Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7107 articles
Browse latest View live

Türk Öğrencilerden Beyin Dalgalarıyla Hareket Edebilen Araç!

$
0
0

Muş Alparslan Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği bölümündeki 4 öğrenci, beyin dalgalarıyla hareket edebilen portatif araç tasarladı.

Muş Alparslan Üniversitesi (MŞÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencileri Yasin Gültop, Mehmet Mutlu, Mert Alkınoglu ve İbrahim Aydın, fizik dersinde hocalarının anlattığı beyin dalgaları konusundan etkilenerek proje çalışması başlattı. Öğrenciler, 3 ayda, hiçbir kumanda kullanılmadan tamamen beyin dalgalarıyla hareket edebilen portatif araç geliştirdi. Herhangi bir yardım almadan bin 300 liraya mal edilen araç görenlerin dikkatini çekiyor.

Yazılan Kodlar Tarafından Derlenerek Araç Yönlendiriliyor

MŞÜ Bilgisayar Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Mehmet Mutlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beyin dalgalarıyla aracı hareket ettirmeyi başardıklarını söyledi ve aracın özelliklerini şöyle anlattı: "Şasesini su borularıyla yaptığımız araçta bir ordino, motor şasesi ve altı motorumuz var. Aracımız için 200 satır kod yazdık. Beyinden salgılanan dört dalga ile araca odaklandığımız zaman ileri gitmesini sağlıyoruz. Kafamızda rakamlar düşündüğümüz zaman aracımız geri gidiyor. Durması için de rahatlamamız yani bir şey düşünmemiz gerekiyor. "

Kafaya takılan sensörlerin beyin dalgalarını toplayıp araca gönderdiğini belirten Mutlu, "Kodlar 'C Programlama' dilinde yazılmış olup araç üzerinde bulunan arduino hafızasında bulunuyor. Sensör tarafından toplanan beyin dalgaları bluetooth aracılığıyla araç üzerindeki arduinoya gönderiliyor, yazılan kodlar tarafından derlenerek araç yönlendiriliyor." bilgisini aktardı.

Proje TÜBİTAK'a Sunulacak

Bilgisayar Mühendisliği 3. sınıf öğrencisiİbrahim Aydın, böyle bir çalışma yapacaklarını söylediklerinde arkadaşlarının kendilerine güldüğünü dile getirdi. Ancak bu çalışmayı başarıyla gerçekleştirdiklerini vurgulayan Aydın, "Projemizi Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumuna (TÜBİTAK) sunacağız. Geliştirmek için destek bekliyoruz." dedi. 

İHA'lar ile Felçli İnsanlarda Kullanabilecek

Projede öğrencilere danışmanlık yapan Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Eşref Alkış, beyin gücüyle çalışan bu tip cihazların dünyada büyük ilgi gördüğünü belirterek, "Beyin sürekli belli frekanslar üretiyor. Düşüncene göre frekanslar değişiyor. Aracın ileri gitmesini düşününce beyinde farklı bir frekans oluşuyor. Bunu cihaza tanıtıp ileri gitmesini düşündüğün zaman araç hareket etmeye başlıyor, bu şekilde çalışıyor. Bu araç geliştirilerek insansız hava araçları ve felçli insanlarda kullanılabilir." diye konuştu.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Spor Endüstrisinin Geleceği SPORTUP 2018’de Konuşulacak!

$
0
0

Sporu ileriye taşıyacak, ufuk açıcı fikirler, projeler ve girişimlerin buluştuğu Sportup Konferansı, ikinci yılında 23 Mayıs Çarşamba günü Nişantaşı Üniversitesi ev sahipliğinde İstanbul, Maslak’ta düzenlenecek. Yerli ve yabancı konuk ve konuşmacıların katılacağı etkinlik bu yıl Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da katkılarıyla daha geniş bir etkiye ulaşacak.

Sportup, sporda yenilikleri takip etmek ve hayata geçirmek isteyen herkesin olması gereken, sporda geçmişe değil geleceğe dair hikayelerin anlatıldığı tek etkinlik. Gün boyunca Türkiye ve Avrupa'dan uzman konuşmacılar ile spor, pazarlama ve startup dünyası bir araya gelerek bu alandaki iş ve proje fırsatlarını tartışacak.

Sporda yaşanan dijital dönüşümü takip etmeyi ve bu alandaki iş fırsatlarını aktif kullanmayı amaçlayan girişimciler, yatırımcılar, marka yöneticileri, sporcular, kulüp ve federasyon temsilcileri bu konferansta yerlerini alacak.

Konferans’ta öne çıkan başlıklar;

  • Avrupa spor inovasyon ve startup ekosistemi
  • Spor ve medyada dijital spor iletişimi
  • Spor pazarlaması ve sponsorluklarda yenilikçi yaklaşımlar
  • Sporda veri kullanımı ve analizi
  • Spor yönetiminde dijital dönüşümün etkileri
  • Bir girişimcilik ve yatırım alanı olarak spor endüstrisinde fırsatlar
  • Spor startuplarının yatırımcı sunumları

Bu yıl ikincisi gerçekleştirilecek olan Sportup Konferansı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.sportupturkiye.com/sportup web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Digital Age Summit 2018 Sordu: Teknolojiye Güvenebilecek miyiz?

$
0
0

Dijital iş ve kültür dergisi Digital Age tarafından düzenlenen Digital Age Summit 2018’de; dijitalleşme, teknolojik gelişim ve yeni iş modellerinin etkileri Türkiye ve dünyadan dijital dünyaya yön veren konuşmacılarla beraber işlendi. 

Etkinlik süresince ana konferansın yanı sıra bir dizi yan etkinlik ve buluşma ile toplam 55 konuşmacı ve 2000 ziyaretçi ağırlandı. Zirvede ele alınan başlıklar arasında, “Güven ve Düzensizlik”, “Bir Psikoloğun Gözünden Dijitalleşen Güven”, “İnternet Tarayıcıları ve Web’in Geleceği”, “Siber Güvenlik 2030” ve “İnsanlar, Makinenin ve Güvenin Geleceği” yer aldı.

“Oyunların Dünyayı İyileştirmeye Katkısı Büyük”

Digital Age Summit 2018 kapsamında gerçekleşen, ABD merkezli dijital medya ve yapımcılık şirketi Power Play’in CEO’su Asi Burak’ın “Video Oyunları Dünyayı Kurtarabilir mi?” başlıklı konuşmasında oyunların dünya üzerindeki iyileştirici etkisi ele alındı. Sanal gerçekliğin insanları tahmin edemeyecekleri yerlere götürebildiğinin altınız çizen Burak,“Gelecekte oyunlar, barış üzerine konumlanacak. En başarılı oyunların temeline bakıldığında keşif ve işbirliği gibi değerler var. Mutlaka savaş ve mücadele barındırması gerekmiyor. Bu sayede gelecekte oyunlar herkesin hayatına iyi yönde bir fark katacak.” dedi.

“Büyük Kurumların Hayatta Kalması Daha Riskli”

“Güven ve Düzensizlik” başlıklı oturumda konuşan, Siyah Kuğu kitabının yazarı ve risk mühendisliği profesörü Nassim Nicholas Taleb, “Canlı ve organik olan her şey çevre ve stres unsurlarından etkilenir ve etkileşime geçer. Bu yüzden büyüdükçe daha kırılgan oluruz. Şirketler büyüdükçe daha kırılgan olur ve hayatta kalma olasılıkları azalır. Küçük kuruluşlar olumsuz değişimlerden kendilerini daha iyi koruyabilir. İnsanları ele aldığımızda, bir çocuk ve yaşlının hayatta kalma olasılıklarına bakıldığında, istatistiki açıdan genç daha avantajlıdır. Ancak teknolojide ise bunun tam tersi söz konusudur. Genç ve yaşlı teknolojileri karşılaştırdığımızda, her ne kadar yeni eskinin yerini alsa da daha kırılgandır” dedi.

Teknolojinin toplumun sosyal dokusu olmaya başladığının da altını çizen Prof Dr. Nassim Taleb sözlerine şöyle devam etti: “Eskiden haberleri mahallenin berberinden alırken, şimdi sosyal medya istemediğimiz kadar haberi önümüze getiriyor. Ancak sosyal medyanın verdiği bilginin güvenilirliği, berberinkine göre daha tartışılır.”

“Mobil Cihazlar Bize En Sevdiklerimizden Daha Yakın”

Dijitalleşmeyi, psikolojik açıdan ele alan“Bir Psikoloğun Gözünden Dijitalleşen Güven” başlıklı oturumun konuşmacısı, Nottingham Trent Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Jens Binder; “Teknoloji günümüzde oldukça karmaşık bir hale gelmiş durumda. 1770’lerde en etkileşimli teknoloji buharlı otomobillerken, günümüzde bunun yerini cep telefonları aldı. Öyle ki, ilişkiler ve güven üzerine yapılan bir araştırmanın çarpıcı sonuçlarına göre; telefonlarımız bize en sevdiğimiz insanlardan bile daha yakın. Bunun yanında dijitalleşmeye sürekli devam eden dünyamızda, güvenin sağlanması için dijital verilerin ve öngörülerin çok daha şeffaf bir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Dijital paranoyadan ancak bu şekilde kaçınabiliriz” dedi.

“Dünyada Siber Saldırılardan En Çok Enerji Sektörü Etkileniyor”

Önümüzdeki on yıl içinde gizlilik ve güvenlik kavramının siber tehditleri yeniden tanımlayacağını ifade eden Comodo Group CTO’su Egemen Taş, Siber Güvenlik 2030 adlı oturumda“İnternet 2030 yılında soluduğumuz hava kadar önemli olacak. Hatta siyasi partiler bile kişiye özel propaganda yöntemine yönelecekler ve bunun için de yapay zekadan faydalanmaları gerekecek. Siber saldırı haritasına bakıldığında bugün dünyada en çok saldırı gerçekleştirilen sektör, enerji sektörü. Günümüzde siber dünyada en çok trojan saldırıları gerçekleştiriliyor. Türkiye’de milli ve yerli bir siber güvenlik pazarı inşa edilmesi gerekiyor” dedi.

Blockchain ve Bitcoin’in Geleceği Tartışıldı

Etkinlik kapsamında, Habertürk Gazetesi ekonomi editörü Sefer Yüksel moderatörlüğünde ve Bloomberg HT sunucusu Gizem Yılmaz, Kimlic CEO’su Gökhan Seçkin, IBM Türkiye CTO’su Sevilay Kurt ve İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan’ın katılımıyla “Blockchain Devrimi ve Getireceği Fırsatlar” oturumu gerçekleştirildi.

Blockchaine duyulan ilginin kripto paralarla birlikte arttığı, ikinci devrimin ethereum ile gerçekleştiği, kripto paraların devlet tekelinde olmamasının devletleri rahatsız ettiği ve bitcoinle ilgilenen kitleler gibi konular oturum kapsamında ele alındı.

“İnternet Tarayıcıları ve Webin Geleceği” başlıklı oturumda tarayıcıların sadeleştiğine ve fonksiyonelliğinin arttığına, standartları güzel kılanın da farklı şekilde uygulanmaları olduğuna değinen, Opera ve Vivaldi web tarayıcılarının kurucusu, Vivaldi Technologies Kurucu CEO’su Jon Stephenson Von Tetzchner“Bitcoin sistemlerinin karmaşıklaştırılmasına gerek yok, oldukça sade bir şekilde de yapılabilir. Bitcoin bir kur içine girerek ekonomiyi ciddi anlamda etkiledi. Ancak bu tür kurlar istikrarlı olamaz çünkü her zaman üzerine yeni bir şey inşa edilebilir. Bu sebeple bitcoinin geleceğinin oldukça muğlak olduğunu düşünüyorum” dedi.

Etkinliğin öne çıkan konuşmacılarından biri de Web of Things kurucusu ve Ambrossus’un Üründen Sorumlu Başkanı Vlad Trifa oldu. Trifa“Blockchain Teknolojisinin Marka Bağlılığına Kazandırdığı Yeni Boyutlar” başlıklı konuşmasında insanların son 15 yılda markalara karşı büyük bir güven kaybı yaşadığına işaret etti. Trifa “Günümüz müşterileri geçtiğimiz yıllara oranlar çok daha bilinçliler. İnsanlar markalardan dürüstlük ve şeffaflık bekliyor. Markaların müşterilerine vadettikleri şeyleri kanıtlamaları gerekiyor. Aynı zamanda bu vaatlerin sürdürülebilir olması büyük önem taşıyor. Gelecekte sadece iletişime geçmeyi bilen markalar ayakta kalacak” dedi.

“Kişisel Veriler Markalarla Rahatlıkla Paylaşılıyor”

“İnsanlar, Makineler ve Güvenin Geleceği” adlı oturumda konuşan Thulium CEO’su ve MarTech Uzmanı Tamara McCleary, teknolojiye bağımlılığın yanında, insanı duygu ve tercihlerin de oldukça ön planda olduğunu belirtti. McCleary “İlişkilerin temelinde güven bulunuyor. Ancak günümüzde bu ilişki fiziksel değil, dijital tokalaşma ile sürdürülüyor. Bir iş kurarken, neslin alışkanlıkları da günümüzün dijitalleşen dünyasında ölçümlenmesi gereken noktalardan biri olarak öne çıkıyor. Örneğin, Z kuşağının %85’i sosyal medya kullanıyor ve başkalarının düşünceleri doğrultusunda karar veriyor. Bu sebeple sosyal medya marka güvenilirliği için de oldukça önem kazanıyor” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

KPMG’nin 2018 Küresel Fintech Araştırması’ndan Öne Çıkan Başlıklar!

$
0
0

Finans kuruluşları pazar payı kaybetme riski yaşadıkları Fintech şirketlerine karşı stratejilerinde mesafe almaya başladı. KPMG’nin 36 ülkeden katılımcıyla gerçekleştirdiği Küresel Fintech Araştırması, teknolojinin finansal hizmetlerde statükoyu sarstığını söylüyor. Araştırma, lider finans kuruluşlarının finansal teknoloji çözümleri konusundaki yol haritasını ortaya çıkardı. Finans kuruluşlarının masasında kalıcı çözümlere daha çok yer açıldı.

KPMG, dijital ve teknolojik inovasyonun finansal hizmetler sektörünü nasıl dönüştürdüğünü araştırdı. KPMG Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Sinem Cantürk, sektörün bir paradigma değişimi yaşadığını, araştırmanın değişim yolculuğunu aydınlattığını söyledi. Cantürk, “Yapay zeka, makine öğrenimi, nesnelerin interneti ve blockchain gibi gelişmekte olan teknolojiler finans kuruluşlarının hizmet sunma yöntemlerini yeniden şekillendiriyor. Finans kuruluşları, kısaca Fintech olarak bilinen genç finansal teknoloji start-up’larını dijital geleceğin çok önemli bir parçası olarak görüyor. Finans kuruluşlarının 2017 yılında Fintech’lere ve dijital inovasyon çalışmalarına 31 milyar dolardan fazla yatırım yapması bunun kanıtıdır” dedi.

Finans kuruluşlarının Fintech’i yıkıcı özellikleriyle tanımladığını vurgulayan Cantürk,“Fintech’le ilgili geliştirilecek yaklaşımın tek bir formülü yok. Finans kuruluşları ortaklık kurma, satın alma, kaynak kullandırma ve yatırım yapma gibi birçok farklı yöntem benimsiyor. Fintech alanında bugün itibarı ile net bir kazanan yok. Her kuruluş yeni bir Fintech geleceği şekillendirme ve rakiplerine karşı rekabet avantajı kazanma fırsatına sahip” diye konuştu.

Cantürk şöyle devam etti: “Geçtiğimiz 5 yıl, daha önce görülmemiş düzeyde yıkıcı etki fırtınası oluşturdu. Gelişmekte olan Fintech şirketlerinin küresel finans hizmetleri pazarında hızla ilgi çekmesi, geleneksel finans kuruluşlarını rekabet gücünü korumaya zorluyor. Gelenekler ile tanımlanan sektörde değişim katalizörlerini yeni rakipler ve yeni çözümler oluşturuyor. Fintech; yapay zeka, otomasyon ve artırılmış gerçeklikten buluta, nesnelerin internetine ve veri analitiğine kadar finansal hizmetlerde statükoyu sarsıyor ve dönüştürüyor. Fintech stratejilerini tanımlamaya ve işletme hedeflerine entegre etmeye zaman ayıran finans kuruluşları, finansal hizmetlerin geleceğini şekillendirmeye yardımcı olacak ve bu değişime uygun olarak konumlanacak.”

KPMG’nin 2018 Küresel Fintech Araştırması’ndan Öne Çıkan Başlıklar 

Geleneksel ürünler yok oluyor

  • -Fintech’in hızlı gelişimi bankalar, sigorta şirketleri ve varlık yönetim şirketlerinden oluşan geleneksel finans kuruluşlarını yeni bir gerçeklikle yüzleşmeye zorladı. Yıllardır kullanılan ürünler, hizmetler ve iş modelleri dijital dünyada artık seçenek değil. Eski altyapıların yerini daha yeni, daha etkin teknolojilerin alması veya bu teknolojilerle zenginleştirilmesi şart.
  • -Kuruluşlar işlerin iyi gitmesi için tüm faaliyetlerini yeniden keşfetmeleri gerektiğinin farkında. Rakipler de evrim geçiriyor ve pazarın kapısını çalan sadece Fintech’ler değil. Büyük teknoloji devleri, perakendeciler ve diğer küresel firmalar müşterilerin talep ettiği finansal hizmetleri sunmanın yollarını arıyor.

Liderlerin ‘yıkıcı güç’ sıralaması

Fintech, finans kuruluşları için günümüzdeki en büyük yıkıcı güç. Araştırmaya katılanlar, sektördeki en büyük üç yıkım kaynağını şöyle sıraladı:

  • Fintech (yüzde 57)
  • Küresel düzenleyici ortamdaki karmaşa (yüzde 51)
  • Yeni iş modelleri (yüzde 46)

Fintech’leri zorlayan tablo

Fintech’e karşılık verme söz konusu olduğunda, finans liderleri ortak strateji ve kabiliyetlere sahip. Araştırmaya katılanların yüzde 51’i Fintech kabiliyetleri açısından kendilerini rakipleriyle eşit durumda görüyor. Yüzde 29’u rakiplerinin gerisinde olduğu düşüncesinde. Rakiplerinin ilerisinde olduğunu söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 20. Bu tablo, finans hizmetleri pazarından pay almak isteyen yeni Fintech şirketleri için böyle bir hamlenin düşünüldüğü kadar kolay olmadığını ortaya koyuyor.

Araştırmaya katılanların neredeyse yüzde 90’ının ya uyguladıkları bir Fintech stratejisi var, ya da bir strateji geliştirme aşamasında. Ancak Fintech stratejisine sahip olmak bir kuruluş için her zaman doğru strateji anlamına gelmiyor. Bankacılık sektörünün yüzde 50’si bir stratejiisi olduğunu, yüzde 37’si strateji geliştirdiğini söylüyor. Sigorta sektöründe stratejileri olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 43, yüzde 54 ise strateji geliştirdiğini belirtiyor. ‘Stratejiler mevcut Fintech zorluklarına ve yıkıcılığına ne kadar uyumlu’ sorusuna ‘Çok uyumlu’ yanıtını verenlerin oranı ise yüzde 47’de kalıyor.

Gelecek start-up’ların

Finans kuruluşu temsilcilerinin ‘Önümüzdeki üç yılda finansal inovasyon kim tarafından gerçekleştirilecek’ sorusuna verdikleri yanıtlar şöyle:

  • Fintech start-up’ları (Yüzde 72)
  • Mevcut teknoloji devleri (Yüzde 53)
  • Şirket çalışanları (Yüzde 36)

Finansal kuruluşlar bünyesindeki Fintech ekiplerinin ise yüzde 30’u doğrudan CEO’ya bağlı. Yüzde 15’i CDO’ya, yüzde 15’i strateji liderine, yüzde 11’i CIO’ya (İnovasyon), yüzde 9’u CIO’ya (Bilgi teknolojileri) bağlı çalışıyor.

Finans kuruluşları Fintech kavramını süreklilik esasıyla ele alıyor. Başlıca beş yöntem kullanılıyor; kurum içi inşa, dış kaynak temini, markasız ürün yaklaşımı, satın alma, ortaklık kurma.

Ortaklık seçeneği yükselişte

Finans kuruluşları Fintech kavramını süreklilik esasıyla ele alıyor. Kuruluşlar Fintech stratejilerini gerçekleştirmek için beş temel ortaklık modeli kullanıyor;

  • Kurum içi yetenekleri kullanarak yine kurum içi inovasyon inşası,
  • Kurum için becerilerin kurum dışı ortaklar ve sağlayıcılar tarafından sağlanan dış kaynak tedariki ile desteklenmesi,
  • Fintech startup’ları ile doğrudan işbirliği ve ortaklık modelleri geliştirerek yeni ürün ve iş modelleri yaratılması,
  • Fintech startup ekosisteminde yaratılan markasız inovasyon ürünlerinin kullanılması,
  • Doğrudan fintech startup’larına yönelik yatırım ve satın alma işlemleri.

Geçtiğimiz iki yılda finans kuruluşlarının, Fintech stratejileri kapsamında işbirliği ve ortaklık seçeneklerine yöneldiğini gösteren açık bir trend var. Daha düşük maliyetli ve daha düşük kaynak yoğunluğuna sahip olan ortaklık yaklaşımı Fintech çözümleri için pazara yüksek hız getiriyor. Ayrıca işbirliği ve karşılıklı fayda fırsatı da doğuruyor.

Araştırmaya katılan finans kuruluşlarının yüzde 55’i mevcut durumda Fintech start-up’larıyla, yüzde 38’i rakip olmayan finans kuruluşlarıyla, yüzde 32’si finans kuruluşu statüsünde olmayan ölçek aktörleriyle ve yüzde 26’sı teknoloji devleriyle ortaklık kurmuş durumda. Katılımcıların yalnızca yüzde 14’ü kendi rakipleriyle ortak. Geleceğe yönelik ortaklık planlarında da bu sıralama korunuyor. Ancak sağlıklı bir finansal inovasyon ekosistemi yaratılması için ‘rekaberlik’ olmazsa olmaz. Finansal kuruluşlar inovasyon yolunda diğer oyuncuları öncelikli olarak rakipleri değil, aynı ekosistemde birlikte var olan ve birlikte dönüşen çözüm ortakları olarak değerlendirmeli.

Geçmişten geleceğe Fintech stratejilerindeki değişim, yeni yol haritasını ortaya çıkarıyor. Geçmişte yüzde 61 oranında tercih edilen ortaklık modeli bugün katılımcılar arasında yüzde 81’e, geçmişte yüzde 24 oranında tercih edilen satın alma ve yatırım modeli ise bugün yüzde 37’ye ulaşarak yükselişte.

KPMG’nin 2018 Küresel Fintech Araştırması hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Givin Mobil Uygulaması, İlk Yılında 500 Bin TL Bağış Potansiyeli Yarattı

$
0
0

Elektronikten giyime, tiyatro biletlerinden pilates dersine kadar her türlü ürün ve hizmetin satılarak Sivil Toplum Kuruluşları (STK) için alışveriş yoluyla bağışa dönüştüğü mobil uygulama Givin'e ilk yılında 500 bin TL değerinde bağış ürünü eklendi.

Türkiye'nin sivil toplum kuruluşlarına destek olmak için geliştirilmiş ilk iş modeli ve mobil uygulaması Givin, uygulama mağazalarına geçtiğimiz yıl hızlı bir giriş yaptı. Kişilerin ve markaların her türlü ürün ve hizmetin satış gelirini sivil toplum kuruluşları için bağışa dönüştürmelerini sağlayan, tüm alışveriş gelirlerinin sivil toplum kuruluşlarına aktarıldığı Givin, ilk senesini 500 bin TL'lik bağış potansiyeli yaratarak tamamladı.

“Alışverişin en “iyi” hali” olarak tanıtılan uygulamada kullanıcılar ve markalar bir yıl içerisinde toplam 500 bin liralık kullanılmayan eşya, ürün ve hizmeti geliri bağışlanmak üzere Givin'de satışa çıkardı. Givin'de geliri bağışlanmak üzere satışa çıkarılan bu ürün ve hizmetlerden de, TOG, Tohum Otizm Vakfı, KAÇUV, TOÇEV, TEGV, Koruncuk Vakfı ve HAÇİKO için toplam 100 bin TL'lik bağış işlemi gerçekleşti.

Duyarlı Markalar da Durmuyor, Destek Oluyor

Givin'de artık markaların ürünlerini de uygun bağış tutarlarına bulabilmek mümkün. Kişiden kişiye bağış karşılığında eşya alışverişi ile başladığı yolculuğunda duyarlı markaları da dahil ederek büyümeye devam eden Givin'de promosyonla iyiliği birleştiren markalar, indirim kodları, denetmek istedikleri ürünlerini ya da hizmetlerini uygun bağış tutarları karşılığında yeni kullanıcılarla buluşturabiliyor. Bir yandan eğitim, çocuklar, gençler ve hayvanlar için çalışan sivil toplum kuruluşlarına destek olan markalar, bir yandan da potansiyel kullanıcılara ulaşabiliyor.

Yenilikçi sosyal girişimin kurucu ortağı Başak Süer,Biz Givin ile iyilik için bir tohum attık ve uygulamayı indirip aramıza katılan her yeni kullanıcımızla iyiliği daha da büyütüyoruz. İlk yılımızdaki rakamlar, bağışçılık ve sosyal fayda alanında büyük bir potansiyeli gerçekleştirmeye başladığımızı gösteriyor. Givin ile herkesin verebileceği bir şeyler var; tüm kişi ve kurumlar için bağışı özgürleştiriyor ve verimli bir hale getiriyoruz. O yüzden, Givin uygulamasını indirmek bile iyiliğe desteğin bir göstergesi. Bu güzel hareketin parçası olmak isteyen herkesi givin ile modern kahramanlar topluluğumuza bekliyoruz”şeklinde konuştu.

Tüm alışveriş gelirlerinin bağışa dönüştüğü givin mobil uygulamasında destek sağladıkça toplanan puanlar ile lider tahtasında yükselerek dönemsel yarışmalarla birbirinden farklı ödüller de kazanmak mümkün.

Mobil uygulama Givin hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.givin.co web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

KoçSistem Girişimcilik Platformu TechSquare'i Hayata Geçirdi!

$
0
0

KoçSistem, Türkiye’de açık inovasyon kültürünü yaygınlaştırmak ve güçlü bir ekosistem oluşturarak girişimciliği desteklemek amacıyla yeni nesil girişimcilik platformu TechSquare’i hayata geçirdi.

KoçSistem tarafından hayata geçirilen TechSquare girişimcilik ekosistemi yaratarak, değişen ve gelişen teknolojilere yön verecek bir platform olmayı amaçlıyor.

KoçSistem odak alanlarındaki IoT, Analitik, Güvenlik ve İş Çözümleri konularında en son teknoloji ve trendleri hedefleyerek yaptığı çalışmalara, girişim ekosistemini de katarak hem kurum içi hem de açık inovasyon ekosisteminde B2B teknoloji girişimlerini desteklemeyi hedefliyor.

Techsquare’a dair görüşlerini paylaşan KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca“Girişimciliğin güçlenmesi ve yaygınlaşması, sağlam bir ekosistemin varlığından geçiyor. Girişimcilerin iş fikirlerini geliştirmesinde ihtiyaç duyacağı oyuncuları bir araya getirmek ve onların arasında iletişim köprüsü kurmak kilit konulardan biri haline geldi. Bu nedenle platformumuz aracılığıyla teknoloji alanındaki tecrübelerimizi girişimcileri desteklemek amacıyla kullanmayı hedefliyoruz.” dedi.

TechSquare ile seçilen girişimlere birçok destek sağlanıyor. İşte o desteklerden bazıları;

  • KoçSistem’in kurumsal bulut hizmeti, IoT platformu, güvenlik çözümleri ve yazılım geliştirme araçlarından faydalanma
  • Girişimcilerle birlikte, iş ortaklığı yaparak teknoloji çözümlerini yenilikçi bir şekilde iş dünyasına sunma fırsatı
  • Ulusal ve uluslararası şirketlerle temas kurmasına olanağı
  • Girişimlere fiziksel çalışma alanı

KoçSistem tarafından hayata geçirilen girişimcilik platformu TechSquare hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.techsquare.com.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

6. Genç Bilim İnsanı Ödülleri Sahiplerini Buldu!

$
0
0

Bilim Kahramanları Derneği (BKD) tarafından her yıl düzenlenen ve farklı üniversitelerin rektörlerinin ev sahipliğinde gerçekleşen Genç Bilim İnsanı Ödülleri, altıncı kez sahiplerini buldu. Ülkemizdeki genç bilim insanlarına kamuoyu önünde teşekkür ederek onları yüreklendirmek, geleceğin genç bilim insanlarına ilham vermek üzere verilen ödüllere, bu yıl farklı il ve üniversitelerden 5 genç bilim insanı değer bulundu. 

Bilim Kahramanları Derneği tarafından, her yıl farklı üniversitelerle gerçekleştirilen işbirliği ile verilen Genç Bilim İnsanı Ödülleri Pera Müzesi Oditoryumu’nda düzenlenen törenle sahiplerine verildi.Temel Bilimler ve Mühendislik alanlarına katkıda bulunan, ülkemizde bu alanların görünürlüğünün artmasına ve gelişmesine öncülük eden 38 yaşın altındaki, bilim insanlarına verilen ödüllerde bu yıl 5 Genç Bilim İnsanı, ödül almaya değer bulundu.

Beş Genç Bilim İnsanı Ödül Aldı

38 ilden 109 başvuru arasından seçici kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucunda 2017 Yılının Genç Bilim İnsanı Ödülleri’ni kazanan isimler; Dumlupınar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Fatih Şen, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Doç. Dr. Hasan Şahin, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Mohammed Reza Nofar, Pamukkale Üniversitesi’nden Doç. Dr. Necip Atar, Bilkent Üniversitesi’nden Doç. Dr. Tolga Çukur oldu.

Başvuruları titizlikle değerlendiren ve bu yılın başarılı Genç Bilim İnsanları’nı belirleyen Seçici Kurul’da ise; TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden Prof. Dr. Emrah Kılıç ve Doç. Dr. Muhammed Fatih Demirci; Gebze Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan, Prof. Dr. Arif Çağdaş Aydınoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nergis Arsu, Prof. Dr. Haydar Livatyalı, Prof. Dr. Vasfi Emre Ömürlü yer aldı. 5 bilim insanına ödülleri 15 Mayıs 2018 tarihinde Pera Müzesi Oditoryumu’nda düzenlenen törenle veridi. Sunuculuğunu ünlü oyuncu ve yönetmen Yosi Mizrahi’nin üstlendiği geceye bilim, iş ve sivil toplum alanından çok sayıda davetli katıldı.

Ödül Kazanan Genç Bilim İnsanları’nın Bilime Katkı Yaptığı Alanlar
Kütahya Dumlupınar ÜniversitesiDoç.Dr.Fatih Şen

Kanser Hücrelerinin erken teşhisinde nanoteknolojiyi kullandı

Günümüzde artık popülerlikten zorunluluğa evrim geçirmiş olan konulardan biri de nanoteknoloji ve nanometre boyutundaki ürünlerdir. Dr. Fatih Şen de üniversitesindeki araştırmalarıyla bir yandan nanoteknolojiyi hayatımıza daha fazla entegre etmeye çalışırken bir yandan da lisans ve lisansüstü düzeyde nanoteknoloji konusunda deneyimli genç bilim insanları yetiştirmektedir. Dr Şen’in özellikle, kanser hücrelerinin erken teşhisine imkan verecek DNA esaslı biyoalgılayıcılar üzerindeki çalışmaları ve nanokatölizator üretimi çalışmaları, alanında ses getiren bilimsel araştırmalardır. Bilimin geliştirilmesi ve genç nesillere aktarılması konusunda Dumlupınar Üniversitesi’nde aktif olarak çalışan Dr. Şen, bu gayretlerinden dolayı ödüle layık bulunmuştur

İzmir Yüksek Teknoloji EnstitüsüDoç. Hasan Şahin

Malzeme Biliminde sanal ortam ve laboratuvar evresi birleşiyor

Malzeme biliminin ilk evresi deneysel çalışmaların önden koştuğu, yeni malzemelerin laboratuvarda oluşturulduğu ve daha sonra teorik çalışmaların deneysel sonuçları açıklamaya çalıştığı bir dönemdi. Şimdilerde ise bilgisayar teknolojilerinin çok ilerlemesiyle, yeni malzemeler artık ilk önce sanal ortamda bilgisayarlarda geliştiriliyor ve daha sonra deneysel araştırmacılar bu varlığı öngörülen yeni malzemeleri sentezlemeye ve karakterize etmeye çalışıyorlar. Dr. Hasan Şahin, bu iki evreyi araştırma grubunda birleştirebilmiş ender bilim insanlarından. Dr. Şahin ve ekibi bir yandan nanometre boyutundaki yeni olası malzemelerin tasarımını yaparken bir yandan da bu tasarımları laboratuvarlarında deneysel olarak oluşturmaya çalışıyorlar. Dr. Şahin’in bu çalışmaları, tüm dünyadan da oldukça fazla ilgi çekmektedir. Bu yüzden Dr. Şahin bu yılki ödüllerden birini almaya hak kazanmıştır.

İstanbul Teknik ÜniversitesiYrd.Doç.Dr. Mohammed Reza Nofar

Geri dönüşümlü süper hafif plastikle bilimi endüstriye aktardı

Süper hafif ve gözenekli plastikler bilimin, tabii süngere verdiği cevaplar olarak görülebilir. Bu tür plastikler günümüzde paketlemeden, ayakkabı ve giysilerimize, bina ısı yalıtımından, ses yalıtıcı kaplamalara kadar çok farklı uygulamalara kadar hayatımızın her köşesine girmiş durumdalar.Genelde petrol kökenli bu malzemeler işlevlerinin sonunda çevre kirliliği de yaratabilmektedirler. Dr. Reza Nofar, mısır nişastasından veya şeker kamışından bu süper hafif plastiklerin üretilmesi üzerine araştırmalar yapmaktadır. Hem de, Dr. Nofar’ın geliştirdiği plastikler doğada çözünebilmekte ve yeniden doğaya geri dönebilmektedir.Dr. Nofar geliştirdiği ve patentlediği buluşları sayesinde bu tür plastiklerin çok daha kontrollü üretimini mümkün kılmış ve doğayı oldukça ağır bir yükten de kurtarmıştır. Bugün belki içinizde Dr. Nofar’ın geliştirdiği süper hafif gözenekli plastikleri giyenler veya taşıyanlar bile bulunabilir. Ödülü Dr. Nofar’a bilimin endüstriye aktarılmasından dolayı verilmiştir.

Pamukkale ÜniversitesiDoç.Dr. Necip Atar

Nanoteknolojik arıtma alanında öne çıkan çalışmalar

Doç. Dr. Necip Atar, bor arıtma teknolojilerinden, çimento kimyasına, nanoparçacıkların nanoalgılıyıcılarda kullanılmak üzere üretiminden, tek katmanlı karbon yapılarının (grafen ve grafen oksit) yakıt pillerinde kullanımına kadar geniş bir yelpazede araştırmalar yapmaktadır. Yazdığı makaleler ile alanına ışık tutan Doç. Dr. Atar özellikle nanoteknolojik arıtma ve yakıt hücreleri konusundaki çalışmalarından dolayı ödüle layık bulunmuştur.

Bilkent ÜniversitesiDoç. Dr. Tolga Çukur

Sinirbilim alanında yeni görüntüleme teknikleri ile erken teşhis imkânı

Doç. Dr. Tolga Çukur geliştirdiği manyetik rezonans kullanarak biyomedikal görüntüleme teknikleri ile canlı dokuda daha önce görüntülenemeyen bir çok alt bölgenin incelenmesini mümkün kılmıştır. Bu sayede sinirbilim alanında birçok yeni çalışmaya önayak olmuş ve yeni teorilerin geliştirilebilmesine imkân vermiştir. Doç. Dr. Çukur’un geliştirdiği teknikler mevcut benzer görüntüleme tekniklerine kıyasla tarama hızında 10 kat, görüntü çözünürlüğünde 4 kat ve doku kontrastında ise 100 kata kadar ulaşan iyileştirme sağlamıştır. Bu sayede kanser, vasküler ve nörolojik hastalıkların değerlendirmesinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Doç. Dr. Çukur’un bu buluşları, GE Healthcare, Siemens ve Philips gibi dünyanın önde gelen MR üreticileri tarafından, uygulamaya aktarılmıştır.

Ayrıca, Doç. Dr. Çukur'un geliştirdiği teknikler dikkat eksikliği bozukluğu, Alzheimer, demans ve otizm gibi sinir ağlarındaki işlevsel bozukluklara dayalı hastalıkların erken tanısı ve tedavi takibini mümkün kılacaktır. Doç. Dr. Tolga Çukur bu çalışmalarıyla ödüle layık görülmüştür.

Ödül töreninde bir konuşma yapan Bilim Kahramanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir şunları söyledi: “Bilim Kahramanları Derneği olarak genç bilim insanlarına teşekkür etmek için altı yıldır ödül törenini düzenlemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sene de birbirinden değerli üniversite rektörlerinin ev sahipliğini yaptığı ödül töreninde bilim insanlarına teşekkür etme fırsatı bulduk. 2018’in ilk aylarında yaptığımız çağrı 23.000 bilim insanına ulaştı; aldığımız başvuruları bilime, bilimin yayılmasına ve bilimin toplumun yararına kullanılmasına katkı kriterleri üzerinden değerlendiren seçici kurul üyelerimiz 5 Genç Bilim İnsanını ödüle layık gördü. Genç meslektaşlarımın başarılarını yürekten kutluyorum.”

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Başakşehir Living Lab, 4 Yılda 70 Projeyi Hayata Geçirdi!

$
0
0

4 yılda 70 projeyi hayata geçiren Başakşehir Living Lab tarafından altıncısı düzenlenen Girişimcilik Günü, girişimciler ve yatırımcıları bir kez daha bir araya getirdi. 22 projenin sunulduğu etkinlikte, dereceye girenlere ödülleri verildi.

Bilgi ve iletişim teknolojileri alanında Türkiye’nin ilk yaşam laboratuvarı Başakşehir Living Lab’de gerçekleştirilen 6. Girişimcilik Günü, yazılım alanında proje üreten girişimciler ile yatırımcıları, mentörleri ve sanayicileri buluşturdu. Etkinliğe, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Melik, Başakşehir Living Lab Kurucu Ortağı Ersin Pamuksüzer, Başakşehir Living Lab Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Çakır, Başakşehir Living Lab Genel Koordinatörü Ömer Onur’un yanı sıra girişimciler ve yatırımcılar katıldı.

“Artık Kendi Teknolojimizi Üretiyoruz”

6. Girişimcilik Günü’nün açılış konuşmasını yapan Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, Türkiye’de son 15 yılda ciddi ar-ge yatırımları yapıldığını belirterek, “Bu yatırımlar sonucunda artık kendi teknolojisini üreten bir ülke haline gelmeye başladık. Ürünlerimiz kullanılmaya ve dünya çapında ses getirmeye başladı. Belediye olarak bizler de, insanlarımızı mutlu kılmak için teknoloji alanında yapılan çalışmalara destek veriyoruz. Living Lab ile çevre, enerji ve teknoloji alanlarında girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştürmeyi amaçlıyoruz” dedi.

Dört Yılda 70 Proje Hayata Geçirildi

Başakşehir Living Lab Genel Koordinatörü Ömer Onur da, katılımcılara çalışmaları hakkında bilgi verdi. Girişimcilik Günü’nü 2015 yılında başlattıklarını hatırlatan Onur,“Bugüne kadar 176 projeden 100’ünün sunumu yapıldı. Living Lab bünyesinde ise Akıllı Çöp Toplama Sistemi’nin de aralarında bulunduğu 70 projeyi hayata geçirdik. 28’i tam zamanlı 34 projenin çalışmaları devam ediyor. Geliştirilen hizmet ya da projelerin gerçek ortamda, gerçek kişiler tarafından test edilmesini sağlıyoruz” şeklinde konuştu.

Girişimciler 22 Proje Sundu

Girişimciler tarafından sunumu yapılan 21 proje katılımcılardan büyük ilgi gördü. Proje sunumlarının ardından jüri tarafından yapılan değerlendirmede dereceye giren ve özel ödüle layık görülen projelere ödülleri verildi.

Etkinlik sırasında girişimciler, yatırımcılar ve mentörlerle bir araya gelerek potansiyel iş ortakları ile tanıştılar. Ayrıca ilişki ağlarını geliştirmenin yanında doğrudan geri bildirim ve yönlendirme alma fırsatı buldular.

Ödül Almaya Hak Kazanan Projeler
Dereceye giren projeler:Özel ödüle layık görülen projeler:
  1. Mehmet Yılmaz / Görme Engelliler İçin Giyilebilir Teknoloji LifEye_201
  2. Erol Demirtaş / Gittick – Yeni Nesil Ödüllü Sosyal Medya
  3. Serkan Çakır / Point2office – Ofis Paylaşım Platformu
  1. Muhammet Talha Cuhadaroğlu / Kullanım Asistanı
  2. Emre Görmez / ParkinSON
  3. Yasir Uludağ / Emekhanem

www.basaksehir-livinglab.com web adresini ziyaret ederek Başakşehir Living Lab ve çalışmaları hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Türkiye’nin e-İhracat Platformu ePttAVM, 6 Yılda 3 Kat Büyüdü!

$
0
0

Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT A.Ş.) tarafından 2012 yılında hayata geçirilen Türkiye’nin millî e-ticaret platformu ePttAVM.com 6. yaşına girdi.

2,5 milyondan fazla kayıtlı üye, 7,5 milyondan fazla ürün ve 5 binden fazla tedarikçisi ile bir önceki yıla göre 3 katın üzerinde büyüyen ePttAVM.com’da günlük gerçekleşen başarılı işlem sayısı 20.000’den fazla oldu. Satışın yoğunlaştığı saatlerde saniyede işlem hacmi 90 TL olan Türkiye’nin millî e-ticaret platformu ePttAVM.com’da bir önceki yıldan bugüne kadar 250 ton kuruyemiş satışı, yaklaşık 300.000 gram altın satışı, 350 bin küçük ev aleti satışı, 1,5 milyon sandalye satışı ve 2,5 milyon HGS yüklemesi gerçekleşti.

Türkiye’nin e-İhracat Platformu

20’den fazla ülke ile e-ihracat anlaşması imzalayan ePttAVM.com, 1 Ocak 2018 tarihinde Katar Postası ile turkishsouq.qa projesini hayata geçirerek bir ilke imza attı. Anlaşmanın imzalandığı tarih itibariyle Katarlı vatandaşlar www.turkishsouq.qa sitesi üzerinden Türkiye'deki birçok KOBİ'nin ve ulusal markanın ürünlerine tek tıkla ulaşabilirken, kredi kartı ile ödemelerini yaparak iki ülkenin posta teşkilatı güvencesinde alışveriş gerçekleştirebiliyor. Proje ile Türk KOBİ'leri de ürünlerini kolaylıkla yurt dışına ihraç etme fırsatı yakaladı.

ePttAVM.com’un 6. yaşına girmesi ile ilgili açıklama yapan PTT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kenan Bozgeyik, “Türkiye’nin millî e-ticaret platformu ePttAVM.com 6. Yaşında e- ticaret alanında ülkemizin en önemli uluslararası platformu olma yolunda ilerlemektedir. Yıllık 3 kat büyüyen platformumuz, yetişmiş insan kaynağı ve tecrübeli yönetimi ile her yıl verilen hedefleri aşıyor.Tabii burada PTT A.Ş.’nin müşterilerine hızlı hizmet ve kaliteli ürün garantisi sağlamasının ve teslimatları yaygın hizmet ağı üzerinden 177 yıllık bir kurumun sunduğu güvenceyle gerçekleştirmesinin etkisi çok büyük” dedi.

2017 yılında Tarım Bakanlığı ve Kooperatifçiler Birliği ile yapılan anlaşmayla yerli üretimi ve yerli üreticiyi desteklediklerini belirten Genel Müdür Bozgeyik şunları söyledi:“ePttAVM.com ileyöresel ürünleri son kullanıcıya daha avantajlı fiyatlardan ve aracısız olarak sunmaya başladık. Ayrıca Kamu Kurumları, Türkiye Çölyaklılar Derneği, Türkiye Yeşilay Cemiyeti gibi önemli kurumlarla iş birliği çalışmaları yaptık.”

ePttAVM.com’un gelecek hedefleri arasında e-ticaret sistemini güçlendirecek yeni bir e-ticaret lojistik merkezi ve e-İhracat projelerinde kullanılmak üzere yurt dışı depoları kurmanın olduğunu söyleyen Genel Müdür Bozgeyik, e-ticaret sistemine yeni ödeme sistemleri entegre ederek tüketiciyi desteklemeyi hedeflediklerini söyledi.

Türkiye’nin millî e-ticaret platformu ePttAVM hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.epttavm.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Milyonlarca Alan Adı Bilgisini Ücretsiz Sunan Girişim: Dofo!

$
0
0

“Alan adlarını keşfedin, İnterneti keşfedin!” sloganıyla 330 milyona yakın alan adının bilgisini yeni bir deneyimle ücretsiz ve kolay bir şekilde kullanıcılara sunan girişim Dofo.com, Türkiye'den tüm dünyaya hizmet veriyor.

Dofo.com, internetin anahtarı olan alan adları için özelleşmiş bir arama platformu. Her gün alan adlarına dair milyarlarca veriyi analiz eden Dofo, bu bilgileri en sade ve anlaşılabilir şekilde sunuyor. Farklı girişimlerin belli bir ücret karşılığında sunduğu bilgilere de Dofo.com’da ücretsiz şekilde ulaşılabiliyor. Dofo, sunduğu detaylı bilgilerin yanı sıra, alan adı kaydı ve alan adı satışı için kullanıcılarını en doğru adreslere yönlendiriyor.

Alan adı sektöründe deneyimli bir ekip tarafından hayata geçirilen Dofo'nun uluslararası alanda taşları yerinden oynatma potansiyeline sahip olduğunu belirten Dofo.com Kurucu Ortağı ve CEO’su Macit Tuna, Dofo’nun hangi probleme çare olduğunu kısaca şöyle açıklıyor; “Son kullanıcıların alan adı bilgilerine erişmesinin önünde çeşitli zorluklar vardı. Bilgiler dağınık ve teknik bir dille sunuluyor, üstelik bazı bilgilere ulaşmak için ücret ödenmesi gerekiyordu. Alan adı sektörüne yıllardır emek veren biri olarak ben de bu zorlukları bizzat yaşadım. Dofo.com’u işte tüm bu sorunları çözmek için geliştirdik. Bir yıllık çalışmayla çok hızlı, kolay ve tamamen ücretsiz bir arama platformu ile karşınızdayız.”  

Dofo.com’da Neler Yapılabilir?

Dofo.com’da alan adlarına dair merak edilen bir çok bilgiye kolayca ulaşılabiliyor. Herhangi bir alan adının kayıt durumu, kayıtlı ise kimin adına kayıtlı olduğu, alan adının kayıt tarihi, alan adı sahibinin diğer alan adları vb. bir çok bilgiye tek aramayla erişilebiliyor. Dofo, aranan alan adı kayıtlı değilse en uygun kayıt firmasına; alan adı satışta ise ilgili pazar yerine yönlendiriyor.

Dofo.com’un kullanıcılarına sunduğu en önemli özellik ise gelişmiş arama özelliği. Kullanıcılar istediği kelimeye, uzantıya ve satış durumuna göre sorgulama yapabiliyor. Tüm bu özellikler, Dofo’nun sadece whois sorgusuna veya kayıt / satış hizmetlerine odaklanan diğer girişimlerin önüne geçmesini sağlıyor.

“En Yeni Veri İşleme Araçlarıyla Her Gün Milyarlarca Veriyi İşliyoruz ”

Alan adı sorgulamalarında akla gelen ilk platform olmayı hedeflediklerini söyleyen Macit Tuna alan adı sektörü hakkında şu bilgileri paylaşıyor: “Alan adı pazarı, veri ve işlem hacmi açısından oldukça büyük bir sektör. Biz de Dofo’da en yeni veri işleme araçlarıyla her gün milyarlarca veriyi işliyor ve analiz ediyoruz. Şu anda 30 milyondan fazla alan adının satışta olduğunu görüyoruz. Her gün binlerce alan adı yeni sahiplerini buluyor. Günlük kaydedilen yeni alan adı sayısı ise 300 bini geçiyor. Diğer yandan her gün 200 bine yakın alan adı yenilenmediği için siliniyor. Ekip olarak amacımız bu hızlı ve hareketli sektörün nabzını en iyi şekilde tutmak.”

Kapalı beta sürecinde yüzlerce kişi tarafından test edilen ve ilk sadık kullanıcılarını kazanan Dofo.com, Mayıs 2018 itibariyle tüm kullanıcılara hizmet veriyor. Dünyanın en büyük alan adı forumu NamePros’ta paylaşılan olumlu geri bildirimler, Dofo’nun doğru zamanda doğru yerde olduğunu gösteriyor. 

Dofo, yakında yayına alacağı alan adı takip etme özelliğikayıt firması sayfaları ve çoklu dil desteğiyle kullanıcılara sunduğu hizmeti bir üst seviyeye taşıyacak.

Alan adları için özelleşmiş bir arama platformu özelliği taşıyan Dofo hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.dofo.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

E-ihracat Yapan Şirketler Dikkat: Yeni Düzenleme Cuma Günü Başlıyor!

$
0
0

Türkiye’nin e-ihracatında önemli bir ağırlığa sahip olan AB bünyesinde uygulamaya başlanacak olan AB Genel Veri Koruma Yönetmeliği (EU GDPR) 25 Mayıs 2018 Cuma gününden itibaren yürürlüğe giriyor.

Avrupa Birliği bünyesindeki ülkelerin vatandaşlarının kişisel bilgi güvenliği ve gizlilik haklarını korumak amacıyla düzenlenen AB Genel Veri Koruma Yönetmeliği olarak tanımlanabilecek EU GDPR (EU General Data Protection Regulation) 25 Mayıs 2018 Cuma gününden itibaren yürürlüğe giriyor. AB’nin kişisel verilerin korumasına yönelik olarak son yıllarda yaptığı en büyük reformlardan biri olarak gösterilen GDPR, getirdiği düzenlemeler nedeniyle Avrupa Birliği ülkelerine e-ihracat yapan şirketleri yakından ilgilendiriyor.

GDPR’ye Uymayanlar 20 Milyon Euro’ya Kadar Cezalarla Karşılaşabilir

Türkiye'nin e-ihracat uzmanı B2CDirect’in CEO’su Yusuf İbili yeni düzenlemenin çok kesin hatlara sahip olduğunu hatırlatarak şu noktalara dikkat çekiyor:“Yeni yönetmelik kullanıcıyı merkeze alarak oluşturulduğu için, içinde bulunan tüm maddeler tamamen kullanıcı açısından konuya bakarak şirketlerin atması gereken adımları tespit ediyor. GDPR’da kullanıcı, ‘ilgili kişi’ olarak tanımlanıyor. Herkesin kendi kişisel verilerinin sahibi olduğu merkeze alınarak oluşturulan bu yönetmelik, şirketlere de bu bağlamda önemli sınırlamalar ve kısıtlamalar getiriyor. Bunu dikkate almayan şirketler önemli cezalar ödemek durumunda kalabilir. Türkiye’den AB ülkelerine hizmet veya mal satışı yapan şirketler, GDPR ihlalleri sebebiyle 20 milyon Euro’ya varan cezalarla karşılaşabilir.”

GDPR Düzenlemesinde Dikkat Çeken 5 Önemli Nokta

Eğer e-ihracat yoluyla AB’ye hizmet veya mal satışı yapan bir şirketiniz varsa, GDPR uygulamasına uygunluğunuzu mutlaka gözden geçirmenizde fayda var. B2CDirect CEO’su Yusuf İbili’ye göre GDPR yönetmeliğine uyum sağlamak için şirketlerin mutlaka dikkate alması gereken 5 temel nokta şu şekilde sıralanıyor:

  1. Geniş Yetki Alanı: Avrupa Birliği sınırları içerisinde yaşayan herhangi birinin kişisel verilerini işleyen tüm şirketler için, şirketin nerede bulunduğu fark etmeksizin GDPR uyumluluğu aranacak. Örneğin, Türkiye merkezli e-ticaret sayfanızdan, Almanya'daki müşterinize satış yapmadan öncesi ve sonrasındaki tüm adımlarda, topladığınız bütün veriler için GDPR uyumluluğu aranacak. (E-posta üyelik, SMS bildirimi, web sitesi izleme ve takip araçları, vb.)
  2. Yüksek Cezalar: GDPR ile uyumlu olmayan denetleyiciler ve işleyiciler dahil tüm kurum ve kuruluşlar, yıllık küresel cirolarının %4’üne veya 20 milyon avroya (hangisi büyükse) varan miktarlarda ceza alabilir.
  3. İzin Almak: Kullanıcıdan kişisel bilgiler istenirken, net ve kolayca anlaşılır bir şekilde onay istenmeli ve bu süreç diğer işlemlerden ya da konulardan ayırt edilebilecek şekilde oluşturulmalı. Kullanıcı vazgeçtiği zaman, daha önceden vermiş olduğu onayı kolaylıkla ve hızla iptal edebilmeli. Buna ek olarak, şirketler sadece sundukları hizmetlerle gerçekten ilgisi bulunan kişisel verileri talep edebileceklerdir. Örneğin, e-posta, SMS veya uygulama içi bildirimler gibi çok net ve görünür şekilde yönetilebilir olmalıdır. Dileyen kullanıcı basit şekilde bildirimleri kapatabilmelidir.
  4. İhlal Bildirimleri:İhlal bildirimleri zorunlu olacaktır. Yeni düzenlemeye göre kurum veya kuruluşun ihlalin farkına varmasını takip eden 72 saat içinde bildirim işlemini tamamlaması gerekiyor. Örneğin, veritabanına bir sızma olduğu tespit edilirse, 72 saat içerisinde etkilenen kullanıcılar tespit edilmeli, bu kişiler net ve şeffaf şekilde ihlale yönelik bilgilendirilmeli ve çözüm yolları aktarılmalıdır.
  5. Gizlilik: Yeni yönetmelik, veri koruma işlevinin sistemler tasarlanırken daha en baştan işleyişe ve sürece dahil edilmesini, sonradan ekleme yoluyla uygulanmaması şartını da beraberinde getiriyor. Bu nedenle şirketlerin sistemlerini daha ilk günden itibaren yeni yönetmelikle uyumlu olarak tasarlamaları gerekiyor.

Avrupa Birliği ile iş yapan tüm şirketlerin konuya hassasiyetle ve ivedi bir şekilde eğilmesi gerektiğini belirten B2CDirect’in CEO’su Yusuf İbili, yeni düzenlemenin yalnızca birkaç gün içinde yürürlüğe gireceğini hatırlatıyor:“Şirketlerin müşterilerine ve ilgili kişilere ait bilgileri toplaması, saklaması ve işlemesi için, öncelikle bu bilgilerin hangi amaç için ve ne maksatla talep edildiğinin açık bir şekilde belirtilmesi gerekiyor. Eğer amaç değişirse, ilgili kişiden mutlaka yeniden muvaffakiyet alınması şart koşuluyor. Bu yüzden, AB ile ticari ilişkisi bulunan tüm firmaların kişisel veri ile ilgili işlem yapmadan önce, bu verileri nasıl kullanacaklarıyla ilgili sıkı bir inceleme yapmasını öneriyoruz. İlgili prosedürlerinin anlaşılır olmasını, hiçbir açık bulunmamasını ve AB’nin yenilenen GDPR düzenlemesiyle birebir uyumlu olup olmadığını çok titiz ve dikkatli bir şekilde kontrol etmeliler. Üstelik bunu çok hızlı bir şekilde, ivedilikle yapmalılar, çünkü yönetmelik 25 Mayıs 2018 tarihinden itibaren yürürlükte olacak. Aksi takdirde şirketler çok ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler.”

GDPR Sizin Şirketinizi de Etkileyecek mi?

GDPR, hem Avrupa Birliği dahilindeki kuruluşlar hem de Avrupa Birliği dışındaki şirketler için geçerli. AB vatandaşlarına mal veya hizmet sunan ya da davranışlarını izleyen tüm şirketler GDPR’nin düzenlemelerinden etkileniyor. GDRP uygulaması, hem denetleyiciler hem de işleyiciler için geçerli bir düzenleme olduğundan dolayı oldukça geniş bir etki alanına sahip bulunuyor.

GDPR Uyumluluğu İçin Ne Yapmak Gerekiyor?

Yusuf İbili, GDPR uyumluluğu için şirketlerin atması gereken öncelikli adımları şu şekilde sıralıyor: “Öncelikle rutin olarak yapılan işlemler, güvenlik politikaları ve işletmenin hedeflerini GDPR şartlarına göre değerlendirmek ve gerekiyorsa revize etmek gerekir. Bunun dışında şirket çalışanlarının bu konuda eğitim almaları da çok faydalı olacaktır. Şirket yöneticilerinin, ilgili ekiplerinin GDPR konusundaki bilgilerinin tam ve eksiksiz olduğundan emin olmaları gerekir. Öte yandan, yapılan ve yapılacak her işlemin ya da sürecin uygun bir şekilde belgelendirilmesi de gerekir. Bu belgelendirme işleminin GDPR uyumlu olması, kullanıcıların verilerinin nasıl işleneceğini açık bir şekilde bildirilmesi önemlidir.”

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İstanbul Girişim Forumu ile Girişim Dünyası Hareketleniyor

$
0
0

Girişimcilik alanında farkındalık oluşturmak, katılımcılarına gelişim ortamı sunmak ve bölgenin en yaygın girişim ağı olmak hedefi ile Türkiye’nin farklı noktalarında seminer, sohbet ve atölyeler düzenleyen Girişim Hareketi, 26 Mayıs'ta bölge girişimcileriniİstanbul Girişim Forumu'nda bir araya getiriyor.

Girişimciler; İzleyici Değil, Katılımcı Olacak!

Oldukça interaktif bir zeminde geçmesi planlanan forumda, girişimcileri izleyici değil, katılımcı olacakları oturumlar bekliyor. Hızlı Tanışma oturumunda kişilerin birbirini tanımasıyla başlayacak olan etkinlik, Yuvarlak Masa oturumu ile farklı masalarda farklı alanında uzman ile bir araya gelecek olan girişimciler, hap eğitimler alacak ve sorularını uzmanlara yöneltebilecekler.

Türkiye'nin önde gelen uzman isimlerinin katılacağı paneller ve başarılı girişimlerin sunuşları ile sürecek Forum'da girişimciler için farklı yatırım fırsatları ve girişimcilik sürecinde mentorluk metodları konuşulacak. Panellerin yanı sıra programda girişimciler kendi projelerinin sunuşlarını da gerçekleştirecek. Etkinliğin sonunda, İstanbul’daki Girişim Ekosistemi’nin, girişimci gözüyle değerlendirileceği oturumlar ile forumun raporu paylaşılacak.

Unutmayın, İstanbul Girişim Forumu 26 Mayıs Cumartesi günü Girişim Hareketi ev sahipliğinde İTÜ Arı Teknokent’te gerçekleşiyor, katılımcıları ve girişimcileri izleyici değil, katılımcı olmaya davet ediyor.

İstanbul Girişim Forumu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.girisimhareketi.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yapay Zeka ile ‘50 Milyon Kişiye’ Yeni İş İmkanı!

$
0
0

Başarılı bir dijital dönüşüm için şirketlerin bu alandaki çalışmalarına ışık tutmayı hedefleyen Microsoft, düzenlediği “Dijital Dönüşüm Liderleri” toplantısında dijital dönüşümün kritik başarı faktörlerini gündeme taşıdı.

Ergene Consulting & HGA Group Türkiye Başkanı Murat Ergene ile San Diego Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Yardımcı Profesörü ve Ergene Consulting Stratejik Çözüm Ortağı Zeki Pağda’nın konuşmacı olarak yer aldığı “Dijital Dönüşüm Liderleri” paneli, Microsoft 365 Pazarlama Müdürü Çiğdem Kayalı’nın moderatörlüğünde gerçekleşti. 30’un üzerinde şirketin dijital dönüşüm liderleri ve İK direktörlerinin katıldığı panelde, dünya ve Türkiye örnekleri üzerinden deneyimler paylaşıldı.

“Kültür, Stratejiyi Kahvaltıda Yer…”

Panelde yaptığı konuşmaya, dünyaca ünlü yönetim bilimci Peter Drucker’ın“Kültür, stratejiyi kahvaltıda yer” sözünü hatırlatarak başlayan Ergene Consulting & HGA Group Türkiye Başkanı Murat Ergene, dijital dönüşümde kritik başarı faktörlerinden ikisinin; doğru liderlik ve kurum kültürünün nasıl değişeceğini gösteren yol haritası olduğunu belirtti.

Zihin yapısını değiştiremeyenlerin dijital dönüşümü gerçekleştiremeyeceklerini dile getiren Ergene, sözlerine şöyle devam etti: “Stratejilerin net ve anlaşılır olması dijital dönüşümde başarının bir numaralı faktörüdür” diyen Ergene, şirketlerin dijital dönüşümü gerçekleştirme hedeflerini 5 adımda şöyle açıkladı:“Müşteri etkileşiminde artış sağlamak, operasyonlarında verimliliği artırmak, ürünlerde yenilikçi yaklaşımları hayata geçirmek, çalışanları eğiterek güçlendirmenin yanısıra şirket kültürünü dönüşüm doğrultusunda yönetebilmektir.”

Şirketlerin Sadece Yüzde 17’si Dijital Dönüşüme Hazır

Murat Ergene, Deloitte’un 2018 Küresel İK araştırmasına dayanarak, şirketlerin yüzde 41’inin bilişsel ve yapay zeka araçlarını bünyelerine adapte etmek üzere önemli adımlar attıklarını, yüzde 10 kadarının bu teknolojileri ileri seviyede adapte ettiklerini, yüzde 34’ünün adaptasyon için pilot uygulamalar yürüttüklerini ve sadece yüzde 17’sinin “insan, yapay zeka ve robot kombinasyonu’ndan oluşan bir iş gücüne hazır olduklarını ifade ettiklerini belirtti.

Dijital dönüşüm liderlerinin Türkiye’de daha çok IT kökenli, yurt dışında ise pazarlama kökenli olduğunu ifade eden Ergene, “Tüsiad’ın ‘Türkiye’de Dijital Dönüşüm’ raporuna göre, ülkemizde dijital stratejist olma oranı yüzde 66, dijital stratejiden sorumlu C level düzeyinde yönetici oranı ise yüzde 38’dir. Dijital dönüşüm çalışmalarına baktığımızda, şirketlerin yüzde 7’si başlangıç aşamasında, yüzde 60’ı gelişme seviyesindedir. Yüzde 80’i ise önümüzdeki 3 yılda şirketlerine Dijital Dönüşüm Direktörü (Chief Digital Officer - CDO) atamayı düşünüyor” dedi.

Yeni Bir Rol: Veri Bilimleri Başkanı

İdeal özelliklere sahip bir CEO’nun, doğru yeteneği çekmek için piyasayı yakından takip etmesi gerektiğini kaydeden Murat Ergene, yeni bir rol olan Veri Bilimleri Başkanlığının (Head of Data Science) istihdamda yerini aldığını dile getirdi.Ergene, ideal bir CDO’da aranan özellikleri şöyle sıraladı: “Öncelikle bilinç seviyesi uzmanlıktan, üst seviyeye çıkmış olmalıdır. İletişim, üst ve ast çalışanları ikna yeteneği güçlü olmalı, aynı zamanda kendini ve stratejisini net bir şekilde ifade edebilmelidir. Takım oyuncusu olmak ve çalışanları da işin içine katabilmek, dijital dönüşüm liderinin temel yaklaşımları olmalıdır.”

Dijital Dönüşümden En Fazla Hangi Sektörler Etkilenecek?

Murat Ergene, yapılan araştırmalara göre, dijital dönüşümden kısa vadede en çok etkilenecek sektörlerin başında perakende, medya, bankacılık, sigorta, eğitim ve eğlence sektörlerinin geldiğini söyledi. Uzun vadede üretim, sağlık, ulaşım ve tarım sektörleri ile devlet ve kamu kurumlarını sayan Ergene, dijital dönüşümden uzun vadede madencilik, doğal gaz ve kimya sektörlerinin nispeten daha az etkilenecek sektörler arasında yer aldığını belirtti.

Zeki Pağda: “Yapay Zeka 50 Milyon Yeni İş Sağlayacak

Dünyada bugüne kadar dijital dönüşüm için 1,2 trilyon dolar harcandığına dikkati çeken Zeki Pağda’nın, McKinsey raporuna dayanarak verdiği bilgiye göre, yapay zeka 2030 yılına kadar 50 milyon kişiye yeni iş sağlayacak ve 370 milyon işi dönüştürecek. Bu doğrultuda yapay zekanın ciddi iş fırsatları yaratacağını, örneğin ABD’de çalışanların yüzde 30’undan fazlasının yapay zeka sayesinde kendi şirketinin sahibi olmasının beklendiğini dile getiren Pağda, çalışanların yüzde 60'ının da gelecekte istikrarlı, uzun vadeli bir işe sahip olacağının öngörüldüğünü belirtti.

“ABD’de Ameliyat Ön Kararını Yapay Zeka Veriyor”

Sağlık alanı başta olmak üzere çeşitli sektörlerde yapay zeka uygulamalarının giderek arttığını belirten San Diego Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Yardımcı Profesörü ve Ergene Consulting Stratejik Çözüm Ortağı Zeki Pağda da konuşmasında yapay zeka uygulamalarına ilişkin çarpıcı örnekler verdi. Pağda, sözlerine şöyle devam etti:“ABD’de bir kaza olduktan sonra hasta henüz ambulanstayken tüm tetkikleri yapılıyor ve bu tetkikler direkt olarak yapay zeka ile hastanın diğer bilgileriyle birleştirilerek hastanedeki doktora tavsiyelerde bulunuluyor. Hastaneye geldiği anda doktor hastanın tedavisine ilişkin kararını çoktan vermiş oluyor.Bu uygulamalar yapay zekanın insan hayatını pozitif yönde etkileyen inanılmaz bir gelişmedir. Zamanı kısaltmak sadece sağlık sektöründe değil tüm sektörlerde uygulanan önemli bir gelişmedir.”

Başarıyla Uygulanan Yapay Zeka Örnekleri

Yapay zeka uygulamalarına perakende sektöründen Wall Mart, içecek sektörüne ilişkin olarak da Coca-Colaörneğini veren Zeki Pağda, “Wall Mart, yeni aldığı tüm elemanlarını future reality dediğimiz gelecek gerçeği kavramı bünyesinde eğiterek, kısalttığı bu süre ile zaman ve maliyet avantajı sağlıyor. Şirket; hava durumu, özel günler, bayram veya tatil günleri gibi birçok algoritmayı dahil ederek yapay zeka sayesinde tüketicilerinin ne satın alacaklarını tahmin ediyor ve ürün raflarını bu sonuçlara göre düzenliyor” dedi.

Coca-Cola’nın da açık alan noktalarında incelediği tüketici davranışlarını, yapay zeka sonuçları ile birleştirerek ürün geliştirdiğini kaydeden Pağda, “Müşteriden aldığınız bilgilerle ürün geliştirmiyorsanız, o üretim başarısız olmuş demektir. Yapay zeka karar mekanizmalarına büyük hız kazandırıyor. Bugün ABD’de otomasyona, şirketleri kurtaracak önemli bir gelişme olarak bakılıyor” diye konuştu.

Yeni jenerasyonun satın alacağı ürünlerin artık kendisine özel kişiselleştirilmesini istediğini ve dijital transformasyon sayesinde üretimin kişiye özel hale geleceğini vurgulayan Zeki Pağda, şirketlerin üretim birimlerini bu doğrultuda dizayn etmeye başladıklarını kaydetti.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yakın Geleceğin Bulut Bilişim Trendleri Neler Olacak?

$
0
0

Bulut bilişim uygulamaları hayatın her alanını etkilemeye devam ederken, COMPAREX Turkey CEO’su Irmak Pakdemir yakın gelecekte karşımıza çıkacak bulut bilişim trendlerini yorumladı.

İş dünyasının kullandığı teknolojiler, buhar makinesi ve seri üretimden bu yana durmak bilmeden ilerliyor. Son yıllarda Endüstri 4.0 ve mobil ağların daha yüksek kapasiteyle çalışması, yeni nesil bulut bilişim uygulamalarının devreye alınmasına zemin hazırladı. COMPAREX Turkey CEO’su Irmak Pakdemir, kurumların yakın gelecekte karşılarına çıkacak yeni trendleri ve bunların iş dünyasına olası etkilerini aktardı.

Dijital dönüşümün hiçbir zaman bitmeyecek bir yolculuk olduğunu ifade eden Pakdemir, bulut bilişimin iş yaşamının yeni normali haline geldiğine dikkat çekti. Farklı pazar araştırmalarında tekrar tekrar gündeme gelen bu popülaritenin önemli bir gösterge olduğunu belirten Pakdemir, bugünden alınacak önlemler ve yapılacak yatırımlarla geleceğe şimdiden hazırlanmanın mümkün olduğunu kaydetti.

Gelecek Zaten Başladı

Teknolojinin tuhaf bir şeyden iş dünyasının her şeyine dönüştüğü günümüzde nesnelerin interneti, yapay zekâ, Software-as-a-Service ve Blockchain gibi kavramlar son dönemde adından daha çok söz ettiriyor. Bu teknolojilerin birbirinden bağımsız gibi görünmekle birlikte uyumlu ve eş zamanlı olarak kullanıldığına dikkat çeken COMPAREX Turkey CEO’su Irmak Pakdemir, özellikle 2020 sonrasında 5G’nin yaygınlaşmasıyla birlikte yeni bir kilometre taşının daha geride kalacağını hatırlattı.

Nesnelerin İnterneti Sınırları Aşacak

Endüstri 4.0’la birlikte iş dünyasında hızla yerini alan bu teknolojinin olmazsa olmazlarından biri de yüksek performanslı bulut bilişim platformları. Bu alanda anlık veri iletimini ve analizini gerektiren servisler, bulut bilişim yatırımlarının daha da artmasını sağlayacak. Pakdemir, IDC verilerine göre dünya genelindeki nesnelerin interneti harcamalarının 2018 sonunda 772 milyon dolara ulaşacağına dikkat çekerken, bu tutarın 2021’de 1 trilyon dolara yükseleceğinin de altını çizdi. Bu ciddi tutarlar beraberinde bulut tabanlı platformların da hızlı bir ivme yakalamasını sağlayacak.

5G ve Bulut İlişkisi

2020 yılında düzenlenecek Tokyo Olimpiyatları ile test aşamasından çıkıp resmi olarak kullanıma alınması planlanan 5G teknolojisi ise bulut platformlarındaki yükselişi sağlayan bir diğer etken. Günümüzde hem cihaz üreticileri hem de yazılım geliştiriciler ciddi hazırlıklar içinde bulunuyor. Irmak Pakdemir, 5G’nin milisaniyeler mertebesindeki veri iletim hızı sayesinde akıllı şehirlerden sürücüsüz otomobillere, endüstriyel üretimden yeni nesil internet servislerine kadar çok sayıda yeni fırsat yaratacağını açacağını ifade etti. Tüm bunlar, yakın gelecekte bulut bilişimin iş dünyası ve kamu nezdinde ‘yeni normal’ olarak anılmasını sağlayacak.

Yapay Zekâ Destekli Çözümlerle Tanışma Zamanı

Bulut bilişimin anahtar rolü üstleneceği yapay zekâ teknolojileri, yakın geleceği etkisi altına alacak ve sonrasında da hayatımızdan çıkmayacak. Pakdemir, yapay zekâ destekli servislerde yaşanacak hızlı bir artışın bulut bilişim platformlarını tetikleyeceğine dikkat çekti. Anlık veri analizinde şimdiden söz sahibi olmaya başlayan yapay zekâ, kaliteli bir servis için bulut bilişim altyapısına ihtiyaç duyan bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor.

SaaS Platformları Özelleşiyor

Software-as-a-Service tanımının kısaltması olan SaaS yeni bir teknoloji olmamakla birlikte artık alt kırılımlarıyla daha fazla alanda özelleşmiş hizmetleri temsil ediyor. Bugün Platform-as-a-Service (PaaS), Infrastructure-as-a-Service (IaaS) gibi alt başlıklarla gündemde olan bu teknolojilere ait tüm süreçler bulut bilişim platformları üzerinde gerçekleşiyor. Irmak Pakdemir, Gartner’ın güncel bir araştırmasında bu tip servislere yönelik harcamaların 2017 sonu itibariyle 260 milyar dolar olarak ölçüldüğüne vurgu yaparken, 2020 sonunda 411 milyar dolara yükseliş öngörüldüğünü ekledi.

Blockchain Yeni İş Yapış Şekli Olmaya Aday

Blockchain’in adının daha çok Bitcoin gibi kripto paralarla anıldığını kaydeden Pakdemir, buna karşın bu teknolojinin yaşamın her anında etkisini hissettireceğini belirtti. Kanser araştırmalarından seçimlerin daha güvenilir bir teknolojik altyapıya sahip olmasına, finans dünyasından lojistiğe kadar her alanda Blockchain ismini duymaya başladığımızı vurgulayan Pakdemir, bulut bilişim platformlarının bu alanda da kritik bir rol üstleneceğini; Blockchain-as-a-Service platformlarının kurulmaya başlandığını ifade etti.

Güvenlik Her Çağda Önemli

Takvimler hangi tarihi gösterirse göstersin güvenlik her zaman önemli konulardan biriydi. Bu yaklaşımın bulut bilişim üzerinde de kendini gösterdiğini belirten COMPAREX Turkey CEO’su Irmak Pakdemir, bulut bilişim harcamalarına paralel olarak güvenlik yatırımlarının da artacağını sözlerine ekledi. Yeni iş modelleri ve servislerle veri artışında yaşanan hızın tarihi rekorlara imza atacağının altını çizen Pakdemir, Forrester’ın 2017 ortasında açıkladığı bir rapora göre bulut bilişim odaklı güvenlik yatırımlarının 2021’de 3,5 milyar dolara ulaşacağını paylaştı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'nin İlk Dijital Liderlik Zirvesi Gerçekleşti!

$
0
0

Management Centre Türkiye (MCT) veİstanbul Business School işbirliği ile bu yıl&NOW Business&Tech Week’te düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek Dijital Liderlik Zirvesi; dijital dönüşümü yaşayan ve başlatmak isteyen dijital liderlerin merak ve ilgisiyle gerçekleşti.

İstanbul Business School Genel Müdürü Burcu EROL zirveyi yapma nedenlerinde "Teknolojik değişimlerin tetiklediği dijital devrimle; liderliğin, iş modellerinin, ekonominin ve sosyal yaşamın kuralları yeniden yazılacak. Geleceği, dijital liderlerin şekillendireceğini” belirtti. Yeni dönem eğitim programlarında dijital dünyaya hitap eden yeni yetkinleri kazanacağımız eğitimlere yer vereceklerini belirtti.

Yine zirvede ilk defa Türkiye’nin büyük ve saygın 40 şirketinin CIO, CTO ve dijital dönüşüm yöneticileri ile birlikte Dijital Danışma Kurulu oluşturularak içerik desteği sağlandı.

Zirve içerisinde Peter Fisk, “Mega Trendler” konusunda başarılı bir sunum yaparken Management Centre Türkiye (MCT) CEO’su Tanyer Sönmezer, “Dijital Liderlik” konusunda paylaşımlarda bulundu. HOPİ Genel Müdürü Onur Erbay dijital deneyim platformu HOPİ’yi, Garanti Bankası Dijital Bankacılık Direktörü Bora Uludüz ise bankacılık uygulamalarındaki dijital dünyadan bahsetti. Zirvede gerçekleşen ilk panelde “Dijitali Etkin Kullanan Şirketler ve Uygulamalar”,Dijital Liderlik Danışma Kurulu’ndan Cem Önce moderatörlüğünde Albaraka Türk İş Mükemmelliği & İnovasyon Müdürü Yakup Sezer, PepsicoDijital Pazarlama & E- Ticaret Müdürü Didem Namver, Amazon Web Services Ambassador Barış Bilen Vural ve NURUS Yönetim Kurulu Başkanı Güran Gökyay tarafından paylaşımlarda bulunuldu.

Zirvenin son panelinde Dijital Liderlik Danışma Kurulu’ndan Selda Doğancan moderatörlüğünde Netaş İcra Kurulu Üyesi Serdar Urçar ve Crossover Genel Müdürü Mine Dedekoca, iş dünyasında dijital kültür ve dijital dönüşüm deneyimlerini aktardılar.

Zirvede Be Digital Deneyim alanı’na katılan firmalar çeşitlli dijital ürünlerini ve hizmetlerini de tanıtma şansı yakaladılar. Geleceğin liderliğinin sırlarını keşfetmek, interaktif olarak paylaşılan çeşitli görüş ve deneyimlerden faydalanmak, dijital alanda gelecek vaat eden girişimler, başarılı kurumsal firmalar, en iyi teknoloji şirketleri ve binlerce profesyonel ile tanışma ve geleceği yakalama fırsatı sunan bu platform Türkiye’nin ilk dijital sınavını başarıyla gerçekleştirmiş oldu.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


​Büyük Veri Şirketi Kimola'ya 1 Milyon TL Yatırım!

$
0
0

2014 yılında, büyük veri alanında metin verisi işlemek üzerine şirketleşen Kimola, tüketici iç görüleri üreterek, reklamverenlerin daha etkili stratejiler geliştirmesini ve satışlarını artırmasını sağlayan analitik ürünüyle StartersHub, 500 Startups ve Melek Yatırımcı Uğur Şeker’den toplam 1 milyon TL yatırım aldığını duyurdu. 

Nike, Japan Tobacco International, IPSOS, BPN İstanbul, Wanda gibi sektörün önemli marka ve kurumlarına hizmet veren Kimola’nın yapay zekası üzerine kurulu analitik ürünü, markaların, araştırma şirketlerinin ve strateji odaklı ajansların tüketici gruplarını daha iyi anlamasına, satış kanallarının stratejilerini oluşturmasına destek veriyor. StartersHub XO 2017 programından başarıyla mezun olduktan sonra post-seed yatırım turunu kapatan ekip, 3 ay içerisinde hazırlıklarını tamamlayıp, Türkiye’nin SaaS modeliyle satış yapacak ilk “Tüketici İçgörü Platformu”nu erişime açacak. Bu sayede reklamverenler, araştırmak istenilen kitle sayısına göre paketlerden birini seçerek, 10.000 kişilik bir araştırmayı 3 saniye içerisinde alabilecekler.

Tüketicinin alışkanlıklarını daha iyi analiz eden şirketlerin, rekabette bir adım öne geçtiğini hatırlatan StartersHub Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Dorman, Kimola’nın gerçekleştirdiği ileri düzey analizlerin her sektörde katma değer yaratacağını söyledi ve ekledi: “Rekabetin hızla arttığı sektörlerde ayakta kalmanın yolu müşteriyi daha iyi anlamaktan geçiyor. Kimola’nın yerli Ar-Ge çalışmalarıyla hayata geçirdiği hizmet, tek tıkla müşteri içgörüsü temin etmeyi mümkün kılarak yeni bir sayfa açıyor. StartersHub olarak, Kimola ekibini büyüme yolculuklarında desteklemekten memnuniyet duyuyoruz.”

Türkiye’de kurulan ve global hedefleri olan Kimola için, 500 Startups İstanbul’un Genel Müdürü Rina Onur, “Kimola’nın yapay zeka tabanlı teknolojisinin dünyada büyük ilgi göreceğini düşünüyor ve bu genç ekibi desteklemekten heyecan duyuyoruz.” diyerek, teknoloji ve ürün odaklı şirketin, hızla büyüdüğünü ifade etti.

Kimola’nın yeni platformuyla birlikte, herhangi bir hedef grubunundavranış ve tercihlerine göre tüketici içgörüleri edinmek mümkün olacak. Kullanıcılar, hiçbir araştırma uzmanlığına sahip olmadan, Kimola’nın yapay zekasının yardımı ile bir arayüzde “modaseverler” “fast-food gençliği” “sporla ilgilenenler” “müzikseverler” “diziseverler” gibi hedef grupları oluşturabilecek ve bu kitlelerin demografik yapılarından, ilgi alanlarına, hangi televizyon dizilerini izlediğine, hangi markalar, ünlüler, fenomenler ile etkileşime girdiğine dair verilere ulaşabilecek. Hızla değişen trendlerin, gerçek zamanlı takip edilmesini sağlayacak Analitik ürünü, Türkiye’de hizmet veren global müşterisi tarafından daha iyi satış noktası segmentasyonu için “2017’nin başarılı örnek uygulama”sı olarak belirlendi.

Kimola hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.kimola.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Dikkat: Gelecekte Bu Meslekleri Yapay Zeka Yapacak!

$
0
0

Yapay zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte pek çok iş kolunda da önemli revizyonlar gerçekleşecek gibi görünüyor. Yapay zeka çalışmaları ile hatırı sayılır bazı mesleklerin de tarihe karışacağı ve işleri robotların yapacağı bir gerçek. İstihdam oranlarında ciddi düşüşlere neden olacağı konuşulan yapay zekanın bazı sektörleri derinden etkileyeceği tahmin ediliyor.

İşte Yapay Zekanın Ele Geçireceği Bazı Meslekler;

  1. Sigorta çalışanları: Sigorta alanında çalışan pek çok kişiyi gelecekte riskli bir dönem bekliyor. Yeni oluşturulan sigorta inceleme programlarıyla birlikte sigorta işlemleri daha hızlı bir şekilde gerçekleştiriliyor ve firmalarla daha az maliyet sunuyor. Japonya'da sigorta şirketleri yapay zeka kullanımına başladı bile.
  2. Finans analistleri: Finans alanı da yapay zekanın tehdidi altında. Yeni yazılan trend analizi tabloları ile finansal alanda verimli sonuçlar elde etmek mümkün. Amerika'da finans sektöründe gelecek yıllarda en az %30 iş kaybı olacağı öngörüler arasında bulunuyor.
  3. Çiftçiler: Önümüzdeki 10 yıl içinde yapay zeka robotları çiftçilerin yaptığı pek çok işi yapabilir konuma gelecek. Sadece Amerika'da en az 1 milyon işçinin bu nedenden ötürü yakın gelecekte işsiz kalabileceği tahmin ediliyor.
  4. Gazeteciler: Yapay zeka basın yayın organlarına da girmiş durumda. Çeşitli yayın, makale ve raporlar önemli kuruluşlarda yapay zeka yazılımları tarafından oluşturuluyor. Ünlü medya kuruluşu olan Associated Press yapay zeka yazılımlarını 2004 yılından beri kullandığını açıkladı.
  5. Şoförler ve pilotlar:  Ulaşım ve taşımacılık alanında da yapay zeka sağlam adımlarla geliyor. Sürücüsüz araç denemeleri sürerken bir yandan da pilotsuz uçak ve helikopter uçuşlarının da yakın gelecekte gerçekleşmesi planlanıyor. Bu yanıyla taşımacılık sektörü de yapay zekaya yenik düşecek gibi görünüyor.
  6. İşçiler: İnşaat ve ağır yük işçileri tuğla dizme ve yük kaldırma gibi işlemleri yapay zeka robotlarına kaptırmak üzere. Basit inşaat işlerinde ilerleme kaydeden robotlar ayrıca buldozer ve vinç kullanımını da gerçekleştirebiliyor.
  7. Banka çalışanları: Bankada çalışanların yaptıkları pek çok iş halihazırda makineler ve dijital teknolojiler tarafından yapılmaya başlandı. Müşteri temsilcilerinin yaptığı işlerin de yakın zamanda yapay zekalar tarafından yapılması planlanıyor. Böylece bankaların da yapay zekanın en aktif kullanıldığı alanlardan biri olması bekleniyor.

Bu meslekler ileride yok olma tehlikesi ile karşı karşıya! Yapay zeka teknolojisi son hızla ilerlerken bazı meslekleri tarihe karıştıracak gibi görünüyor

TGRT Haber kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı 2018 Başvuruları Başladı!

$
0
0

EY Türkiye, Girişimci Kadın Liderler Programı’nın üçüncü yılı için başvuru sürecini başlattı.Vizyon sahibi girişimci kadınların iş dünyasında yükselmeleri ve küresel pazarda rekabet edebilmelerini desteklemek amacıyla yürütülen programa seçilen girişimciler; EY Türkiye’nin desteğiyle hiçbir ücret ödemeden 1 yıl boyunca eğitim, mentorluk, iş geliştirme ve networking (ağ oluşturma) desteği alıyor. 2018 dönem kayıtları 17 Mayıs’ta başlayan EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı’na başvurular 31 Temmuz 2018 tarihine kadar yapılabilecek.

EY‘nin küresel çapta düzenlediği ve bu yıl 10. yılını kutlayan Girişimci Kadın Liderler Programı (EY Entrepreneurial Winning Women Programı™) Türkiye’de bu yıl üçüncü kez düzenleniyor. Programın ilk iki yılında toplam 20 kadın girişimciye destek veren EY Türkiye; bu yıl da işini büyütme hedefi, tutkusu ve potansiyeli olan kadın girişimcileri destekleyerek, uluslararası pazarlarda etkin faaliyet göstermeye ve rekabet etmeye hazırlamayı amaçlıyor.

17 Mayıs 2018’de başlayan EY Girişimci Kadın Liderler Programı’nın 2018 dönem başvuruları 31 Temmuz 2018 tarihinde sona erecek. EY Türkiye, başvurular arasından bağımsız bir jürinin seçeceği ve kriterlere uygun olan kadın girişimcilere, bir yıl boyunca ücretsiz eğitim verecek; kadın girişimcilere şirketlerini büyütmek için ihtiyaç duydukları alanlarda destek ve koçluk sunacak. Aynı zamanda sosyal sorumluluk niteliği de taşıyan program, kadın girişimcilerin; iş dünyasının başarılı yöneticilerinin bilgi ve deneyimlerinden yaralanabilecekleri bir ağa katılmalarına şirketlerini ciro ve istihdam anlamında büyütmelerine imkân sağlayacak.

Kaynaklarımızı Kadın Girişimcilerin Potansiyellerine Ulaşabilmeleri İçin Kullanıyoruz

Programın Türkiye’de girişimcilik ruhunun desteklemesi ve girişimcilik ekosistemin güçlendirilmesine büyük katkılar sağladığını ifade eden EY Türkiye Kurumsal Finansman Şirket Ortağı ve programın EMEIA Lideri Demet Özdemir program ile ilgili şöyle konuştu: “Kadın girişimcilerin, liderlik becerilerini geliştireceği koçluk ve mentorluk programlarına,yönetsel yetkinliklerini artıracağı eğitimlere, finansal ve hukuksal konularda danışmanlığa ve iletişim ağlarını genişletebileceği programlara ihtiyacı var. Globalde 10. yılını kutladığımız programa farklı ülkelerden katılan kadın girişimleri EY’nin düzenlediği çeşitli uluslararası platformlarda bir araya getiriyoruz. Kadın girişimcilere hedefledikleri uluslararası pazarların kapılarını açan bu özel programla, onların işletmelerini büyütmelerine yardımcı olmak ve Türkiye ekonomisine sağladığımız katkıyı artırmak en büyük amacımız.”

Bu yıl programın Türkiye Liderliğini üstelenen, EY Türkiye Vergi Hizmetleri Şirket Ortağı Müge Tan Belviso ise “Türkiye’de 2016 yılında uygulamaya başladığımız EY Türkiye Girişimci Kadın Liderler Programı’yla, kadınların yeni girişimci olmalarına odaklanmış programlardan farklı olarak, belli bir noktaya ulaştırdıkları şirketlerini büyütmelerine, pazarda öncü ve sektöründe lider konuma ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz. Bu tamamen ücretsiz programda yer almak üzere bağımsız bir jüri tarafından seçilen kadın girişimciler, EY Türkiye yöneticilerinden bire bir mentorluk desteği almalarının, sınıf içi eğitimlerle liderlik yönlerini artırma fırsatı bulmalarının yanı sıra küresel bir kadın girişimci ağının parçası olacaklar” dedi.

Program Katılımcılarının Şirketleri Hızla Büyüyor

50 ülkede 400’ün üzerinde başarılı kadın girişimci ile yürütülen ilk global araştırma sonucu, şirket kurucularının programdan neler öğrendiğini ve bu kazanımların ne kadarını hayata geçirdikleri ölçülüyor. Araştırmanın sonuçları Girişimci Kadın Liderler Programı’nın girişimciler için hızlı bir büyüme sağladığını gösteriyor. Girişimci Kadın Liderler Programı’na katılanların %77’si yıl gösterici ve rol model edinme konusunda programdan yaralandıklarını belirtiyor. Bununla birlikte girişimci kadın liderlerin şirketleri programa katılmalarının ardından ortalama bileşik yıllık olarak %35 büyüme kaydetti. Şirketlerin ortalama bordrolu çalışan sayılarındaki artış ise %166’ya ulaştı.

Program Kadın Girişimcilere Ne Sağlıyor?

  • Türkiye’nin en iyi girişimcileri ve yüksek büyüme göstermiş şirketlerinin liderlerinin de dahil olduğu seçkin bir ağa katılma imkanı,
  • Güncel sektör haberleri, araştırmalar, işletme stratejileri ve uygulamaları hakkında bilgi alışverişi ile bilgi birikimini artırma fırsatı,
  • Potansiyel ortaklıkları, stratejik işbirliklerini, yeni müşteri ve tedarikçiler ile muhtemel sermaye kaynaklarını keşfetme olanağı,
  • Üst düzey danışmanlar ve tanınmış girişimcilerle diyaloglar kurarak liderlik, yöneticilik ve işletme becerilerini geliştirme imkânı,
  • Kendilerinin ve şirketlerinin kurumsal yöneticiler, yatırımcılar ve medya karşısındaki görünürlüğünü artırma şansı.

Unutmayın, 2018 dönem başvuruları için son tarih 31 Temmuz 2018.

EY Girişimci Kadın Liderler Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.ey.com/tr/ web adresini ziyaret edebilir, başvuru işlemlerinizi ise buradan gerçekleştirebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişimcilik Vakfı Fellow 2018 Başvuruları Başladı!

$
0
0

Türkiye'de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve genç girişimcilere ilham vermek üzere kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı, Fellow 2018 Programı için başvuruları almaya başladı. “Farkınız özgürlüğünüz, cesaretiniz girişiminiz olsun” mottosu ile yola çıkan Girişimcilik Vakfı, adayların motivasyonunu ve girişimcilik potansiyelini ölçen seçim süreci sonucunda Türkiye'nin genç girişimci adaylarını belirleyecek.

Vakıf, üniversitede okuyan gençlerin girişimcilik ruhunu keşfetmelerini sağlamak ve onlara bu süreçte rehberlik etmek amacıyla düzenlenen Girişimcilik Vakfı Fellow Programı'nın başvuru süreci 23 Haziran 2018 tarihine kadar devam edecek.

“Genç Girişimci Adaylarının Sayısı Her Geçen Yıl Artıyor”

2014 yılından bu yana Fellow Programı'na 191 bin 400 başvuru yapıldığını ve 2017'nin 94 bin başvuru ile en yüksek başvuru aldıkları yıl olduğunu ifade eden Girişimcilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, “Programımıza başvuru yapan genç girişimci adaylarının sayısı her geçen yıl artıyor. Yalnızca ilham mekanizmasını kullanarak yetenekli gençleri girişimciliğe teşvik etmek çok önemli. Girişimcilik kültürünü geliştirmek için altyapı oluşturmak gerekiyor ve bunun için en doğru başlangıç noktası da üniversiteler” diye konuştu.  

“Girişimcilik; Yenilik, AR-GE ve İstihdam Demek” 

Bu yıl Fellow Programı'na 120 bine yakın başvuru beklediklerini ifade eden Afra, sözlerine şöyle devam etti: “Önceki yıllarda Fellow seçim süreçlerinde binlerce üniversite öğrencisi, 81 ildeki 190'dan fazla üniversiteden başvurdu. Girişimcilik ekosistemine katkısının büyük olacağını öngördüğümüz gençlerle Fellow Programı aracılığıyla bir araya gelmekten dolayı son derece mutluyuz. Girişimcilerle buluşmaların yanı sıra Fellow'larımızı Türkiye ve dünyadaki önde gelen konferanslara ve yurtdışındaki girişimcilik anlamında örnek teşkil eden merkezlere götürmeyi sürdüreceğiz. Girişimcilik önümüzdeki yıllarda Türkiye'yi en çok kalkındıracak ekosistemlerden biri çünkü girişimcilik; yenilik, AR-GE ve istihdam demek. Türkiye'de girişimcilik kültürünü geliştirmek ve bu yolla sosyal ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmak amacıyla çıktığımız bu yolda dördüncü senemizde Fellow 2018 Programı ile bu heyecanımıza ortak olacak gençleri bekliyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana, direkt ve dolaylı olarak 2 buçuk milyondan fazla gence dokunduk. Şu anda Türkiye'nin her bölgesinden, Diyarbakır'dan Sakarya'ya, 80 Fellow'umuz ve 96 mezunumuz var. Şu anda Girişimcilik Vakfı üniversite öğrencilerinin yanında tüm ekosisteme ve özel sektörü, akademisi ile ülkedeki tüm kurumlara ilham veriyor. Fellow Programı'ndaki gençler kurumsal şirketlerle yaptığımız inovasyon projeleriyle şirketleri girişimcilik anlamında dönüştürüyor, şirketlerin spesifik sorunlarına inovatif çözümler üretiyorlar. Geçen yılın rakamlarıyla karşılaştığında bizi çok sevindiren bir bilgiyi de paylaşmak istiyorum. 2017 yılında özellikle kadın adaylardan aldığımız başvurularda artış yaşandığı görülüyor.”

Başvuru Koşulları ve Program Detayları

Fellow Programı'na katılmak isteyen öğrencilerin, 23 Haziran'a kadar http://gvfellowprogrami.com/ adresindeki başvuru formunu doldurup Girişimcilik Vakfı'na göndermeleri gerekiyor. Başvuru formunun ardından motivasyon videosu çeken öğrenciler bir sonraki aşamaya geçme hakkı kazanıyor. Altı adımdan oluşan seçim sürecinin devamı, yenilikçi ve bilimsel yöntemler aracılığıyla adayların motivasyonunu ve girişimcilik potansiyelini ölçen özel kişilik testlerinden ve seçim komitesiyle yapılacak online ve yüz yüze mülakatlardan oluşuyor. 

Programa başvurabilmek için T.C. vatandaşı olmak, Türkiye'de ikamet etmek, Türkiye'de bir üniversiteye girmeye hak kazanmış ve kayıt yaptırmış olmak, ekim ayından itibaren Türkiye'deki üniversitelerin 1, 2.,3. Ve 4. sınıflarında okuyor olmak gerekiyor.

 Geleceğin Girişimci Adayları Ne Kazanacak? 

Fellow Programı'na katılma şansı bulan gençler, program kapsamında ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyor. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikâyelerinden ilham alma fırsatını yakalayacak olan başarılı girişimci adayları, üniversitelerinde girişim elçileri olarak görev alıyor. Seçilen Fellow'ların en önemli misyonları arasında kendi çevrelerinde girişimcilik kültürünü yaymak, çarpan etkisi yaratmak ve Girişimcilik Vakfı'nın “giveback” felsefesi doğrultusunda toplumdan aldıkları destekle kazandıkları başarıyı yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak bulunuyor. Seçim sürecini başarıyla tamamlayan Fellow'lar aynı zamanda program kapsamında 1 yıl boyunca aylık 500 TL burs almaya hak kazanıyor.

Girişimcilik Vakfı ve Fellow Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.girisimcilikvakfi.org web adresini ziyaret edebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Genç Çiftçiler Hedeflerine Devlet Desteğiyle Kavuşuyor!

$
0
0

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın "Genç Çiftçi Projelerinin Desteklenmesi Hibe Programı", genç çiftçilerin hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Bakanlık tarafından 2016'da hayata geçirilen program kapsamında Giresun'da iki yılda 469 genç çiftçiye toplam 14 milyon liranın üzerinde hibe desteği sağlanırken, bu rakamın 2018'de 7 milyon 350 bin lira olarak gerçekleşmesi planlanıyor.

Giresun Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürü Haydar Ünlü, projenin amacının, genç girişimci çiftçilerin desteklenmesi, kırsalda gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi, gelir düzeyinin artırılması, kırsalda genç nüfusun istihdamına katkı sağlanması ve tarımsal üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması olduğunu ifade etti.

2 Yılda Giresun'da Genç Çiftçilerimize 14 Milyon 70 Bin Lira Kaynak Aktarıldı

Ünlü, 2016 yılında programdan yararlanmak isteyen 4 bin 34 çiftçinin başvuruda bulunduğunu belirterek, "Bakanlığımız tarafından Giresun'a tahsis edilen 6 milyon 930 bin lira bütçe ile 226 hayvansal üretim, 5 bitkisel üretim projesi olmak üzere toplam 231 genç çiftçimize 30'ar bin lira hibe desteği sağlandı." dedi.

Geçen yıl bin 821 müracaat gerçekleştiğini ve bunlardan 238'ine 7 milyon 140 bin lira kaynak aktarıldığını kaydeden Ünlü, 2017 yılında 219 hayvansal üretim, 19 bitkisel üretim projesi olmak üzere toplam 238 genç çiftçi projesine 30'ar bin lira hibe desteği sağlandığını, 2 yıl içerisinde Giresun'da genç çiftçilere 14 milyon 70 bin lira kaynak aktarıldığını söyledi.

Ünlü, 2018 yılı desteklerinden faydalanmak amacıyla 2-30 Nisan'daki başvuru sürecinde bin 383 projenin kendilerine ulaştığı, bu projelerden bin 23 müracaatın ön onay almış durumda olduğuna işaret ederek, inceleme süreçlerinin devam ettiğini, 2018 yılında 245 gence 7 milyon 350 bin lira hibe ödemesi sağlanacağını bildirdi.

Onlar Hayallerine Devlet Desteği Kavuştular

Gençler projeleriyle hem ülke tarımı ve ekonomisine katkıda bulunurken desteklerle kendi hayallerine kavuşmanın da mutluluğunu yaşıyor. Hayallerine devlet desteğiyle kavuşanlardan biri de İstanbul'dan memleketi Keşap ilçesine dönen Emine Sarıaydın oldu.

Arıcılık desteği alan Emine Sarıaydın yaptığı açıklamada, bir tanıdığı vasıtasıyla programdan bilgisi olduğunu ve başvurusunu yaptığını söyledi. Müracaatının olumlu karşılandığını ve 60 kovan arı aldığını belirten Sarıaydın, "Eşimle arı yetiştiriciliğine başladık. Zamanla 60 kovanı iki katına çıkarttık. Yine arı satışları yaptık, ürettiğimiz ballardan ciddi gelir sağlıyoruz." dedi.

Sarıaydın, kendilerine sağlanan destekten dolayı mutlu olduğunu vurgulayarak, "Bir iş sahibi oldum, aile bütçemize katkıda bulunuyorum. Çocuklarım eğitim görüyor, onların masraflarını karşılıyorum. Hayal olanlar şimdi gerçeğe dönüşüyor. Bu projeyi hayata geçiren herkese teşekkür ediyorum. Onlardan Allah razı olsun." ifadesini kullandı.

Giresun merkeze bağlı Kemaliye köyünde koyun desteği alan 20 yaşındaki Doğan Dalman da iki yıl önce projeye başvurduğunu ve 40 küçükbaş hayvan aldığını dile getirdi.

Projeyle hayallerini gerçekleştirme fırsatı yakaladığına dikkati çeken Dalman, "İki yıl içerisinde koyun sayısını 140'a yükselttim. Yine sürümde 100 kuzu bulunmakta. Hedefim hayvan sayısını artırmak. Sağladıkları destekten dolayı herkese çok teşekkür ediyorum. Köyümde kalarak ülke tarımına katkı sunmaya çalışıyorum." diye konuştu.

Kemaliye köyünde çiftçilik yapan 19 yaşındaki Tayfun Özel de koyun desteği aldığını kaydederek, hedefinin işini daha da büyütmek olduğunu söyledi.

TRT Haber kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7107 articles
Browse latest View live