme kuruluşu olan Discover ile Troy arasında yapılan iş birliği sayesinde artık uluslararası işlemlerde de Troy logolu kartların kullanılabileceği bildirilen açıklamada, Discover ile yapılan iş birliğinin ardından Troy logolu kartların yurt dışında kabulünün sağlanarak tüm dünyada geçerli hale geleceği kaydedildi.

Açıklamada, Troy üyelerinin artık yurt dışında da geçerli olan Troy kart basabileceği belirtildi.

Türk bankacılık sisteminin yaptığı katkılar ve tüm bankaların ortak katılımı ile hayata geçen Troy'un, ulaştığı seviye ve büyüklük sonucunda Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Orta Vadeli Program'da da kendine yer bulduğu anımsatılan açıklamada şöyle denildi: "Programda hedeflenen yurt içi tasarrufların artması amacı doğrultusunda, yerli ödeme sistemi Troy'un yaygınlaşmasının önemli bir araç olabileceğine yer verildi. Troy, 2 yıllık bir çalışmanın ardından tüm bankaların desteğiyle hayata geçirildi. Şu anda 15'i banka, biri banka dışı olmak üzere 16 kurum Troy logolu kart basabilirken, Türkiye'deki tüm POS cihazlarında, ATM'lerde ve e-ticaret sitelerinde Troy logolu kartlar kabul ediliyor."

"20 Milyonu Aşkın Kişiye Yerli Bir Çözümle Ulaşmayı Hedefliyoruz"

BKM Genel Müdürü Soner Canko, BKM olarak hedeflerinin her zaman kart kullanıcılarının ihtiyaçlarına en doğru ve hızlı şekilde cevap vermek olduğunu vurguladı. 

Troy'un kaynağında yatan vizyonun, tek başına Troy'u değil, kart pazarının tamamını büyüterek nakitsiz toplum anlayışını hayata geçirmek olduğunu belirten Canko, "Bu nedenle bugüne kadar bir banka hesabı ya da kartına sahip olmamış 20 milyonu aşkın kişiye yerli bir çözümle ulaşmayı hedefliyoruz. Troy logolu kartların yıl sonu itibarıyla 1 milyon adede ulaşmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Discover Uluslararası İş Geliştirme Kıdemli Başkan Yardımcısı Joe Hurley de Avrupa'nın en büyük kartlı ödemeler pazarına sahip Türkiye'nin aynı zamanda turizm açısından da büyük ve önemli bir ülke olduğunu vurguladı.

“Türkiye’nin Ödeme Yöntemi“ TROY hakkında daha detaylı bilgiyi www.troyodeme.com web adresini ziyaret ederek edinebilirsiniz. 

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türksat 5A ve 5B Uyduları İçin İmzalar Atıldı!

$
0
0

Dünya uydu-uzay piyasalarının küresel devlerini bir araya getiren 3.Global Satshow, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde başladı. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Global SatShow’un ilk gününde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın katılımıyla Türksat 5A ve 5B uyduları için Türksat ile Airbus Defence and Space arasında anlaşma imzalandı.

Dünyanın en etkili iş geliştirme platformu olma hedefiyle uluslararası katılımcıların buluşma noktası haline gelen 3. Global Satshow, 9-10 Kasım 2017 tarihlerinde iki gün boyunca uydu ve uzay sektörünün geleceğini şekillendiren firmalar, teknoloji takipçileri, endüstri uzmanları ve girişimcileri ağırlıyor.

MÜSİAD’ın stratejik partnerliğinde ve ESOA (EMEA Satellite Operators’ Association- EMEA Uydu Operatörleri Birliği) ev sahipliğinde, Türksat, Es’hailSat, Mitsubishi Electric, İntelsat, Arris, dünyanın en büyük uydu ekosistemi derneği GVF, dünyanın en geniş profesyonel ağ yapılanması SSPI ve RG destekleriyle Medyacity organizatörlüğünde kapılarını açan 3. Global Satshow başladı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ile TÜRKSAT Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Vecdi Gönül’ün konuşmalarıyla gerçekleştirilen açılış töreninin ardından Türksat ve Airbus Defence and Space arasında Türksat-5A ve Türksat-5B uydularının yapım anlaşması için imza töreni düzenlendi.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın katılımıyla gerçekleştirilen imza töreninde TÜRKSAT Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Vecdi Gönül, TÜRKSAT Genel Müdürü Cenk Şen, Airbus Defence and Space CEO’su Nicolas Chamussy ve Airbus Defence and Space UK Yönetim Direktörü Colin Paynter yer aldı.

İmza töreninde konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan yerli imkanlarla uydu üretilmesi ve fırlatılmasının Türkiye adına önemli bir gelişme olduğunu belirterek; “Haberleşme uydularımızdan Türksat-5A 2020 yılında, Türksat-5B ise 2021 yılı içerisinde hizmete girecek. Bu kapsamda dünyanın önde gelen firmalarından Airbus D&S ile söz konusu uydularımızın üretimine ilişkin sözleşmeyi bugün imzaladık. Türkiye uzayda uydusu bulunan 30 ülkeden biri konumunda ve aktif uydu filosunda halen 3 haberleşme, 3 gözlem uydusu bulunuyor. Son dönemde uydu ekosistemi yerleşimi ve milli uydu ekosistemi geliştirilmesi için çalışıyoruz. Bu bağlamda uzay teknolojileri alanında milli üretim noktasında çok önemli bir mesafe kat ettik.” dedi.

Türksat-5A ve Türksat-5B Uyduları En Yüksek Yerlilik Oranı ile Tamamlanacak

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Türkiye'de havacılık ve uzay alanındaki faaliyetlerin yürütülmesi ve projelerde koordinasyonun sağlanması amacıyla Türkiye Uzay Ajansı’nın kurulmasına ilişkin çalışmaların başlatıldığını, TBMM'de ilgili komisyondan geçtiğini hatırlattı.

Yasal altyapının yakın zamanda tamamlanacağını bildiren Arslan, "Uzay Ajansı’nın kurulması ile uzay ve uydu çalışmalarımız çok daha ileriye taşınacak. Bununla birlikte milli uzay teknolojilerinin geliştirilmesi amacıyla Japonya ile bir iş birliği protokolü imzaladık. Protokol kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonu'nda Japonya'ya ait Kibo Modülü'nde milli ürünlerimizin deney sürecini başlattık. Amacımız 2020 yılında kendi uydumuz olan 6A'nın üretimini tamamlayarak yörüngedeki yerine fırlatmak ve onun üzerinden hizmetler almak. Ayrıca uydu projelerinde kullanılmak üzere Uydu İtki Motoru ve İtki Sistemi'nin milli imkanlar ile geliştirilebilmesi için projemizin de fizibilite çalışmalarını tamamladık." dedi.

Bakan Arslan, konuşmasının ardından üçüncü havalimanı, Kahramankazan ve Nene Hatun gemisine canlı bağlanarak Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ/TAI) Genel Müdürü Temel Kotil, İGA Havalimanlarıİnşaatı Üst Yöneticisi (CEO) Yusuf Akçayoğlu ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Hızırreis Deniz'den çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Teknoloji takipçileri, endüstri uzmanları ve girişimcileri bir araya getirecek 3.Global SatShow’da, "yayın trendleri, çok ekranlı dönemin etkinleştirilmesi, 5G ve spektrum paylaşımı, akıllı yaşam, Iot ve M2M, yer efekt gelişmeleri, geleceğe ışınlanmak, uzay iş ekonomisi, smallsats, uzaydaki yenilik, HTS'yi etkinleştirme, hareketlilik eğilimleri, bağlı taşımacılık, yer gözlem ve uzaktan algılama, insan becerileri sermayesi, gelecek uzay nesilleri, fiyatlandırma eğilimleri, yeni pazarlar” konuları tartışılacak.

3.Global SatShow hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.globalsatshow.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Geleceğin Patronları Yarışmasının Kazananları Belli Oldu!

$
0
0

İstihdam ve katma değer yaratma potansiyeli olan projelerin hayata geçmesini sağlama hedefiyle gerçekleştirilen Geleceğin Patronları Yarışması bu yıl dördüncü kez düzenlendi. Türkiye’nin her yerinden, iş fikrine ilişkin somut adım atmış ve işini büyütmek isteyenlerin yarıştığı Geleceğin Patronları yarışmasında akıllı bina yönetiminden bebek arabası kiralama sitesine kadar birbirinden farklı iş fikirleri melek yatırımcılarla buluştu.

Ödül töreninin açılış konuşmasını yapan QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, bankanın en önemli değerlerinin liderlik ve yaratıcılık olduğunu hatırlatarak “Bununla beraber banka olarak küçük işletmeler ve girişimler ile ciddi bir bağımız var. Bu nedenle bu alanda sorumluluk üstlenmemiz gerektiğini düşündük ve Geleceğin Patronları’nı düzenledik. Dört yıldır düzenlediğimiz yarışmaya 2013 yılından bu yana 5 bin 800 proje başvurdu. 46 proje finale kaldı. 250 projenin sahibi girişimcilik konusunda eğitim desteği aldı. Girişimci ekosistemine önemli bir katkıda bulunduğumuza inanıyoruz” diye konuştu.

QNB Finansbank Bireysel ve KOBİ Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Erkin Aydın da“Değerli jürimiz ile beraber izleyiciler ve melek yatırımcılar olarak bugün bu sahnede 7 genç girişimci arkadaşımızı dinleme fırsatı bulduk. Onlar, 450 proje arasından ön plana çıkarak uzun ve meşakkatli bir yoldan geçerek buraya ulaşan 7 isimdi. Koç Üniversitesi ile yapılan işbirliğiyle girişimciler etkin bir eğitim sürecinden geçti ve projelerini güçlendirme olanağı buldu. Eğitimler, ödevler ve elemeler sonucunda birbirinden değerli 7finalistimiz bugüne ulaştı” dedi.

Yarışma Birincisine 50 Bin TL Sermaye Desteği

Girişimcilere finansman, güçlü deneyim ve bilgi desteği sunan Geleceğin Patronları yarışmasında Büyük Ödülün sahibi BEAD projesi ile Soner Hacıhalilolgu, Hayrettin Ertürk ve Cem Aybar oldu. Yarışmanın birincisi BEAD ekibine 50 bin TL’lik büyük ödül çekini jüri üyeleri tarafından sunuldu.

Projeler Melek Yatırımcılarla Buluştu

Ağustos ayından bu yana yoğun eğitimler ve elemeler sonrası 450 başvurudan 7 projenin finale kaldığı yarışmada,ön elemeden geçen 20 projenin sahibi Koç Üniversitesi Girişimcilik Merkezi (KWorks) tarafından verilecek olan “İş Modeli Eğitimi”ne katılmaya hak kazandı. Bu projeler arasında yapılacak elemeyi geçen ilk 10 girişimci yine Koç Üniversitesi tarafından eğitimlerin verildiği“Geleceğin Patronları Akademisi Eğitimi”ne ücretsiz katıldı. Ardından tekrar elemeye tabi tutulan 10 proje arasından seçilen 7 proje akademik bir destekle geçirilen ciddi bir dönemin ardından finalde yarıştı.

Ekosistemin önemli isimlerinden oluşan jüri ve melek yatırımcılar karşısında sunumlarla yarışan finalistler yarışma sonrasında EFSE DF Girişim Destekleme Programı’na dahil olarak altı ay boyunca destek almaya devam edecek. Ayrıca finalistler Koç Üniversitesi Girişimcilik Merkezi’nin (KWORKS) eğitim, laboratuvar olanakları ve network’üne ulaşma imkanından da yararlanacak. KWORKS takımından sınırsız rehberlik alan ve KWORKS iş ortakları tarafından sağlanan hizmetlere ücretsiz/indirimli erişim sağlayan finalistler KWORKS Demo Günü'ne de katılım hakkı elde etti. Bu organizasyonla potansiyel müşterilere ulaşmak, ortaklıklar geliştirmek ve başlangıç tanıtımını yapmak gibi fırsatlardan yararlanabiliyorlar.

Yarışmanın sponsoru TAV İşletme Hizmetleri, yarışma birincisine TAV Passport Kart hediye etti ve finalist girişimler TAV Lounge’larda tanıtım imkânı kazandı. eOfis de finalistlere destek paketi sundu.

Geleceğin Patronu / Finalistler

Girişim: Tiny Miny / Girişimciler : Umut Gürkan

Tiny Miny, bebekli ailelerin ihtiyaç duydukları, bebek arabası, bebek oto koltuğu, park yatak, mama sandalyesi gibi seyahat sırasında taşıması zor olan bebek ürünlerinin kiralanması hizmetini vermekte. Tıpkı araç kiralar gibi, tinyminy.com internet sitesi üzerinden kiralanabilen bebek ürünleri, inilen havalimanında teslim alınıp, seyahat süresince kullanıldıktan sonra dönüşte yine havalimanında iade edilmekte.

Girişim: Uservision / Girişimciler: Batukhan Taluy, Ege Avunç

Uservision, markaların ve ajansların niteliksel geri bildirim alabileceği en etkili platformdur. Firmaların hızlı ve doğru bir şekilde hedef kullanıcılara ulaşmasını ve onlardan uzaktan iç görü alınmasını sağlar. İnternet üzerindeki halka açık veriler kullanılarak doğru kullanıcılar bulunur, ve teknoloji sayesinde bağlamsal görüşmeler, uzak kullanıcı testleri ve uzak neuro/örtülü araştırmaların yapılması mümkün kılınır.

Girişim: Viravira / Girişimciler: Baran Yıldırım, Emre Küçüközkan, Aysin Şeker

Viravira, farklı kaynaklardan topladığı binlerce tekneyi son kullanıcıların ve tur operatörlerinin erişimine sunan Türkiye'nin ilk online tekne kiralama platformu. Viravira, tekne kiralamak isteyenlere, birçok seçenek arasından konum, zaman ve fiyat bakımından uygun olan tekneyi bulma ve bir kaç kolay adımda güvenli bir şekilde kiralama imkanı sunmakta. %100 online olan rezervasyon süreci, saatlik ve haftalık kiralama seçenekleri, kredi kartı ve havale ile online olarak ödeme ve taksit imkanları sayesinde Viravira, organize edilmesi zor ve pahalı bir zevk olarak bilinen tekne kiralamayı geniş kitlelerin erişimine sunmayı hedeflemekte.

Girişim: BEAD / Girişimciler: Soner Hacıhalilolgu - Hayrettin Erturk - Cem Aybar

Ticari binalarda her yıl 10 Milyar USD üzerinde enerji israf ediliyor. Bunun nedeni ticari binalarda ki otomasyon sistemleri sabit senaryo ve maksimum doluluk oranına göre çalışıyor. Ancak gerçek hayat başladığı zaman bu tahminlerin yüzde 40’ı gerçekleşmiyor. Yani boş binaları ısıtmaya, soğutmaya ve aydınlatmaya çalışıyor.

BEAD ticari binaların otomasyon sistemini insan davranışları, kullanım alışkanlıkları ve insan yoğunluk oranları ve alanlarına göre yöneten bir yapay zeka teknolojisi. BEAD ticari binaları insansız yönetilen zeki binalar haline getirmekte.

Girişim: Salesmot / Girişimciler : Serkan Erdoğmuş, Orhan Küçükerman, Ertuğrul Öztürk

Salesmot, firmaların satış süreç yönetimini kolaylaştıran oyunlaştırma temelli bir bulut yazılım. Satış ekiplerinin en büyük problemlerinden biri olan motivasyon eksikliğini oyunlaştırma teknikleriyle çözen Salesmot, firmaların cirosal hedeflerine daha kolay ulaşmalarını sağlamasının yanında satış ekiplerini modern prim ve ödül marketi ile ödüllendirmeyi amaçlamakta. Salesmot TV özelliği ile şeffaf ve interaktif bir rekabet ortamı oluşturan yazılım, bireysel yarışmaların yanı sıra bölge, takım ya da şube olarak da yarışmalar düzenlenebilmesine izin vermekte.

Girişim: Others / Girişimciler : Gizem Kaya, Samed Torun

Others, bireysel ve kurumsal geçici işlerini yaptırmak isteyenlerle, bu işleri yaparak ek gelir elde etmek isteyen yetenekli üniversite öğrencilerini bir araya getiren bir pazar yeri.

Girişim: Biryudumkitap / Girişimciler: Enes Çakır, Alparslan Demir

Biryudumkitap, insanların okuma ihtiyacını karşılamak üzere, her yıl internet üzerinden en az 1 kitap satın almış 8 milyon kişiyi hedefleyen, kitapları pasajlara bölerek ya da her gün yeni bir kitap pasajı paylaşarak, kısa süreli fakat düzenli okumalar yapmaya imkan vermesiyle farklılaşan, 216 bin aboneye sahip yenilikçi bir kitap okuma platformu.

Girişim: Mental Segment / Girişimciler: Can Yıldız, Kağan Karadoğan

QNB Finansbank Özel Ödülü

Mental Segment, Tolkido projesi ile otizmli çocukların kişiselleştirilebilir dil ve konuşma eğitimi almalarını sağlar. Aile ya da eğitmen tarafından hazırlanan görsel eğitim kartları, yine aile ya da öğretmen tarafından seslendirilerek çocuğa özel bir eğitim içeriği sağlanır. Peluş oyuncak, masa ya da ayna içine yerleştirilen sistem, görsel eğitim kartlarını seslendirir. Çocuğa özel eğitim, otizmli çocuğun iletişim becerilerinin arttırmasına yardımcı olmakla beraber kelime öğrenim hızını artırmakta.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Bakanlar Kurulu'nun Patent Kararı Teknokentlerde Endişeye Neden Oldu!

$
0
0

Teknoloji ve Ar-Ge açısından inovasyonun merkezi sayılan teknokentlerle ilgili yapılan son düzenleme soru işaretlerine neden oldu. Teknokentlerde faaliyet gösteren şirketlerin kazançlarına ilişkin istisnayı düzenleyen Bakanlar Kurulu kararının ‘patent’şartı getirmesi, sektörü hareketlendirdi. KPMG Türkiye Vergi Şirket Ortağı Emrah Akın, 19 Ekim 2017’de yürürlüğe giren kararı ve olası etkilerini değerlendirdi.

Uluslararası ticarette rekabet edebilmek için teknoloji ve Ar-Ge yoğun ürünlerin önemine değinen KPMG Türkiye Vergi Şirket Ortağı Emrah Akın, “Ülkemizde bu alanda yapılan çalışmaları desteklemek amacıyla sağlanan birçok teşvik ve destek olduğu söylenebilir. Bu teşvik veya desteklerin yeterli olup olmadığı tartışılırken teknokentlerde faaliyet gösteren şirketlerin elde ettikleri kazançlara ilişkin istisnayı düzenleyen Bakanlar Kurulu kararı bazı endişelere neden oldu” dedi.

Emrah Akın, yeni düzenlemeyi şöyle anlattı: “Yeni düzenleme ile bölgede faaliyette bulunan şirketlerin kazançlarının; gayri maddi hakların satışı, devri veya kiralanmasından elde edilmesi halinde, bu kazançların gelir veya kurumlar vergisinden istisna olabilmesi için hakların niteliğine göre patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer belgelere bağlanması gerekiyor.

Son 5 yılda gayri maddi hak satışından ortalama 30 milyon TL üzeri kazanç elde eden ve bağlı olduğu gruba ait şirketler dahil 200 milyon TL'yi aşan cirosu olan şirketler için patent kriteri yerine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan alınan proje bitirme belgesi istisna uygulaması için yeterli kabul ediliyordu. İstisna uygulamasıyla ilgili düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle teknokent kazanç istisnası uygulanamaz hale gelir mi sorusu öne çıktı.”

Patent 2-3 yılda alınıyor

Emrah Akın, gayri maddi hakların patent veya fonksiyonel olarak patente eşdeğer belgelere bağlanmasıyla ortaya çıkacak sorunları şöyle sıraladı:

“Türkiye'de patent alma süresi 2-3 yılı buluyor. Konu teknoloji olunca 2-3 yıllık süreç onlarca yıla isabet ediyor aslında. Bugün ürettiğiniz bir teknolojinin patentini aldığınızda o ürün eskimiş; yerine yeni bir teknoloji bile gelmiş olabilir. Durum böyle olunca da şirketlerin ortaya çıkardıkları gayri maddi hakların patentini almadan müşterilerine kullandırmaya başlaması gerekiyor.

Problem de tam bu noktada ortaya çıkıyor. Patent başvurusu ile kullanım haklarının devredilebilmesine rağmen istisnadan ancak patenti aldıktan sonra yararlanmak mümkün olabiliyor. Dolayısıyla şirketler geliri yazdıktan ancak 2-3 yıl sonra istisnadan yararlanabiliyor. Ödenen vergiyi iade almanın ortalama 1 yıl süreceği göz önünde tutulursa mükellefler açısından ciddi bir finansman yükünün ortaya çıkacağını söyleyebiliriz.”

Başvuru yeterli sayılsın

Emrah Akın teknokent yatırımlarını olumsuz etkileyebilecek bu kararın, patent kriterinde yapılacak bir düzeltme ile aşılabileceğini kaydetti. Akın, “Bu çerçevede kazanç istisnasının patent alınması yerine patent başvurusuna bağlanması ve patentin alınamadığı durumda kurumlar vergisi beyannamesinin düzeltilmesine izin verilmesi daha uygun olabilir. Ayrıca patente tabi iş sayısı ve patent alma sürelerin göz önüne alındığında gerek mevcut durumda gerekse istisnanın patent başvurusuna bağlandığı durumda onlarca düzeltme beyannamesi vermek gerekebileceği de göz önüne alınmalı” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye Listesine Giren Firmalar Açıklandı!

$
0
0

Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerine Avrupa ve dünyaya açılma fırsatı sunan Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye 2017 Programı’nın sonuçları, Almanya’nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı NRW.INVEST iş birliği ile Deloitte Values House’da düzenlenen ödül töreniyle açıklandı.

Türkiye’de on ikinci yılını tamamlayan programın bu yılki birincisi, 2013 yılında, Bilkent Cyberpark’ta kurulan ve son dört yılda %4564’lük büyüme kaydeden OPLOG oldu. Ödül töreninde Armut %2800’lük büyüme ile ikinci olurken, Teknofix %1635 büyüme ile üçüncülük koltuğunda yerini aldı.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinin yarıştığı programda P.I. Works, NRW.INVEST Teknoloji Özel Ödülü’nün sahibi olurken;“Büyükler Ligi” olarak anılan ve 2016 mali yılı süresince gelirleri 50 milyon Euro ve üzeri olan teknoloji şirketlerinin, son dört yıldaki büyüme hızlarına göre kendi aralarında değerlendirildiği ‘Big Stars’ kategorisinde ise; Aselsan, Innova ve Intertech ipi göğüsledi. Innova ayrıca, programın başladığı 2006 yılından bu yana Fast 50 listesine girebilme başarısı gösteren tek şirket olma özelliği taşıyor.

Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye Programı’nda ilk 10’a giren şirketler

SıraKurum AdıBüyümeFaaliyet Alanı
1.Oplog4564%Yazılım
2.Armut2800%İletişim
3.Teknofix1635%Yazılım
4.Hype1433%Medya
5.ARD GRUP1191%Yazılım
6.PeakUp1176%Yazılım
7.Insider1068%Yazılım
8.oBilet1041%Yazılım
9.Triomobil868%Yazılım
10RK Soft (MapCodeX)763%Yazılım

Deloitte Teknoloji Fast 50 Türkiye Programı’nda listeye şirketlerin tamamına buradan ulabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BEDAŞ Sanayi Bakanlığı'ndan ‘Ar-Ge Merkezi’ Onayı Aldı!

$
0
0

Elektrik dağıtım hizmetinde sektörün liderlerinden biri olan BEDAŞ, yaptığı yatırımlarla adeta teknoloji şirketine dönüşürken Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan‘Ar-Ge Merkezi’ olmak üzere onay aldı. BEDAŞ, bünyesinde bulunan 18 kişilik ekiple yaklaşık 30 milyon TL’lik 17 Ar-Ge projesini yürütüyor.

İstanbul Avrupa Yakası’nda elektrik dağıtım hizmeti veren Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), araştırma ve geliştirme alanına yaptığı yatırımların meyvesini alıyor. İstanbul Taksim’de 18 kişilik personeli ile yürüttüğü 17 Ar-Ge projesinden 7’sini hayata geçiren BEDAŞ’ın Ar-Ge Merkezi olma başvurusuna Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan onay geldi. BEDAŞ’ın Ar-Ge Merkezi, sektöründe 2’nci, Türkiye’nin ise 679’uncu merkezi unvanına sahip oldu.

2013 yılındaki özelleştirme sürecinin ardından 2014’te bünyesinde Ar-Ge birimi oluşturan ve ilk adımı Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yer alan Teknopark’ta atan BEDAŞ, Haziran 2017’de söz konusu birimi İstanbul Taksim’deki binasına taşıdı. 7’si tamamlanmış toplam 17 Ar-Ge projesi bulunan BEDAŞ, Temmuz 2017’de de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na Ar-Ge Merkezi olma başvurusunda bulundu. Bakanlık tarafından 1 Kasım 2017 tarihi itibarıyla başvuruya olumlu yanıt verildi.

‘Ar-Ge’nin Öneminin Farkındayız’

Daha önce ‘akıllı mühür’ olarak ifade edilen, elektrik sayaçlarında kaçağın önüne geçen projenin yürütülmesinde bizzat yer alan, her zaman araştırma geliştirme çalışmalarına verdiği önemin altını çizen BEDAŞ Genel Müdürü Murat Yiğit, “Elektrik dağıtım sektörü giderek teknoloji sektörüne, bizler de teknoloji şirketlerine dönüşüyoruz. Akıllı şehirlere giden yolda, bizler de akıllı şebeke altyapılarını oluşturuyoruz. Bu nedenle Ar-Ge’nin öneminin, bu alanda yapılan çalışmalarının çok değerli olduğunun farkındayız. Sanayi Bakanlığı’nın başvurumuzu kabul etmesi ile birlikte bu yolda attığımız adımları çok daha hızlandıracağız” diye konuştu.

17 Projeye, 30 Milyon TL

BEDAŞ Ar-Ge Merkezi’nin öncelikle şebekede karşılaşılan sorunları minimize edecek, enerji arzını, kalite ve verimini yükseltecek projelere imza atacağını dile getiren Yiğit sözlerine şöyle devam etti: “Bunun yanı sıra özellikle akıllı şebeke uygulamaları başta olmak üzere Avrupa ve diğer dünya ülkelerindeki gelişmeleri ve sektörü yakından takip ederek gelecekte karşılaşılması öngörülen zorluklara hazırlanılması için EPDK, TÜBİTAK ve dünyanın en büyük sivil araştırma programı olma özelliğine sahip Horizon 2020 proje desteklerini alarak yeni projeler geliştirmekteyiz. Tamamlanan ve devam etmekte olan toplam 17 Ar-Ge projemizin değeri 30 milyon TL’yi buluyor. Ar-Ge Merkezi onayından sonra proje sayısı ve buraya ayırdığımız kaynak daha da artacak.”

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Bülent Tüfenkci Açıkladı: Sınır Ticaret Merkezleri Oluşturulacak!

$
0
0

Çeşitli ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Hakkari'ye giden Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Ticaret ve Sanayi Odası'nda iş adamlarıyla bir araya geldi. 

Tüfenkci, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 15 yıldır her alanda büyüdüğünü, büyümeye devam ettiğini, ekonomik, sosyal ve hukuksal alanda çok önemli reformların gerçekleştirildiğini, ekonominin istikrara kavuştuğunu, sosyal dengelerin ve refah seviyesinin gözle görülür şekilde iyileştiğini söyledi.

Türkiye'nin 15 yılda marka değeri olan bir ülke konumuna eriştiğini vurgulayan Tüfenkci, "Marka değerimizi yükseltebilmek adına daha fazla üretecek, daha fazla istihdam sağlayacak, daha fazla ihraç edeceğiz. Baktığımız zaman 2017 yılı içinde Cumhurbaşkanımızın da seferberliğiyle Türkiye'de 2 milyon 198 bin insanımıza yeni iş bulduk. Ama bu yeterli değil. Daha fazla istihdam sağlamamız lazım. Bunun için de daha fazla insana iş ve aş bulmamız lazım." ifadesini kullandı. 

"Sınır Ticaret Merkezleri Oluşturulacak"

Tüfenkci, Hakkari'nin kendileri için çok önemli olduğunu, kentin istihdam problemlerini ve bunu gidermek için yatırımların önemini bildiklerini ifade ederek, Cazibe Merkezleri Programı kapsamında Hakkari'ye başvuran yatırımcılar arasında kente katkı ve istihdam sağlayacak yatırımların belirlendiğini anımsattı. Program kapsamındaki 23 il için projelerin belirlendiğini ve son onaydan çıktıktan sonra hayata geçireceklerini anlatan Tüfenkci, yeniden bölgelerin bir kalkınma ve sanayileşme hamlesine girmesini istediklerini vurguladı.

Hakkari gibi sınır illerinde yaşayan insanlar için sanayi kadar sınır ticaretinin de önemli olduğunu vurgulayan Tüfenkci, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sınır ticaretini tabana yaymamız lazım. İnşallah Başbakanımızın da talimatıyla bu bölgelerde sınır ticaret merkezleri oluşturmak için kolları sıvadık. Son aşamaya geldik. Önümüzdeki çok kısa zaman içinde onu da kamuoyuyla paylaşacağız ve burada sınır ticaretini biraz daha kolaylaştırarak esnafımıza yaymış olacağız. Biz ticaretin ve gelir bölüşümünün adil olarak tabana yayılmasını savunduk ve savunmaya devam edeceğiz. Onun için projeler üretiyoruz, sınır ticaretinin kente yayılmasını istiyoruz."

"Herkesin Yapabileceği Bir Alan Haline Getirmek İstiyoruz"

Sınır ticaretinde yeni bir model üzerinde çalıştıklarını, 3 kalemin yasak ama diğerlerinin serbest olduğu, üçüncü ülkeden gelen menşeli malların da alınıp satılacağı bir sistemi hayata geçirmek istediklerini aktaran Tüfenkci, "İnsanlarımızın kaçakçılık yaparak hem kaçakçı durumuna düşmemesini, orada canlarını kaybetmemelerini ya da çeşitli terör örgütlerine haraç vermemelerini istiyoruz. Bunu belli bir yasal statüde kayıt altında herkesin yapabileceği bir alan haline getirmek istiyoruz." dedi. 

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Ar-Ge ve Tasarım Merkezi Sayımız 800‘e Ulaştı!

$
0
0

Ar-Ge, yenilik, inovasyon gibi kavramların her geçen gün daha fazla geçerlilik kazandığına işaret eden Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, etkin Ar-Ge ve tasarım teşvikleriyle sanayisi desteklenen ülkelerin dünya rekabet sıralamasında en üst seviyelerde yer aldığını söyledi. 

Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında sağlanan teşvik ve muafiyetlerin, Türkiye'de özel sektörün Ar-Ge ve tasarım altyapısının oluşması bakımından çok büyük önemi bulunduğunu dile getiren Özlü, "Türkiye'de son yıllarda, kamu ve diğer çeşitli kaynaklar yoluyla Ar-Ge, yenilik projelerinin ve inovatif fikirlerin desteklenmesine yönelik ciddi anlamda harcama yapıldı." diye konuştu.

 "109 tasarım, 691 Ar-Ge merkezi hizmette"

Özlü, kanun kapsamında Türkiye'de Ar-Ge ve tasarım altyapısı oluşturulduğunun altını çizerek, çok sayıda Ar-Ge ve tasarım personeli çalıştıran, ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasındaki Ar-Ge ve tasarım payına katkıda bulunan büyük işletmelerin çalışmalarını daha da geliştirmelerine ve kendi teknolojilerini üretmelerine imkan sağlanması gerektiğini vurguladı.

Söz konusu kanun çerçevesinde faaliyet gösteren Ar-Ge ve tasarım merkezi sayısının bugün itibarıyla 800'e ulaştığını anlatan Özlü, "14 ilde, 22 sektörde toplam 109 tasarım merkezi, 38 ilde, 38 sektörde toplam 691 Ar-Ge merkezi bulunuyor." ifadesini kullandı.

Özlü, Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde yaklaşık 44 bin Ar-Ge ve tasarım personelinin istihdam edildiğini belirterek, 26 bine yakın projenin tamamlandığını veya çalışmalarına devam edildiğini, yaklaşık 10 bin tescilli patent ve patent başvurusu bulunduğunu kaydetti.

Sanayi Bakanlığı kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Binali Yıldırım'dan CEO'lara Mesaj: Türkiye'ye Yatırıma Devam!

$
0
0

New York’ta trilyon dolarlık küresel şirketlerin CEO’larıyla bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım, yatırımcılara‘güven’ mesajı verdi. Yıldırım’ın toplantıda küresel şirketlerin yöneticilerine yatırım çağrısı yaptığı öğrenildi.

ABD'deki temaslarını sürdüren Başbakan Binali Yıldırım, New York'ta ülkenin önde gelen finans ve iş dünyası temsilcileriyle görüştü. Yıldırım, aralarında Pepsico, UPS, Raytheon, Coca Cola, GE Aviation, Credit Suisse, Accenture, Motorola, Amazon, Citi Group, Deutsche Bank ve IBM gibi şirketlerin CEO'larının bulunduğu gruba Türkiye ekonomisini anlattı.

Yıldırım, CEO'lara "Türkiye'ye yatırıma devam" mesajı verdi. New York'ta Lotte New York Palace Otel'de gerçekleşen görüşmede Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Volkan Bozkır ve Mustafa Şentop, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu, Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç ve New York Başkonsolosu Ertan Yalçın, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut da hazır bulundu.

ABD'li CEO'lardan Türkiye'deki mevcut yatırımlarını artırmalarını isteyen Yıldırım, işadamlarının karşılaştığı sorunların çözümüne yardımcı olduklarını anlattı.

Sabah kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


İTÜ Çekirdek Girişimleri 6 Yılda 415 Milyon TL’lik Değerlemeye Ulaştı

$
0
0

En iyi üniversite kuluçka merkezleri arasında dünyada 18. ve Avrupa’da 8. sırada olan İTÜ Çekirdek, Türkiye’de teknoloji tabanlı girişimciliğin önemli ölçüde yaygınlaşmasını sağlarken, ülke ekonomisine de katkı sağlıyor.

Türkiye’nin dört bir yanından girişimcilere hayallerini girişime dönüştürmek için gerekli sermaye kaynağına erişme fırsatı sunanİTÜ Çekirdek, kurulduğu 2012 yılından beri birbirinden iddialı 24.832 girişim başvurusu aldı ve yapılan değerlendirmeler sonucunda toplam 1.150 girişime ve 3.450 girişimciye destek verdi.

İTÜ Çekirdek’in sunduğu fırsatlar sayesinde toplam 35 milyon TL değerinde yatırım alan girişimlerin toplam cirosu 55 milyon TL, toplam değerlemesi ise 415 milyon TL oldu. Sadece 6 yılda 175 girişimin aldığı desteklerle başarılı olmasını ve şirketleşmesini sağlayan İTÜ Çekirdek, 500’den fazla istihdam yarattı.

Başvuranların Yaş Ortalaması 29,49

İş fikirlerine sunduğu desteklerle ülke ekonomisine katkı sağlayanİTÜ Çekirdek’e başvuranların yaş ortalaması 29,49, başvuran kadın girişimci oranı ise yüzde 18. Bu veriler özellikle gençlerin yeni iş fikirlerini hayata geçirmek için adım attığı sonucunu ortaya çıkarırken, başvuran 5 kişiden 1’inin kadın olduğu sonucunu da gözler önüne seriyor.

6. Yılında Big Bang Startup Challenge 5 milyon TL’yi Aşan Yatırım ve Hibe İmkânı Sunuyor

Bu yıl 6.sı gerçekleşen Big Bang Startup Challenge’da 5 milyon TL’yi aşan yatırım ve hibe imkânından pay almak için yarışan girişimler, 23 Kasım’da Uniq İstanbul’da “etki” temasıyla gerçekleşecek final etkinliğinde sahneye çıkacak. Final etkinliğinde geleceğin teknolojilerine şahit olmak ve girişimcilerin final heyecanını paylaşmak isteyen herkes, bigbang.itucekirdek.com adresinden kayıt olarak etkinliğe katılabilecek.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’nin Teknoloji Firmaları Küreselleşme Yönünde İlerliyor!

$
0
0

Innogate Uluslararası Girişim Hızlandırma Programı’na katılan Türkiye’nin teknoloji firmaları ABD’de potansiyel müşteri, yatırımcı ve iş ortaklarıyla bir araya gelmeye devam ediyor. İnnogate firmalarından HangaarLab, Google ile "Google Glass Enterprise Partneri" sürecine başlamak üzere el sıkışarak, kısa sürede önemli bir başarıya imza attı.

İTÜ ARI Teknokent’in liderliğinde,İstanbul Kalkınma Ajansı’nın verdiği destekle gerçekleştirilen ve ulusal firmaların global bir markaya dönüşme sürecinde karşılaştıkları zorluklara çözüm sunmayı amaçlayan Innogate Uluslararası Girişim Hızlandırma Programı’na katılan firmalar, San Francisco’da ilk haftalarını geride bıraktılar.

Innogate firmalarından; sağlık sektörüne sunduğu yenilikçi çözümüyle Vivoo, firmaların iş sürekliliklerini arttıracak çalışmalar yürüten Monistream, artırılmış gerçeklik teknolojisini kullanarak akıllı iş gücü elde etme yönünde çalışmalar yapan HangaarLab ve dünyanın ilk kupon reklam networkünü geliştiren Wordego daha ilk haftadan potansiyel müşteri ve yatırımcıların ilgisini çekmeyi başardı.

Küresel Marka Olma Yolunda Adımlar Atılıyor

Innogate programı kapsamında potansiyel müşteri ve yatırımcılarla bir araya gelen firmalardan Vivoo, Monistream ve HangaarLab, San Francisco’da bulundukları ilk haftada potansiyel müşterileriyle el sıkışarak, ürünlerini ABD pazarında deneyimleme fırsatı elde ettiler.

HangaarLab ayrıca Google ile gerçekleştirdiği toplantı sonucunda "Google Glass Enterprise Partneri" sürecine başlamak üzere el sıkıştı. Dünyada şu ana kadar 5 adet olan Google Glass Partnerleri sayısı HangaarLab ile 6'ya çıkacak.

Bir diğer Innogate firması Wordego ise, global büyüme çalışmalarına hız vermek amacıyla, StartEngine platformu üzerinden kitle fonlama yoluyla halka arzı başladı. Firma şimdiden yedi yatırımcıya ulaştı.

Innogate Yeni Dönem Başvuruları Devam Ediyor

Bugüne kadar toplam 40 firmanın ticari faaliyetlerini ABD’ye taşımasına olanak sağlayan ve Türkiye’nin teknoloji ihracatını yükselten Innogate Programı’nın yeni dönem başvuruları devam ediyor.

Programa katılmak ve ABD pazarındaki potansiyelini görmek isteyen firmaların 8 Aralık 2017 tarihine kadar www.innogate.org adresinden programa başvurmaları bekleniyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’nin Yükselen Liderleri Araştırması Açıklandı!

$
0
0

Türkiye’nin en büyük KOBİ yapılanmasına sahip sivil toplum kuruluşu olan Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Londra Borsası işbirliğiyle “Türkiye’nin Yükselen Liderleri” araştırmasını gerçekleştirdi. 

Londra Borsası’nın yenilikçi küçük ve orta ölçekli firmalara destek vermek amacıyla yürüttüğü ELITE programı kapsamında yapılan araştırma; İngiltere, AB Ülkeleri ve Afrika’nın ardından Türkiye’de de yapıldı. Araştırma kapsamında son 3 yılda sürekli yüksek büyüme gösteren ilk 100 şirketten oluşan “Türkiye’nin İlham Veren Şirketleri” ile 69 şirketten oluşan“Türkiye’nin İlham Veren Bilişim Şirketleri” de belirlendi.

Kamuya açık verilere dayalı olarak yapılan sıralamada, kapsayıcılık açısından mümkün olan en geniş dağılıma ulaşılması amacıyla,

  • İstanbul Sanayi Odası (İSO) I,
  • II. 500, Fortune 500 Türkiye (2013 ve 2016),
  • BT Haber Bilişim 500 (2013 ve 2016) 

listeleri kullanıldı.

Türkiye’nin Yükselen Liderleri araştırmasında, finansal büyüklük ve büyüme hızı açısından diğer sektörlerden farklılık gösterdiği için bilişim şirketleri için ayrı bir sıralama yapıldı. “Türkiye’nin İlham Veren Bilişim Şirketleri” listesinde bilişim sektöründe faaliyet gösteren ve sürekli büyüyen 69 bilişim firması yer aldı. Cirosu 1 milyar TL’nin altında olan şirketler arasından, net satışları üç dönem yıllık bileşik büyüme oranına göre belirlenen Türkiye’nin Yükselen Liderleri, büyümeden istihdama sektör ve ülke ortalamalarının üstünde artış kaydetmeleriyle öne çıkıyor.

“Türkiye’nin Yükselen Liderleri” araştırmasının detayları 18 Kasım’da Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılacağı TÜRKONFED 21. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde açıklanacak.

Tarkan Kadooğlu: “Yükselen Şirketlerin Sürdürebilirliği Rekabette Öne Geçiriyor”

Günümüzde ülkelerin rekabetçiliğinin kentlerin rekabetçiliğinden geçtiğini ve bu rekabetçiliği belli başlı sektörler ile şirketlerin sürüklediğini ifade eden TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu;“Bu rekabetçilik gücünde umut ve gelecek vaat eden şirketlerin sürdürülebilirliği küresel anlamda fark yaratıyor. Ülkemiz ekonomisine niteliksel katkı sağlayan, bir dönem belki KOBİ olan ve büyümesini sürdüren Türkiye’nin Yükselen Liderleri de bu anlamda ciddi bir potansiyel barındırıyor. Türkiye’nin Yükselen Liderleri araştırması, sektörlerinde lider özelliği gösteren 100 şirketin gelecekte bu potansiyellerini sürdürdükleri takdirde ülke ekonomisi için nasıl bir değer yaratma potansiyele sahip olacaklarının fotoğrafını çekiyor. Bu şirketler büyürken karlarını artırdıkları gibi ülkemizin en önemli sorunu olan işsizliğe de çare olacak şekilde istihdam artışı yaratıyor” dedi.

“Türkiye'nin Ekonomik Büyüme Rakamlarında KOBİ Odaklı Politikaların Etkisi Büyük”

Geleceğin büyük oyuncusu olmak için markalaşma başta olmak üzere kurumsallaşma ve kurumsal yönetim anlayışının sadece araştırmada yer alan şirketlerin büyümesi için değil, sürdürülebilir kalkınma ve ülke refahı için de önemli olduğunu belirten Kadooğlu, şöyle devam etti: “Türkiye’nin ilk iki çeyrek ekonomik büyüme rakamlarının yüzde 5’lerin üstünde gelmesinde KOBİ odaklı politikaların ne kadar etkili olduğu görüldü. Türkiye’nin Yükselen Liderleri araştırmamızdaki şirketlere yönelik vergi, teşvik, mevzuat kolaylığı gibi özel politikaların ortaya konması, bu noktada yapısal ve ekonomik dönüşüme katkı sağlanması gerekliliği ekonomimiz açısından da önemli görünüyor. KOBİ odaklı politikaların büyümede yarattığı katkıdan çok, daha nitelikli ve katma değeri yüksek üretimle bu şirketlerin gelecekte daha fazlasını yapacak potansiyellerinin geliştirilmesinde hepimize önemli sorumluluklar düşüyor.”

Luca Peyrano: “Elite Program Türkiye'nin KOBİ’leri İçin Fırsatlar Yaratıyor”

Sürekli büyüyen uluslararası ELITE topluluğunun 1000'den fazla şirket, danışman ve yatırımcıdan oluştuğunu belirten Londra Borsası ELITE Program CEO’su Luca Peyrano, “ELITE olarak ekonomik başarının anahtarının yenilikçi, dinamik ve hızlı büyüyen şirketlerde olduğuna inanıyoruz. Büyümeyi sağlayan bu şirketler faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki inovasyon ve ekonomik kalkınmaya da önemli katkıda bulunuyor. ELITE, Türkiye’deki KOBİ sektörünü zenginleştirmeyi, ülkenin KOBİ'leri için mücadele etmeyi ve onları yurt dışına açılma planlarında desteklemeyi taahhüt ediyor. ELITE daha fazlasını başarma hırsına sahip özel şirketlerin bir sonraki büyüme aşamasına hazırlanmasına ve bunun için yapılandırılmasına yardımcı olur. Bu şirketlerin liderlerini işletme eğitimi kaynaklarıyla tanıştırır ve onları benzer yaklaşımdaki girişimcilerle, önde gelen danışmanlarla ve yatırımcılarla buluşturur. TÜRKONFED ve ELITE, Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan işletmelerin büyümesine yardımcı olmak amacıyla işbirliği yapmaktadır. ELITE, finansman ve bilgiye erişim karşısındaki engelleri kaldırmaya yardımcı olarak Türkiye'nin KOBİ'lerinin inovasyon yapmasını, sürdürülebilir büyümeyi yönlendirmesini ve hepimiz için fırsatlar yaratmasını sağlamaktadır” diye konuştu.

Burak Koçer: “Yükselen Liderler Üç Yıllık Dönemde Kendi Sektörlerinin İki Katı Üzerinde Büyüdü”

Türkiye’nin Yükselen Liderleri araştırması yazarı Burak Koçer ise şunları söyledi: “Finansal ölçek olarak KOBİ kategorisinin ötesine geçen bu şirketlerin piyasaya yeni bir yön verme eğilimleri, yerleşmiş bir modelle mevcut ekonomik sistemin devamını sağlayan dev şirketlerden daha yüksek. Bu nitelikleriyle özellikle de belirsizlik algısının yüksek olduğu dönemlerde, yeni atılımlarla ekonomiye canlılık kazandırıyorlar. Üstelik katkıları sadece kendi başarılarıyla da sınırlı değil. Birkaç adım ötesinde oldukları KOBİ’ler için de yol gösterici birer rol modeli teşkil ediyorlar. Türkiye’nin Yükselen Liderleri toplam 65 patent ve 3 bin 776 tescilli markayı elinde bulunduruyor. Yükselen Liderler AB araştırmasına göre ise AB ülkelerindeki 1000 şirket için bu oran toplam 4 bin 884 patent ve 2 bin 877 tescilli markaya ulaşıyor. Bu karşılaştırma, fikri mülkiyet haklarında, Türk ekonomisindeki yapısal dönüşüm ihtiyacını destekleyen bir tablo ortaya koyuyor.”

Şirketlerin Ortak Özellikleri

Türkiye’nin Yükselen Liderleri araştırmasına dâhil olan şirketlerin ortak özellikleri ortalamaların üzerinde büyüme ve istihdam artışı yaratmaları.

Sektör Ortalamalarının Üzerinde Büyüdüler: 

  • İlk 100 şirketin 2013 ve 2016 yılları arasındaki yıllık bileşik büyüme hızı yüzde 25 oranında gerçekleşirken belli sektörlerdeki işletmeler kendi sektörlerinin en az 2 kat üzerinde bir büyüme hızı ortaya koydu.
  • Akaryakıt dağıtımı, bilişim, ana metal, orman ürünleri, kauçuk ve plastik, hazır giyim ve gıda sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler sektör ortalamasına göre büyüme hızı sıralamasında başı çekti.
  • Bilişim sektöründe yer alan 69 şirketin ise aynı dönemde yıllık bileşik büyüme hızı yüzde 45’e ulaşarak sektörün yaklaşık 4 kat üzerine çıktı.

Türkiye Ortalamasının 4 Kat Üzerinde İstihdam Sağladılar:

  • 2013 ve 2016 yılları arasında Türkiye’de istihdam artışının yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 3,41 olarak gerçekleşirken, aynı oran araştırmada yer alan şirketler için yüzde 13’e ulaştı.
  • Bu veriler araştırmada yer alan şirketlerin üç yıllık yeni iş imkânı yaratma performansının Türkiye genelindeki istihdam artışından yaklaşık 4 kat daha hızlı olduğunu ortaya koydu.
  • Söz konusu şirketler 2016 yılında ise istihdamlarını bir önceki yıla göre toplamda %7,4 oranında artırırken aynı oran Türkiye genelinde yüzde 2,9 olarak gerçekleşti.

Stratejik Önceliklerde Yeni Tesis Yatırımı İlk Sırada Yer Alıyor:

  • Şirketlerin yüzde 52’si gelecek 3 yıl içinde yurt içinde yeni tesis yatırımı yapmayı, yüzde 49’u mevcut tesislerinde kapasiteyi artırmayı, yüzde 41’i mevcut tesislerini modernize etmeyi, yüzde 28’i ise yurt dışında yeni tesis yatırımı yapmayı planlıyor.

Kurumsal Yönetim Hayati Bir Rol Oynayacak:

  • Çoğunluk hisseleri birinci kuşak kontrolünde olan şirketlerin oranı yüzde 73 iken, şirket kurucusunun yaş ortalaması ise 62 olarak belirlendi.
  • Şirketlerin yüzde 29’u önümüzdeki 3 yıl içinde icra yetkisini sonraki kuşağa, yüzde 29’u profesyonel yöneticiye devretmeyi planladıklarını belirtirken; yüzde 27’si ise yabancı yatırımcı ile ortaklık planlarının bulunduğunu ifade etti.
  • Öte yandan, şirketlerin neredeyse dörtte birinde önümüzdeki birkaç yıl içinde hisselerin bir sonraki kuşağa devrinin gündeme gelecek olması, büyüme performansının sürdürülebilirliğinde kurumsal yönetimin ne kadar hayati bir rol oynayacağını ortaya koymaktadır.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Robotlarla Üretim, Robotların Hukukunu Beraberinde Getiriyor!

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye'nin 4. Sanayi Devrimi'ni ıskalamaması için kurulan "Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu"nun çalışmalarını değerlendirdi.

Bakan Özlü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 4. Sanayi Devrimi'ni ıskalamaması için kurulan "Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu"nun çalışmalarını değerlendirdi.

Bakanlık koordinatörlüğündeki platformda; Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD), Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) ile Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) gibi kuruluşların bulunduğuna işaret eden Özlü, ilk toplantıdan sonra görev dağılımı yapıldığını söyledi.

Özlü, görev paylaşımı kapsamına giren şirketlerin temmuzda ilk raporlarını sunduğunu ve şu an onların konsolide edildiğini vurgulayarak, konsolidasyonun ardından Türkiye'nin 4. Sanayi Devrimi yol haritasının çizileceğini anlattı.

"Sanayi 4.0 Yerine Akıllı Toplum 5.0"

Teknolojinin toplumları dönüştürdüğüne dikkati çeken Özlü, 4. Sanayi Devrimi'ne sadece endüstri devrimi olarak bakmadıklarını, toplumsal değişime ve sosyolojik dönüşüme etkilerini de dikkate aldıklarını bildirdi. Bu sebeple söz konusu devrime "Sanayi 4.0" yerine daha kapsayıcı şekilde "Akıllı Toplum 5.0" demek istediklerini dile getiren Özlü, "Çünkü Sanayi 4.0 sadece endüstrideki dönüşümü ifade eden bir kavram. Akıllı Toplum 5.0 ise endüstrideki dönüşümün, toplumsal dönüşüme etkisini de dikkate alan bir yaklaşım." diye konuştu.

Özlü, toplumların yıllar boyunca sırasıyla av, tarım, sanayi ve bilgiyle geçimini sağladığını anımsatarak, beşinci topluma gelindiğinde her şeye akıl katılarak birbiriyle konuşan makinelerin, insansız otonom giden otomobillerin olduğu bir düzenden bahsedildiğini anlattı. Bu çerçevede ilk aşamada sanayide dönüşüm sağlanacağının altını çizen Özlü, karanlık fabrikalar, sıfır stok kişiselleştirilmiş üretim ve nesnelerin interneti gibi kavramların günlük hayatı da etkileyeceğini belirtti.

Mesleklerin Yüzde 50'si Gelecek 20-25 Yılda Kaybolacak

Dönüşüm kapsamında yapılacaklar için her alanda çalışacak özel gruplar oluşturduklarına değinen Özlü, şöyle devam etti: "Endüstriyel devrimin ve akıllı topluma geçişin bütçesiyle istihdama ve hukuk sistemine etkisi olacak. Örneğin robotlarla üretim yaptığımız zaman, robotların hukuku devreye giriyor. Bir robot iş yaparken kazaya sebep olduğunda sorumlu kimdir; robotu mu, yazılımını yapanı mı, tasarlayanı mı, sahibini mi, yoksa onu satın alanı mı sorumlu tutacağız? Bütün bunları formüle edip sunmamız lazım. Bu kapsamda bizim dışımızda çalışma yapılması gereken alanları da belirliyoruz, onları Adalet Bakanlığına göndererek çalışmalarını söyleyeceğiz."

Özlü, söz konusu dönüşümün istihdama da etkisinin olacağına dikkati çekerek, "Robotlarla üretim devreye girdiğinde insan gücüne ihtiyaç kalmayacak. Dönüşümle vasat ve tekrarlanabilen bütün işler robotlar tarafından yapılacak. En alttaki ve en üstteki kesim ayakta kalacak. Şu anda bilinen mesleklerin yaklaşık yüzde 50'sinin gelecek 20-25 yılda kaybolacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla Sanayi Devrimi'nin ilk aşamada yıkıcı etkisinden söz edebiliriz ancak sonrasında sistemin yeniden oluşması ve verimliliğin artmasıyla baştaki yıkıcı etki bir süre sonra yapıcı etkiye dönüşecek. Dönüşümle yeniden şekillenecek istihdam yapısı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız da çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"4. Sanayi Devrimi, Türkiye İçin Zorunluluk"

Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu'nun endüstri devrimi kapsamında dünyada yapılanları takip ederken bir taraftan da dönüşümün istihdama etkisine çözüm üreteceğine ve Türkiye'nin alacağı tedbirleri belirleyeceğine işaret eden Özlü, bu konuda öncü olan Almanya, ileri imalat yöntemleriyle dikkati çeken ABD ve Uzakdoğu'da uygulanan modelleri incelediklerini bildirdi. Platformun 6 ana alanda taslak raporlar hazırladığını belirten Özlü, raporların derleneceğini, ardından çalıştay düzenleyeceklerini ve bu çerçeve hazırlayacakları yol haritasını kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.

Özlü, 4. Sanayi Devrimi'nin Türkiye için lüks değil bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Biz asla bu sürecin dışında kalamayız. Sürecin dışında kalırsak ne olur? Bütün dünya 4. Sanayi Devrimi'nde kullanacakları elektronik sistem ve teçhizatları üretir, biz de bunları satın almak durumunda kalırız yani tüketici konumuna düşeriz. Şu anda aramızda 2-3 yıllık mesafe var. Sanayi 4.0 planlamasını ve uygulamasını gerçekleştirmek için tedbir almazsak yarın çok geç olur. Dolayısıyla 4. Sanayi Devrimi çalışmalarında hızlanma hatta gaza basma zamanı."

Sabah kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Fikirleriyle Çemberin Dışına Çıkanlar "Global Girişimcilik Haftası"nda!

$
0
0

Her yıl Kasım ayında 170 ülkede aynı anda kutlanan ve girişimcilik adına dünyadaki en büyük seferberlik kampanyası olan Global Girişimcilik Haftası (GGH), bu sene 13 - 19 Kasım tarihleri arasında Türkiye’de dokuzuncu defa gerçekleşiyor.

Yerel, ulusal ve küresel etkinliklerle girişimcilik ekosistemini bir araya getiren ve gençleri yenilikçilik potansiyellerini keşfetmeye ve girişimciliği kariyer seçeneği olarak değerlendirmeye teşvik eden Global Girişimcilik Haftasının (GGH) genel koordinasyonunu bu yıl da Endeavor Türkiye ve Habitat Derneği üstleniyor. 2016 yılında düzenlenen GGH Türkiye kampanyasında 300’e yakın paydaş desteğiyle 70 ilde 500 etkinlik düzenlenmiş, bu etkinliklerle 200 Bin’e yakın kişiye ulaşılmıştı.

Hafta boyunca, küresel ölçekte başarılarını kanıtlamış girişimciler, Türkiye’nin önde gelen iş insanları, fikir önderleri, profesyonel yöneticiler ve uzmanlar gönüllü olarak gençlerle buluşacak. Haftanın öne çıkan en büyük etkinliği G3 Forum bu sene 14 Kasım 2017, Salı günü Lütfi Kırdar’da gerçekleşecek. TOBB ve Habitat Derneği önderliğinde düzenlenen Ali Sabancı, Gülden Yılmaz ve Didem Altop gibi ekosistemin öne çıkan isimleri ile ve Cem Yılmaz ve Mustafa Sandal gibi destekçilerin yer alacağı G3 Forum’da 15-30 yaş arasındaki gençlerde girişimcilik bilincini oluşturup potansiyellerini ortaya çıkarmak için bilgi ve birikimlerini paylaşıyor olacaklar.

Gençlere girişimciliği bir kariyer seçeneği olarak sunmak amacıyla yola çıkan GGH, seneler içerisinde ekosistem içindeki dayanışmanın gelişmesine ön ayak oldu. Yerel ve uluslararası ekosistemde yer alan önde gelen STK, üniversite, girişimci, yatırımcı, öğrenci, yerel yönetimler, devlet kurumları, özel sektör temsilcileri ve medya grupları GGH vesilesiyle bir araya gelerek Türkiye’nin girişimci gücünü ortaya çıkaran ortak bir seferberliğe sahip çıkıyor. GGH 2017 Türkiye kampanyasında, bu kurumlar arası gerçekleşen işbirliği ile 300′den fazla paydaş ile Global Girişimcilik Haftası boyunca tüm Türkiye genelinde etkinlikler düzenleniyor. Etkinlikler kapsamında paneller, konferanslar, oturumlar, çalışma atölyeleri, fikir yarışmaları, eğitim programları, web buluşmaları ve vaka çalışmaları organize edilecek.

Her yıl artan ilgiyle katlanarak büyüyen GGH, etkinlikler ile birlikte girişimciliğe adım atacak her yaştan katılımcıyı cesaretlendirmeyi, donatmayı ve geliştirmeyi hedefliyor. TBWA İstanbul tarafından gönüllü olarak hazırlanan GGH 2017 iletişim kampanyası ”Fikirleriyle Çemberin Dışına Çıkanlar Bu Çemberin İçinde “ söylemiyle yola çıkıyor.

GGH hakkında daha detaylı bilgi edinmek, etkinlik düzenlemek, partner bulmak ve gerçekleştirilen etkinlikleri takip etmek için tüm gelişmeleri www.globalgirisimcilikhaftasi.com web adresi  ve sosyal medya (Facebook, Twitter) kanallarından takip edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7101 articles
Browse latest View live