Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7107 articles
Browse latest View live

TEB Özel Melek Yatırım Platformu’ndan Girişimcilere Destek!

$
0
0

Hazine Müsteşarlığı tarafından onaylanarak bir bankanın‘melek yatırım’ konusunda yetkilendirildiği ilk platform olan TEB Özel Melek Yatırım Platformu, Insprad tarafından bu yıl üçünü kez düzenlenen ve gelecek vadeden girişimcilerle dünyanın önde gelen yatırımcılarını buluşturan The Pitcher 2018 etkinliğine bu yıl da destek oldu.

ABD, İngiltere, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere 20 farklı ülkeden başvuru alan The Pitcher, bu yıl İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye, Avrupa ve Silikon Vadisi’nden 70’ten fazla aktif yatırımcının karşısında projelerini anlatma fırsatı bulan girişimcilerden en iyi 20’si seçildi.

The Pitcher 2018’de değerlendirilen projeler arasında birinciliği Qumpara isimli proje elde etti. Kullanıcıların alışveriş fişlerinin fotoğrafını göndererek puan biriktirebildiği ve puanlarla çeşitli ödüller kazanılan Qumpara uygulaması finansal teknolojiler alanında önemli bir değer yarattı.

The Pitcher 2018 ikincisi telefon görüşmeleri, müzik, video gibi sesli içeriklerde kişiye özel dinleme deneyimi sunan TuneFork olurken; üçüncü sırada ise idrar analizine göre kullanıcılara kişiselleştirilmiş beslenme ve yaşam tarzı tavsiyeleri sunan sağlık asistanı Vivoo adlı proje oldu. Arıkovanı özel ödülü ise taşınmak isteyenlerin Uber’i olarak tanımlanan Octovan’ın oldu.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Genç Mucitten Tuvaletlere Temizlik Getiren Girişim!

$
0
0

Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'da yaşayan genç mucit Nadja Zubcevic, alafranga tuvaletler için ürettiği antibakteriyel ped ile umumi tuvaletlerde adeta "bahar temizliği" yapmaya hazırlanıyor.

Birkaç yıl önce Bosna Hersek'te düzenlenen Sosyal İcatlar Yarışması'nda yaptığı antibakteriyel pedle dikkatleri üzerine çeken Zubcevic, insanların umumi tuvaletleri huzurlu bir şekilde kullanmasına imkan sağlayacağını düşündüğü icadını yakın zamanda piyasaya sürmeyi planlıyor.

Yüksek lisansını Saraybosna Üniversitesi Biyokimya ve Fizyoloji Bölümü'nde tamamlayan 26 yaşındaki Zubcevic, böyle bir icat yapma fikrine ise birkaç kez umumi tuvaletleri kullanıp, arkadaşlarından da bu yerlerin hijyeni konusunda şikayetler duyduktan sonra yapma kararı aldı.

Saraybosnalı mucit, bakterileri etkisiz hale getiren buluşuyla restoran, benzin istasyonları, okul, hastane ve otel gibi yerlerde bulunan umumi tuvaletlerdeki klozetlerin üzerine oturmadan önce tuvalet kağıdı koyma çilesine de son vermeyi amaçlıyor.

AA muhabirine icadı hakkında konuşan Zubcevic, her yeni icat fikrinin yaşanan bir sorunun ardından geldiğini belirterek, umumi tuvaletleri kullanırken insanların doğrudan klozete oturmaktan kaçındığını, bu sorunundan da en çok kadın, çocuk ve yaşlıların muzdarip olduğunu aktardı. İngiltere'de yapılan bir araştırmanın umumi tuvaletleri kullananların sadece yüzde 2'sinin klozetlere oturduğuna işaret ettiğini söyleyen Zubcevic, tuvaletlere oturanların da genelde tuvalet kağıdıyla oturulan kısmı kapladığına dikkati çekti.

Bakterilerin Neredeyse Tümünü Otomatik Olarak Yok Ediyor

Zubcevic, ultraviyole ışığın peddeki antibakteriyel yüzeyi aktifleştirdiğini kaydederek, bu işlemin, bakterilerin neredeyse tümünü otomatik olarak yok ettiğini aktardı. Antibakteriyel ped üzerinde mikrobiyolojik analiz yapıldığını vurgulayan Zubcevic, sonuçların pedin verimli çalıştığını gösterdiğini, kullanılan antibakteriyel filmin de kendine özgü fotokatalitik bir özelliği olduğu için etkisinin tartışmalı bir konu olmadığını söyledi.

Zubcevic, yaptığı icatla ekibiyle birlikte Sosyal İcatlar Yarışması'na katıldığını ve 150 aday arasından birinci seçildiklerini anımsatarak, yarışma sonrası yatırımcılardan ürün için kendisine teklifler geldiğini de dile getirdi. İcada yüksek düzeyde medya ve yatırımcı ilgisi olmasının doğru ürünü yaptıklarının bir işareti olduğunu vurgulayan Zubcevic, "İnsanların umumi tuvaletlere karşı olumsuz bakışının gerçekten değişebileceğini düşünüyorum. Bu, gerçekten ihtiyaç duyulan bir ürün." dedi. Zubcevic, söz konusu icadı üretecek şirketle görüşmelerin devam ettiğini ve ürünün modelini yaptıklarını belirterek, şu an sabırlı bir şekilde süreci yürüttüklerinin altını çizdi.

İnsanların ilgisinin olduğu bir şeyi üretmenin çok güzel bir duygu olduğunu kaydeden Zubcevic, "Bu süreçte öğrendiğim şey, sabırlı olmak ve kendine inanmak. Bir gecede hiçbir şey olmaz. Güzel şeyleri yapmak zaman alıyor. Asla hayallerinizden vazgeçmeyin." ifadelerini kullandı.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İnternet Siparişlerinin Yüzde 82’si Kartla Ödendi!

$
0
0

Medya takip ve raporlama ajansı PRNet, 2017-2018 yılları arası e-ticarette tercih edilen ödeme yöntemlerini inceledi. PRNet’in Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, 2017’nin başından 2018 yılının dördüncü ayına kadar olan dönemde, internet alışverişinin yüzde 82’isinde kredi kartı ve banka kartı ile ödeme tercih edildi. Kartla ödemeyi sırasıyla; yüzde 10 ile kapıda ödeme, yüzde 7 ile havale, yüzde 1 ile de alışveriş kredisi gibi ödeme yöntemleri takip etti.

Ajans Press ve PRNet’in gerçekleştirdiği medya incelemesine göre, araştırmaya konu olan 2017-2018 dönemi içerisinde, e-ticaret başlığı altında medyaya 17 bin 246 haber çıktığı saptanırken, 2016 yılında 7 bin 691 haber, 2015 yılında ise 7 bin 334 haber çıkışı belirlendi. Medyaya yansıyan haberlerin her yıl artışa geçmesi, sektörde yaşanan hareketliliğe medyanın kayıtsız kalmadığının bir göstergesi sayıldı.

İnternet üzerinden kartla yapılan alışverişlerde en çok cep telefonu tercih edilirken, cep telefonundan sonra; telefon kılıfları, bebek bezi, kitap ve temizlik malzemeleri tercih edilenler arasında yer aldı. Bununla birlikte, alışveriş kredisi ile de en çok satın alınanlar listesinin başına yine cep telefonu oturdu.

Birinci sırada cep telefonun olduğu listenin ilk 10’unun tamamının teknolojik ürünlerden oluştuğu saptandı. Havale yöntemi ile verilen siparişlerin ilk sıralarında ise, temel gıda ürünleri dikkat çekerken, en çok ezme, çikolata, tatlı, şekerleme, gazlı içecek ve makarna gibi gıda ürünlerinin tercih edildiği görüldü. Bunun yanı sıra, havale yöntemi ile satın alınan ürünler arasında kaykay ve paten gibi ürünlerde yer aldı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İnoSuit Programı'nın Temmuz 2018 Dönemi İçin Başvurular Başladı!

$
0
0

Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Sabancı Üniversitesi işbirliğinde gerçekleştirilen İnoSuit - İnovasyon Odaklı Mentorluk Programı'nın Temmuz 2018 dönemine ait son başvuru tarihi 21 Mayıs 2018’e uzatıldı.

Üniversite-Sanayi işbirliğine dayanmakta olan “İnoSuit - İnovasyon Odaklı Mentorluk Programı” kapsamında, İhracatçı Birlikleri üyesi şirketlerde inovasyon yönetimi yetkinliğinin sürdürülebilir şekilde arttırılması, inovasyon yönetimi altyapısının oluşturulması, güçlendirilmesi, her bir kurumun kendi hedeflerine, yapısına ve ihtiyaçlarına uygun kurumsal inovasyon sistemlerinin tasarlanması ve hayata geçirilmesi amaçlanıyor.

İnoSuit Programı’na bugüne kadar 29 farklı ilden 232 firma başvurmuş olup mentor havuzumuzda ise inovasyon yönetimi konusunda uzman 97 üniversiteden 601 akademisyen mentor başvurusu bulunmaktadır.

İnoSuit Programı hakkında detaylı bilgi almak için www.tim.org.tr adresini ziyaret edebilir ya da 0212 454 07 99 numaralı telefon aracılığı ile yetkili kişilere ulaşabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İTO: Yeni Paket Ekonomide Dinamizmi Artıracaktır!

$
0
0

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Başbakan Binali Yıldırım'ın kamuoyu ile paylaştığı borç yapılandırması ve sosyal reform paketinin, ekonomide dinamizmi artıracağı değerlendirmesinde bulundu.

Borç ve prim yapılandırmasının ve imar barışının ekonominin kayıt altına girmesi için çok önemli adımlar olduğuna işaret eden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, şunları kaydetti:

"Kamuya borç ödemelerinde tanınan yeni fırsatlar, stok affı gibi tedbirler inanıyoruz ki devlet, vatandaş ve reel sektöre karşılıklı kazanç olarak yansıyacak. Vatandaşın alım gücünü artıracak her türlü sosyal ve yapısal düzenlemenin arkasındayız. Başbakanımızın açıkladığı borç yapılandırması ve sosyal reform paketi, ekonomide dinamizmi artıracak. İnanıyoruz ki bu barışın bereketi her vatandaşa ayrı yansıyacaktır. Kamuya birikmiş vergi ve prim borcunu ödeyen vatandaş da, ikramiye ile geliri yükselen emekli de geleceğini çok daha güven içinde planlayabilecek. Eski borçlarını taksitlendiren girişimci, sonraki vergi ve primleri için beyaz bir sayfa açabilecek. Yeni yatırım planlarına da engelsiz start verebilecek. Çünkü yasal süreçlerle karşılaşmayacak. Devlet de bir yandan tahsil edemediği gelirine kavuşarak yatırımlarını hızlandırabilecek."

Milliyet kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İşsizlik Rakamlarını Gençlerin Girişimciliği Düşürecek!

$
0
0

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, iş yeri açmak isteyen 18-29 yaş arası gençlere 3 yıla kadar vergi kolaylığı getirilmesinin ekonomiyi ve piyasaları canlandıracağını belirtti.

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Bakanlar Kurulu toplantısında alınan kararlara ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, 12 milyon emekliye Ramazan ve Kurban bayramlarında verilecek olan 2 bayram ikramiyesinin piyasaları canlandıracağını ve esnafın yüzünü güldüreceğini bildirdi.

Bağ-Kur borcu bulunan esnafın sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesine yönelik değişikliğin de sevindirici olduğunu vurgulayan Palandöken şunları kaydetti; "18-29 yaş arasında iş yeri açmak isteyen gençlere 3 yıla kadar vergi kolaylığı getirilmesi ekonomiyi ve piyasaları canlandıracaktır. En önemlisi gençlerin girişimciliği sayesinde işsizlik rakamları azalacak, ekonomik büyüme daha da artacaktır. Çünkü yeni düzenleme ile 3 yıllık gelir vergisi desteği devam edecek olmasının yanı sıra 1 yıl boyunca Bağ-Kur primini devlet ödeyecek. Bu fırsatları girişimci tüm gençlerin zaman kaybetmeden değerlendirmesi ekonomide ülkemize büyük mesafe kat ettirecektir."

Habertürk kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Coğrafi İşaretler Zirvesi İstanbul'da Gerçekleştirildi!

$
0
0

Türk Patent ve Marka Kurumu, Metro Türkiye ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iş ortaklığıyla İstanbul’da Coğrafi İşaretler Zirvesi gerçekleştirildi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Veysel Yayan, Zirve'de yaptığı konuşmada, Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünler bakımından çok zengin olduğunu ifade etti ve "Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, Türkiye'de daha çok ürünün coğrafi işaret alarak dünyaya yayılmasının, üreticilerin desteklenmesinin ve kırsal kalkınmanın arkasındayız." dedi.

Katma Değeri Yüksek Coğrafi İşaretler, Ülkeler İçin Önemli Bir Zenginleşme Aracı

Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan da katma değeri yüksek coğrafi işaretlerin, ülkeler için önemli bir zenginleşme aracı olduğunu ifade ederek, medeniyetler beşiği olan Türkiye'nin, bu alanda sahip olduğu zenginliği hem ulusal hem uluslararası alanda kalkınma atılımına dönüştürmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Karakuş, coğrafi işaretin daha kıymetli bir ürün olduğunu belirterek, sadece para kazanmak değil atalarımızın bıraktığı mirasa da sahip çıkılması gerektiğini ifade etti.

 "Dünyada 10 Bin Adet Coğrafi İşaret Tescilli Ürün Bulunuyor"

Metro Global Yürütme Kurulu Üyesi Kubilay Özerkan da İstanbul'da ilk kez düzenlenen Coğrafi İşaret Zirvesi'ne ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Türkiye olarak, bir tarafta medeniyetler beşiği bir coğrafya, diğer taraftan binlerce yıldır birikerek zenginleşmiş köklü bir mutfak kültürünün zengin bir mirasçısı konumundayız. Metro olarak, Türk mutfağına ve değerlerine sahip çıkma vizyonuyla ilerliyoruz. İnanıyoruz ki, bizi biz yapan bu değerlerdir. Bu ülkenin değerlerine sahip çıkmak demek, geçmişine olduğu kadar geleceğine de sahip çıkmak demek. Biz bu zenginliğe sahip çıkıp yaşatırsak globalleşmeyi kendi lehimize çevireceğiz ve hikayemiz dünyada ses getirecek, yer bulacaktır."

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2030 Yılında Dijital İşletme Olmanın Önündeki 5 Engel

$
0
0

Dell Technologies’in araştırmasında buluşan dünya çapında iş liderleri, 2030 yılı ve sonrasında dijital bir işletme olmanın önündeki engelleri açıklıyor.

Dell Technologies tarafından gerçekleştirilen dünya genelindeki araştırmaya göre, geleceğe dair fikir ayrılıklarıyla insan-makine iş ortaklığında yeni bir çağa adım atıyoruz. Çoğu işletme, başarılı bir dijital işletme olarak çalışmanın önündeki yaygın engellerin üstesinden gelmek için yeterince hızlı hareket etmediği gibi yeterince kapsamlı da çalışmıyor. Buna rağmen işletmelerin büyük çoğunluğu karşılaştıkları zorluklara rağmen beş yıl içinde dönüşüm konusunda başarılı olacağını düşünüyor.

Muazzam bir değişim çağına adım attığımızı dile getiren Dell Technologies Pazarlama Kurulu Başkanı Jeremy Burton, “Her ne kadar iş liderleri geleceğe dair birbirleriyle çatışan görüşler savunsa da hepsi dönüşümün gerçekleşmesi gerektiği konusunda hemfikir. Yaptığım pek çok görüşmeyi düşününce önemli bir ana geldiğimize inanıyorum. İşletmeler ya zorluklara göğüs gerip BT iş güçleri ile güvenliklerini dönüştürerek gelecekte belirleyici bir rol oynayacak ya da geride kalacaklar” dedi.

İşletmelerin Büyük Kısmı Değişime Ayak Uyduramıyor

Çoğu işletme, başarılı bir dijital işletme olarak çalışmanın önündeki yaygın engellerin üstesinden gelmek için yeterince hızlı hareket etmediği gibi yeterince kapsamlı da çalışmıyor. İşletmelerin yalnızca yüzde 27'si diğerlerine öncülük ettiğine ve yaptığı her işte dijital teknolojiden faydalandığına inanıyor. Yüzde kırk ikisi gelecek on yıl içinde rekabet edip edemeyeceğini bilmiyor ve işletmelerin büyük bir kısmı (yüzde 57) değişimin hızına ayak uydurmakta zorlanıyor.

2030 yılında ve sonrasında başarılı bir dijital işletme olmanın önündeki başlıca engeller şu şekilde sıralanıyor:

  1. Dijital vizyon ve strateji eksikliği: Yüzde 61
  2. İş gücü hazırlığı eksikliği: Yüzde 61
  3. Teknolojik kısıtlamalar: Yüzde 51
  4. Zaman ve para ile ilgili kısıtlamalar: Yüzde 37
  5. Yasa ve düzenlemeler: Yüzde 20

Dönüşüm İhtiyacı Doğrultusunda Bir Arada

Liderler, geleceğe dair fikirlerinde ve değişim önündeki engellerle nasıl yüzleştikleri konusunda birbirlerinden ayrılabilir ancak dönüşüm ihtiyacı doğrultusunda birleşirler. Aslında işletmelerin büyük çoğunluğu karşılaştıkları zorluklara rağmen beş yıl içinde dönüşüm konusunda başarılı olacağını düşünüyor.

Beş yıl içinde büyük olasılıkla elde edilecek başarılar arasında ise şunlar bulunuyor:

  1. Etkili siber güvenlik savunmalarını kullanma: Yüzde 94
  2. Hizmet olarak ürün teklifi sunma: Yüzde 90
  3. Yazılım tanımlı bir işletmeye yapılacak geçişi tamamlama: Yüzde 89
  4. AR-GE çalışmalarının kuruluşu ileri götürmesi: Yüzde 85
  5. Sanal gerçeklikle (VR) hiper bağlı müşteri deneyimleri sunma: Yüzde 80
  6. Müşteri taleplerini önceden karşılamak için yapay zekadan faydalanma: Yüzde 81

Araştırma hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Üniversiteliler, 2018 Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması Başladı!

$
0
0

Ülkemizin uluslararası rekabet gücünü arttırmak için bilimsel bilginin ticari değere dönüşmesine, gençlerin kendilerine kariyer hedefleri oluşturmalarına ve böylece bilinçli ve nitelikli işgücünün yetiştirilmesine, kariyerlerinde girişimcilik fırsatlarını değerlendirmeyi hedefleyen öğrencilerin “öğrenme ve uygulama” deneyimi kazanmasına, etkin çalışabilen, stratejik düşünebilen, küresel entegrasyon sürecini başarıyla yönetebilecek girişimciler ile yeni işletmeler kazandırılmasına katkı sağlamak amacıyla düzenlenen Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması'nın 2018 yılı başvuruları 7 Mayıs itibariyle alınmaya başladı.

Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması'nın amacı, Açık Öğretim Fakülteleri dâhil ön lisans ve lisans öğrencileri arasında girişimcilik ve yenilikçilik konularına yönelik farkındalığı artırmak ve çeşitli alanlarda yenilikçilik içeren iş fikri olan öğrencilerin, fikirlerini hayata geçirmelerine yönelik uygun ortamı hazırlamak için destek sağlamak.

Ayrıca öğrencilerden, 4. Sanayi Devrimi kapsamındaki gelişmeler doğrultusunda sanayide dijital dönüşüm ile ilgili konularda katma değeri yüksek projeler üretmeleri bekleniyor.

Yarışma Kategorileri

  • Temel Sektörler Kategorisi: Tüm sektörlere yönelik yenilikçi uygulama fikirlerinin alındığı bu kategoride bölgesel ve/veya ulusal verimliliğe, kalkınmaya ve istihdama katkı sağlayacak nitelikte girişim fikirleri aranıyor. Bu kategori geleneksel iş kollarında (sanayi, tarım, hayvancılık, enerji, çevre) verimlilik ve yenilikçi bakış sağlayacak uygulama fikirlerini kapsıyor. Ayrıca özellikle bölgesel anlamda günlük yaşam kalitesini ve verimliliği arttıracak yenilikçi uygulama fikirleri de bu kategori altında değerlendiriliyor.
  • Tekno Girişimcilik Kategorisi: Bu kategoride, yarışmacılar yenilikçi ve teknoloji tabanlı olmak koşuluyla her konuda ve diledikleri sektöre yönelik olarak proje teklifi getirebilirler. Konuların seçiminde ticari başarı şansına ve uygulanabilirliğe önem verilmelidir. Başvuru sahiplerinden, bilişim sektöründe yenilikçi uygulamaları, elektronik sektörüne yönelik çözümler, biyoteknoloji alanında mühendislik ve teknolojik altyapıyı barındıran uygulamalar ile ileri malzeme gibi teknolojiyi kullanan alanlarda fikir geliştirmeleri bekleniyor.
  • Sosyal Girişimcilik Kategorisi: Toplumsal sorunlara çözüm getirmeye yönelik yenilikçi fikirleri kapsıyor. Bu kategoride eğitim, insan hakları, göç, kalkınma gibi birçok alanda sosyal dönüşüm amaçlanıyor.

Başvuru ve Sergi Tarihleri

Yarışma için yılda bir kez başvuru alınır. Yarışma kapsamında önce 12 bölgede bölge sergisi
düzenlenir, sonrasında final sergisi yapılır.

Başvuru Tarihleri:7 - 25 Mayıs 2018
1.Aşama Değerlendirmesi:13 Haziran 2018
2.Aşama Değerlendirmesi:3 Eylül 2018
3.Aşama Değerlendirmesi:Ekim 2018 (Tarihleri daha sonra ilan edilecek.)
Final Sergisi: Kasım / Aralık 2018 (Tarihleri daha sonra ilan edilecek.)

Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Başvurular ise internet üzerinden e-bideb.tubitak.gov.tr adresinden çevrimiçi yapılmaktadır. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

KOBİGEL (KOBİ Gelişim) Destek Başvuruları Başladı!

$
0
0

KOSGEB, illerde rekabet avantajına sahip imalat sanayi sektörleri ve yazılım sektörlerindeki KOBİ’lerin rekabet gücünün geliştirilmesi ve sanayide dijitalleşme oranının artırılması için KOBİ Gelişim Destek Programı kapsamında yeni bir proje teklif çağrısı yayımlandı.

KOBİGEL KOBİ Gelişim Destek Programı kapsamında hazırlanan 2018 – 01 sayılı Proje Teklif Çağrısının genel amacı, “illerde rekabet avantajına sahip imalat sanayi sektörleri ve yazılım sektörlerindeki KOBİ’lerin rekabet gücünün geliştirilmesi”dir.

Proje Teklif Çağrısına;

  • İller Bazında Başvuru Yapabilecek İmalat Sanayi Sektörleri Matrisine uygun olan imalat sanayi sektörü KOBİ’leri,
  • Tüm illerdeki yüksek teknolojili imalat sanayi sektörü KOBİ’leri (NACE Kodu: 21, 26, 30.3),
  • Tüm illerdeki yazılım sektörü KOBİ’leri,

başvurabilecek. 

Proje sunacak işletmelerin KOSGEB Veri tabanına kayıtlı ve aktif olmaları, bilanço usulünde defter tutmaları gerekiyor. 2017 yılı KOBİ Beyannamesi onaylı olmayan işletmeler başvuru sistemine giriş yapamayacak.

Orta düşük ve düşük teknolojili imalat sanayi sektörlerindeki ve yazılım sektöründeki KOBİ’lerde 2017 yılı net satış hasılatının en az 300.000 TL ve yıllık ortalama çalışan sayısının en az 3 olması şartı aranacak. Orta yüksek ve yüksek teknolojili imalat sektörlerindeki işletmelerde yukarıda belirtilen satış hasılatı ve çalışan sayısı kısıtı dikkate alınmayacak. İşletmelerin proje bütçe tekliflerinin, 2017 yılı net satış hasılatını aşmaması gerekecek.

Destek oranı tüm bölgeler için %60 olup, proje çağrısı ile işletme başına 300.000 TL’ye kadar geri ödemesiz, 700.000 TL’ye kadar geri ödemeli (teminat karşılığı) olmak üzere toplam 1.000.000 TL’ye kadar destek verilebilecek.

Başvuru şartlarını karşılayan KOBİ’ler, “rekabet gücünün geliştirilmesi” genel teması ile ilişkilendirilen aşağıdaki stratejilerden biri veya birkaçını birlikte içeren proje sunabilecek. Yazılım işletmeleri için ise 6 numaralı strateji zorunlu, diğerleri seçenek.

  • Strateji 1. Üretimde maliyet düşürme ve/veya verimliliği arttırma amaçlı makine – teçhizat edinimi ve devreye alma
  • Strateji 2.Ürün kalitesini ve /veya katma değerini arttırma
  • Strateji 3. Ölçüm – analiz altyapısını iyileştirme
  • Strateji 4. Pazarlama etkinliğini geliştirme
  • Strateji 5.İhracat kapasitesini arttırma
  • Strateji 6. (Yazılım işletmeleri için zorunlu) Veri madenciliği, bulut bilişim, nesnelerin interneti, yapay zeka, ERP/ MRP, CAD / CAM, akıllı uygulamalar, bilgi güvenliği, robot ve otomasyon yazılımları, bilgisayar oyunları (mobil oyun dahil) alanlarından herhangi birinde veya birkaçında; tasarım ve ürün geliştirme yetkinliklerinin arttırılması veya ürün test / belgelendirme ya da yeni yazılım / oyun geliştirme

Proje çağrısının toplam bütçesi; imalat sanayi sektörü için 500 Milyon TL, yazılım sektörü için 200 Milyon TL olmak üzere toplam 700 Milyon TL’dir. Başvuru yapılmış olması işletmeye herhangi bir hak doğurmayacak. Başvurular, KOSGEB tarafından belirlenen değerlendirme kriterlerine göre puanlanacak ve puan sıralamasına göre bütçe imkanları dahilinde desteklenmesi mümkün olan sayıdaki başvuru desteklenecek.  

Proje çağrısı için başvuru sistemi 22 Haziran 2018 günü saat 23.59’da kapatılacak. Son başvuru tarih ve saatinden önce başvuru sahibi tarafından onaylanmayan başvurular değerlendirmeye alınmayacak olup, KOSGEB Veri Tabanına kayıtlı ve 2017 KOBİ Beyannamesi onaylı işletmeler, işletme yetkilisinin e-devlet şifresiyle ile sisteme girerek başvurularını oluşturabilecek.

Proje Teklif Çağrısı hakkındaki daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Tam Bağımsızlık, Kendi Geliştireceğimiz Bilim ve Teknoloji ile Mümkün!

$
0
0

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te faaliyet gösteren Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ), dünyaca ünlü bilim adamı Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar'ı ağırladı. Manas Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı takdim edilen Sancar, katılımcılar tarafından ayakta alkışlandı.

Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar, Manas Üniversitesinin Cengiz Aytmatov Kampüsü'nde kendi adını taşıyan kütüphanenin açılışını yaptı ve kütüphane binası önünde fidan dikti. Burada öğrenciler Sancar'a yoğun ilgi gösterdi.

"Tanrı Dağlarını Görünce Çok Heyecanlandım"

Kültür Merkezi'nde akademisyen ve öğrencilere yönelik düzenlenen "Bilim ve Milli Kalkınma" konulu konferansta konuşan Sancar, "Tanrı Dağları ve ata yurdunu hep dinlerdim. Bu bize masal gibi gelirdi. Tanrı Dağlarını görünce çok heyecanlandım." diye konuştu.

Nobel aldıktan sonra yaşadıklarını anlatan Sancar, "Nobel ödülü aldığımda sadece kendimi değil, sadece Türkiye Cumhuriyeti'ni değil, bütün Türk dünyasını temsil ettiğimi biliyordum. Bunun için büyük bir gurur duydum." ifadesini kullandı.

"İki Şekli Yaratmak 45 Yılımı Aldı"

Konferansta Nobel ödülüne layık görülen çalışmalarından söz eden Sancar, "İki şekli yaratmak, 45 yılımı aldı. Bunun için çok çalışmak ve sabır lazım." dedi. Sancar, dünyada bilim alanında uluslararası iş birliğinin varlığına dikkati çekerek, elinden geldiği kadar Türk dünyasından öğrenci yetiştirmeye çalıştığını belirtti.

Türkiye'den Batı'ya çok sayıda bilim adamı gönderildiğini ve bunların çoğunun bilime katkıda bulunduğunu aktaran Sancar, "Şimdi sıra sadece Türkiye'ye değil bütün Türk Cumhuriyetlerine geldi. Önder olmamız lazım. Bunu çözmemiz lazım. Çocuklarımızı desteklemeliyiz. Onlara öz güven vermemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Sancar, Nobel ödülünü alan bir Türk olarak, Türk dünyasında temel bilimde çalışan çocuklar için bir ilham ve öz güven kaynağı durumunda bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Nobel ödülünün bir ölçü olmadığına, bilim dünyasına katkıda bulunanların birçoğunun bu ödülü kazanmadıklarına işaret eden Sancar, Mardin'in Savur köyünden çıkıp İstanbul ve Amerika'da okuyup Nobel alan bir Türk varsa, Bişkek, Bakü, Almatı ve bütün Türk dünyasından çocukların da öz emeği ile Nobel kazanabileceklerinin altını çizdi.

"Politika ile Uğraşmayın, İlim Yapın ve Çok Çalışın"

Genç nesillere tavsiyelerde bulunan Sancar, "Gözünüzü seveyim politika ile uğraşmayın. İlim yapın ve çok çalışın. Politikada kavgalar, değişimler ve çekişmeler bitmez. Bunlarla dikkatinizi dağıtmayın. Kendinizi bilime verin." dedi.

Sancar, hayatta imkansızlıkların özür olarak kabul edilmemesi gerektiğini aktardı.

"Bütün Batı devletlerinde parasız eğitim göremezsiniz. Ben ilkokuldan üniversiteye kadar eğitimimi parasız gördüm. Anladığım kadarıyla Türk devletlerinde de eğitim bedava sağlanıyormuş. Bu bakımından çalışmak, bilim yaratmak için bir an için özür olmaz. Başarının kısa yolu yoktur. Dünyanın en zeki adamı olun, çalışmazsanız ailenize, ülkenize ve dünyaya katkı yapamazsınız. Ben orta zekalı bir insanım. Aslında zekaya inanmıyorum. Çalışmaya inanıyorum. Emeğe inanıyorum. Ben öğrenci iken günde 18 saat haftada 7 gün çalışıyordum. Şimdi 71 yaşındayım günde 12 saat haftada 6,5 gün çalışıyorum. Bunun için başarının kolay olmadığını biliyorum."

"Sizin Türk Dünyasına Borcunuz Var"

Sancar, Türk devletlerinin verdiği imkanlardan yararlanan gençlerin kendisine, ailesine, ülkesine ve Türk dünyasına karşı borçlu olduğunu vurguladı. Batı'da gelişen teknolojilere bağlı kalamadıklarını söyleyen Sancar, "Tam bağımsızlık, kendi yaratacağımız bilim ve teknoloji ile mümkün olabilir." ifadesini kullandı.

Konferansa, Türkiye'nin Bişkek Büyükelçisi Cengiz Kamil Fırat, Azerbaycan'ın Bişkek Büyükelçisi Hidayat Orudjev, Kırgızistan Eğitim ve Bilim Bakan Yardımcısı Kudayberdi Kojobekov, KKTC Bişkek Temsilcisi Atınç Keskin, TİKA Bişkek Program Koordinatörü Ali Muslu, Türk Keneşi Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Kocaman, üniversite rektörleri, konuk rektörler, dekanlar, öğretim görevlileri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Filistin’de Eğitime Güneş Enerjisine Yatırım Desteği!

$
0
0

Filistin Yatırım Fonu, EPC firmalarını, devlet okulları için anahtar teslim güneş enerjisi çatı sistemleri inşa projesine davet etmek üzere ihale açtı. Proje kapsamında, 500 devlet okulunun çatısına ortalama 70 kW’lık kurulu güce sahip güneş enerjisi sistemlerinin kurulumu hedefliyor. Böylece önümüzdeki üç ila dört yılda toplamda 35 MW’lık bir kapasite kurulumu sağlanacak.

İhale, Filistin Milli Eğitim Bakanlığı ve doğal kaynaklar ve altyapı projelerinin geliştirilmesi için kurulan kamu yatırım fonu Massader’in proje için beş nitelikli EPC firması seçmek için yaptığı anlaşmanın bir parçası. Ocak ayında Filistin Yatırım Fonu tarafından duyurulan proje için, ilgilenen EPC şirketleri tarafından sunulan teklifler, 13 Mayıs 2018 tarihine kadar alınacak.

Ülkedeki güneş enerjisi kullanımı Dünya Bankası tarafından da destekleniyor, Gazze Elektrik Dağıtım Şirketi ortaklığında sürdürülen ve 2,5 milyon dolarlık bütçeye sahip pilot program, Gazze’nin sorunlu bölgelerine daha fazla güç kaynağı sağlamayı amaçlıyor.

Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında, ülkemizden Zorlu Enerji de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki hanelerin% 30’una elektrik sağlayan Kudüs Bölgesi Elektrik Şirketi (JDECO) ile henüz kapasitesi belirtilmeyen güneş enerjisi santrali kurulumu için bir protokol imzalayarak ülkenin yenilenebilir enerji üretimi için desteğini göstermişti.

Solarbaba kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Başarısız Olan Liderlerin Ortak Özellikleri Nelerdir?

$
0
0

İyi yöneticilerin olduğu gibi kötü yöneticilerinde ortak birtakım özellikleri vardır. Davranışlar her şeydir. İş hayatı, aile hayatı, sosyal hayat tamamen kişinin davranışları ve kişisel özellikleriyle ilgilidir. Kötü bir yönetici iyi bir baba ya da eş olabilir ya da iyi bir yönetici aile içinde huzursuzluğa da sebep olabilir. Bu yüzden her zaman değerlendirme hangi durum için yapılıyorsa, bu durumun dahil olduğu şartlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Kötü yönetici dediğimizde genellikle herkesin aklında birkaç sıfat oluşmuştur. Çalışanlar arasında gözle görülür bir şekilde ayrımcılık yapan, birilerini kayıran, eleştirileri herkesin içinde gerçekleştirirken övgüleri gizli gizli yapan, dinlemeyen, hakaret eden, güvenmeyen ve aşırı otoriter yöneticilere kötü yöneticiler diyebiliriz. Böyle bir yöneticiyle çalışmak çalışanda mutsuzluğa ve isteksizliğe sebep olur ve işten ayrılmaların en büyük sebebi kötü yöneticilerdir.

Peki Kötü Yöneticilerin En Belirgin Özellikleri Nelerdir?

Kötü yöneticilerle ilgili pek çok özellik sıralayabiliriz. Peki kötü yönetici deyince akla ilk gelen özellikler neler;

  • Çalışanlar arasında ayrımcılık yapmak.
  • Adaletsiz davranmak.
  • Çalışanların yasal hakları göz ardı etmek.
  • Güvenilmeyen insanlara yetkiler vermek.
  • Yönetmek, yönlendirme ve koordinasyon eksikliği,
  • Bütün başarıları tek başına sahiplenmek. Ters giden bir şeyler olduğunda ise bütün sorumluluğu çalışanlara yüklemek.
  • Çalışanlarını takdir etmeye ve ödüllendirmeye gerek görmemek, hatalarında ise onları herkesin fark edeceği şekilde azarlamak.
  • Çalışanların kişilik hakkına saygı duymamak ve saldırmak.
  • Otoriter davranma, çalışanlara bağırma ve hakaret etmek.
  • Organize olamaz ve işleri bir türlü yoluna koyamaz.
  • Çalışanları korkutarak motive edebileceklerini düşünürler.
  • Kendisi dışındakilerin düşüncelerini önemsemez, çalışanlarının fikirlerine değer vermez.
  • Çalışanlara karşı yol gösterici olmazlar.
  • Belirli bir hedefleri ve ulaşmak istedikleri bir amaçları yoktur.
  • Takım çalışmasında başarısızdırlar.
  • Verdikleri sözleri tutmazlar.

Ayrıca bir yöneticide bulunması gereken en önemli özellik iletişiminin kuvvetli olmasıdır. İletişim yeteneği olmayan yönetici, çalışanlarla da üst yönetimle de ilişkilerin dengesini sağlayamaz. Gerekli durumlarda çalışanlarını savunamaz, Tatlı dille kolayca çözülebilecek bir sorunun büyük bir problem haline gelmesine sebep olur. Kötü bir yöneticiyle çalışmak şirketin de çalışanın da kabusu olabilir. Çalışanlar işlerinden nefret etmeye başlar, şirkette ise bu huzursuz çalışma ortamında hiçbir başarı sağlanamaz.

Kadın, Öğrenci ve Engelli İstihdam Girişimi: Pariyer!

$
0
0

Online hizmet pazaryeri Pariyer.com, iş arayan ile işvereni aynı platform üzerinde buluşturarak şirketlerin hızlı bir şekilde geçici çalışan bulmasına imkan tanıyor. İşgücü piyasasındaki personel seçme-yerleştirme maliyetlerini azaltacak kullanıcı dostu bir altyapı sunan platform, Türkiye’de yüzde 9.5 olan yarı zamanlı çalışma oranını Avrupa standartlarına yükseltmeye hazırlanıyor.

Yarı zamanlı ve geçici çalışan ihtiyacını karşılamak için işveren ile iş arayanları aynı platformda buluşturan Pariyer.com, başta kadınlar olmak üzere, öğrenci, engelli ve emeklilere iş fırsatları sunuyor. Pariyer.com’daki ilanlar tasarımcıdan satış elemanına, yazılımcıdan tercümana, garsondan yönetim kurulu asistanına kadar birçok ihtiyaca uygun saatlik, haftalık, aylık dönemsel çalışmak isteyenlere de hitap ediyor.

Türkiye’de ilk olan bu platformu aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak da nitelendirmek mümkün. Pariyer’in kurucusu Meryem Bozkurt Sıtkı, daha çok kadın, genç ve engellinin hayatına dokunarak iyilik çoğaltmanın peşinde koşuyor.

Sıtkı, özellikle kadın, öğrenci ve emeklilerin boş zamanlarında yapabilecekleri işler bulması ve yeteneklerini paraya dönüştürebilmesi büyük fırsat olarak gördüğü Pariyer.com platformunun amaç ve işleyişini şöyle anlatıyor: “Yarı zamanlı çalışmak isteyen, işsiz olan veya işi olduğu halde maddi sıkıntı çeken, daha fazla gelire ihtiyacı olan pek çok kişi var. Giderek artan işsizlik, odağımızdaki hedef kitlenin serbest çalışma isteği ve hak ettikleri yere gelemeyen engellilere karşılık işveren tarafında da büyük bir ihtiyaç söz konusu. Tabii birçok iş ilanı sitesi var ama biz emekli Sibel ablanın kendisine uygun işi bulacağı, Türkiye’nin en büyük bankasının proje bazlı yeni programı için aramakta olduğu part-time çalışana kolayca ulaştığı, Fatma hanımın uzayan toplantısı nedeniyle çocuklarını birkaç saatliğine gönül rahatlığıyla emanet edebileceği pırıl pırıl üniversite öğrencisine ulaşabileceği ve bir ürün kampanyası için evinden çalışacak sosyal medya uzmanı arayan dijital ajansın çok kısa süre içerisinde doğru kişiyi rahatlıkla bulabileceği uygun maliyetli, kolay ve hızlı bir dijital platform geliştirdik. Bu da bizi diğer kariyer sitelerden bir adım öne çıkarıyor.”

14.500’ün Üzerinde Üye, 3 Bini Aşkın İş Talebi

Türkiye’nin ilk ve tek yarı zamanlı, dönemsel iş ihtiyacına yönelik hizmet veren online hizmet pazaryeri Pariyer.com, 7 ay gibi kısa bir sürede 78 ilden 14.500’ün üzerinde üyeye ulaştı. İTÜ Çekirdek tarafından desteklenen girişim, İstanbul ve diğer illerdeki üniversitelerin de katkısıyla öğrenciler için yepyeni bir iş bulma platformu oldu.

Kadın ve engellilere yönelik birçok dernek ile iş birliği yapan Pariyer.com, Türkiye genelinde 1800 iş ilanı için 3 bini aşkın başvuru aldı. Üyelerin yapmak istediği işe göre kendini tanıttığı, klasik CV oluşturmak gibi süreçlerle zaman kaybetmediği, ücret beklentisini de girebildiği şeffaf platformun en büyük avantajı ise iş bekleyen ve işveren birçok kişiye sahip olması, en doğru iş ile çalışanı kısa zamanda bir araya getirebilmesi.

Platform, Premium üyelerine müşteri memnuniyeti, sıcak satış, etkin zaman yönetimi gibi konularda özel online eğitim almış çalışanları önererek, işverenin oryantasyon sürecini kısaltıp zamandan tasarruf etmesini sağlıyor.

Online hizmet pazaryeri Pariyer hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.pariyer.com web adresinden ulaşabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Döviz, Altın, Gayrimenkul Kadar Startup'lar da Yatırım Alanı!

$
0
0

Yeni iş fikirlerinin ticarileşmesi ve büyümesi için girişimcilere profesyonel destek sunan ve İstanbul Ticaret Odası'nın (İTO) bir iştiraki olarak kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) Direktörü İbrahim Elbaşı, startup'ların da döviz, altın ve gayrimenkul kadar bir yatırım imkanı olduğunu söyledi.

BTM Direktörü Elbaşı, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 400 bini aşkın üyesiyle, muazzam bir yatırım kimliğiyle donanmış bir organizasyon olan İTO'nun, girişimcilik ekosistemine yön veren "girişimci dostu" bir merkez inşa ettiğini belirtti. Elbaşı, BTM'nin, yenilikçi iş fikirlerinin ticarileştirilmesi için gerekli bütün enstrümanları sağlayan "multifonksiyonel bir girişimcilik merkezi" olduğunu dile getirdi.

BTM Olarak Yatırımların Peşi Sıra Geleceğini Düşünüyoruz

Çıktıkları çağrılarla yenilikçi iş fikirleri olan girişimcilerin başvurularını aldıklarını anlatan Elbaşı, şunları kaydetti: "Seçilen girişimcileri, ilk başta hızlandırma kampına tabi tutuyoruz. Bu süreçte fikirleri, iş modelleriyle, belki ürünleriyle, prototipleriyle yatırımcıya hazır hale getirmeye çalışıyoruz. Ardından yatırım olanaklarıyla eşleştirme faaliyetleri başlıyor. Yatırımlardan sonra, fikir ve hayal olan şey artık gerçekleşmeye başlıyor. Yani iktisadi tarafta anlam ifade eden, sürdürülebilir boyutu olan bir değerin karşılık bulmasını sağlıyoruz."

Elbaşı, BTM'nin Mayıs 2017'de faaliyet geçmesinden bu yana 4 program oluşturduğunu ve yaklaşık 2 bin başvuru arasından bugüne kadar 90 startup'a hizmet verdiğini belirterek, bunların 40'ının mezun olduğunu, kalanların ise bir kısmının yatırımcıyla eşleşme, bir kısmının iş modeli geliştirme sürecinde olduğunu söyledi. 

Şu ana kadar kimi 2,5 milyon lira, kimi 3 milyon lira değerlemeyle 4 girişimin yatırıma kavuştuğu bilgisini veren Elbaşı, "Bu yatırımlar, daha çok tohum sermayesi, girişim sermayesi dediğimiz ilk adım yatırımlar üzerine kuruluydu. Bundan sonraki yatırımların peşi sıra geleceğini düşünüyoruz. Çünkü bu startup modelleri, büyüme potansiyeli yüksek girişimler olduğu için o yatırımlar onlar için ön adım oluyor. Asıl hayallerin gerçekleştiği nokta bir sonraki seviye oluyor ve biz ilk yatırım alsa bile onları bir sonraki seviyeye hazırlamaya çalışıyoruz." diye konuştu. 

Elbaşı, açıklamalarına şöyle devam etti: "Mesela restorasyon hizmetlerinde hem üretici hem tüketici tarafında senkronizasyonu sağlayacak bir yazılım geliştiren bir startup'ımız yeni yatırım aldı. Diğer taraftan yurt dışındaki insanların Türkiye’den alışveriş yapmasını kolaylaştıracak bir yazılım ve web portalı olarak yollando.com var. Diğer taraftan çok önemli mobil uygulama geliştiricilerimizin yatırım tarafıyla ilgili istişareleri devam ediyor. Ancak kendileri de bir taraftan satışlarına başladılar. Uygulamalarını piyasaya sürmek suretiyle büyük karşılık aldılar ve milyonlarca indirilmeye ulaştılar. Hızlı bir şekilde ilerleyen startup'larımız mevcut. Yani sadece yatırım alanlar değil, aynı zamanda kendi işleriyle birlikte yatırım alana kadar değerini büyütmek isteyen startup'larımız da yoğun bir şekilde satış faaliyetleri içinde ve Türkiye’yi global arenada temsil etmeye başladılar."

Girişimci Hızlı Davranmalı, Fırsatları Görmeli

Elbaşı, sektör ayrımı gözetmeksizin teknoloji, bilişim ve Endüstri 4.0 tabanlı yenilikçi bir iş fikirlerini desteklediklerini bildirdi. 

Girişimciliğin sınır tanımayan bir terminolojisi, yatırımın da evrensel bir dili olduğunu ifade eden Elbaşı, "Bu anlamda döviz, altın, gayrimenkul gibi yatırım olanakları nasıl global tarafta bir karşılık buluyorsa, biz asıl startup'ları, yani girişimciliği de aynı tarafta görüyoruz. Dolayısıyla sadece girişimciler ve yatırımcılar bazında değil, kurumlar özelinde de globalleşmeyle ilgili adımlar atıyoruz, stratejik iş birlikleri yapıyoruz. Mesela bizde farklı ülkelerden gelen girişimciler de mevcut veya Türk girişimcilere farklı coğrafyalardan yatırımlar da mevcut." ifadelerini kullandı.

Girişimciliğin aslında bir yöntem olduğunu ve bunun okullarda, belki de okul öncesinde verilmesi gerektiğini kaydeden Elbaşı, şu değerlendirmede bulundu: "Biz girişimciliği iş kurmak, para kazanmak, vergi levhası almak üzerinden değerlendirmiyoruz. Girişimcilik hızlı davranmak, fırsatları yakalamak, fikir üretebilmek veya onları sürdürülebilir kılmaktır. Girişimcilere şunu tavsiye ediyorum; bunun eğitimini almak zaten ön koşul ama bunun dışında sosyal aktivitelere, sosyal aidiyet meselelerine kafa yorsunlar. Nesnelerle, olgularla, insanlarla, her türlü çevreyle ilişkilerinde proaktif olmaları, öğrenen kişilikler olmaları gerekiyor. Girişimciliğin ana kriterleri bunlar. Bir girişimcinin hızlı davranması, fırsatları görmesi gerekiyor. Bunlar girişimcilikle ilgili metodolojiyle birleştikten sonra asıl o zaman girişimci ortaya çıkıyor. Bunlarla birlikte sunulan iş modelleri ve fırsatlar dolayısıyla aslında o yatırım olanaklarına erişilebiliyor. O yüzden biz şunu diyoruz; döviz kadar, gayrimenkul kadar altın kadar bir yatırım olanağı da startup'lardır." 

Fikirlerin Kaybolmasının Önüne Geçmek İstiyoruz

Türkiye'nin ve bulunduğu coğrafyanın fikir açısından oldukça bonkör olduğunu, ancak uygulama anlamında eksikler bulunduğunu aktaran Elbaşı, "Fikri olmak ile girişimci olmak arasında çok bariz farklar var. Girişimcilik yöntemi alındıktan sonra fikir mutlaka iktisadi tarafta bir değer arz edecektir. İş fikri değişebilir, dönüşebilir, çöpe gidebilir ama girişimci eğer bu metodolojiyi aldıysa, bu meseleyi özümsediyse, başka değerli fikirler ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla girişimci çok önemli bir uygulayıcıdır." yorumunu yaptı. 

Girişimcilik ekosisteminin global anlamda üst seviyeye çıkması için çalıştıklarını belirten Elbaşı, fikirlerin kaybolmasının ve uygulanmamasının önüne geçmek istediklerini dile getirdi. Elbaşı, "Bütün fırsat teşkil eden fikirleri değerlendirmek üzere varız. Artık kayıp yaşamak istemiyoruz. Artık ülke olarak kayba tahammülümüz yok." dedi.

BTM'nin bilginin ticarileşmesi noktasında bir müktesebat oluşturduğuna değinen Elbaşı, bir sonraki seviye için global taraftaki amaçlarına yoğunlaştıklarını ifade etti. 

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Tarımın Geleceğinin Masaya Yatırıldığı Çalıştay Ankara'da Gerçekleştirildi!

$
0
0

Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Ankara Şubesi tarafından organize edilen 1. Gıda ve Tarımda Yenilik Çalıştayı; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Hadi Tunç ve Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay'ın da katılımıyla Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) Konferans Salonu'nda gerçekleşti.

Bakanlığın Ar-Ge Çalışmalarına ve Desteklerine Vurgu Yapıldı

Açılış konuşmalarıyla başlayan programda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Hadi Tunç, dünyada nüfusun hızla arttığını ifade ederek, “Gıda ve tarım için kullanılan doğal kaynaklar ise azalıyor. Bu nedenle tarım ve gıda sektöründeki sorunları çözmek, sektörde sürdürülebilir bir kalkınma gerçekleştirmek her zaman için önemli ve stratejik bir alan olmuştur.” dedi. Gıda ve tarım sektörünün yaklaşık 6 milyon çalışanı, 60 milyar dolar civarındaki hasılası ve 17 milyar dolarlık ihracat kapasitesiyle Türkiye'nin stratejik alanlarından biri olduğunun altını çizen Tunç, Bakanlığın Ar-Ge çalışmalarına ve desteklerine vurgu yaptı.

Türkiye’de tarımın durumu, tarımda yapılması gerekenler ve tarımın geleceğinin masaya yatırıldığı çalıştayda; Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, ilerleyen dönemlerde dünyada temiz su ve gıdayla ilgili savaşların olabileceğine değinerek, çalıştayın başta gıda ve hayvancılık olmak üzere tüm alanlarda hayırlara vesile olmasını diledi.

Sürdürülebilir Gıda Üretimi Konusunda Ciddi Atılımlar Yapılmalı

MMG Genel Başkanı Osman Balta, Türkiye'nin orta gelir düzeyini aşması için yüksek teknolojili üretime geçmesi gerektiğini ifade ederek, "Ülke olarak bizim mutlaka yüksek teknolojili ürünler üretebilmek adına tarımsal ürünlerimizde de dijital dönüşümü tamamlamamız, topraklarımızı en etkin ve verimli şekilde kullanmamız gerekiyor." dedi. Türkiye'nin, topraklarını verimli şekilde işleyemediğini belirten Balta, özellikle sürdürülebilir gıda üretimi konusunda ciddi atılımlar yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Tarımın Bir Sonraki Evresi "Nesnelerin İnterneti" 

MMG Ankara Şube Başkanı Yılmaz Ada ise tarımın bir sonraki evresinin "nesnelerin interneti" olacağına dikkati çekerek, dijital sensörlerle donatılmış tarım makinelerinin, insansız traktörlerin ve uydu destekli arazi işlemenin tarımsal üretimin merkezine yerleşeceğini söyledi.

3. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi ve Sergisi, 17-18 Ekim'de

Açılış konuşmalarının ardından TAGEM Genel Müdürü H. Gazi Kaya, "Kamu, Özel Sektör ve Üniversite-Ar-Ge ve İnovasyon İşbirliği" konulu sunumunu gerçekleştirdi. Doç. Dr. Ufuk Türker, Tarım 4.0: akıllı tarım ve tarımda dijitalleşme konularına değinirken, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Kafkas, biyoteknoloji ve tarımda yenilik fırsatları hakkında bilgi verdi. T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hasan Özlü’nün yöneticisi olduğu “Tarımsal Girdilerin Millileştirilmesi ve Ticarileştirilmesi” konulu panelde ise; Türkiye'nin ilk yerli traktör fabrikası Tümosan (Türk Motor Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi) Genel Müdürü Kurtuluş Öğün, Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdür Yardımcısı Özgür Güven, Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız ve Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Davut Keleş konuşmacılar arasında yer aldı.

Türkiye’de tarımda yapılması gerekenler, tarımın geleceği ile ticarileşememe, sanayideki dönüşüm ve Ar-Ge tabanlı yerel kalkınmanın önündeki engellerin giderilmesi konularına dikkat çekmek isteyen MMG, tüm bu çalışmaları kapsayacak 3. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ni 17-18 Ekim tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirmeyi planlıyor.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yeteneğini Belirle ve İnovasyonunu Başlat!

$
0
0

İnovasyon, Joseph Schumpeter tarafından 1942 yılında “Kapitalizm, Sosyalizm ve Demokrasi” adlı eserde ortaya atılan bir terimdir. Sürekli yeniliğin yapılması ve gelen yeniliğin eskisini yok etmesi anlamında kullanılır. Schumpeter inovasyonu, ‘Yaratıcı Yıkım’ olarak adlandırmıştır.  

İnovasyon bazen ‘çığır açan yenilikler’ olarak ta karşımıza çıkmaktadır. Çığır Açan Yenilikler, mevcut uygulama ya da tekniklerle kıyaslanamayacak ve “beklenmedik biçimde” ortaya çıkan çözümlerdir. Söz konusu yenilikler, yeni teknolojilerin kullanılmasını ve yeni pazarlar yaratılmasını sağlar. Çığır açan yeniliklere en iyi örnek, ‘İnternet’dir.

İnovasyonların büyük kısmının gerekliliklerden ortaya çıktığını biliyoruz; hatta ‘Zorunluluklar İnovasyonun Anasıdır’ diye, meşhur bir söz vardır. Firmalar yenilikçik noktaları ve müşteri beklentilerini anlamak için radarlarını sürekli aktif tutmak durumundadırlar.

İnovasyon sürecine adım atacak olan firma veya kurum, hangi konuda yetenekli olduğunu anlamak için analizler yapmalı, rakiplerinden neyi daha iyi yaptığını bulmalıdır.

İnovasyon yapılacak alan hangisidir;

  • Üründe mi?
  • Üretim şeklinde mi?
  • Lojistikte mi?
  • Süreçlerde mi?
  • Organizasyonda mı? 
  • Pazarlamada mı?
  • İnsan kaynaklarında mı, vs. olacağını belirlemelidir.

Yeteneği belirlemek için önce, kritik problemlerin belirlenmesi ve bu problemlerin nedensellik analizinin yapılarak çözümlerin yine kolektif zekâyla araştırılması gerekir. 

Çözümlerinizin hangi yeteneklerle çözümleneceği konusu inovasyona adım atacağınız yerdir. İnovasyona giden yolda yenilikçi şekilde problemlerin çözümünün aranması, 

yenilikçilik aşamalarının belirlenmesi, her bir aşamanın detaylandırılması ve aksiyonların belirlenmesi gerekmektedir.

‘İnovasyon bazen fiyatı makul seviyeye çekmeyi başarmaktır.’ 

Herkes inovasyonu görebileceğimiz yenilikler olarak adlandırsa da, fiyat avantajı sağlayacağımız her türlü yenilikçi iş yapma modeli de inovasyon örneği olarak gösterilebilir. Bizim gibi fason işletmelerin yoğunlukta olduğu sektörler için bu daha elzem bir konudur. 

Büyümek için fırsatların peşinden gidin.

Bilginin hızlı akışı bütün denklemleri değiştirerek, yeniliğin ana itici gücü olmaya başlamıştır. 

Bu hızlı bilgi akışının baskısı, yeniliğin çerçevesini farklı şekillerde etkilemektedir: 

Bunlardan ilki, yenilik sürecindeki diğer firmalar ve kurumlarla olan bağlantıların rolünün gittikçe artması ve ikincisi de; ar-ge yoğunluklu endüstrilerde yeniliğin öneminin gittikçe artmaya başlamasıdır.

Yenilikler bazen o kadar dinamik bir seyir takip eder ki, bir şirketin ar-ge ekibi daha üst versiyonlar çıkartarak ürünün yaşamını uzatırken, diğer ekip ise; bir sonraki nesli oluşturmaktadır. Ekipler arasında oluşan gerginlikler, yeni bir potansiyel enerjinin açığa çıkmasını sağlamaktadır.

Intel ürün liderliğini sürdürmek için sürekli olarak rakiplerden bir adım ileri olmak ve yeni pazarların taleplerini karşılamak için insanların yenilikçi fikirlerini disipline sokmayı hedeflemiştir.

Pentium’un Ceo’su diyor ki: aslında dalgaları yaratan biziz. Diğerleri değil. Dalgalar dediğim yeni ürün nesilleri. Ama yenilerle tatmin olmuyoruz, kendimize karşı acımasızca eleştirel oluyoruz. Her zaman yeni alanlara yeteri kadar para ayırmıyoruz. Bundan kastettiğim şey kaynak eklemesi değil, var olan kaynakların yer değiştirmesidir. Statükoyu izlemek daha az risklidir. Dik bir açıyla dönmek ise daha tehlikeli. 

Gemisini Kurtaran İş Fikirleri Nasıl Bulunur?

Düne kadar inovasyon, bir dâhinin tek başına bir şey icat etmesi veya uçuk birinin bir fikri alıp ticari faydaya dönüştürmesi olarak görülüyorken,  bugünün iş dünyasında inovasyon, tek kişinin işi olmaktan çıkıp, ekip çalışmasına ve ayrıca sistematik bir sürece yayılmış durumdadır. İnovasyon takımlarıyla sistem içinde yenilikçi fikirler geliştirmenin yolunu aramaktadırlar.

Firmaların Geleceği Düşünme Şekli Ne Olmalı? 

Yeni teknolojiler firmaları baştan aşağı değişime uğratıyor. Firmaların sadece ar-ge kurmaları değil, iç işleyişlerinden davranış biçimlerine kadar her şeylerini bu sürece uydurmaları gerekiyor.

Çünkü Fortune 500 listesine bakınca, son 15 yılda listedeki şirketlerin yüzde 52’sinin kaybolduğunu,  ayrıca eskiden, 1955’te, bu listedeki şirketlerin ömürleri ortalama 61 yılken, 2015’te ortalama ömürleri 17 yıla düştüğünü görüyoruz.

Sonuç olarak;

İnovasyona olan bakış açımızı yeniden gözden geçirmemizde fayda var. Kamu olarak yapılması gereken şey, orta ölçekli, büyüme sürecinde olan firmalara farklılaştırılmış desteklere odaklanmak ve bu firmalara inovasyon bilincini aşılamaktır. Yerli stratejik yenilikçi ürünler için alternatif inovasyon politikalarına ihtiyaç vardır.

Ulusal inovasyon politikası olarak; 

  • Yatkınlık Oluşturma Fonu oluşturulması,                        
  • Farkındalık üniversitelerinin kurulması,

Ve

  • Ters zenginleştirme faaliyetlerine başlanması gerekmektedir.  (Ters zenginleştirme faaliyetleri, rekabetçi alanlara değil, güçlü olacağımız konuların ortaya çıkarılıp kıymete dönüştürülmesidir)

İnovasyonun da kurtaramayacağı aşama gelmeden önce firmalarımızın, seçeneklerini azaltmaları için ayrıcalıklı ‘hayal departmanları’ kurmaları ve Ar-ge’lerinin tek boyutluluktan 3 boyutlu aşamaya geçmesinin zamanı gelmiştir.

Ayrıca;

  • Çalışanlar arası iletişimsel düğümlerin çözülmesi için aksiyonlar üretmeleri,
  • Çalışan molalarının akıllılaştırılması, (akıllı molalar)
  • Fikir patlama atölyelerinin kurulması,
  • Elektronik iştahlarını frenleyip, zamanlarını aykırı zekâları harekete geçirmeye ayırmaları gerekmektedir.

Yerli Hava Durumu Uygulaması 2 Milyon Kişiye Ulaştı

$
0
0

Meteoroloji Genel Müdürüİsmail Güneş, yerli "hava durumu" uygulamasını, iOS ve android uyumlu akıllı telefonlara indiren kişi sayısının 1 milyon 919 bin 466'ya ulaştığını bildirdi.

Meteoroloji Genel Müdürü İsmail Güneş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana gözlem ve hava tahmini çalışmalarıyla kamu, özel sektör ve vatandaşlara hizmet verdiğini belirtti.

Genel Müdürlüğün, gelişmiş teknoloji alt yapısı ve 24 saat kesintisiz çalışan personeliyle yüzde 90'lara varan hava tahmin tutarlılığı sağladığını belirten Güneş, kullanıcılara teknolojinin elverdiği her ortamda ulaşmaya çalıştıklarını kaydetti.

Bugün milyonlarca kişinin kullandığı akıllı telefon ve tabletler sayesinde, günlük hayatın oldukça kolaylaştığına dikkati çeken Güneş, akıllı cihazlar için geliştirdikleri hava durumu uygulamasının vatandaşlara daha hızlı ulaşma imkanı sağladığını belirtti.

Güneş, hazırladıkları hava tahmin uygulamasının büyük bir ilgi gördüğünü dile getirerek, "Hava durumu uygulamasını indiren kişi sayısı ise 1 milyon 919 bin 466 kişiye ulaştı. Bu sayının daha da üst seviyelere çıkması için çalışmalarımıza devam ediyoruz." bilgisini verdi.

Kurumun web sayfasında yer alan bilgilerin çoğunun mobil uygulamada da yer aldığını vurgulayan Güneş, şunları kaydetti: "Meteorolojinin 'hava durumu' uygulamasında, iller ve ilçeler için hava durumu, sıcaklık, basınç, rüzgar, nem, dinamik görüntüler, güneşin doğuş ve batış saatleri, radar, deniz suyu sıcaklıkları, kar kalınlıklarını gösteren harita görünümleri de yer alıyor. Tatile çıkmayı düşünen vatandaşlarımız, istedikleri bölgelerdeki deniz ve hava sıcaklığını anlık olarak uygulamadan öğrenip, ona göre tedbirlerini alabilecekler."

Genel Müdür İsmail Güneş, "Hava durumu" uygulamasının vatandaşların faydalanabileceği güzel bir uygulama olduğunu sözlerine ekledi.

Yerli "Meteoroloji Hava Durumu" uygulaması hakkında daha detaylı bilgi için www.mgm.gov.tr web adresini ziyaret edebilir, ayrıca uygulamayı google play ve app store mağazaları aracılığıyla iOS ve android uyumlu akıllı telefonlarınıza kolayca yükleyebilirsiniz.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BTM’li Girişimcilerden Yatırımcılara Milyon Dolarlık İş Teklifi!

$
0
0

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından kurulan ve faaliyetleri İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) yılın ikinci girişimci-yatırımcı buluşmasını BTM Sahne adıyla dün gerçekleştirdi.

BTM’nin Eminönü’deki merkezinde düzenlenen Sahne’de 12 BTM girişimcisi yenilikçi iş fikirlerini anlatarak yatırımcılara ortaklık teklifinde bulundu. Bir startup üniversitesi gibi çalışan BTM’de yenilikçi iş fikri olan girişimciler 12 haftalık eğitim aldıktan sonra projelerini hayata geçiriyor ve İTO üyesi 400 bin şirkete projelerini anlatarak fikirlerinin ticarileşmesini sağlıyor. Haziran 2017 itibariyle faaliyetlerine başlayan BTM kuruluşunun üzerinden 11 ay geçmesine rağmen 2 binden fazla yenilikçi iş fikrinin hayata geçmesi için katkıda bulundu.,

Avdagiç: İcat Çıkarma Diyenlere Karşı Gençlerin Yanındayız

İTO Başkanı Şekib Avdagiç de konuya ilişkin yaptığı açıklamada, yenilik ve teknolojinin dönüşen dünyasında Türkiye'nin kararlı adımlarla yürüdüğünü söyledi. Son 16 yılda Türkiye’de gayrisafi milli hasılada (GSMH) Ar-Ge harcamalarına ayrılan payın 25 kat arttığını vurgulayan Avdagiç,“Yeni fikirler ve ürünler hızla artıyor. 2000 yılında, Türkiye’de toplam 3 bin 214 patent başvurusu vardı. 2017’de bu rakam 9 bine yaklaştı. Neredeyse üç kat artış var. Yerli otomobilden, yeni enerji kaynaklarına, milli savunma sistemlerinden, yerli uydu çalışmalarına kadar her alanda büyük bir varoluş mücadelesi içindeyiz. ‘İcat çıkarma diyenlere’ karşı gençlerimizin yanında durmayı bir görev biliyoruz. ‘Küçük olsun benim olsun’ anlayışını değil, paylaşarak büyüme ve küreselleşme fikrini öne alıyoruz” diye konuştu.

BTM’ye 3 Bine Yakın Girişimci Başvurdu

Avdagiç, gençlere iyi bir iş bulmanın değil, iyi iş kurmanın hedefini gösterdiklerini belirterek, ancak geleceği bugünden anlayabilenlerin yarınları inşa edebileceğini ifade etti.

Ülkeler için girişimciliğe yatırım yapmanın bir tercih değil, bir zaruret olduğunu altını çizen Avdagiç, “Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’miz, tam bir yıl önce ‘Al fikrini gel, fikrin iş yapsın’ sloganıyla yola çıktı. Burada girişimcilerin ihtiyaç duyduğu hem fiziki hem de fikri ortamı hazırladık. Bir fabrika gibi ham malzemeyi, yani fikri ve bilgiyi alıp, bunları piyasa için kullanılabilir hale dönüştürecek mekanizmayı oluşturduk. İTO olarak, ‘400 bin üyemiz var. O halde 400 bin melek yatırımcıya sahibiz’ dedik. Hem finansman hem de tecrübe noktasında en yenilikçi fikirleri 400 bin üyemizle bir araya getirdik. Ne mutlu ki bu kısa süreçte BTM, girişimciyle yatırımcıyı, fikirle sermayeyi, hayalle tecrübeyi bir araya getiren büyük bir platforma dönüştü. Son bir yılda 2 binden fazla yenilikçi iş fikri ve 3 bine yakın girişimci BTM’ye başvurdu. 27 iş fikri şimdiden ticarileşerek hayata geçti. İçlerinden milyonlarca dolarlık yatırım alan patentler doğdu. Kimleri buradan aldıkları profesyonel destekle şirketleştiler ve ekonomimize sağladıkları katkı hali hazırda 25 milyon liraya ulaştı. Merkezimizde 94 girişimcimiz çalışmalarını 7 gün 24 saat sürdürüyor. Merkezimiz tamamlandığında ise, yaklaşık bin girişimcinin BTM çatısı altında yer almasını planlıyoruz” dedi.

Yatırımcılardan Yoğun İlgi

Dün yatırımcılardan destek isteyen girişimcilerin projeleri arasında birkaç yüz bin liradan milyon dolarlık yatırımlara açık olan iş fikirleri bulunuyor. Yatırımcılardan da yoğun ilgi gören iş fikirleri arasında sallama filtre kahve projesinden yapay zekaya kadar 12 farklı proje bulunuyor. İş o projeler:

  • Contaxer: KOBİ’ler için tasarlanıp geliştirilmiş, Android cihazlarda ve web’de çalışan bir Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) uygulaması olan Contaxer, satış ekiplerinin performanslarının yüzde yüz doğrulukla ölçülebilirliğini sağlamayı, satış ekiplerine zaman kazandırmayı ve verimliliklerini arttırmayı hedefliyor.
  • Rezervis: Akıllı şehirler yaratmak üzere, paylaşımlı servis ağı oluşturulması, rotalama yazılımı ile servis optimizasyonu ve rota verimliliği sağlamayı amaçlıyor.
  • Ulak: Mobil kurye uygulaması olan Ulak, kullanıcıların gün içerisinde ihtiyaçları olan her türlü gönderileri için esnek çözümler sunuyor.
  • Kahvegibikahve: Nitelikli ve taze kahve çekirdeklerini öğütüp Fiber Filtreler halinde kullanıcılarına gönderen Kahvegibikahve, hazırlık ve temizlikle uğraşmadan, yalnızca sıcak su ile gerçek filtre kahve demlemelerini sağlayan bir girişim.
  • Emcekare: Emcekare Enerji AŞ; rüzgar türbini ve jeneratörde geliştirdiği teknoloji ile hem verimliliği arttırıp hem de maliyeti düşürmeyi hedefliyor.
  • Uzmani.kim: Bilişimden nakliyata, organizasyondan tadilata kadar birçok sektörde alanının en iyilerini potansiyel müşterilerle buluşturan geniş kapsamlı bir hizmet platformu. 
  • ForFarming: Kullanıcıların uzmanlık gerektirmeden diledikleri yer ve zamanda, sebze, meyve ve çiçek üretmelerini sağlayacak ev tipi akıllı sera sistemini kullanmalarını sağlayan tarım teknoloji girişimi.
  • Zeroloss: Günlük hayatta sıklıkla kullanılan, ambalaj içinde kalan ve yüzde 20’ye varan ürün atığına sebep olan yarı akışkan ürünleri ekonomiye geri kazandırarak tüketicinin aldığı ürünü son gramına kadar kullanmasını sağlayan patentlenmiş ürün ambalajı projesi.
  • Bip Bip:İstanbul’un çeşitli semtlerinde hizmet veren, lezzetli ve temiz olarak kendini kanıtlamış restoranları pazarlamadan teslimata kadar olan tüm süreçlerde destekleyen ve ürünlerini müşterilerine kurumsal çözümlerle, güler yüzlü bir ekiple, hızlı ve sıcak şekilde ulaştırmalarını sağlayan uygulama.
  • VReam Sports: 360 derece canlı yayın ve VR teknolojisi kullanan, İnteraktif Maç Deneyimi ve Taraftar Etkileşimi odaklı yayıncılık platformu.
  • Konferans Takibi: konferansları duyuran, hatırlatan, ses ve görüntü kayıtlarını İngilizce ve diğer dillerde alt yazıyla kullanıcıya sunan bir sosyal etkileşim platformu. 
  • MasterFi: kullandığı derin öğrenme, big data ve yapay zeka teknolojileri ile pazar araştırması yapmak isteyen şirketlerin başarı oranlarını arttırmak için satış ekiplerine ve şirketlere uçtan uca çözümler sunan çoklu bir iş analitiği çözümü.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2018 Yılının Sürdürülebilir İş Ödülleri İçin Başvurular Başladı!

$
0
0

Başarılı sürdürülebilir iş modellerini ödüllendirmek amacıyla her yıl düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri başvuruları 30 Nisan’da başladı. Toplam 14 kategoride yapılacak başvurular 13 Temmuz’a kadar devam edecek. 

‘Sürdürülebilir İş Ödülleri’ sosyal, ekonomik ve çevresel konularda önemli etkiler yaratan başarılı projeleri geniş kitleler ile paylaşarak Türkiye’de sürdürülebilirlik dönüşümünü teşvik etmeyi amaçlıyor. Yenilikçi, döngüsel ve sorumlu iş modellerine geçişi hızlandırmak ve bütüncül olarak sürdürülebilir yaklaşımlara sahip projelerin rol model olmasını sağlamak amacıyla bu yıl beşinci kez düzenleniyor.

13 Ayrı Kategoride Ödül Verilecek

 Akademisyenlerden oluşan jüri üyelerinin değerlendireceği yarışmaya beşinci yılında ‘Yılın Sosyal Girişimi’, ‘Kadının Güçlendirilmesi’ ve ‘Çalışan Katılımı/Bağlılığı’ olmak üzere 3 kateori daha eklendi.

İşte iş dünyasının farklı alanlarındaki yeni iş modellerinin ödüllendirildiği Sürdürülebilir İş Ödülleri;

  1. Karbon ve Enerji Yönetimi,
  2. Su Yönetimi, Sosyal Etki,
  3. Sürdürülebilirlik İletişimi,
  4. İş birliği,
  5. Tedarik Zinciri Yönetimi,
  6. Atık Yönetimi,
  7. Çeşitlilik ve Dahil Etme,
  8. Start-Up,
  9. Sürdürülebilirlik Raporu,
  10. Sürdürülebilir İnovasyon,
  11. Yılın Sosyal Girişimi,
  12. Kadının Güçlendirilmesi,
  13. Çalışan Katılımı/Bağlılığı 

B2B İşbirliği başlığında özel sektör kuruluşları (kar amaçlı kuruluşlar) arasında yapılan iş birlikleri, B2NGO İşbirliği başlığında ise özel sektör kuruluşları (kar amaçlı kuruluşlar) ile sivil toplum kuruluşları (kar amacı gütmeyen kuruluşlar) arasında yapılan iş birlikleri, İş birliği kategorisi altında iki başlık olarak başvuruya açılmış.

Ödüller için Büyük Ölçekli firmaların yanı sıra KOBİ, Start-Up, Sosyal Girişim ve Yerel Yönetimler de başvuru yapabiliyor.Türkiye’nin alanında lider isimlerinden oluşan seçkin jüri üyeleri tarafından yapılacak değerlendirmenin ardından yarışmanın kazananları ekim ayında düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak.

Unutmayın, Sürdürülebilir İş Ödülleri için 30 Nisan’da başlayan başvuru süreci, 13 Temmuz’a kadar devam edecek.

Sürdürülebilir İş Ödülleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.surdurulebilirisodulleri.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7107 articles
Browse latest View live