Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7107 articles
Browse latest View live

YBA Geleceğin Liderlerini ve İş Adamlarını Arıyor! Yoksa O Sen Misin?

$
0
0

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) gençlik yapılanması olan Genç MÜSİAD hayata geçirdiği projelerine bir yenisini daha ekliyor.

Genç MÜSİAD’ın 25 yaş altı lisans veya ön lisans programında okuyan, özgüveni yüksek, hedefleri olan, kararlı, girişimci, yeniliklere açık, ahlaki disipline önem veren bireylerin iş hayatına atılmadan önce kendilerinde bulunması gereken donanımları sağlamayı hedeflediği Young Business Academy (YBA) projesi Ekim ayında hayata geçiyor.

24 Ağustos – 9 Eylül tarihleri arasında başvuruları alınmaya başlayacak“Young Business Academy” projesi ile iş dünyasına kaliteli lider ve işadamlarının kazandırılması hedefleniyor.

YBA Projesi ile üniversite okuyan vizyon sahibi gençler, Türkiye ve Dünya çapında tanınmış alanında uzman, CEO, girişimci ve yöneticilerin eğitmen olarak yer alacağı projede bir araya gelme fırsatı bulacaklar.

2 aylık özel bir eğitim sürecinden geçecek olan YBA öğrencileri projenin ikinci aşaması olarak Workshop’lar ile uygulamalı bir şekilde kendilerini geliştirecekler. Projenin üçüncü aşamasında ise“KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi”ne katılarak girişimcilik yolundaki ilk adımlarını atmış olacaklar.

Projenin dördüncü aşamasında 10 CEO’nun katılım göstereceği CEO zirvesi ile“Diploma Törenini” gerçekleştirecek. Projenin son aşamasını ise “24 Çok Geç” ile staj programı oluşturacak.

YBA'dan mezun olan öğrenciler; MÜSİADüyesi işyerlerine isterlerse stajyer olarak üç aylık yaz dönemi veya okul dönemi olmak üzere iki farklı şekilde yerleştirilebilecekler. Bu sayede öğrenciler teorik bilgilerini pratiğe dökebilme şansını elde edebilecekler.

Young Business Academy Eğitim Başlıkları
Dünya’da Gelecek:Gelecekteki ekonomi ve ticaretin nerelere ulaşacağını, akıllı sistemleri, robot sistemlerini, dijital dünyada ekonomisinin gelişimi ve nereye gittiği, uluslararası ticaretin gelecekteki alacağı durumlar.
Yeni Nesil Girişimcilik:Yeni girişimlerde yapılması gerekenler, gelişen dünyada girişimcilik, girişimciliğin yeni boyutu startuplarda yaşanan sıkıntılar ve girişimcilikte profiller, serbest ve kurum içi girişimcilik modelleri.
Yeni nesil Satış ve Pazarlama:Yeni nesil pazarlama teknikleri, satışın ipuçları, reklam ağ pazarlaması, nöropazarlama, içerik pazarlaması, dijital pazarlama, kurumsal pazarlama stratejileri, müşteri alışkanlıkları.
Teknolojinin Geleceği:Teknoloji’nin geleceği nokta, yapay zeka, akıllı veri, veri madenciliği gibi dünya üzerinde konuşulanların öğretileceği panel.
Uluslararası Ticaret:Dış ticaretin mevzuatı ve püf noktaları, e-dış ticaret, yerel ve uluslararası pazar piyasa araştırmaları, B2B katılımları ve uygulamaları, pazarlama, dış ticarette müşteri bulma yöntemleri.
*Not: Eğitimler haftasonları İstanbul Şehir Üniveritesi'nde gerçekleştirilecektir.

Ayrıca Eğitimler arasında;

Workshop olarak; Fikir Kampı, 3d Yazıcı Operatörlüğü, Rasperry Pi ile Yazılım ve Mobil Yazılım eğitimleri gibi workshoplar ile uygulamalı öğrenim sağlanacak.

Unutmayın, Young Business Academy Ekim ayında başlıyor. Son başvuru tarihi:9 Eylül 2016!

Young Business Academy hakkındaki daha detaylı bilgiye youngbusinessacademy.org adresinden ulaşabilir, Başvuru işlemlerinizi ise web adresinde yer alan formu doldurarak gerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi geleceğin liderleri ve iş adamları arasında kendini görebilen 25 yaş altı üniversite öğrencisi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Faruk Özlü: Gelin Türkiye'mizi Ar-Ge Cenneti Yapalım!

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Ar-Ge merkezi ve teknoloji geliştirme bölgelerinin yöneticilerine, "Türkiye'yi Ar-Ge cenneti yapalım." çağrısında bulundu.

Bakanlık tarafından düzenlenen Ar-Ge 2. Mevzuat Tanıtım Toplantısı'na, Ar-Ge merkezleri ve teknoloji geliştirme bölgelerinin yöneticileri ve iş dünyası temsilcileri katıldı.

Özlü, yaptığı konuşmada, Ar-Ge mevzuatının yakın zamanda değiştiğini, toplantıda reform paketinin uygulama esaslarının ele alınacağını söyledi.

Özellikle Ar-Ge ve yenilik ekosistemini güçlendirecek adımlar attıklarını dile getiren Özlü, Ar-Ge Reform Paketi'nin, bu açıdan çok kapsamlı düzenlemeler içerdiğine işaret etti. Özlü, Ar-Ge merkezleri, tasarım merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, Ar-Ge personeli, üniversiteler, akademisyenler ve öğrenciler açısından birçok yeniliğin hayata geçirildiğini belirtti.

Uygulama süreciyle ilgili akıllarda hiçbir soru veya tereddüt kalmasını istemediklerini vurgulayan Özlü, "Sizlerin bu yeni düzenlemelere bir an önce intibak etmeniz gerektiğini düşünüyoruz. Zira reform paketinin getirdiği yeniliklerden bir an önce yararlanmanız gerektiğine inanıyoruz. Sizler bu yeniliklerden ne kadar hızlı ve fazla bir şekilde yararlanırsanız, ülkemiz de bundan o kadar çok istifade edecektir." dedi.

"Omuzlarımızdaki Yük Arttı"

Türkiye'nin darbe girişimini başarıyla savuşturduğuna işaret eden Özlü, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye’nin bu süreçten de güçlenerek çıktığına, birlik ve beraberliğini daha artırdığına hep birlikte şahit olduk. Öyle bir badire atlattık ki hepimizin omuzlarındaki yük daha da artmış durumda. Bu ülkeyi kalkındırmak için her birimiz, artık çok daha büyük bir efor sarf etmeliyiz. Önümüzdeki süreç, elbette hem zorlukları hem de fırsatları barındırıyor. Fırsatları iyi değerlendirmeli ve zorlukları hep beraber aşmalıyız. Bugün, geçmişe göre çok daha güçlü, özgüveni yüksek, altyapısı sağlam bir ülke durumundayız.

Artık niceliksel değil niteliksel sıçrama yapmamız gereken bir eşikte bulunuyoruz. 2023 ve sonrasındaki hedeflerimize ulaşmak için, muhakkak bir surette, daha yenilikçi, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli bir üretim yapısına geçiş yapmalıyız. Bu nedenle, bilim, yenilik ve teknoloji ekosistemini her yönüyle güçlendirmeli ve geliştirmeliyiz."

"Yapacak Çok İşimiz Var"

Bakan Özlü, Ar-Ge harcamalarına ilişkin bilgiler vererek, Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı 2002’de yüzde 0,5 seviyesinde bulunurken, 2014'te ilk kez yüzde 1 seviyesinin aşıldığını söyledi.

Bunun sevindirici bir gelişme olduğunu, ancak yeterli görülmemesi gerektiğini vurgulayan Özlü, şunları kaydetti:

"Birlikte daha yapacak çok işimiz olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranını yüzde 3 seviyesine doğru taşımalıyız. Türkiye’yi yıllık 60 milyar dolar civarında Ar-Ge harcaması yapan bir ülke haline getirmeliyiz. Ar-Ge harcamalarını artırırken, özel sektörün bu harcamalardaki payını da yüzde 60’ın üzerine çıkarmalıyız. 2014 itibarıyla 115 bin olan araştırmacı sayımızı, 200 bine, 300 bine doğru hızla ulaştırmalıyız. İhracatımızın içinde, yüksek teknolojili ürünlerin payını yüzde 15’e yükseltmeliyiz."

"Bakanlar Kurulu Maliyeyi Değil, Sizleri Düşündü"

Pakette bazı konularla ilgili nihai kararları alma yetkisinin Bakanlar Kuruluna bırakıldığını anımsatan Özlü, "Bakanlar Kurulumuz, TBMM’nin kendisine verdiği yetkiyi, sizlerin menfaatine olacak şekilde, hep en üst sınırlarda kullandı. Mesela tasarım faaliyetinin ne olduğu ile ilgili düzenleme son derece geniş tutuldu. Ar-Ge merkezi kurmak için gerekli personel sayısı bazı sektörlerde 15’e indirilecekti. Bakanlar Kurulumuz, bu konuda da çok geniş davrandı. Böylece birkaç sektör dışında tüm sektörler için sayı 15’e düşmüş oldu. Ar-Ge personelinin Ar-Ge merkezi veya teknoloji geliştirme bölgeleri dışında geçirdikleri sürenin tamamını Ar-Ge indirimine dahil ettik. Kısacası Bakanlar Kurulu, Maliyeyi değil sizleri düşünerek karar aldı." diye konuştu.

Ar-Ge Reform Paketi'nin, büyük ölçüde alandan gelen taleplerle şekillendirildiğine işaret eden Özlü, bundan sonra da aynı yöntemle Ar-Ge ve yenilik ekosistemini güçlendirmeye devam edeceklerini söyledi. Bakan Özlü, toplantıya katılanlara "Türkiye'yi Ar-Ge cenneti yapalım"çağrısında bulundu.

Sanayi Bakanlığı kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Bahariye Melek Yatırımcıları GİV Akademi Girişimcilerine Sertifikalarını Verdi

$
0
0

Bahariye Melek Yatırım Ağı (BBA) ve GİV Akademi, düzenlediği tören ile girişimcilik eğitimini tamamlayarak KOSGEB Sertifikası almaya hak kazanan girişimcilere sertifikalarını verdi.

Girişimci İşadamları Vakfı bünyesinde girişimcilere yönelik eğitim faaliyetlerini başarıyla sürdüren GİV Akademi, "Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri"ne tüm hızıyla devam ediyor. 2016 yılı içinde şimdiye kadar 200'e yakın girişimciye KOSGEB Girişimcilik Sertifikası veren GİV Akademi bu yılın Temmuz ayı girişimci kursiyelerlerine sertifikalarını BBA Melek Yatırımcılarıyla birlikte verdi.

Girişimci İşadamları Vakfı Başkanı Mehmet KOÇ, GİV İcra Kurulu Üyeleri ve ülkemizde kurulan 7. Melek Yatırım Ağı olan Bahariye Melek Yatırım Ağı Yatırımcılarının katıldığı serfitika töreninde tüm katılımcıları temsilen 20 girişimciye sertifikası verildi.

Sertifika Töreni öncesinde açılış konuşmasını yapan GİV Akademi Koordinatörü Özkan Kırımlı; GİV Akademi çalışmalarını anlatıp giirşimcilik eğitimlerini değerlendirdi ve sözü GİV Başkanına aktardı. GİV Başkanı ve BBA Melek Yatırımcısı Sn Mehmet Koç yaptığı konuşmada girişimciliğin önemine değinerek yeni girişimcilere maddi ve manevi anlamda destek olmanın bu ülkeye yapılacak en büyük hizmetlerden birisi olduğunu ve aynı zamanda bir ibadet olduğunu belirtti. GİV Başkanı Mehmet KOÇ'un konuşması ardından sırasıyla GİV Başkan Yardımcısı ve BBA Melek Yatırımcısı Tahir Aktüre, GİV Başkan Yardımcısı ve BBA Melek Yatırımcısı Mehmet Horasan, GİV Mütevelli Heyeti Üyesi Osman Dur, GİV İcra Kurulu Üyesi Rıza Özer ve GİV Genel Sekreter Yardımcısı İsrafil Çetin konuşmalarını yaptılar.

Yapılan değerli konuşmaların ardından soru-cevap bölümünde GİV Akademi'de girişimcilik eğitimi alan girişimci adayları sorularını yöneltip ve aldıkları eğitimlerden memnuniyetlerini dile getirdiler. Soru-cevap bölümünden sonra girişimclere sertifikaları takdim edildi ve toplum fotoğraf çekimiyle Sertifika Töreni tamamlandı.

UnutmayınGİV Akademi "Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri"ne tüm hızıyla devam ediyor. Sizde eğitimlere katılarak Girişimcilik Sertifikalarınızı alabilirsiniz.

Girişimci İşadamları Vakfı ve Bahariye Melek Yatırım Ağı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.giv.org.tr ve www.bahariyebusinessangels.com web adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi girişimci adayı tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Araştırma: Ticaret ve Başarıda İşin Sırrı Ar-Ge ve İnovasyon

$
0
0

KPMG, Türkiye dahil 19 ülkeden 300 firmayla Ar-ge ve İnovasyon araştırması gerçekleştirdi. Çalışmanın sonuçları, Ar-Ge ve inovasyonu yönetim süreçlerine katan şirketlerin istinasız daha hızlı büyüdüğünü ve ticari hedeflerine daha kolay ulaştıklarını ortaya koyuyor. Avrupalı firmaların yüzde 37’si Ar-Ge ve inovasyon alanındaki işbirliği fırsatlarını sistematik olarak tüm projeleri için değerlendirirken, bu oran Türkiye’de yüzde 16’da kalıyor.

KPMG Türkiye’nin yaptığı araştırmada Türkiyeli ve Avrupalı şirketlerin Ar-Ge ve inovasyon yönetimi konusunda idari ve stratejik tercihlerinin finansal sonuçlara etkileri incelendi. Araştırmada Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapan şirketlerin daha hızlı büyüdükleri ve yeni ürünlerinde ticari hedeflerine daha yüksek oranda ulaştıkları tespit edildi. Kendi sektörlerinin üzerinde büyüme hızına ulaşmayı başaran şirketlerin inovasyon yönetimi ve stratejisi bakımından 4 ayırt edici ortak özelliği olduğu gözlendi.

Araştırma sonucuna göre, inovasyona dayalı büyümede başarı faktörleri şöyle sıralanıyor:

  • Uzun vadeli düşünme; gelecekte bugünkünden daha rekabetçi olmak için teknoloji ve tüketim trendlerinin zamanında fark edilmesi ve gerekli yatırımların zamanında yapılması şart.
  • Çeşitlendirilmiş portföy; böylelikle ticari ve teknolojik risklerin dağıtılması sağlanıyor.
  • Daha çok işbirliği yaparak finansal yükü paylaşmak.
  • Ticarileştirme sürecini titizlikle ele almak ve rakiplere yönelik giriş bariyerleri. oluşturmayı hedeflemek. Zira inovasyon ile yaratılan katma değerden en büyük payı almak ve o payı korumak buna bağlı.

İnovasyonda İşbirliği Oranı Avrupa’da Yüzde 37

KPMG Türkiye’nin araştırmasında, Avrupalı firmaların yüzde 37’sinin Ar-Ge ve inovasyon alanındaki işbirliği fırsatlarını değerlendirdiği, Türkiye’deki firmaların yüzde 16’sının bu tanıma uyduğu belirtildi. Avrupa genelinde firmaların yüzde 16’sının inovasyon yönetimi süreçlerinin tamamını uyguladığı yerli firmaların ise sadece yüzde 7’sinin süreçleri tamamladığı kaydedildi.

Türk Firmalarının Yol Kat Etmesi Gereken Önemli Alanlar Var

KPMG Türkiye Yönetim Danışmanlığı Direktörü Saip Eren Yılmaz,“Bu araştırma, yerli firmaların Ar-Ge ve inovasyon yönetimi stratejisi bakımından önemli eksikleri olduğunu gözler önüne serdi. İnovasyon artık tüm firmaların gündeminde; değeri ve önemi tartışılmıyor. Ancak inovasyon kabiliyetlerine yatırım yapan ve bu kabiliyetleri kurumsallaştıran firmaların oranı hem Türkiye’de hem de Avrupa genelinde bir hayli düşük. Başarıların tekrarlanabilir ve devamlı hale gelmesi için inovasyon yönetiminin tüm süreçleri ile kurumsallaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Ar-Ge ve inovasyon alanında işbirliği yapmayı strateji haline getirmek ve buna yönelik kurumsal kabiliyetleri geliştirmenin çok kritik olduğunu görüyoruz. İşbirliği kabiliyetleri geliştirmek oldukça zorlu ve zaman alan bir süreç olduğu için, bir o kadar da güçlü bir rekabet avantajı sağlıyor”şeklinde konuştu.

Firmalar Daha Hızlı Ar-Ge Süreçlerine Sahip Olmalı

Araştırmanın firmaların bu alanda en fazla zorluk yaşadıkları performans ölçütünü, ‘proje takvimine uyum’ olarak ortaya çıkardığını belirten Yılmaz, “Özellikle büyük ölçekli şirketler, yakaladıkları ölçek avantajı dolayısıyla, Ar-Ge projelerinde kayda değer bir maliyet avantajı sağlarken, ürün geliştirme hızı bakımından küçük ölçekli şirketler karşısında zorluklar yaşıyorlar. Günümüzde tüm sektörlerde pazar dinamikleri daha sık yeni ürün geliştirilmesini gerektiriyor ve ürün yaşam döngülerinin kısaldığını görüyoruz. Büyük ölçekli firmalar değişen talep niteliklerine geç hitap ettiğinde pazarda oluşan arz açığını daha çevik olan küçük ölçekli firmalar hızla doldurabiliyor” dedi.

KPMG araştırmasının sonuçlarını yorumlayan Yılmaz şöyle devam etti:

“Bu bakımdan ölçeği ne olursa olsun tüm firmaların değişen talep niteliklerini daha yakından izlemeye ve ürün geliştirme hızlarını artırmaya yönelmesi gerekiyor. Bunun için Ar-Ge fonksiyonunun daha pazar odaklı ve hızlı hale gelmesi için yeniden yapılanması gerekebiliyor. Küçük firmalar için ise ek bir özel durum mevcut. Bu firmalar küçük adımlarla büyüttükleri pazar paylarını korumak için daha stratejik yaklaşımlar geliştirmeli ve ürün tasarımı ve teknoloji ile oluşturabilecekleri giriş bariyerlerine odaklanmalı.”

İnovasyonun Finansmanı İçin Tüm Yöntemler Dikkate Alınmalı

İnovasyonun finansmanına yönelik olarak yeni yaklaşımlar ortaya çıktığını belirten Yılmaz, “Avrupa’daki şirketlerin neredeyse üçte ikisi inovasyon projelerini halen geleneksel biçimde şirket içerisinde yönetiyor ve finanse ediyor. Kurumsal işbirlikleri bakımından tüm şirketlerin yarısı, Ar Ge ve inovasyon projelerinde kurum dışı ortaklarla işbirliğine gidiyor. Ancak kurumsal işbirliklerinin çok büyük oranda tedarikçiler ve müşteriler ile yapıldığını ve üniversitelerin ve kamu araştırma kuruluşları ile yapılan işbirliklerinin oldukça düşük oranlarda kaldığını görüyoruz” dedi.

Ana Akım İnovasyon Türlerinin Dışına Çıkmak Gerekiyor

Firmaların ürün, iş modeli, organizasyon, süreçler gibi farklı alanda inovasyon yapabileceklerini belirten Yılmaz, hatta daha önce fark edilmemiş yeni bir ihtiyaç keşfetmenin de inovasyon olacağını kaydetti.

Yılmaz şöyle devam etti: “Araştırmamızın sonuçlarına göre firmaların en çok odaklandıkları alan ürün inovasyonu olurken, en az ilgi gösterdikleri alan ise yeni satış kanalları ve gelir modellerinin geliştirilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu bakımdan, inovasyonun en alışılageldik biçimiyle ürün üzerinde ve etrafında uygulandığını ve bunun inovasyonun ana akımı olduğunu söyleyebiliriz. Araştırmamız, son 3 yıl içinde en hızlı büyümeyi kaydeden firmaların daha önce fark edilmemiş yeni bir ihtiyaç keşfetmeye odaklanan firmalar olduğunu gösterdi. Ayrıca, oldukça ilginç bir şekilde, göreceli olarak az odaklanılan inovasyon türlerini benimseyen firmaların daha hızlı büyüme gösterdiklerini ortaya çıkarttık. Kısacası, daha hızlı büyüme elde etmek için ana akım inovasyon türlerinin dışına çıkmak gerekiyor.”

Kurumsal İnovasyona Yatırım Yapılmalı

İnovasyon yönetiminin belli başlı temel süreçlerden ve bazı sektöre, hatta firmaya özgü süreçlerden oluştuğuna dikkat çeken Yılmaz, “Temel inovasyon yönetimi süreçlerini tam anlamıyla devreye almış olan firmaların geliştirdikleri ürünlerin ticari hedeflerine ulaşma oranının daha yüksek olduğunu ve bu firmaların gelirlerinde son 3 yıl içinde pazara sundukları ürünlerin daha büyük bir ağırlık taşıdığını görüyoruz. Diğer yandan inovasyon kabiliyetlerini sınırlayıcı faktörler arasında en sık rastlanılanı istenilen eğitim ve yetenek düzeyinde insan kaynaklarının bulunamaması olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

5.Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi 27-28 Eylül'de Ankara'da!

$
0
0

Ar-Ge Merkezlerinde yapılan Ar-Ge projelerinin sonunda ortaya çıkan yeni teknoloji ve çıktıların kamuoyu ile paylaşılması, Ar-Ge merkezlerinin sorunlarının tartışılması, başarılı Ar-Ge merkezlerine ödül verilmesi ve yeni Ar-Ge merkezi olan firmalara belge takdimi yapılması amacıyla "5.Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi"27-28 Eylül 2016 tarihlerinde Ankara Congresium'da gerçekleştirilecek.

12 Mart 2008 tarihinde 5746 sayılı Kanun ve 26 Şubat 2016 tarihinde 6676 sayılı Kanunların çıkarılmasıyla özel sektör sanayi kuruluşlarının Ar-Ge kapasitesini artırmak ve Ülkemizin ArGe ve inovasyon ekosistemini geliştirmek amacıyla, sanayi kuruluşlarına Ar-Ge merkezi kurma fırsatı verilmiş, bu merkezlerde çalışanlara önemli vergisel avantajlar sağlanmıştı.

Bugüne kadar 268 sanayi kuruluşuna Ar-Ge Merkezi Belgesi verilmiş, söz konusu merkezlerde 27.558 nitelikli Ar-Ge personeli istihdamı sağlanmış, yaklaşık 18 Milyar TL Ar-Ge harcaması gerçekleştirilmiş ve 13.520 Ar-Ge projesi tamamlanmış.

Ar-Ge Merkezlerimizde yapılan Ar-Ge projelerinin sonunda ortaya çıkan yeni teknoloji ve çıktıların kamuoyu ile paylaşılması, Ar-Ge merkezlerinin sorunlarının tartışılması, başarılı Ar-Ge merkezlerine ödül verilmesi ve yeni Ar-Ge merkezi olan firmalara belge takdimi yapılması amacıyla "5.Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi" gerçekleştirilecek.

Program İçeriği
  • Açılış Konuşmaları
  • Ar-Ge Merkezleri 4. Performans Endeksi Sonuçları açıklanacak. Endekste dereceye giren Ar-Ge Merkezlerinin ödül töreni yapılacak.
  •  Son 1 yıl içerisinde Ar-GE Merkezleri Belgesi almaya hak kazanmış firmalara belge verilmesi, Ar-Ge Merkezlerinin etkinliğinin ve geleceğinin tartışıldığı Ar-Ge Faaliyetlerinde Tasarımın Önemi ve Patent Değerlemesi konulu panellerin yer aldığı programlar gerçekleştirilecek.

5.Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi Katılımcıları

  • Ar-Ge Merkezleri yöneticileri ve çalışanları
  • Ar-Ge Merkezlerinin bağlı olduğu özel sektör kuruluşlarının üst düzey yönetici ve çalışanları
  • Teknoloji Geliştirme Bölgesi yöneticileri ve bu bölgelerde faaliyet gösteren firma temsilcileri ve çalışanları
  • Üniversite Rektörleri ve Öğretim Üyeleri
  • Sanayi Odaları yönetici ve temsilcileri
  • Organize Sanayi Bölgeleri yönetici ve temsilcileri
  • İlgili Kamu Kurum ve Kuruluşlarının üst düzey yöneticileri ve çalışanları

"5.Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri Zirvesi" hakkında daha detaylı bilgi edinmek ve online kayıt işlemlerinizi gerçekleştirebilmek için www.argeveyenilik.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Sanayi Bakanlığı kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Birçok İş Dalı Piyasadan Çekilirken Yerlerine Yenileri Geliyor!

$
0
0

Dünyanın 2000 sonrası yeni bir döneme girdiği söyleniyor; bu görüşe ben de katılıyorum. 2000 sonrası dünya 2000 öncesi dünyadan birçok açıdan ciddi bir şekilde kopuşu temsil ediyor. Bilgiye çok rahat ulaşılıyor olması ve internet dünyasının bir ahtapot gibi dünyayı sarması ile dünya bir anda küçücük bir yer oluverdi. Bundan elli yıl önce bir fikrin akılda belirmesi ile ürüne dönüşmesi arasında yıllar varken bugün ise bir fikrin akılda oluşmasıyla ürüne dönüşmesi arasında üç hafta vardır. Kaldı ki Çinliler bir ürünün çok gittiğini görsünler, bir haftada aynısını yapıp yarı fiyatına piyasaya sürerler.

Evet, geçmişten tam anlamıyla bir kopuş yaşıyoruz. Bu kopuşu piyasa bağlamında ele aldığımızda, bir filozofun dediği gibi “Dünya sıfır kâra doğru gidiyor.” Rekabet koşullarıöyle bir değişime uğradı ki yılların firmaları neye uğradıklarını şaşırdılar. Sarsıntılara dayanmak o kadar kolay olmayacağa benziyor. Bunu aşmak için ciddi bir şekilde yeni bilgiyi üretme konusuna yatırım yapmak gerekiyor.

Artık “param var, her hangi bir işe gireyim de para kazanayım” devri bitti. Veya “üç beş yılda bir birikim elde edeyim de işimi büyüteyim, başka yere yatırım yapayım” dönemi sona ermiş bulunuyor.

Bilinen işlerde olup ta o işten iyi kârlar elde etme diye bir şey söz konusu değil. Bir işten nerede para kazanılıyor ise en kısa sürede sanki pirana sürüsünün saldırısına uğramışçasına fiyatlar dibi buluyor ve bu süre içersinde sektördeki bütün aktörler sekiz şiddetinde deprem etkisiyle başa çıkma durumunda kalıyor. Neticede bu deprem birçok aktörün küçülmeye gitmesine ve bir kısmının da piyasadan çekilmesiyle sonuçlanıyor.

Çare ise müşteri ihtiyaçlarını sürekli bir şekilde takip etmek ve rakiplerden önce müşterinin karşılanmamış ihtiyaçlarını keşfetmeye çalışmak ve kendi içinde inovasyon bölümü oluşturarak bu bölümün oldukça dinamik olmasını sağlamaktan geçiyor.

2000 sonrası piyasasında birçok iş dalı ömrünün son demlerine gelirken ve hatta bazıları sonlanırken yeni iş dalları onların yerlerini aldığını görüyoruz.

Mesela bu yeni mesleklerden bir tanesi, bellek korumaları;  yani fikirlerin korunmasından sorumlu olanlar. Keza bilgi güvenliği alanının ne kadar önemli olduğunu önümüzdeki dönemde de şahit olacağız.

Yeni mesleklerden ikincisi, kimliklerimizi ve ürünleri yöneten geleceğin marka stilistleri. Markaların ve ürünlerin tıpkı bir “kişi” gibi ele alındığı ve nasıl kişileri stilize ediyorsak aynı şekilde markalarında stilize edildiği bir meslek grubu.

Yeni mesleklerden bir diğeri ise; Zaman tacirleri. Zaman tıpkı para gibi bir değere tabi tutulacak ve bunu da mevduat kabul eden kâra dönüştüren kurumlar ortaya çıkacak.

Yeni mesleklerden dördüncüsü, Kişisel bilgi asistanları. İş dünyasında kişilerin bilgilerini ve bilgilenme süreçlerini kontrol eden, onların adına yöneten asistanlar. Şimdiden ortaya çıkmaya başladılar bile.

Yeni mesleklerin beşincisi ise, Etik danışmanları. İş dünyasında veya özel hayatta doğru seçimler yapmamıza yardımcı olacak ve bizlere doğruyu gösterecek danışmanlar, koçlar piyasa da yerlerini kısa sürede alacaklar.

Bu yeni meslekler yeni girişimcilere ve iş dünyasında olanlara önemli mesajlar vermelidir. Kendi işlerinize devam ederken bilmeniz gereken şey, siz ne yapsanız da bazı işlerin sonu gelmiş olabilir. Bu durumu iyi analiz etmeli ve tedbirinizi almakta gecikmemelisiniz. Hızlı bir süreç yaşıyoruz, bu hıza ayak uyduramayanlar için ise hayat çok zor olacak.

Bir filozofun dediği gibi, “eğer dışınızdaki gelişmeler içinizdeki gelişmelerden daha hızlı ise çöküşünüzü bekleyin.”

Makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Arıcılık Sektöründe KOSGEB Destekli İnovasyon: Yüksek Proteinli Arı Keki!

$
0
0

Tekirdağ, Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Devrim OskayKOSGEB Ar-Ge ve İnovasyon Desteği ile GDO içermeyen, yüksek proteinli arı keki üretti. 

Tekirdağ, Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Devrim OskayKOSGEB Ar-Ge ve İnovasyon Desteği ile GDO içermeyen, yüksek proteinli arı keki üretti. Arı keki, arıcılık sektöründe doğada nektar ve polenin kısıtlı olduğu dönemlerde, kolonide polen ve bal stoklarının yetersiz olduğu durumlarda bal arısı kolonilerinin beslenmesi amacıyla kullanılıyor.

KOSGEB Başkanı Recep Biçer, Tekirdağ’da Arıcılık üzerine yaptığı çalışmalar ile ulusal ve uluslararası kamuoyunda ses getiren Yrd. Doç. Dr. Devrim Oskay’ın işletmesini ziyaret etti.

Ziyaret kapsamında Yrd. Doç. Dr. Devrim Oskay, KOSGEB’e sundukları Ar-Ge İnovasyon Projesi olan “Yüksek Protein Oranına Sahip Arı Keki Geliştirilmesi” projesinin tüm süreçlerini KOSGEB Başkanı Recep Biçer’e anlattı.

Oksay, ürettikleri ürünün yurtiçi ve yurtdışındaki fuarlarda gerçekleştirdikleri tanıtımlarda çok fazla talep gördüğünü belirterek, ürünün ticarileşmesi için KOSGEB’e ikinci kez sundukları KOSGEB Endüstriyel Uygulama Projesi kapsamında seri üretime başlayacaklarını söyledi.

Doç. Dr. Oskay, Üniversite içerisinde küçük bir laboratuvarda başladıkları bu çalışmanın KOSGEB sayesinde uluslararası bir çalışmaya dönüştüğünü belirterek, yurtdışından özellikle Amerika ve Porto Riko’da bulunan üniversiteler de aynı çalışmaları yapan bilim adamlarının da işletmelerini ziyaret ettiklerini dile getirdi. İçeriği itibarıyla dünya da eşi olmayan bu ürünün satışlarının da çok iyi gittiğini belirten öğretim görevlisi bu başarıya KOSGEB destekleri sayesinde ulaştıklarını, bu nedenle KOSGEB’e şükran duyduklarını söyledi.

KOSGEB Başkanı Recep BİÇER ise, Kamu Üniversite Sanayi İşbirliğinin güzel bir örneği olan bu işletme için başarılar dileyerek, böyle çalışmalardan dolayı kurum olarak da gurur duyduklarını ifade etti.

Yüksek Protein Oranına Sahip Arı Keki Geliştirilmesi” projesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.proteinliarikeki.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Kemik Sağlığının Yazılımına İmza Attılar, Dünyaya İhraç Ediyorlar!

$
0
0

İstanbul Ticaret Odası’nın Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı’nın mevcut etabı bitti. 2005 yılında İhracata İlk Adım Programı adı altında başlayan ve 2015 yılında KOSGEB destek programı kapsamına alınarak içeriği genişletilen Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı bugüne kadar 220 firmaya hizmet verdi.

Küçük ve orta ölçekli İTO üyesi firmaları ihracatçı yapmak, yaptıkları ihracatı sürekli kılmak için özel bir eğitim programı olan Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı’na ihracatçı firmalar da ilgi göstermeye başladı. Uzman eğitimcilerin firmalara birebir yaptıkları ziyaretlere İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin ilgili bölümlerinden başarılı ve yabancı dil bilen öğrenciler de katılıyor.

Ramazan ayında sonlanan mevcut etaba katılan firmalardan Hexagon Ortho Teknolojik Üretim A.Ş. Genel Müdürü Şehmuz Işın, İstanbul Ticaret’e merak edilen soruları cevapladı.

Ar-Ge’ye Sürekli Yatırım

Kısaca firmanızı tanıtır mısınız?

Hexagon Ortho, sektördeki faaliyetlerine 1995 yılında New Jersey’de başladı. 2001’de İstanbul’a gelen şirket, ortopedik travma ve deformite cerrahisi alanında yenilikçi, fonksiyonel ve inovatif ürünler tasarlıyor. Hexagon olarak özel ürünler geliştirme çalışmalarının yanı sıra Ar-Ge’ye de büyük yatırımlar yapıyoruz. 15 kişilik bir Ar-Ge personeline sahibiz. Yeni ürünleri araştırırken, var olan ürünlerin geliştirilmesi üzerine çalışıyoruz. Uluslararası pazarlamada güçlüyüz ve sistemli bir satış organizasyonuna sahibiz. Uluslararası standartlarda bir işletmeyiz ve uluslararası alanda ismi geçen 5-6 firmadan biri olma hedefindeyiz. Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi’nde toplam 4 bin 600 metrekare alanda faaliyet gösteriyoruz. Firmamızda 120 kişi çalışıyor.

4 Kıtaya İhracat Yapıyoruz

Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı’ndan nasıl haberdar oldunuz? İhracatçı bir firma olarak programdan beklentiniz neydi?

İTO aracılığı ile programdan haberdar olduk. Programla hedefimiz olan süreçlerimizi iyileştirmeyi ve ekiplerimizin eğitimini sağlamayı da gerçekleştirdik.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?

Şu an İngiltere, İtalya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Ürdün, Malezya, Kolombiya ve Brezilya’ya ihracat yapıyoruz.

Daha Bilinçli Pazar Araştırması

Programın yaptığınız ihracata nasıl bir katkısı oldu?

Müşterilerimizle yaptığımız sözleşmelerin iyileştirilmesi, pazar araştırması gibi faaliyetler gelecek adına elde ettiğimiz kazanımlar oldu. Yurt dışı faaliyetlerinde çalışan ekibimizin pazar araştırması yapma ve ihracat süreçlerinde kullanılan sözleşme dahil dokümantasyon konusunda bilinçlenmesi ve sorunların giderilmesi kazanımlarını elde ettik.

Programı çevrenize ve başka firmalara da öneriyor musunuz? Bundan sonraki bir ihracata ilk adım programında ne olsun istersiniz?

Kesinlikle evet. Firmamız için uygulanan mevcut programı oldukça yeterli buluyoruz.

Kemik Eğriliklerini Düzelten Ürün Türkiye'den Dünyaya Yayılıyor

Türkiye’de ilk kez kemik eğriliklerinin kısa sürede analizini ve düzeltme planlamasını yapabilen, TÜBİTAK tarafından birincilik ödülüne layık görülen Bilgisayar Destekli Kemik Eğriliği Düzeltme Sistemi, artık Türkiye’den dünyaya ihraç edilecek. Hexagon Ortho Teknolojik Üretim A.Ş.’nin ürettiği bu sistemi dünyanın dört bir yanına ihraç etme hazırlığı içindeyiz.

İhtiyacımız Ne İse Onu Tamamladık

Yeni Nesil İhracata İlk Adım Programı sürecinde birçok firma ziyareti gerçekleştirdik, kongre ve fuarlara katıldık. Maliyet, fiyat çalışmaları, stok yöntemleri, gümrük, ödeme ve teslim şekilleri gibi her konuda danışmanlık hizmeti aldık ve uygulamaya geçtik. Devlet destek ve teşviklerinden yararlanmak için bilgilendirildik. İhtiyaç duyduğumuz alanlarda destek araştırması yapıldı. KOSGEB, Eximbank ve ihracatçı birliklerinin avantajlarından yararlanabilmek için gerekli iletişim, kaynak ve bilgi desteği sağlandı. Bizim isteğimiz doğrultusunda sözleşmelerimiz ve belgelerimizi inceleyip, gerekli düzenlemeleri yaptılar. Eğitim eksiği olan alanlarda eğitim aldık.

Hexagon Ortho Teknolojik Üretim A.Ş. hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.hexagonortho.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

İTO Ticaret kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


En Güncel KOBİ Destekleri 9 Başlıkta Huzurlarınızda!

$
0
0

KOSGEB, üretim veya inovasyon yapmak isteyen, yeni fikri ya da projesi olan, küresel pazardaki payını genişletmeyi hedefleyen işletmelere ve KOBİ’lere yönelik desteklerini yeni dönemde de sürdürüyor. Destekler, projesi olan KOBİ ve meslek kuruluşlarına geri ödemeli ve geri ödemesiz olarak 9 başlık altında sunuluyor.

Türkiye Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), yeni dönemde de işletmelere ve KOBİ’lere yönelik desteklerini sürdürüyor. KOSGEB’in, projesi olan KOBİ ve meslek kuruluşlarına yönelik geri ödemeli ve geri ödemesiz olmak üzere sağladığı desteklere 9 başlık altında ulaşmak mümkün.

KOSGEB’in bu destek programları dışında, işletmelerin üretim, kalite ve standartlarını artırmaları, finansman sorunlarının çözümü, istihdam yaratmaları, uluslararası düzeyde rekabet edebilmelerini teminen KOSGEB KOBİ Kredi Faiz Desteği Yönetmeliğiçerçevesinde Kredi Faiz Destek Programları da bulunuyor.

KOSGEB 2003’ten beri kamu bankaları, özel bankalar, katılım bankaları ve diğer finans kuruluşları ile yaptığı protokollerle, KOBİ’lere kullandırdığı kredilerin faiz/kâr payı, komisyon gibi giderlerini karşılıyor.

İşte O Destekler:

Genel Destek ProgramıÜlkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanmasında KOBİ’lerin payının ve etkinliğinin artırılması, rekabet gücünün ve düzeyinin yükselmesi, sanayide entegrasyonun ekonomik gelişmelere uygun gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.
KOBİGEL–KOBİ Gelişim Destek ProgramıÜlkenin ulusal ve uluslararası hedefleri doğrultusunda, KOBİ’lerin ekonomideki payının ve etkinliğinin artırılması, rekabet güçlerinin ve sağladıkları katma değerin yükseltilmesi amacıyla Proje Teklif Çağrısı kapsamında hazırlayacakları projelerin desteklenmesi amaçlanıyor.
Tematik Proje Destek Programıİşletmelerin ve meslek kuruluşlarının projelerinin, teklif çağrısı yoluyla veya dönemler itibariyle desteklenmesi öngörülüyor. Program iki alt bileşenden oluşuyor.

    Çağrı Esaslı Tematik Program: KOSGEB tarafından belirlenen alanlarda tematik program hazırlanarak işletmelerin ve/veya meslek kuruluşlarının projelerinin desteklenmesi amaçlanıyor. Belirlenen konunun özelliği de dikkate alınarak uygulamaya ilişkin çağrı süresi, amaç, hedef, bölge, hedef kitle, bütçe, proje süresi, desteklenecek proje süresi gibi bilgileri içerecek şekilde tasarlanıyor. Hazırlanan program, hedef kitleye duyurularak uygulama süreci başlatılıyor.

    Meslek Kuruluşu Proje Destek Programı: Meslek kuruluşlarının üyesi olan işletme veya girişimcilerin ihtiyaçlarına yönelik hazırlayacakları projeler destekleniyor.

      Girişimcilik Destek Programı Girişimciliğin desteklenmesi, yaygınlaştırılması ile başarılı işletmelerin kurulmasını sağlamak amacıyla uygulamaya alındı. Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi, Yeni Girişimci Desteği, İş Geliştirme Merkezi Desteği (İŞGEM) ile İş Planı Ödülü olmak üzere dört destek modülünden oluşuyor. Bu destekten Uygulamalı Girişimcilik Eğitimini tamamlayan ya da İŞGEM’de yer alacak girişimciler yararlanabiliyor.
      Ar-Ge, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek ProgramıBu program ile bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip küçük ve orta ölçekli işletmeler ile girişimcilerin geliştirilmesini, yeni ürün, yeni süreç, bilgi ve/veya hizmet üretilmesi ve ticarileştirilmesini teminen araştırma, geliştirme, inovasyon ve endüstriyel uygulama projelerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
      TEKNOPAZAR-Teknolojik Ürün Tanıtım ve Pazarlama Destek ProgramıKOBİ’lerin uluslararası pazarlarda rekabet güçlerinin artırılarak daha dinamik bir yapıya kavuşturulmaları için Ar-Ge, yenilik veya tasarım projeleri sonucunda ortaya çıkan veya patent belgesi ile koruma altına alınmış veya Teknolojik Ürün (TÜR) Deneyim Belgesi’ne sahip teknolojik ürün veya prototiplerinin tanıtım ve pazarlanmasına ilişkin faaliyetlerin desteklenmesi amaçlanıyor.

      İşbirliği-Güçbirliği Destek Programı
      KOBİ’lerin ortak tedarik, ortak tasarım, ortak pazarlama, ortak laboratuvar, ortak imalat, ortak hizmet sunumu ve benzeri konular ile orta-yüksek ve yüksek teknoloji alanlarında ortak imalata yönelik hazırlayacakları işbirliği-güçbirliği projeleri destekleniyor.
      Gelişen İşletmeler Piyasası KOBİ Destek Programı Gelişme ve büyüme potansiyeline sahip KOBİ’lerin Borsa İstanbul (BIST) Gelişen İşletmeler Piyasası’nda işlem görmesinin sağlanması ve sermaye piyasalarından fon temin edilmesine imkan sağlanması amaçlanıyor.

      Uluslararası Kuluçka Merkezi ve Hızlandırıcı Destek Programı
      Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri ülkemizde gerçekleştirilen teknolojik ürünlerin uluslararası pazarlarda yer alması, ihracatın artırılması, yerli teknoloji yoğun başlangıç işletmelerinin gelişmiş girişimcilik ekosistemleri içerisinde yer alması için uluslararası kuluçka merkezi kurulmasını ve işletmelerin hızlandırma programlarına katılmasını destekliyor.

      KOSGEB ve Destekleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.kosgeb.gov.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

      İTO Haber kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Global İş Dünyanın Koyduğu Yeni Kural: Batıda İcat Et Doğuda Üret!

      $
      0
      0

      Şimdi İsmet Özel neden büyük şair diye aklınıza takılacak olursa; ben varlığımı, Türkiye’de yükselmenin kurtulmaktan başka bir mânâ taşımadığı fikrinin canlı olduğu ortamda gösterdim. Benim ilk şiirim 1963 yılında yayınlandı ve 1963 yılında Türkiye’de -aklı neye ererse ersin aklı eren herkes Türkiye’nin dünyada en iyinin mümessili olmadıkça hiçbir işe
      yaramayacağını düşünerek yaşadı.

      En iyi = Türkiye!

      1963 yılında insanların kafasında bu vardı: “Şu anda iyi değiliz, tamam; ama biz en iyisi olmadığımız takdirde çöpe atılmaya mahkûmuz” diyorlardı. Bu düşünce canlı olduğu için benim şiirlerim farkedilebildi.

      Teknik bir mesele var. O teknik mesele şu: Hiçbir ülke karşılaştığı zorlukları aşmak için dünyada uygulanan usullerin fevkinde bir usul benimsemedikçe hiçbir zorluğu aşamaz. Teknik mesele bu. Hiçbir ülke karşılaştığı zorlukları aşabilmek, o zorluklarla başedebilmek için dünyada yürürlükte olan usullerden birini seçmek zorunda değildir. Bilakis, o usullerin üstüne çıkmış bir usul bulmak zorundadır.

      Türkiye bu bakımdan dünyadaki en talihli ülkedir. Çünkü Türkiye dünyadaki en tarihli ülkedir. Tarihsizlik talihsizliktir. Türkiye’nin tarihi vardır. Tarih demek zaten Türkiye demektir. O yüzden zorluklar bahis konusuysa Türkiye bunları aşmada diğer bütün ülkeleri geride bırakır. Türkiye’de halli uzun zaman alacak hiçbir zorluk yoktur. Biz bir meseleyi çözmeye gayret ettik de başaramadık, diye bir şey yoktur. O yüzden Türkiye Cumhuriyeti ilan edildiği günden bu güne kadar hiçbir millî hedefimiz yok. Eğer olmuş olsaydı onu çoktan geride bırakmış olacaktık. Başka hedefimiz olacaktı. Daha doğrusu millî hedefimizi ileri götürecektik.

      Yani birilerinin akıllarını koydukları yerden alıp başlarına taşıyabiliriz. Tabi bunun için bizim aklımızın başımızda olması lâzım.

      Hz. Ebubekir diyor ki Hz. Ömer’e: “Eğer gece ölecek olursam sabahı; gündüz ölecek olursam akşamı beklemeyesin. Hemen halifeliğini ilan et” diyor. O zaman da Türklükten sapış her an büyük bir tehlike olarak vardı. Bu hususta sanat yapmıyorum. Çünkü Asya içlerinde de Türk diye bilinen insanlar damarlarındaki asil kandan dolayı Türk değillerdi. Gösterdikleri şecaatten dolayı Türk idiler. Türk / Tat ayrımı budur. Tater oldu bazıları. Bazıları Türklüğünü devam ettirdi. Ve İslâmiyet o bozkır ahalisine bir kavmî vasıf ilâve etti. Onun için bazıları Kırgız, bazıları Özbek, bazıları Azeri oldular. En çok Türk’e benzeyenlere de Türkmen denildi. Yani Türk-manent; Türk’e benzer. En fazla Türk’e benzeyen onlardı.

      Dünya piyasalarının özellikle son yirmi yılda ki durumu,“batıda icat et, doğuda üret” anlayışına dayanmaktadır. Bu durumun doğal sonucu ise “icat” edenin toplamdan aldığı payın “üreten”e göre en az on misli fazla olduğu gerçeğidir. Örnek vermek gerekirse; iki yüz gramlık bir cep telefonunun kilogram fiyatı hesaplandığında ciddi bir değeri ifade etmektedir. Bu mesela bir tekstil makinesi için de geçerlidir: iki ile dört ton arası değişen ağırlıklarıyla bir tekstil makinesi maden değeri üzerinden hesaplandığında satış fiyatına göre neredeyse bedava sayılabilecek olmakla birlikte makineye dönüştüğünden milyon Euro’lardan satılmaktadır. Makinenin bu dönüşüm sürecini Ar-Ge olarak adlandırıyoruz. Yeni ürün geliştirmeye nerdeyse bütün sermayesini harcayan ülkeler üretimi de bizim gibi işin sadece “işçilik” tarafını tamamlayan ülkelere pas etmişlerdir.

      Ar-Ge yapan ülkelerin gelişme hızıyla bizim gibi “fason üretim” yapan ülkelerin gelişme hızı arasında ciddi bir makas vardır. Makasın bu gidişle aleyhimize daha fazla açılacağını söylemek de bir kehanet olmayacaktır.

      Dünyada bilgi çağına girilmesi ve teknolojide yaşanan hızlı gelişmelere dayalı olarak birtakım dönüşümler yaşanmaktadır. Bunlar;

      • Ülkelerin üretim kapasitelerinin genişlemesi,
      • Bilişim, iletişim ve ulaşım alanlarının ön plana çıkması,
      • Bireylerin ihtiyaç ve beklentilerinin farklılaşması,
      • Teknolojik yenilikleri takip edebilme ve yenileştirme gerekliliğinin artması,
      • Yeni teknolojiye dayalı ürün üretebilmenin rekabet avantajı sağladığı gerçeğidir.

      Ar-Ge harcamaları, bir ülkenin veya firmanın teknoloji yeteneğini tanımlamakta yaygın olarak kullanılan değişkenlerden biridir. Ar-Ge’nin başlıca görevi teknolojik gelişmeleri kullanarak şirketin kâr edebilirliğini devamlı olarak yenilemek ve artırmaktır. Ar‐Ge harcamaları çok sayıda yenilik yaratır. Bu da ekonomik büyümeyi teşvik eder.

      Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ YA Oranı; Bu gösterge, bilim ve teknolojide rekabet yönünden üstünlüğü ifade eden, o ülkenin bu alanda yapılacak çalışmalara ne derecede önem verdiğini genel olarak gösteren önemli bir veridir.

      Aşağıdaki tablodan Türkiye’nin, son yıllarda önemli ilerleme kaydetmekle beraber, gelişmiş ülkelerle arasındaki büyük farkın oldukça açık olduğu görülmektedir.

      Ar-Ge Harcamalarının Ülkelere göre GSYİH İçindeki Payı
       YılABD Türkiye Güney KoreJaponya AB  (27 ülke)
      2014
      2,820,924,363.342,06
      *Kaynak: EUROSTAT, 2014; ABD-Japonya verileri OECD, 2014.

      Ülkemizde Gerçekleştiren Sektörler Bazında Ar-Ge Harcamaları Oranı

      • Özel sektör %47
      • Kamu % 9,7
      • Üniversiteler % 40’dır.

      Kamunun Ar-Ge desteklerine verdiği katkının kademeli olarak arttırılması, sürecin gelişmesi açısından belirleyici bir karakter arz etmektedir.

      Yine Ar-Ge’ci sayımız dünya ortalamasının çok altında seyretmektedir. Nüfusa oranla bizdeki Ar-Ge’ci sayısı on binde kırk kişidir. Gelişmiş ülkelerde ise oran on binde iki yüzdür. Bizdeki sayının artması için üniversite öğrencilerine Ar-Ge’ci olmak özendirilmeli ve iş dünyasında da Ar-Ge personeline ayrımcılık yapılmalıdır. Çünkü firmaların ve ülkemizin geleceği bu meslek grubunun başarısına sıkı sıkı bağlıdır.

      Sonuç olarak, ekonomik büyümenin uzun dönemli olacak şekilde sürdürülebilir kılınması, ekonomik gelişmişliğin sağlanması için önemli bir adımdır.

      Bu adım, sadece gelişmekte olan ülkeler için değil, her gelişmişlik seviyesindeki ülke için önemli bir durum arz etmektedir.

      Bu bağlamda, ekonomide yenilik yaratma amacıyla gerçekleştirilen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin, ekonomik büyümenin sürdürülebilir kılınması başta olmak üzere birçok sosyo-ekonomik gelişme unsuru üzerinde etkili olduğu ve aynı zamanda pozitif dışsallıklara konu olarak ekonomiye dinamizm kazandırdığı görülmektedir.

      Bütün araştırmalar ekonomik gelişmişliğin artırılmasında Ar-Ge harcamalarının rolünü açık bir şekilde ortaya koyarken hem kamu ve hem de özel sektör olarak yenilik üretimine ağırlık vermeyi olan gücümüzle arttırmak durumundayız.

      Dolayısıyla Ar-Ge’ye verilen yüksek derecede önem ekonomik gelişmişliğe giden yolun anahtarı niteliğindedir.

      Ekonomik gelişmişlik seviyesinin yükseltilmesi için inovasyon yatırımlarının artırılması ülkemizin temel politikası olması gerekmektedir.

      Makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Ekonomik Atılım Girişimlerinden Yavuz Sultan Selim Köprüsü Ülkemize Hayırlı Olsun!

      $
      0
      0

      Sadece Türkiye ve Dünya mühendisliği, İstanbul trafiği için büyük bir kilometre taşı olmayan, aynı zamanda ülkemizin ciddi bir ekonomik atılım girişimi olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu bugün törenle açıldı.

      Türkiye'mizin dörtbir yanına kilometrelerce otoyollar yapıldı, onlarca uzunlu kısalı tüneller-viyadükler yapıldı, yapılmaya devam ediliyor..

      Büyükşehirlerimize metro-tramway yatırımları yapıldı, yapılmaya devam ediliyor..

      Büyükşehirlerimizi birbirlerine ve diğer önemli şehirlere bağlayan hızlı tren yatırımları yapıldı, yapılmaya devam ediliyor..

      Önemli sahil kentlerimize liman yatırımları yapılmaya devam ediliyor..

      Havalimanı olmayan pek çok şehrimize havalimanları yapıldı, yapılmaya ve var olanlar iyileştirilmeye devam ediliyor..

      İstanbul'umuz ve iki ana karamız olan Trakya ile Anadolu Marmaray ile birbinine bağlandı. Devam eden iki yönlü uzatma projeleri ile Marmaray'ın işlevselliği giderek artırılıyor..

      Marmara Bölgemizi Ege ve İç Anadolu Bölgemize dahada yaklaştıran Osmangazi Köprüsü hizmete açıldı, gün geçtikçe bağlantı hartelleri teker teker açılıyor..

      Bugün (26 Ağustos 2016) ise bir başka önemli yatırım olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü hizmete açıldı. Kuzey Çevre Yolunun pek çok noktada çalışmaları devam ediyor ve bağlantı yolları teker teker açılacak..

      20 Aralık 2016'da bir başka İstanbul Boğazı projesi olan Avrasya Tüneli hizmete açılacak. İstanbulun pek çok noktasından bu tünele balantılar verilecek ve güzergah genişletme çalışmaları ile ek yollar yapılacak..

      Takvimler 2018'i gösterdiğinde İstanbul Yeni Havalimanı hizmete girecek ve tam kapasiye ulaştığında yıllık 150 Milyonluk yolcu kapasitesiyle sadece ülkemize değil tüm dünyaya hizmet verecek.. 

      2020'li yıllarda Kanal İstanbul Projesi bitmiş olacak ve boğazın gemi trafiği tümden değişerek, artarak ülkemizin insiyatifine girecek. Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz'deki gemi trafiği tam anlamıyla yeniden düzenlenmiş olacak..

      ...

      Değerli okurlarımız;

      Yukarıdaki sıraladığım hamlelere tek tek değil, hepsini birden düşünerek büyük resme baktığınızda aslında ülkemizin nasıl bir imar sürecinden geçtiğini göreceksiniz. Bu süreç beni heyecanlandırıyor ve hepimizi heyecanlandırmalı. Farkındaysaysanız ülke genelindeki konut projelerini bu adımlara dahil etmedim, onlar artı ve eksileriyle ayrı bir makale konusı ve başlı başına ayrı bir sektör.

      Tüm bu ulaşım yatırımlarına baktığımızda; aslında ülkemiz ekonomisinin canlanması için gerekli olan zeminin nasılda müsaitleştirildiğini görüyoruz. Aslında iç siyasi çekişmeler olmasaydı belkide 30-40 yıl önce tüm bu yatırımları tamamlamış bir Türkiye'de doğacaktık, büyüyecektik. Son 15 yıldır yaşanan istikrar sayesinde organize bir şekilde planlanan bu yatırımların nasılda sonuçlanıp hizmete dönüştüğünü teker teker görüyoruz. Aslında önemli bir tarihe tanıklık ediyoruz.

      Dikkat çekmek istediğim asıl resim ise bu yatırımlarla hedeflenen Türkiye!

      Şimdi sırtınızı koltuğunuza yaslayın; tüm bu yatırımları tamamlamış bir Türkiye nasıl bir Türkiye olurdu? düşünün istiyorum. Tekrar tekrar düşünün istiyorum. Tekrar tekrar ve tekrar tekrar düşünün istiyorum..

      ...

      Tüm bu yatırımlar sırayla tamamlandıkça zihinlerimizde şöyle bir Türkiye canlanmıyor mu???

      • Hızlı, güvenli ve bol alternatifli ulaşım ağıyla; trafik kazası ölümlerinin ve maddi kayıpların çok daha az olduğu bir Türkiye. 
      • Bölgeleri ve şehirleri arası yatırım cazibesini dengeleyebilmiş, bunun sonucu olarak kuzeyiyle güneyiyle, batısıyla doğusuyla ve güneydoğusuyla; her m2 toprağında benzer imkanlarda / fırsatlarda iş yapma/yaptırma ve yaşama kalitesi sunmaya başlayan bir Türkiye.
      • Bölgelerimizin ve şehirlerimizin kendisine has ekonomik ve kültürel değerlerini birbirine, bölgemize ve tüm dünyaya çok çok daha hızlı sunabilen bir Türkiye. 
      • Devlet kurumlarıyla ve iş dünyasıyla değişen dünyayı daha kolay yakalayabilen ve/veya pozisyon alabilen bir Türkiye.
      • Yakaladığı ekonomik ve kültürel dinamizm ile bölge ülkelerindeki iş dünyasının ve toplumların her anlamda cazibesini çeken bir Türkiye.
      • Coğrafi konumu ve tamamladığı ulaştırma yatırımları ile kara, deniz ve hava lojistiğinde dünyanın en önemli koridorlarından birisi olan bir Türkiye.
      • Uluslararası ulaşımda; en kısa sürede en çok sayıda ülkeye ulaşabilen ve bu sayede pek çok sektörde dünyanın merkezi olmaya başlayan bir Türkiye.
      • Dünya ekonomisinde çok daha etkin be yön verici olan, dolasıyla siyaseti çok daha güçlü bir Türkiye.
      • Dünya ekonomisinden daha fazla pay alarak güçlenen daha müreffeh bir Türkiye.
      Değerli okurlarımız; tüm bu yatırımları tamamlamış bir Türkiye nasıl bir Türkiye olurdu? sorumuza cevaplarınızı makalemize yorum olarak lütfen sizde yazın.

      Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile ilgili tüm istatistiki detayları Anadolu Ajansı'nın bu ve bu haberlerinde bulabilirsiniz. Ayrıca www.3kopru.com ve www.ysskoprusuveotoyolu.com web sitelerini de incelemenizi ayrıca tavsiye ederim.

      Yavuz Sultan Selim Köprüsüülkemize, milletimize, ülke & bölge ekonomimize ve tabiki İstanbul'umuzun trafiğine hayırlı uğurlu olsun.

      Makale haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Bakan Faruk Özlü: Türkiye’de Açık İnovasyon Felsefesi Yaygınlaşmalı!

      $
      0
      0

      Türkiye’nin ilk açık inovasyon kampı Hack’n Break,  27 Ağustos Cumartesi günü düzenlenen konferans ile sona erdi. Konferansın açılış konuşmalarını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü veİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Mustafa Güden gerçekleştirdi.

      20-27 Ağustos tarihleri arasında İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleştirilen Hack’n Break, eğitim, workshop ve sosyo-kültürel aktivitelerle geçen bir haftanın ardından 27 Ağustos Cumartesi günü düzenlenen konferans ile son buldu. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Mustafa Güden’in protokol konuşmalarını yaptığı konferansın davetlileri arasında İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Urla Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, Ege İhracatçılar Birliği Başkanı Sabri Ünlütürk de yer aldı.

      “Ülke Olarak, Açık İnovasyon Felsefesini Yaygınlaştıracak İşler Yapmalıyız.”

      Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü konuşmasına başlarken ülkemizin içinden geçtiği sürece dikkat çekerek, son dönemde gerçekleşen terör olaylarında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, şehit ailelerine ve milletimize başsağlığı dileklerini iletti.

      Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, konuşmasının devamında“Bu kampta yenilikçi iş fikirlerine, patent ve buluşlara sahip olan birçok firma, girişimci ve akademisyen arasında bilgi ve deneyim paylaşımı gerçekleşti. Bu tarz etkinliklerin önümüzdeki dönemlerde hızla artacağına yürekten inanıyorum. Ülke olarak, açık inovasyon felsefesini yaygınlaştıracak işler yapmalıyız. Çünkü bilim ve teknolojide insanlar ve kurumlararası etkileşim ne kadar artarsa, yeni bir bilgi ve ürün çıkarmak da o kadar kolaylaşır. Bu bağlamda, birbirimizin zihninden, aklından, bilgi ve tecrübesinden yararlanmamız gerekiyor. İşte açık inovasyon tam da buna imkan tanıyor. İşbirliğini ön plana çıkaran açık inovason modelinde tek tek bireylerin veya kurumların sahip olduğu kapasiteyi aşmak mümkün hale geliyor. Bu bağlamda tüm herkesin riskleri ve kazançları paylaştığı bir ekosistem inşa edilebilirse en nihayetinde kazanan insanlık ve bilim olacaktır. Bu temele dayanarak, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde gerçekleşen bu etkinliğin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu etkinlik üniversitenin merkezi rolüne, firmalar, girişimciler ve akademisyenler arasındaki etkileşimin önemine vurgu yapıyor. Benzer etkinliklerin önümüzdeki dönemlerde de artarak devam edeceğine tüm kalbimle inanıyor, bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.

      “Türkiye’deki Bütün Mühendislik Öğrencilerinin Yolunun Bu Kamptan Geçmesini Arzu Ediyoruz”

      İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof Dr. Mustafa Güden yapmış olduğu açılış konuşmasında “Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen açık inovasyon kampı Hack’n Break’e ev sahipliği yapmış olmaktan büyük gurur duyuyoruz. Bu yıl kampa 750 öğrenci katıldı. Bunların birçoğunu kendi startupları olan girişimciler oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda bu sayıyı 4000-5000’lere çıkarmayı hedefliyoruz. Hatta Türkiye’deki bütün mühendislik öğrencilerinin yolunun bu kamptan geçmesini arzu ediyoruz. Organizasyonda emeği geçen herkese, başta etkinliğin küratörleri Zehra Doruk ve Murat Küçükgirgin olmak üzere, tüm sponsorlarımıza, katılımcı, eğitimci ve öğrencilerimize sonsuz teşekkür ederim.” dedi.

      Etkinlik kapsamında 60 eğitimci, 22 konuşmacı yer alırken, 16 konferans ve 95 aktivite gerçekleştirildi. Tüm bunlar bir gönüllülük esasına dayanılarak yapıldı.

      Konuşmacılardan Vestelİcra Kurulu Üyesi ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan Cengiz Ultav; sürdürülebilirlikte eğitimin, insan ilişkilerinin ve networkün önemine değinerek, teknolojinin reel dünyayla yüzleşme döneminde olduğunu ve bundan 5-10 yıl sonra bunların iç içe geçerek son derece dinamik bir ortam oluşturacağını söyledi.

      Ufuk Batum’un “İnovasyon ve Teknoloji’de Türkiyenin Durumu ve Gelecek Beklentileri” başlıklı konuşmasının ardından Doğan Taşkent moderatörlüğünde Tayfun Uğur, Zafer Babür, Ömer Çeliker, Adnan Kurt, Ömer Erkmen tarafından İnovasyon’un Dünü ve Bugünü tartışıldı.

      Enerjisa’dan Gül Erol tarafından etkinliğe katılan gençlere Kuluçka Merkezi projesi hakkında çalışmaya başlayacakları teminatı verildi.

      Uygar Özesmi (Change.org) sosyal inovasyon ve“Türetim Ekonomisi” hakkında katılımcılara bilgi verdi.

      Hülya Ululsoy (İZKA), Berna Şamıloğlu Acar-Lale Kof Karan (Acar Karan), Ümit Gökbayrak (Hürriyet), Barış Yesügey (Google), Mert Umut Özkaynak (TEMSA), Yekta Özözer, Ali Rıza Ersoy (Siemens), Emre Özbek (Kovvan), Kozan Demircan, Zeynep Zorlu (TRPE) , Uzm. Dr. Kerem Dündar da konferans konuşmacıları arasında yer aldı.

      Hack’n Break hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.hacknbreak.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

      Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      TİM-TEB Girişim Evi Başvurularında Son Gün 29 Ağustos! Kaçırmayın!

      $
      0
      0

      Teknogirişimciler, fikirleriniz yenilikçi, yüksek katma değerli ve ihracat potansiyeli de olan girişimcileri ve girişimci işletmeleri geliştirmek, güçlendirmek amacıyla kurulan TİM-TEB Girişim Evleri'nde hayat buluyor. Başvurular İçin Son Gün: 29 Ağustos 2016.

      TİM-TEB Girişim Evi Nedir?

      TİM-TEB Girişim Evleri’nin amacı, bulunduğu il genelinde yenilikçi, yüksek katma değerli ve ihracat potansiyeli de olan girişimcileri ve girişimci işletmeleri geliştirmek, güçlendirmek. 

      TİM - TEB Girişim Evi’nde kuluçka, hızlandırma ve büyüme evrelerinde olan girişimciler için farklı kategorilerdeki ihtiyaçlara yönelik hizmetler sunuyor. Girişimcilerin mevcut durum analizlerini gerçekleştirdikten sonra işletmenin seviyesini belirliyor ve vereceğimiz danışmanlık hizmetlerini buna göre tanımlıyor.

      Girişimciler, TİM – TEB Girişim Evi’ni ofis olarak kullanabildikleri gibi, kurumsal web sitesi oluşturma desteği, marka-patent-fikir hakları ile ilgili olarak danışmanlık desteği, müşteri-yatırımcı buluşmaları düzenleme, network sağlama gibi olanaklardan da faydalanıyorlar.

      TİM-TEB Girişim Evi Programlarının Katkıları

      • Girişimcilik potansiyelini yaygınlaştırır.
      • Devlet desteklerine etkili bir şekilde ulaşmayı sağlar.
      • Teknoloji firmalarının büyümesini ve ihracat çabalarını destekler.
      • Yeni kurulan şirketlerin başarısını arttırır.
      • Teknoloji firmalarının girişimciliğini geliştirir.
      • Yenilikçi ürün ve hizmetlerin yurtiçi ve yurtdışı platformlara ulaşmasını sağlar.
      • Girişimci ve teknoloji firmalarının finansal ihtiyaçlarını yenilikçi çözümlerle yönlendirir.
      • İş dünyası ile girişimcilerin iş birliğini geliştirir.
      • Yatırımcı potansiyelini artırır, girişimci-yatırımcı ilişkilerini destekler.

      Programın açılacağı iller:İstanbul, İzmir, Mersin, Denizli, Bursa, Konya, Gaziantep, Edirne, Trabzon

      Program İçerikleri

      Start Up: Girişim Şirketiniz "START UP" programı ile hayata geçiyor. Yeni kurulan teknoloji şirketleri başta ürün/fiyat ve müşteri olmak üzere kuruluş döneminin hayati kararlarında yönlendiriliyor, ilk müşteri bağlantılarında özel desteklerle güçlü bir başlangıç yapmaları sağlanıyor.

      Level Up: Teknoloji firmaları "LEVEL UP" programı ile hızlanıyor. Tutunmayı başaran teknoloji firmalarına büyümeyi hızlıca başlatabilmeleri için yeni müşteri ve yeni pazarlara ulaşma fırsatları ile birlikte özel danışmanlık hizmetleri sunuluyor.

      Grow Up: "GROW UP" programı ile teknolojik firmalar büyüyor. Belli bir ciroyu yakalamış teknoloji firmalarına, yurtiçi veya yurtdışında büyük pazarlara ulaşmaları ve güçlü bir büyümeyi başarmaları için iş yönetimi ve strateji danışmanlığı fırsatları sunuluyor.

      UnutmayınTİM-TEB Girişim Evleri'ne başvuru için son gün bugün! (29 Ağustos 2016)

      TİM-TEB Girişim Evi hakkında daha detaylı bilgi edinmek ve başvuruda bulunmak için www.teblegirisim.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

      Haberimizi teknogirişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Gençler InnoCampus'te Proje Geliştirip Yatırımcılarla Buluştu!

      $
      0
      0

      Inovatif fikirlerin hayat bulup gençlerin yatırımcılarla buluştuğu InnoCampus tamamlandı. Birkaç saniye içinde kuaför randevusu ayarlayan site de var, üniversite öğrencilerinin yurt sorununa çözüm bulan da. Yöresel değerleri dünyaya tanıtma misyonu üstlenen de var, çocuklara inovatif oyuncaklar üreten de.

      Bu fikirlerin hepsi FMV Işık ÜniversitesiŞile kampüsünde gerçekleştirilen InnoCampus’te yeşerdi. Üç haftalık girişimcilik hızlandırıcı programına katılmaya hak kazanan gençler, fikirlerini geliştirip, sektörden isimlere sundu.

      Kar amacı gütmeyen bir sosyal sorumluluk projesi olan InnoCampus bu yaz 4. programını FMV Işık Üniversitesi Şile Kampüsü’nde gerçekleştirdi. Başta üniversite öğrencileri olmak üzere girişimci gençlere ortak çalışma ve öğrenme alanı, interaktif eğitimler, mentorluk ve FabLab (YapLab) atölyeleri sunan InnoCampusüç haftalık başarılı bir sürecin ardından tamamlandı.

      Daha önce Adana, İzmir ve Çanakkale’de gerçekleştirilen, bu yaz Şile’de düzenlenen girişim hızlandırıcı programa, yapılan değerlendirmeler, uzun ve keyifli mülakatlar sonucu 10 takım katılmaya hak kazanmıştı. 10 takım birbirinden ilginç ve çarpıcı projelerini kamp süresince hayata geçirmek için çalıştı.

      Daha önceki eğitimlerde olduğu gibi projeye gönüllü olarak katkı veren eğitmen ve mentorlar girişimciler için faydalı olabilecek konularda tecrübelerini paylaştı. Tasarım odaklı düşünme, hikaye anlatma sanatı gibi atölyelerden yalın girişim kanvası, iş planı geliştirme, girişim fonlama ve stratejik planlama gibi konulara kadar uzanan zengin bir içerik takımlara sunuldu.

      Hayata Geçen, Yatırımcılarla Buluşan Projeler

      Takımlar kamp sonunda hayata geçirebilecek projeleri ve iş fikirlerinin prototipleriyle yatırımcılarla buluşma fırsatı buldu. Kamp süresince hayata geçen projeler ise şöyle:

      Minorpreneurs (Işık Üniversitesi)

      Minorpreneurs, 8-16 yaş arası çocuklar ve gençleri girişimci olarak eğitmenin yanında yaratıcı, sosyal ve tutkulu bireyler yetiştirmeyi amaçlar. Bu nedenle çağdaş, yenilikçi ve interaktif eğitim modelleri oluşturarak, tamamlayıcı bir eğitim modelini okullarda uygular.

      Proje Takımı: İlker Elal, Ahmet Yağız Aktaşlıoğlu, Muhammed Oğulcan Köşker, Ezgi Ergene, Selen İlkbahar, Serhat Bora

      LetsChall (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitütsü)

      LetsChall, kullanıcılara fotoğraflarını oylatmasını sağlayan bir mobil sosyal medya uygulamasıdır. LetsChall uygulamamız sayesinde bir veya iki kullanıcı iki fotoğrafı oylatabilir, yarıştırabilir, rekabete götürebilir ve sonuçlarını oylama bittikten sonra kullanıcı ile paylaşabilirsiniz. Bu oylama sayesinde bireysel kullanıcılar kişisel tatminlerini sağlarken şirketlerde ürünlerinin pazardaki durumları konusunda veri toplayabilecekler.

      Proje Takımı: Yağmur Erkek, Denis Basriev,  Sercan Şensülün

      Ortakyer (9 Eylül Üniversitesi)

      Ortakyer, Türkiye üzerindeki yöresel yiyecek, içecek, giyim ve hediyelik eşya gibi ürünlerin bir e-ticaret platformunda buluşturulduğu bir ortam olarak görülebilir fakat arka planda ülkemizdeki kültürel değerlerin daha çok insana ulaştırılması ve o değerleri sağlayan emekçilerin çalışmalarını ayakta tutabilmek hedefleniyor. Örnek vermek gerekirse bugün Bayburt'ta kullanılan bir ürün olan Ehram tarihimizden silinmek üzereyken bu ürün modern  toplumların kullanılabileceği şekilde çanta, ayakkabı ve kravat olarak güncellenerek tekrar kazanılmaya çalışılıyor. Ortakyer projesinde bu tür ürünlerin www.ortakyer.com aracılığıyla dijital ortama taşıyarak tüm dünyaya tanıtmak hedefleniyor.

      Proje Ekibi: Metin Topallar, Enes Çakır, Murat Erdemir

      InnoKido (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi)

      Çocuklarımızın her gün gelişen dünyaya ve gelecekte ortaya çıkacak yeni mesleklerin ihtiyaç duyduğu niteliklere 21. yüzyıl becerileriyle uyum sağlaması için aldıkları okul eğitiminin yanı sıra kendi yaratıcılıklarını günümüzün teknolojileri ile birleştirebilecekleri materyaller olması gerekiyor. Fakat bu materyaller Türkiye'de halen yetersiz ve ulaşılabilirliği zor. InnoKido, bu eksiklikten yola çıkarak çağımızın getirdiği bu yetenekleri çocuklara kazandıracak eğitim setleri tasarlayıp, geliştirmeyi hedefliyor. Hepimizin aşina olduğu lego parçalarından ilham alarak içlerine motor, elektronik kart, pil gibi devre elemanlarını yerleştirerek çocukların parçalarını kendi birleştirip yaratıcılıklarını ortaya çıkardığı robotlar yapmasına imkan sağlanıyor.

      Proje Ekibi: İsmet Batansu, Taceddin Ölmez, Zeynep Aykul

      Kiyurtlar (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)

      2015 yılının başında üç üniversite öğrencisi tarafından başlatılan  kiyurtlar projesi; öğrencilerin üniversite hayatları boyunca en büyük problemlerinden biri olan "kalacak yer" problemini çözmek için yola çıktı. Türkiye'deki bütün öğrenci yurdu, öğrenci apartı ve öğrenci pansiyonlarının bilgilerini bünyesinde bulunduran "kiyurtlar"; akıllı yurt arama platformu olarak hizmet vermektedir. Öğrencilere birçok arama bölümü sunarak en kolay yoldan diledikleri özelliklerdeki yurtlara ulaşmalarını sağlamaktadır. Ek olarak; bir öğrencinin farklı öğrencilerin yaptığı yorumları ve puanları görebilmesi karar verme konusunda yardımcı olacaktır. Ayrıca platformun online olması mekandan ve zamandan bağımsız olarak kullanılmasını sağlamaktadır. Çoklu cihaz desteği ve kullanıcı dostu tasarımlarıyla da öğrencilerin ilgisini fazlasıyla çekmektedir.

      Şu anda test yayınında olan kiyurtlar, facebook ve twitter hesaplarında aktif çalışmalarına başlamış olup, 15 Ağustos 2016 tarihi itibariyle de tam olarak yayın hayatına girecektir. Web sitemize turkiyede.kiyurtlar.com adresinden ulaşabilirsiniz.

      Öğrenenler (İstanbul Teknik Üniversitesi)

      Selçuk Keser tarafından başlatılan Öğrenenler Projesi bir eğitimde takas modelidir.

      Komünitesine dahil olan kullanıcılar, eğitim havuzundan almak istedikleri dersi seçer ya da dersin açılması talebinde bulunurlar ve karşılığında hangi dersleri verebileceklerini listelerler. Yeterli sayıda öğrenen ve öğreten sayısına ulaşılan dersin tarihi ve yeri belirlenir. Böylelikle ders açılmış olur.

      Parasız eğitim, geniş eğitmen seçeneği, anlatarak öğrenme, açık kaynak dokümantasyon, ek gelir gibi avantajları vardır. Bu zamana kadar CNC, Lazer, Kodlama, Arduino, Rhino, Kaçış Oyunu Eğitimi, Davul ile Analog ve Dijital Fotoğraf Eğitimi dersleri açılmıştır. 3 Boyutlu Yazıcılar, HTML, CSS, Gitar, Keman, Temel Çizim, Ahşap Marangozluk, Paten, Hayvan bakımı, Pilates ve Dans eğitimleri de çok yakında gerçekleşecek.

      Katılım için ogrenenler.com adresinden kayıt olabilirsiniz.

      Hello Music (Işık Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi)

      Okul öncesi eğitimine müziği dahil eden, oyuncak ve oyun sistemleri, paket eğitim programı. Anne karnında başlayan ritimlerle dünyaya gelen çocuğun hayatında, müziğin hiç eksik olmaması için tasarlanan bu programda, müziğin sezgisel ve bilişsel becerileri arttıran yönünün, çocuğa doğru bir şekilde yansıtılması sonucunda, özgüvenlerinin ve yaratıcılıklarının artması hedeflenmektedir. Eğitim kurumları ve ebeveynlere iki farklı modelle (abonelik sistemi ile) sunulması beklenen programı oluşturmak üzere Gazi Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nden İpek Berkant ve Işık Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi Endüstriyel Tasarım bölümlerinden Gürkan Özkan ve İpek Berkant bir araya gelmiştir.

      Makasla(Rotary 100. Yıl Anadolu Lisesi)

      Erol Galip Serbest 17 yaşında bir girişimci. Şuan Makasla'da satış ve pazarlama bölümünde yer alıyor. Beyaz yakalı iş kadınlarının kuaförlerde gereksiz vakit kaybettiklerini görüp bu sorunu çözmek adına Makasla'yı kurdum. Makasla, güzellik profesyonelleri ve salonları birleştiren online randevu platformu. Saniyeler içinde randevu alıp, 4 ana kategoride oylama sağlayıp yorum yapabileceğiniz bir ortam.

      100' ün üzerinde işletme ile anlaşmaya varılan makasla her gün büyümeye devam ediyor.

      InnoCampus hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.innocampus.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

      Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Uluslarası Kuluçka Merkezi Projesi StarTURK, KOSGEB Desteğine Hak Kazandı

      $
      0
      0

      Yıldız Teknik Üniversitesi liderliğinde Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi konsorsiyumunda hazırlanan StarTURK Kuluçka Merkezi Projesi, KOSGEB’in Uluslararası Kuluçka Merkezi Kurma Programı’ndan destek almaya hak kazandı.

      ABD’de Silikon Vadisi’nde kurulacak olan StarTURK Kuluçka Merkezi’ne KOSGEB, 5 yıl boyunca toplamda 3.850.000$ destek veriyor olacak.

      Üniversitelerin güçlerini birleştirerek oluşturduğu konsorsiyum tarafından Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri, ülkemizde gerçekleştirilen teknolojik ürünlerin uluslararası pazarlarda yer alması, ihracatın arttırılması, yerli teknoloji yoğun başlangıç işletmelerinin gelişmiş girişimcilik ekosistemleri içerisinde yer alması ve KOSGEB tarafından verilen desteklerden faydalanması için proje hazırlandı.

      Ortaklık protokolü ile yaklaşık yüzde 80’i bilişim sektöründe yer alan 700 firmanın ve Türkiye’nin en büyük kuluçka yapılarını bünyesinde barındıran konsorsiyum, Silikon Vadisi’nde yüksek teknoloji üretmek ve dünya pazarında yer almak için önemli bir yatırım yapıyor olacak.

      Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


      TÜBİTAK Öncülüğünde 50 Ülkeye Teknoloji Yardımı!

      $
      0
      0

      Teknoloji alanında Birleşmiş Milletler ile Türkiye ortaklığında gerçekleşecek "Uluslararası Teknoloji Bankası" az gelişmiş ülkelere umut olacak.

      BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un özel olarak takibini gerçekleştirdiği ve TÜBİTAK öncülüğünde yapılan projenin Gebze'de hayata geçirilmesi kararlaştırıldı.

      Aralık ayında yapılacak merkezin açılışına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un katılması da planlanıyor. Proje ile birlikte TÜBİTAK öncülüğünde teknoloji alanında geri kalan yaklaşık 50 ülkeye teknoloji desteği sağlanması hedefleniyor. Bu ülkelerden 30'unun Müslüman olduğu belirtiliyor. Kurulacak banka ile birlikte az gelişmiş ülkelerin teknoloji ihtiyaçları tespit edilecek. Bu analizlerin sonunda gerekli bilgi paylaşımları yapılarak, az gelişmiş ülkelerin teknoloji alanında ayağa kaldırılması hedefleniyor. Öte yandan bu bankayla az gelişmiş ülkelerin bilim insanları için de veri tabanı oluşturulacak. Araştırmacılar bu proje ile ülkelerinden göç etmek zorunda kalmadan çalışmalarını yürütebilecek. Bilimsel çalışmalar ile birlikte geri kalmış yaklaşık 50 ülkeye teknoloji transferi yapılması planlanıyor. Projenin öncülüğünü ise Türkiye'nin bilimsel alandaki en etkili markası olan TÜBİTAK yapacak.

      TÜBİTAKkaynaklı haberimizi  tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Makina, Robot ve İnsan Etkileşimi Yetenekli İşgücünü Açığa Çıkaracak!

      $
      0
      0

      Yeni sanayi devriminin öncü makinaları, "Endüstri 4.0 ve Geleceğin Akıllı Üretim Mühendisliği" teması ile MAKTEK Avrasya 2016'da sahne alacak. 1.5 milyar dolarlık iş hacmi yaratması beklenen MAKTEK Avrasya'da makina, robot ve insan etkileşimi ile Endüstri 4.0'ın işgücü, kurumlara sağlayacağı üretkenlik, üretimde kol gücünün beyin gücüne dönüşümü ve işgücü profilindeki dönüşüm için eğitim süreçleri, alanında uzman isimlerce aktarılacak.

      Türkiye’nin stratejik sektörleri arasında yer alan “Makina" ve “Takım tezgahları”nı temsil eden iki büyük meslek örgütü Takım Tezgahları Sanayici ve İşadamları Derneği (TİAD) ve Makina İmalatçıları Birliği (MİB) işbirliği ile düzenlenen sektörün Avrasya’daki en büyük buluşması, 11-16 Ekim tarihleri arasında makina devlerini İstanbul’da ağırlayacak. Sanayiyi bekleyen büyük dönüşümün "Endüstri 4.0 ve Geleceğin Akıllı Üretim Mühendisliği" teması ile Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde 14 salon, 120 bin metrekare alanda; makine, robot ve insan etkisiyle aktarılacağı organizasyonda önümüzdeki 10 yıl içinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için doğacak yeni fırsatlar alanında uzman isimlerce aktarılacak. Başta makina ve alt yapı olmak üzere Endüstri 4.0'ın kurumlara sunacağı üretkenlik, ciro artışı, yatırım, işgücü, teşvik, işgücü profilindeki değişim ve eğitim konularının masaya yatırılacağı organizasyonun bu yıl 1.5 milyar dolarlık iş hacmi yaratması bekleniyor.

      "Endüstri 4.0, Türkiye'nin 2023 Hedeflerinde Kaldıraç Olabilir"

      Makina ve Takım Tezgahları sektörünün Türkiye'nin 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmasında stratejik bir öneme sahip olduğunu belirten TİAD Başkanı Hakan Aydoğdu, "Endüstri 4.0 sanayide, üretimde birçok avantaj sağlayacağı gibi, üretimde insan=kol gücü kavramını sıfırlayacak. Bu akımın ortaya çıkartacağı, kol gücü yerine beyin gücünün yoğun olacağı yeni meslekler ile istihdam artışı da sağlanmış olacak. Önümüzdeki 10 yıl içinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için yeni fırsatlar yaratacak olan Endüstri 4.0, insan kaynaklı üretim hatalarını sıfıra indirecek. Hatta iş sağlığı ve güvenliği açısından yeni bir dönemin kapılarını aralayacak" dedi.

      "Çoçuklarımızın Yeni Meslekleri Bugünden Hazır"

      Modern makinalar, iletişim teknolojileri ve işgücü profilindeki dönüşümün üretimde yaşanan fiziksel problemlerin önüne geçeceğini de belirten Aydoğdu, şunları kaydetti:

      "Verimliliği, kaliteyi, esnekliği artıracak olan yeni sanayi devrimi ile 10 yıl içinde farklı iş kolları ve iş tanımlarını konuşmaya başlayacağız. Bu dönüşüm en çok çalışanlara yarayacak. Çünkü yeni iş tanımları çalışanların farklı alanlardaki yeteneklerinin açığa çıkmasını sağlayacak. Robotlar üretimde hız kazandırırken, çalışanlar kendilerini farklı alanlarda geliştirip üretim, pazarlama ya da hukuksal açıdan bağlı bulunduğu iş koluna katma değer yaratacak. Çocuklarımızın; hatta torunlarımızın yeni meslekleri bugünden hazır. 10 yıl içinde aile ortamında ya da iş dünyasında siber güvenlik analisti, sanal gerçeklik tasarımcısı, makine öğrenim bilimcisi, şehir inovasyon/mekanik uzmanlığı gibi 16 farklı mesleği konuşacağız. Çocuklarımız bu meslekleri tercih etmeye başlayacak. Ülke olarak jeopolitik konumumuzu da göz önünde bulundurduğumuzda, Endüstri 4.0 global yarışta bize önemli bir rol sunacak. Hükümetimizin bu alanda sağlayacağı destek, Almanya, Amerika ve Japonya karşısında Türkiye’yi devler ligine taşıyacak.”

      75 Ülkeden 70 Bini Aşkın Sektör Profesyonelini Ağırlayacak

      Türkiye'de üretilen makinaların dünyaya duyurulmasında önemli bir ev sahipliği yapan MAKTEK Avrasya 2016'nın bu yılki içeriği hakkında da bilgi aktaran Hakan Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye ile birlikte Almanya, İspanya, Çin, Tayvan, Hindistan, Güney Kore, Japonya, İtalya, İngiltere gibi sektörde söz sahibi 30’u aşkın ülkeden katılımcı yenilikçi ürünlerini sergileyecek. Dünya devlerinden KOBİ seviyesine kadar on binlerce sektör profesyonelini ağırlayacak olan MAKTEK Avrasya 2016'da katılımcı ve ziyaretçilere Endüstri 4.0’ın sağlayacağı avantajlar, kurumlara sunacağı üretkenlik, ciro artışı, yatırım, işgücü, teşvik, Endüstri 4.0’a geçiş için ihtiyaç duyulan teknolojik sistemler, eğitim konuları, seminer ve toplantılarla alanında uzman isimlerce aktarılacak. Ayrıca katılımcı ve ziyaretçiler, alım heyetleri ile fuar süresince farklı iş imkânları oluşturmak, yeni pazarlara açılmak için ‘Fuar Özel Ziyaretçi Programı’ kapsamında toplantılar gerçekleştirebilecek."

      Sektörde ve üretimde küresel fırsat kapılarını aralayacak olan MAKTEK Avrasya 2016’da CNC ve universal talaşlı imalat makinaları, sac işleme makinaları, kesici takımlar, takım tutucular, CAD/CAM, PLM yazılımları, 3D yazıcılar, ölçü aletleri, kalite kontrol cihaz ve ekipmanları, kaynak, kesme ekipmanları, kaynak makinaları, yedek parça, ısıl işlem donanımları, taşıma sistemleri, yağlama ve soğutma sistemleri sergilenecek.

      MAKTEK Avrasya 2016 hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.maktekfuari.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

      Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Müslüman Kadınlar Zirvesi’ne Türkiye’den Katılım Artıyor!

      $
      0
      0

      23-25 Eylül 2016 tarihinde Malezya’da yapılacak Müslüman Kadınlar Zirvesi’ne Türkiye’den ilgi giderek artıyor. Malezya’nın ev sahipliği ile Dünyada ilk kez gerçekleştirilecek Zirve’ye 100 ülkeden 5 binden fazla katılımcı bekleniyor. Zirve’ye Türkiye’den iş kadınları, STK temsilcileri ve akademisyenler başta olmak üzere çok sayıda kişi katılıyor.

      Türkiye çalışmalarını TASAM Türk Asya stratejik Araştırmalar Merkezi ile Türkiye Merkezli Kadın STK’larından oluşan Komite’nin sürdürdüğü, 23-25 Eylül 2016 tarihinde Kuala Lumpur’da gerçekleşecek Uluslararası Müslüman Kadınlar Zirvesi için hazırlıklar son aşamada.

      Dünya İslam Forumu, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi ve TASAM ile Türkiye Merkezli Kadın STK’larından oluşan Komite’nin işbirliği ile düzenlenen; Malezya Kraliçesi, Başbakanı ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri ile T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın onurlandıracağı, dünyadan birçok güçlü ve ünlü kadının katılacağı Uluslararası Müslüman Kadınlar Zirvesi’nde bir günün“Dünya Müslüman Kadınlar Günü” olarak kabul edilmesi bekleniyor. Amaç; Dünya Müslüman Kadınlar Günü ve çalışmalarında, bir kimlik ve özgün alan olarak Müslüman kadınları bir araya getirmek, sorunlarına ve güçlü yönlerine dikkat çekmek olacak.

      Zirve’nin sloganı ve ana teması olan “Müslüman Kadın; Pamuk gibi Yumuşak, Demir gibi Güçlü” ifadesi ile Müslüman kadının gücü ve şefkati vurgulanmaya çalışılıyor.

      Yönetimi ve sekretaryası TASAM Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi ile Türkiye Merkezli Kadın STK’lardan oluşan Komite tarafından gerçekleştirilen Zirve’ye; Türkiye’den dinleyici olarak katılmak isteyen iş dünyasından kadınlar ve kadın yöneticiler ile görünürlük anlamında katılmak ve destek vermek isteyen STK ve kurumlar TASAM’a başvuru yapabiliyorlar. Zirve, İslam dünyası kadınları ile birlikte tüm dünya kadınları için önemli bir çalışma olarak görülüyor.

      TASAM başkanı Süleyman Şensoy; Türkiye’den güçlü bir katılım olmasının memnuniyet verici olduğunu, gelecek yıl Zirve’nin Türkiye’de yapılacak olmasında önemli bir rol oynayacağını belirterek, “Gelecek yıl Türkiye’de yapılacak Zirve, Türkiye ve İstanbul için çok önemli olacaktır, Zirve’de Türkiye’nin güçlü temsiliyetini önemsiyoruz ” dedi.

      Zirve’deki alt konu başlıkları;

      • “Kadın ve Girişimcilik”, 
      • “Kadın ve Barış İnşası”,
      • “Genç Müslüman Kadınlar; Geleceği Şekillendiren Güç”,
      • “Genç Kadın Liderler”,
      • “Kadınların Eğitimle Güçlendirilmesi”, 
      • “Barış Tesisinde Kadının Rolü, İnsanlığa Biçim Vermek”,
      • “Kadın ve Cami Yönetimi: Problem ve Çözümler” 
      •  “Modern Müslüman Kadın: Ayşe ve Külkedisi”

      olarak belirlendi.

      Uluslararası Müslüman Kadınlar Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.tasam.org web adresini ziyaret edebilirsiniz

      Haberimizi kadın okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      OTOKAR, ‘ALTAY Tankı’nda Seri Üretim İçin Son Teklifini Verdi!

      $
      0
      0

      Türkiye’nin en büyük özel sermayeli savunma sanayii şirketi OTOKAR, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın talebi üzerine, ana yüklenicisi olduğu ALTAY tankının seri üretimi için en son teklifini verdi.

      OTOKAR Genel Müdürü Serdar Görgüç,“Ocak ayındaki ilk teklifimizin ardından Müsteşarlık’ın talebiyle bugün son teklifimizi sunduk. Milli ana muharebe tankı için yüzde 100 milli sermayeli bir üretici olarak; insan kaynağımız, deneyimimiz, bilgi birikimimiz ve teknolojimizle bu göreve hazırız” dedi.

      Türkiye’nin kara sistemleri üreticisi OTOKAR, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndan gelen talep üzerine, ana muhabere tankı ALTAY’ın seri üretimi için son teklifini sundu. Projede ana yüklenici olarak görev alan OTOKAR, sadece kendisine yapılan davet üzerine ALTAY tankı için ilk seri üretim teklifini de geçtiğimiz Ocak ayında Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na vermişti. ALTAY’ın seri üretimi için OTOKAR’ın sunduğu bu son teklif, 250 adet ALTAY’ın seri üretimi ve bunların Entegre Lojistik Destek faaliyetlerini kapsıyor. Teklifle birlikte en son teknoloji ürünü alt sistemlere sahip ALTAY tankının vakit kaybetmeden seri üretim çalışmalarının başlaması ve modern ana muharebe tanklarının bir an önce Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesi hedefleniyor.

      ALTAY Farklı Ülkelerde Üretimin Kapılarını Açacak

      Türk Silahlı Kuvvetleri’nin lider tedarikçisi olarak bu milli göreve hazır olduklarını belirten OTOKAR Genel Müdürü Serdar Görgüç, projenin hızla hayata geçirilmesinin ardından Türkiye’nin kendi ana muharebe tankına sahip olacağını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:“Türk savunma sanayisine yeni teknolojiler ve yetenekler kazandıran ALTAY ile ülkemizin savunma sanayiindeki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azalacak. ALTAY’ın tüm tasarım ve fikri mülkiyet hakları, Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olacak. Milli ana muharebe tankımız için, yüzde 100 milli sermayeye sahip bir üretici olarak insan kaynağımız, deneyimimiz, bilgi birikimimiz ve teknolojimizle üzerimize düşeni en iyi şekilde yerine getirmeye hazırız. ALTAY tankının konsept tasarımını ve prototip üretimini yaptık, testlerini başarıyla sürdürüyoruz. Bu dönemde ayrıca seri üretim dönemi için tüm altyapı gereksinimleri ve hat planlamalarını çalıştık, Milli Savunma Bakanlığı’ndan ana muharebe tankı üretimi için gerekli olan Üretim İzin Belgesi’ni aldık. Sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte düğmeye basılarak en kısa zamanda hattan ilk tankları çıkaracak şekilde üretim programımızı yaptık. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı olan 250 adet ALTAY’ın 5 yılda imalatına ek olarak; ihracat potansiyeli, mayın temizleme, kurtarıcı, istihkam tankı gibi türev ve tamamlayıcı araç ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak, yıllık uygun bir kapasite planlaması yaptık. Bu şekilde Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın veya diğer dost ve müttefik ülkelerin her türlü talebini karşılayabilecek, esnek bir üretim programına sahip olmayı hedefledik.”

      Otokar tasarımı ve üretimi olan araçların ağırlıklı olarak NATO ve Birleşmiş Milletler güçlerinde kullanıldığını belirten Serdar Görgüç, ALTAY’ın Türkiye’ye yeni ihracat fırsatları da yaratacağına işaret etti. Görgüç,“Seri üretimin başlamasını takiben ALTAY’ın farklı ülkelerden de talep göreceğine, hatta dost ve müttefik ülkelerin projeye katılması ile farklı coğrafyalarda da üretim olanaklarının önünün açılacağına inanıyoruz” dedi.

      OTOKAR ve ‘ALTAY Tankı’ hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.otokar.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

      Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Paratika E-Ticaret Sektörünün Yeni Oyuncusu Oldu

      $
      0
      0

      Asseco SEE’nin e-ödeme alanında faaliyet gösteren iştiraki Nestpay Ödeme Hizmetleri A.Ş., Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'ndan (BDDK) izin aldı. Paratika markasıyla hizmet verecek olan firma, müşterilerine güvenli ve hızlı alışverişin bütün ayrıcalıklarını sunacak.

      Avrupa'nın en büyük 6. yazılım firması Asseco Grup bünyesinde olan Asseco SEE, e-ödeme konusundaki 17 yıllık bilgi birikimi ve deneyimi ile Nestpay Ödeme Hizmetleri A.Ş.’yi hayata geçirdi. 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları” hakkındaki kanun çerçevesinde, e-ticaret firmalarına sanal POS hizmeti vermek için kurulan Nestpay Ödeme Hizmetleri A.Ş., "Paratika" markası ile BDDK’dan alınan lisans kapsamında sanal POS hizmeti verecek.

      Paratika ile Tketicilerin Hassas Bilgileri En Üst Güvenlik Seviyesiyle Korunacak

      Paratika birden fazla bankanın sanal POS altyapısına entegre olarak, anlaşmalı bankaların kredi kartlarına taksit imkânı sunuyor. Tek fiyatlama ve tek panelden mutabakat kolaylığı ile üye işyerlerine paket olarak sanal POS çözümü sağlıyor. Kart kullanıcılarının en hassas olduğu konuların başında, kredi kartı güvenliği ve kart bilgilerinin kopyalanması geliyor. Kredi kartı veri ve işlem güvenliğinde dünyanın en üst düzey standardı olan PCI- DSS sertifikasıyla uyumlu olan Paratika ile kredi kartı saklama işlemleri güvenli şekilde yapılıyor. Ayrıca kredi kartı saklama hizmetinden yararlanan e-ticaret firmaları, tek tıkla ödeme kolaylığı ile son kullanıcılara hızlı ödeme imkanı da sunmuş oluyor.

      Uluslararası Standartlarda Güvenli ve Kolay Alışveriş

      Nestpay Ödeme Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Hatice Ayas, konuyla ilgili olarak “Türkiye'nin önde gelen bankalarına ve e-ticaret firmalarına, Asseco SEE olarak, geniş bilgi birimimiz ve tecrübemiz ile kapsamlı e-ödeme çözümleri sunuyoruz. Şimdi ise NestPay Ödeme Hizmetleri şirketinin markası olan Paratika ile e-ticaret yapmak isteyen tüm firmalara sanal POS çözümü sunacağız. Paratika ile e-ticaret sektörünün gelişimine katkı sağlarken, hem e-ticaret firmalarına hem de son kullanıcılara hızlı, pratik ve güvenli çözümüz sayesinde önemli avantajlar sunacağız.” dedi.

      E-ticarette Sahtekârlığa Geçit Yok

      Paratika, etkili sahtekârlık (fraud) kontrolleri ile ters ibraz riskini azaltmak için gerekli tüm kontrolleri yaparak, konusunda uzman fraud ekibi tarafından tüm şüpheli işlemlerin 7/24 izlenmesini ve önlenmesini sağlıyor. Paratika’nın içerisinde barındırdığı özellikler sayesinde işlemin yapıldığı PC, tablet ya da telefonun daha önce herhangi bir sahtekârlık işlemi ile ilişkili olup olmadığı kontrol ediliyor. Riskli görülen işlemlere zamanında müdahale edilerek oluşabilecek muhtemel zararlar önleniyor.

      Paratika hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.paratika.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

      Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

      Viewing all 7107 articles
      Browse latest View live