Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7101 articles
Browse latest View live

Su-İlaç Tasarrufu ve Yüksek Verimlilik İçin ZİHA Filoları Geliyor!

$
0
0

Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, ZİHA'larla çoklu uçuş ilaçlama denemesi esnasında Samsun'da yaptığı basın açıklamasında, ZİHA'ların kullanımıyla hem sudan hem de ilaçtan ciddi tasarruf sağlanacağını söyledi. ZİHA kullanımıyla hem ülke hem de çiftçi ortakları açısından verimlilik anlamında ciddi kazanım sağlanacağını dile getiren Poyraz, "15 ilde 20 farklı ürün üzerinde ZİHA'larla deneme çalışmaları yürütülüyor. Deneme çalışmalarının sonucunda ürün bazlı olarak aldığımız sonuçlar sonrasında illerimizde ZİHA filolarını inşallah oluşturacağız." dedi.

Ürün bazlı olarak deneme çalışmalarından raporlama aldıklarına işaret eden Poyraz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maliyet olarak bu ürünler pahalı ürünler. Çiftçimizin tek başına bu ürünü alması, çiftçiye ekonomik maliyet oluşturacak. Biz bunu Tarım Kredi Kooperatifleri olarak kendimiz üstleneceğiz. Bakanlığımıza verdiğimiz ve denemesini yaptığımız ürünler konusunda rapor vereceğiz. Bakanlığımızdan gelen destekleme ile kooperatiflerde ZİHA filoları oluşturacağız. Vatandaşlarımız gelip bizden ilaçlama zamanı randevu alacak. Ekiplerimiz gidecek, çok kısa zamanda ilaçlamasını yapacaklar."

Çiftçilere faizsiz finansman desteği için çalışma yapılıyor

Poyraz, Tarım Kredi Kooperatiflerinin Türkiye'de tarımı özellikle finansman anlamında destekleyen önemli bir kuruluş olduğuna dikkati çekti. Değişen ekonomik koşullara bağlı olarak faiz oranlarında zaman zaman ciddi artış yaşandığının altını çizen Poyraz, şunları kaydetti:

"Yakın zamanda Tarım Kredi yapısını faizsiz sisteme dönüştürme anlamında çalışma başlattık. Daha çok kredi kullandırmak yerine vadeli satışla tarımsal girdileri çiftçilerimize sağlama yöntemine geçtik. Buna devam ediyoruz. Bunun bir sonraki aşaması ise Tarım Kredi Kooperatifleri olarak kendi yapımızı değiştirerek, dönüştürerek veya bir katılım bankacılığı biçiminde bankaya dönüşerek inşallah tarımın finansal desteğini faizsiz bir modelle oluşturmak, sürdürmek istiyoruz. Bu aşamada çalışmalarımız kendi içimizde devam ediyor. Teknik altyapıları sağladıktan sonra inşallah Bakanlığımız ve devletimizin yetkilileri ile de görüşüp projelerimizi onlara sunacağız. Yani bu aşamadan sonra iki yolumuz var. Ya kendi yapımızı buna dönüştüreceğiz ki bu yasal düzenleme gerektirir ya da katılım bankası biçiminde tarımın finansmanına dönüştürmek istiyoruz. Projemizi ete kemiğe büründürdükten sonra inşallah yetkililerimize sunacağız. Bu da çok uzun olmayan süre içinde gerçekleşecek. Bundan sonraki hedefimiz, Tarım Kredi Kooperatiflerini faizsiz bir sistem içine dönüştürmek ve bu şekilde Türk tarımına ve çiftçisine hizmet olacaktır."

Türkiye'de ilk kez ZİHA'larla çoklu uçuş ilaçlama denemesi Samsun'da yapıldı

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri iştiraki olan teknoloji şirketi Tarnet Tarım Kredi Bilişim ve İletişim Hizmetleri Sanayi Ticaret AŞ (TARNET) ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunca (TKDK) yürütülen çalışma kapsamında, geniş tarım alanlarının zirai insansız hava araçlarıyla çoklu uçuş yapılarak ilaçlama denemesi başarıyla tamamlandı.

TARNET tarafından oluşturulan tarım arazilerinin ZİHA'larla ilaçlanma projesi kapsamında, TKDK iş birliği ve Tarım Kredi Kooperatifleri yürütücülüğünde, Türkiye'de ilk defa tarım dronelarıyla çoklu uçuş yapılarak geniş tarım arazilerinin ilaçlanması, Terme ilçesinde 100 dönümlük çeltik tarlasında denendi. Bu kapsamda aynı anda havalanan 10 ZİHA ile 100 dönüm arazinin 1,5 dakikada ilaçlanması sağlandı.

TARNET Genel Müdürü Huzeyfe Yılmaz basına verdiği demeçte TARNET'in girişimleri sonucunda tarım dronelarının tarımsal makine statüsünde değerlendirilmeye başlandığının altını çizdi.

Türkiye'nin milli teknoloji hamlesine inandıklarını vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:

"Tarımda milli teknoloji hamlesini Türkiye gündemine birçok projemizle taşımaya çalışıyoruz. Bunlardan biri olan zirai insansız hava aracıyla artık çiftçimizin hizmetindeyiz. ZİHA ile ilaçlama yapmak, konvansiyonel yöntemlere nazaran insan sağlığı, su ve ilaç tasarrufu, zaman kazanımı, ürün ezilmesinin önüne geçilmesi ve maliyetlere yansımaktadır. Tarımda geleceğin en verimli teknoloji çözümü ne derseniz, tereddütsüz 'ZİHA' derim. Ülkemizde ilk defa çoklu ZİHA kullanımı ile ilaçlama yapılmasına şahit olduk. Özellikle büyük arazilerin ilaçlanmasında ciddi avantaj sağlayacağına inanıyoruz."

Zirai İnsansız Hava Aracı ZİHA hakkında detaylı bilgi için ziha.tarnet.com.tr web adresini inceleyebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Bankacılığı Bıraktı, Tarıma Yöneldi, Şimdi Taleplere Yetişemiyor

$
0
0

Eskişehir'de özel bir bankada yönetici pozisyonunda görev yapan 41 yaşındaki Ayşe Avcı, 3 yıl önce görevinden istifa edip baba mesleği olan organik tarıma yöneldi. Ailesine ait 450 bin metrekarelik bahçe ve tarlada çalışmaya başlayan Avcı, bir süre tek başına hem ürün yetiştirdi hem de elde ettiği ürünleri sosyal medya üzerinden sattı.

Kiraz, vişne, kayısı, elma, ayva, üzüm gibi birçok meyvenin dışında sebze üretimine de geçen kadın girişimci, domates, biber, patlıcan, salatalık, dolmalık biber, taze fasulye başta olmak üzere mevsimine göre üretilebilecek tüm ürünleri yetiştirmeye başladı.

Avcı, AA muhabirine, şehir dışı taleplerinin de gelmesi üzerine hayalinin üstünde bir başarı elde ettiğini anlattı.

Çocukluğunun kiraz ağaçları arasında geçtiğini dile getiren Avcı, "Ürettiklerimizi babam toptan satıyordu. Bazen iş yerine arkadaşlarıma kiraz götürüyordum, çok beğeniyorlardı. Ürünümüzü kendi imkanlarımızla tanıtıp son tüketiciye ulaştırmamız gerektiğini düşündüm ve bankacılığı bıraktım. Perakende olarak internette ürettiklerimi satmaya başladım." dedi.

"Taleplere yetişmek için sabah 5'te kalkıyorum"

Avcı, her gün daha çok talebin geldiğini belirterek, şöyle konuştu: "Bir gün biri arıyor, 'Sizde domates salçası yok mu' diyor. Hemen ekip kurup salça yaptırmaya başlıyorum. Birisi 'Yaprak satıyorsunuz ama sarılmış olsa daha güzel olurdu' diyor. Ertesi gün yeni bir ekip, sarma sarmaya başlıyoruz. Bu sayede ekşi mayalı ekmekten tutun, salça, konserve, reçel gibi ürünler de yapmaya başladık. Annem bana bu işe başlarken 'Gül gibi işin var, bankacısın, pazarcı mı olacaksın' demişti. Şimdi sabahları erken saatte beni arayıp kaç müşterinin sipariş verdiğini soruyor. Tek başıma çok çalıştım. Kendim tarladan ürün topladım, paketledim ve aracımla dağıttım. Bir süre sonra onlarca işçimiz oldu ve siparişlere yetişemeyecek kadar yoğunlaştık."

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri süresince sosyal medyada oluşturduğu işletme hesabına talepler geldiğini ifade eden Avcı, salgınla birlikte tarımın önemini daha çok kavradığını söyledi.

Avcı, bugüne kadar Türkiye'deki birçok ile meyve ve sebze yolladıklarını belirterek, şöyle devam etti:

"Mesleğimi bıraktıktan sonra hayalim butik bir manav açmaktı aslında. Fakat şu an gelinen noktaya ben de inanamıyorum. Ailem en büyük destekçim. İşler büyüyor diye hiçbir zaman patron olduğumu düşünmedim. Hala sabahın erken saatlerinde gelip çalışmaya devam ediyorum. Bence tüm kadınlar üretmeli. İlla iş olarak düşünülmesin. Evinin içinde patlıcan üretmek de bir iş aslında. İçindeki güce inanmalılar. Başaramayacağımız hiçbir şey yok. Çünkü kadınlar detaycı. Başarmayı seviyor. Kadın ya da erkek diye ayırım yapmadan, girişimci olabilmeli. Bir proje varsa, inandığı bir şey varsa, insan bence üstüne gitmeli."

Girişimci Ayşe Avcı'yı tebrik ediyor, AA kaynaklı girişimcilik öyküsü haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Enerji Sektörü ICCI 2021 Dijital Konferansı'nda Buluşacak

$
0
0

Pandemi sonrası dijital ortamda düzenlenen ilk enerji etkinliği ICCI Dijital 2020’den sonra ikinci defa dijitale taşınan konferans iki gün boyunca Avrupa, Asya, Orta Doğu, Amerika ve Afrika’dan 4000’in üzerinde uluslararası ve ulusal enerji profesyonellerini piyasa işleyişine yön veren kamu kurum ve kuruluşlarının karar alıcılarıyla buluşturacak.

T.C. Ticaret Bakanlığı, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 26 yıldır aralıksız desteklenen enerji platformu ICCI - Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı, makro stratejilerin tartışılıp sektöre yön verilmesinin hedeflendiği ICCI 2021 Dijital Konferansı’nı 29-30 Eylül tarihleri arasında düzenleyecek.

İki gün boyunca Türkiye Kojenarasyon Derneği, DEİK, EDAC, Enerji Hukuku Araştırma Enstitüsü, ENSİA, TÜBİTAK MAM, TWRE, EPİAŞ, JED, SHURA, Biyo Enerji, GÜYAD, GENSED, İTÜ başta olmak üzere enerji ile ilgili sektörün önde gelen 14 kurumu ve EPDK ile ETKB gibi yasa koyucuların düzenledikleri özel oturumlar ve teknik oturumlar ile toplamda 70 konuşmacının yer aldığı 18 oturum gerçekleşecek. ICCI 2021 Dijital Konferansı’nın açılış oturumuna; T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi Ticaret Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komite Başkanı Ziya Altunyaldız T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz, TİM Başkanı İsmail Gülle, DEİK Enerji İş Konseyi Başkanı Haluk Kalyoncu ve Türkiye Kojenerasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın’ın katılması bekleniyor.

Eneri Değer Zincirinin Tüm Bileşenleri Tek Çatı Altında

Her zaman alanında ilklere ve yeniliklere imza atan ICCI, bu sene enerji piyasasındaki tüm unsurların tartışılacağı konferansta enerji değer zincirinin tüm bileşenleri; “üretim - iletim - dağıtım”ı tek çatı altında topluyor. ICCI 2021 Dijital Konferansı’nda; Olağanüstü Dönemlerde Enerji Yönetimi-Kojentürk Özel Oturumu, Elektrik İletiminde Özelleştirme, Emisyon Azaltım Sertifikaları ve Karbon Kredisi Ticareti, YEK-G ve Enerji Üretiminde Dijitalizasyon (Guarantees of Origin), Net Zero Hedefinde Doğal Gazın Rolü, Yatırım ve İşletme Dönemlerinde Enerji Hukuku ve Tahkim, Yenilenebilir Kaynakların Sürdürülebilir Kullanımı, Biyo Kaynaklardan Enerji Üretiminin Önemi ve Geleceği, Enerji Üretiminde Yeni Teknolojiler, Karbon Sınır Vergisi- Carbon Border Tax, Hibrit (Melez) Enerji Sistemleri, Dağıtık Enerji, Enerjide Yeni Oyuncu: “Hidrojen”, Enerji Santrallerinde İşletme ve Bakım, Enerji Santrallerinde Su Yönetimi ve Soğutma Sistemleri, E-mobility ve E-şarj konuları odak noktada yer alarak sektörün yeni trendlerini dinleyiciler ile buluşturulacak.

Global ölçekteki yüksek tecrübesi ve dünya enerji piyasasındaki trendlere ilişkin birikiminin verdiği güçle ICCI tarafından düzenlenen konferansa icci.com.tr/katilim-basvurusu adresinden başvurabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Pandemi İle Değişen Çalışma Hayatımızın Yeni ve Önemli Şifreleri

$
0
0

Sektörler olumlu ya da olumsuz anlamda radikal değişimlere gitmeye başladılar. Düzenli olarak gerçekleştirilen dijital toplantılarla Türkiye'nin en büyük firmalarının liderlerini sanal ortamda bir araya getiren Vizyon 100 platformu Dijital CEO ve Dijital CxO sanal toplantı serileriyle şimdiye kadar yaklaşık 300 üst düzeyi onar kişilik gruplar hâlinde sanal olarak bir araya getirdi.

Platformun kurucu üyesi ve dijital stratejist Bülent Kutlu yeni dönemin şifrelerini anlattı. İşte 10 madde de yeni çalışma hayatı:

Sağlıklı Yaşam

Pandemi sürecinde ortaya çıkan endişeler ve korkular çalışan performanslarını olumsuz yönde etkiledi ve halen etkilemeye devam ediyor. Şirket çalışanları bu zorlu süreçte yaşamdaki önceliklerini değiştirdi ve ilk sıraya sağlıklı yaşamı koydular. Sade yaşamak, az para harcamak, sağlığına dikkat etmek en önemlisi kendini iyi hissetmek çalışanların önceliği haline geldi. Doğal olarak bu durum şirketlerin ana gündem maddesi oldu. Pandemi sonrası dönemde hep birlikte göreceğiz ki sağlıklı yaşam konusunda şirketler çalışanlarını eğitmeye ve bilgilendirmeye çok daha fazla zaman harcayacaklar ve rutine dönüştürecekler.

Hızlı Ticaret Dönemi

Pandemi e-ticareti ve lojistik sektörlerini çok etkiledi. Hiç beklenilmeyen hacimlere ulaştılar. Öyle ki lojistikte tüm dünya ticaretini etkileyen daha öncesinde hiç gündeme gelmeyen konteyner sorunu bile ortaya çıktı. Dünya pandemi ile beraber hızlı ticaret dönemine girdi. Ticaret yaparken ne yapıyorsanız yapın onu hızlı yapın anlayışı hepimizde yer etti. Dolayısıyla bu yeni dönemde perakende sektöründe hızlı olmayan kurumlar hep kaybeden olacaklar. Yani büyük ve güçlü olanlar değil hızlı ve çevik olanlar ayakta kalacak.

Adapte Ol Ya da Geride Kal

Pandemi hepimize adaptasyonun, yeniye ayak uydurmanın ve beklenilmeyen durumlara karşı her zaman hazır olmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Bu pandemi değil kıtlık da olabilirdi. Ya da beklemediğimiz başka bir şey. Önemli olan beklenilmeyen duruma karşı ne kadar hazır olduğumuz ya da yeni durumu nasıl yönetebildiğimiz. Pandemi ile beraber Zoom, BionTech, Getir gibi markalar hayatımıza daha fazla girdi. Bu markaların hepsi yeni duruma hızla adapte olabilen markalar. Dünyada birçok ilaç şirketi var ama koronaya karşı etkili aşı geliştiren sadece belirli sayıda ilaç şirketi var. Daha sonra birçok ilaç şirketi bu aşıları geliştireceklerdir ama dünyanın asıl ihtiyacı olan ve önem verdiği şey tam bu an sonrası değil. Bu ise onları ilerleyen dönemde bir adım hatta birkaç adım öne taşıyacak. Yani hızlı adaptasyon diğerlerinden farklı olmanızın önünü açan en önemli faktör.

Hibrit Çalışma

Artık uzaktan çalışma, uzaktan eğitim ya da sanal toplantılar hayatımızda. Hibrit çalışmayı son günlerde daha fazla söyler olduk. Bunun önemli bir sebebi o da şudur. Her ne kadar uzaktan çalışma kulağa ilk başta çok hoş gelse de pandemi henüz 1 ya da 1.5 yılını doldurmuşken uzaktan çalışan şirket çalışanlarında motivasyon düşüklüğü başladı öyle ki bazı şirketler çalışanlarına psikolojik terapi bile uygulamaya başladılar. Çünkü insan sosyal bir varlık. Dokunmaya, yüz yüze konuşmaya, tanışmaya kısaca başka insanlara ihtiyacı var. Bunu sanal ortamlarda yapmak bir dereceye kadar mümkün sonrası olmuyor. Ayrıca uzaktan çalışanın evinde kendine ait bir odası olmayabilir, güçlü bir internet altyapısı olmayabilir, güçlü bir bilgisayarı olmayabilir. Evinde gürültü olabilir. Aynı anda ev işlerini de yapması gerekiyor olabilir. Bütün bunlar bir araya geldiğinde salt şekilde uzaktan çalışmanın mümkün olmadığını, insan doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum. Bunun yerine mesela haftada 2 gün evinde, 3 gün ofiste çalışma modelleri daha uygun olabilir. Biz buna Hibrit çalışma diyoruz. Hibrit çalışmayı doğru şekilde uygulayan şirketler ve çalışanları için verimliliğin çok artacağına inanıyorum.

Yeni Liderlik Anlayışı ve Çok Şapkalı Liderlik

Pandemi süreci ile birlikte kurumların üst düzey yöneticileri ile ilgili algı ve liderlerden beklentiler değişti. Şirketlerde ara kademelerin azalacak olması liderliğin önemini daha da artırdı. Yeni liderlik anlayışında «yeniyi anlayabilme», «adapte olabilme» ve «uzaktan yönetebilme etkinliği» başlıklarında 3 önemli nokta ön plana çıkıyor. Şirketlerin esnek çalışmayı, hız ve verimliklerini artırması yanı sıra dijital ekosistem ve işbirliği altyapısını kurmaları liderlerin güçlü yönetim ve iletişim altyapılarıyla mümkündür. Bu dönem samimi ve vizyoner liderlerin yükseldiği bir dönem olacaktır.

Pandemi sürecinde şirketleri oldukça zor durumda bırakan önlemler ve uyulması zorunlu sürekli değişen uygulamalar tepe yöneticilerin birden fazla fonksiyonu yerine getirerek 7/24 kritik karar almalarını, akıl oyunları gerektiren bir döneme girmelerini ve yeni yöntemlere göre şirketlerini yönetmeleri durumunu ortaya çıkardı. Çok şapkalı liderlik dediğimiz bu kavramla beraber yöneticiler şirketlerinde her alanda kontrolün sağlanması, hızın artırılması için üzerlerine yük alarak birden fazla fonksiyonu yöneten liderler haline geldi. Çevik, esnek ve verimli bir şirket yönetimleri öne çıktı. Pandemi sonrasında bu durum kısmen değişecek olsa da birden fazla fonksiyonu başarıyla yürüten yönetici örneklerinin artacağını öngörüyoruz.

Çıktı Bazlı Performans Yönetimi

Pandemi ile beraber tedarik ve lojistik zincirindeki aksamalar şirketlerin satış ve üretim performansına gösterdikleri önemi çok artırdı. Özellikle hibrit çalışma dönemine girdiğimiz bu günlerde zaman ve yetkinlik bazlı performans yönetimi yerine çıktı (hedef) bazlı performans yönetimi ön planda. Çıktı bazlı performans yönetiminde hedefleri çalışanlar için mutlaka doğru ve gerçekçi şekilde belirlemek gerekir. Aksi durumda yapıcı yönleri olduğu kadar yıkıcı sonuçlar da doğurabilir. Pandemi sonrasında şirketlerin birçoğunun yeni dünya düzenine daha uygun olan bir yöntem olan çıktı bazlı performans yönetimine yöneleceğini tahmin ediyorum.

Sıfır Temelli Bütçeleme

Sıfır temelli bütçeleme, her bütçenin sıfırdan hazırlanmasını ve açıklanmasını gerektiren bütçeleme tekniğidir. Bütçenin her oluşturulmasında, bütün faaliyetlerin yeniden değerlendirildiği bir yöntemdir. Geçmiş bütçelere ve fiili olaylara dayanarak herhangi bir referans yapmadan oluşturulur. Başka bir ifadeyle faaliyetler ilk kez gerçekleştirilmiş gibi spesifik bir gerekçeye ihtiyaç duyulan bütçeleme tekniğidir. Bu nedenle ispat külfeti, yöneticiye belirli bir faaliyet için para harcamanın nedenini açıklamak ve ayrıca önerilen faaliyette bulunulmadığı ve bütçe ayrılmaması halinde sonuçların ne olacağını açıklamak üzere yöneticiye aittir. Pandemi sürecinde ve sonrasında birçok kuruluşun geleneksel bütçelemeden sıfır temelli bütçeleme tekniğine geçeceklerini düşünüyorum.

Mavi Yakalarda Yetenek Artışı

Pandemi süreciyle birlikte dijitale yakın ve yetkin olan beyaz yaka ya da mavi yaka çalışanlar şirketlerine büyük avantajlar kazandırdı. Operasyonların büyük bölümünün sahada olması nedeniyle şirketler pandemi sonrası dönemde mavi yakaların yeteneklerini artırmak için daha fazla yoğunlaşacaklardır. Sadece beyaz yakanın değil mavi yakanın da yeteneklerini artırmak önemlidir. Teknoloji ile insan işbirliğinin başladığı pandemi sonrası yeni dönemde yetenekli mavi yaka işgücüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Bu nedenle özellikle mavi yakası fazla olan şirketlerin ellerindeki insan gücünü dijital yetkinliklerle daha değerli hale getirmelerini öneriyorum.

Z Kuşağı

2000 sonrası doğumlulardan oluşan internet meraklısı, teknolojik okuryazar olan Z kuşağı; çoklu görevlerle şekillendirilmiş, bir görevden diğerine hızlı bir şekilde hareket etmekte ve hata yapmamaktan ziyade hıza daha çok değer vermektedir. Bu kuşak hızlı ticaretin, e -ticaretin tam merkezindedir. Bu kuşakta doğanlar iş hayatına henüz atılmaktadırlar ve önümüzdeki 10 yıla çok etki edeceklerdir. Z kuşağı ile birlikte şirketlerde önümüzdeki 10 yılda önemli organizasyon değişikliklerinin yaşanacağı öngörülmektedir. Z kuşağı doğal olarak dijitaldir ve yeni döneme adapte olmakta hiç zorlanmayacaktır. Adapte olma zorluğu bu dönem öncesi kuşaklar içindir.

Birkaç sene içerisinde üniversite mezunu Z kuşağı çalışanlarını şirketlerde göreceğiz. Z kuşağını iyi anlayan ve kurallarını benimseyen şirketlerin bu yeni kuşağın avantajlarından oldukça faydalanacaklarına inanıyorum. Özellikle dijital çağa ayak uydurmak zorunda olduğumuz bu günlerde şirketlerin Z kuşağına her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

Coğrafyasızlık

Pandemi ile birlikte özellikle uzaktan verimli şekilde yapılabilen işlerde (e-ticaret, bilgi teknolojileri, yazılım geliştirme, satış ve pazarlama, finans, insan kaynakları, sahada olmayı gerektirmeyen operasyonlar, danışmanlık, ve arabuluculuk hizmetleri gibi)şirketler, sadece bulundukları coğrafyada değil dünyanın herhangi bir yerindeki uzman ve yetişmiş insan kaynağının kullanılmasına yönelik çalışmalarına hız vermeye başladılar. Coğrafyasızlık, pandemi sonrası dönemde şirketlerin yetenekli ve yetişmiş insan kaynağına en hızlı ve en düşük maliyetle ulaşmanın önünü açacaktır. Ayrıca önümüzdeki dönemde pandemi gibi global krizlerle başa çıkmak için önemli avantajlar sağlayacaktır. Ülkemizde özellikle bilişim ve teknoloji alanında görev alan çalışanların bulundukları yerden tüm dünyaya hizmet vermeleri bu yeni dönemle birlikte çok artacaktır.

Bülent Kutlu, pandeminin “Sade yaşa, az para harca, aşırılıktan kaç, sağlığına önem ver” konularında davranışsal değişikliklere yol açtığını belirterek “Göreceksiniz bu durum akın zamanda ticari hayatı derinden etkileyecek. Perakende sektörü kökten değişecek. İnsanlar artık eskisi gibi AVM'lere gitmeyecek. Bir çok mağaza AVM dışına çıkacak. İnsanlar gereksiz harcamalardan kaçınacak. Tabiat ile iç içe sade bir hayata yönelecek. Farklı bir hayat bizi bekliyor. İnsanların düşünce tarzı ve tüketim alışkanlıkları değiştikçe bazı sektörler bundan çok kötü etkilenecek, bazıları da çok büyüyecek. Kesinlikle e-Ticaret tartışmasız büyüyecek. Kargo ve lojistiğin önemi artacak. Kırsal kesimin değeri artacak. Ofis yapıları değişecek. Herkesin sahip olduğu masalar yerine masaların rezerve edildiği ofisler göreceğiz. Sağlık teknolojilerinde inanılmaz değişiklikler olacak. Bu dünyada herkese şans var ve kartlar yeniden dağıtılıyor. Büyük devletler büyük olarak kalmayabilir. Çevik ve hızlı olan büyük olanı yutacak” diye konuştu.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Domain ve Hosting Seçiminin İşletmeler ve Girişimciler İçin Önemi

$
0
0

İşletmeler artık ürün ve hizmetlerini internetten online olarak pazarlamayı ve satış yapmayı hedefliyor. Çünkü internet üzerinden çok daha geniş kitlelere ulaşmak, ürün ve hizmetlerin tanıtımını yapmak mümkün olabiliyor. Reel mağazalar, işletmeler sadece bu bölgede yaşayanlara ya da bu bölgeden geçenlere satış yapabilir. Fakat sanal ağda var olan işletmeler ülkenin her bölgesine satış yapma şansına da sahip oluyor. Hatta başarılı bir marka yaratarak yurt dışına bile satışlara başlayabilir. İşte bu nedenle artık sanal ağda var olmak ve online satışlara başlamak, her işletmenin öncelikli olarak atması gereken adımlar arasında yer alıyor.

Peki, işletmelerin web siteleri üzerinden satış yapabilmesi için nelere ihtiyacı var? İşte bu sorunun yanıtları oldukça geniş bir listeyi gerektirir. Önemli olan ise domain seçimi ve aynı zamanda başarılı bir hosting hizmeti almaktır. Her iki unsur da işletmeler için sanılandan çok daha fazla önem taşıyor.

Domain Nedir?

Domain kısaca alan adı olarak da tanımlanabilir. İşletmelerin sanal ağdaki adresi alan adıdır. IP olarak bilinen rakam kombinasyonlarının akılda tutulması elbette çok zordur. Bunun yerine alan adı sistemi geliştirildi ve bu sayede işletmelerin dijital dünyadaki adresleri de son derece kolay bir şekilde akılda tutulabiliyor. Alan adları .com, .net ya da .org gibi çeşitli uzantılar da içeriyor. Bildiğiniz gibi gerçek yaşamda işletmenin konumunun olabildiğince işlek bir cadde üzerinde olması önem taşır. Bu sayede işletmenin daha fazla sayıda kişi tarafından görülmesi mümkün olur ve adresin tarifi de gayet kolaydır. Dijital dünyada da alan adı seçimi işte bu nedenle büyük bir önem taşıyor.

Domain adını tecil ettirebilirsiniz. Genellikle tescil işlemleri yıllık olarak gerçekleştirilir. Her yıl ücretini ödeyerek tescil hakkının sizde kalmasını sağlarsınız. Şayet ödemeyi yapmazsanız sistem bir süre bekler ve sonrasında tescil hakkınızı kaybedersiniz. Dolayısıyla kullandığınız domain de boşa düşer. İşte bu nedenle ödemelerin düzenli olarak yapılması önem taşır. İşletmeniz için alan adı seçerken ürün ya da hizmetlerle ilgili anahtar kelimeleri de içeriyor olmasına özen gösterin. Bu sayede kullanıcıların yaptıkları aramalarda web sitenizin daha üst sıralarda çıkması daha kolay olur ve aynı zamanda alan adının akılda kalması da kolaylaşır.

Domain seçerken şunları göz önünde bulundurun:

  • Yazımı kolay olmalıdır
  • Uzunluğuna dikkat edilmelidir
  • Türkçe karakter içermemelidir
  • Uzantı seçimi gelişigüzel yapılmamalıdır

Bu dört unsuru göz önünde bulundurarak domain tercihinde bulunmakta fayda var. Bu konuda özellikle LimonHost’tan söz etmek gerekiyor. Çünkü bu firma tarafından sunulan hosting hizmetinden faydalanılması durumunda alan adı alımı için ekstra bir ücret ödemek gerekmiyor. Ücretsiz domain fırsatından faydalanmak için internet sitesini ziyaret etmeniz ve mevcut hosting paketlerini gözden geçirerek seçim yapmanız yeterli olacaktır.

İşletmeniz İçin Hosting Önemlidir!

Elbette işletmenizin sanal ağdaki başarısı için önemli olan sadece alan adı değildir. Hosting de en az domain kadar önem taşıyor. Aldığınız hosting hizmetinin belirli kıstaslara uygun olduğundan emin olmalısınız. Öncelikle hız konusunda beklentileri karşılıyor olmalıdır. Aynı zamanda güvenlik de çok büyük bir önem taşıyor. Çünkü bu parametrelerin tamamı web siteniz ile de çok yakından ilgilidir. 

Örneğin web sitenize tıklayan kullanıcının sitenin sayfalarının açılması için uzun süre beklemesi mümkün olmaz. Bu gibi durumlarda kullanıcıların derhal farklı sitelere yani alternatiflere yöneldiği biliniyor. Bu nedenle sitenizin tüm sayfalarının hızlı bir şekilde açılması gerekir. Hız sadece sitenizin yazılımı ile alakalı bir unsur değildir. Aldığınız hosting hizmeti ile de çok yakından ilgilidir.

LimonHost tarafından sunulan hosting paketlerinin son dönemde bu kadar fazla ilgi görmesinin nedenlerinden biri de budur. Özellikle hız ve güvenlik noktasında tüm beklentileri karşılıyor olması elbette e ticaret yapmak isteyen işletmelerin dikkatinden kaçmıyor. Yönetilebilir WordPress hosting paketleri sunan LimonHost sanal dünyada yeni yeni var olmak isteyenler için de cazip seçenekler sunabiliyor. Halihazırda 4 farklı hosting paketi seçeneği sunduğunu ve hangi paket tercih edilmiş olursa olsun domain için ücret alınmadığını da bilmeyenler için aktaralım. Ücretsiz alan adı noktasında da farklı bir firma arayışına girmeye gerek kalmıyor.

Bu paketler Starter, Plus, Pro ve Premium adını taşıyor. Tamamında alan adı gibi SSL için de ücret talep edilmiyor. Aynı zamanda sınırsız e-posta imkanının da olduğunu belirtmek gerekir. En çok beğeni toplayan özelliklerden biri de otomatik yedeklemedir. Tüm paketlerde otomatik yedekleme özelliği bulunuyor. Aynı zamanda limitsiz SSD disk arayanlar için de iki farklı paket seçeneğinin olduğunu belirtelim.

Fiyat noktasında da yüz güldüren seçenekler sunulduğundan beklentilere uygun bir hosting hizmeti almak isteyenlerin yüksek rakamlardan oluşan bir bütçe ayırması gerekmiyor. Gayet düşük rakamlar ve aynı zamanda yüksek oranda indirimler uygulanıyor. LimonHost internet sitesine tıklamanız durumunda bu paket seçeneklerini daha detaylı bir şekilde inceleyebilirsiniz. Hem fiyatları hem de indirimleri gözden geçirme şansınız da olacaktır.

Tanırtım makalemizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Virasoft, Aldığı 2.5 Milyon Dolar Yatırımla Global Pazarı Hedefliyor

$
0
0

Patoloji alanında geliştirdiği yapay zeka çözümleri ve dijital patoloji uygulamaları ile öne çıkan Virasoft, aldığı 2,5 milyon dolar yatırım ile çözümlerini başta ABD olmak üzere yurt dışında yayarak diğer ülkelerdeki hasta ve doktorların hizmetine sunacak.

Şirket açıklamasına göre, Virasoft, Türkiye'de geliştirdiği yenilikçi çözümleri, aldığı 'Seri A' yatırımı ile global pazara taşıyor. Şirket, haftalar süren vaka raporlama sürelerini geliştirdiği yapay zeka algoritmaları ve dijital patoloji çözümleri ile 3-4 güne düşürüyor. Ayrıca, kanser tanı ve tedavi süreçlerinde sunduğu çözümler ile yapay zeka destekli dijital dönüşüm sağlıyor.

Türkiye'de özel ve kamu olmak üzere 20'den fazla hastane ile iş birliği yapan Virasoft, Türkiye'de sunduğu tele patoloji, dijital patoloji ve yapay zeka sistemleri ile 200 binin üzerinde hastaya hizmet sağladı. Virasoft yazılımlarını kullanan doktorlar, bu vakaların 50 bininde yapay zeka algoritmalarından faydalandı. Şirket, gelecek yıl meme, prostat, akciğer ve kolon kanseri gibi birçok solid kanser türünde kullanılabilen yapay zeka algoritmalarını yurt dışına taşımaya hazırlanıyor. Şirket, aldığı 2,5 milyon dolar yatırım ile çözümlerini başta ABD olmak üzere yurt dışında yayılarak diğer ülkelerdeki hasta ve doktorların hizmetine sunacak.

Virasoft bu yatırım turunu, Eczacıbaşı Momentum'un önderliğinde Teknoloji ve İnovasyon Fonu, DCP, TT Ventures, Acıbadem Üniversitesi, Ak Portföy Girişim Sermayesi ile birlikte Mustafa Selim Kondu, Burak Uzel, Bedi Turgut Uzel, Fatma Fatoş Özbaş melek yatırımcılarının da katkılarıyla 2,5 milyon dolar ile tamamladı.

Aldığı yatırımlarla uluslararası arenaya açılması bizleri de gururlandırıyor

Açıklamada görüşlerine yer verilen Eczacıbaşı Momentum Yatırım Müdürü Berktuğ İncekaş, 'Sağlık alanında dijital dönüşümün ve yapay zekâ uygulamalarının kullanımının hızla arttığını görüyoruz. Gökhan ve Samet'in dijital patoloji alanındaki çözümlerini özgün verilerle geliştirdikleri yapay zeka algoritmaları ile birleştirmeleri sonucunda yurt dışında önemli bir oyuncu olacaklarına inanıyoruz. Eczacıbaşı Momentum olarak global bakış açısına sahip sağlıkta yapay zeka alanına odaklanmış Virasoft'un yatırımcısı olmaktan mutluluk duyuyoruz.' ifadelerini kullandı.

Türkiye Kalkınma Fonuçatısı altında kurulan Teknoloji ve İnovasyon fonu adına açıklama yapan Seçkin Yelmen ise patoloji alanındaki dijital dönüşüm trendini yapay zeka ile birleştirerek kanser teşhisi alanında dünya çapında çok önemli bir oyuncu olacağına inandıkları Virasoft'un başarılı ekibini bu yolculukta desteklemekten dolayı büyük mutluluk duyduklarını kaydetti.

Virasoft'un ilk yatırımcısı olan uluslararası yatırım sermaye fonu olan DCP adına yatırım sürecini değerlendiren Fırat Özpınar ise Virasoft'un geliştirdiği çözümlerin patoloji dikeyinde sağlık sektörünün dijital dönüşümünde önemli bir rol oynayacağına inandıklarını belirterek, Türkiye'de bu alanda lider olan şirketin gerçekleşen bu yatırım turu ile özellikle uluslararası büyümesinin hızlanmasını beklediklerini aktardı.

Türk Telekom Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan da şunları kaydetti:

'Dijital sağlık hizmetleri, öncelikli yatırım alanlarımızdan biri. Bu kapsamda, özellikle dijital patoloji alanında geliştirdiği ürünlerle fark yaratan yerli yapay zeka şirketi Virasoft'a yaptığımız yatırımlarla doktorlarımıza daha çok teknolojik çözüm sunmayı hedefliyoruz. Virasoft'un sahip olduğu teknolojik yetenekler küresel çapta ses getirecek derecede günden güne gelişiyor. İleride daha da büyüyeceğini öngördüğümüz bu girişimin aldığı yatırımlarla uluslararası arenaya açılması bizleri de gururlandırıyor.'

Girişimi uzun zamandır bilimsel ve operasyonel imkanlar sunulması anlamında destekliyoruz

Acıbadem Üniversitesi adına süreci değerlendiren Prof. Dr. Ümit İnce de 'Patolojinin dijitalleşmesi ve yapay zeka algoritmalarının tanı ve tedavi süreçlerinde yaygın olarak kullanılması alanında büyük fırsat olduğunu gördüğümüz için hem girişimi uzun zamandır bilimsel ve operasyonel imkanlar sunulması anlamında destekliyoruz hem de yatırım yapma kararı aldık.’’ ifadelerini kulandı.

Ak Portföy Yönetimi AŞ Girişim Sermayesi'nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Göktürk Işıkpınar ise 'Yapay zeka alanındaki gelişmelerin dünya çapında dijital sağlık hizmetlerine olumlu yansımasının önemli ivme kazandığı bir dönemde, Virasoft'un, geliştirdiği dijital patoloji çözümleri ile Türkiye'de yakalamış olduğu başarı hikayesini bu yatırım turu ile yurt dışına taşıma yolculuğuna yeni bir ortak olarak katılmak bizim için heyecan ve onur verici.' değerlendirmesinde bulundu.

Virasoft Hakkında:

2015 yılında Gökhan Hatipoğlu ve Samet Ayaltı tarafından kurulan Virasoft, Türkiye'nin yapay zeka alanında çalışan firmalarından biri. Virasoft'un çözümleri şu anda Türkiye genelinde 20'den fazla hastanede, 300'ün üzerinde hekim tarafından kullanılırken çeşitli üniversitelerde 3 binin üzerinde tıp öğrencisi Virasoft eğitim platformunu kullanıyor. Kuruluşundan bu yana aldığı yatırımları ve gelirlerini Ar-Ge faaliyetlerine harcayan Virasoft, bu yıl ikisi yurt dışı olmak üzere 4 bilimsel projeye destek kazandığını, ayrıca 10'un üzerinde bilimsel çalışma yayınlayacağını da duyurmuştu.

Girişim hakkında detaylı bilgi için www.virasoft.com web adresini ziyaret edebilirsiniz. AA kanaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yazılım ve Oyun İhracatçıları İçin E-Turquality Desteği Geliyor!

$
0
0

Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, hizmet sektörlerinin dış ticaretteki önemi her geçen gün artıyor, 2010 yılından beri, yıl bazında hizmet ticareti mal ticaretinden daha hızlı büyüme gösteriyor.

Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı bünyesinde Uluslararası Hizmet Ticareti Genel Müdürlüğü kuruldu ve bilişim sektörü bu çerçevede ele alınmaya başlandı.

Bilişim sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin, yeni pazarlara açılmaları ve uluslararası arenada rekabet güçlerinin geliştirilmesi amacıyla yurt dışına yönelik gerçekleştirecekleri harcamalar Bakanlık tarafından destekleniyor.

Bakanlık, yeni dönemde dünyada ve ülkede yaşanan ekonomik dönüşümler ve öngörülen hedefleri göz önüne alarak ihtisaslaşmaya dayalı destek unsurlarını ön plana çıkarmayı hedefledi.

Bu kapsamda, dünyada uygulanan iyi örnekler dikkate alınarak, bilişim sektörünü stratejik bir vizyonla adım adım yurt dışına açacak ve ülkeye döviz kazandıracak bir çalışma için hazırlık yapıldı.

Bakanlık, hizmet ve bilişim sektörüne yönelik destekleri yeni bir anlayışla ve stratejik olarak ele almayı, uygulamaya dair hususlarda birtakım kolaylaştırmalar yapmayı ve etkin olmayan bazı destek unsurlarında da iyileştirmeler yapmayı planladı. Bu çerçevede gerekli çalışmalar tamamlanarak mevzuat taslakları hazırlandı.

Bu süreçte sektörde yurt dışına yönelik faaliyet gösteren iş birliği kuruluşları, dernek ve birlikler, firmalarla 100’den fazla görüşme ve toplantı yapıldı.

Ar-Ge yoğun, yüksek teknolojili ve katma değeri yüksek sektörlerdeki firmalar yeni destek programının odak noktası olarak belirlendi. Böylelikle desteklerden faydalanan şirketlerin kapsamının genişletilmesi de sağlanacak.

Yazılım, dijital oyun, e-spor, finansal yazılım ve teknolojiler, yapay zeka, siber güvenlik, akıllı şehir sistemi hizmetleri, telekomünikasyon, veri merkezi, bulut ve iletişim hizmetleri, sistem bakım ve destek hizmetleri, bilişim mühendislik hizmetleri ve dijital aracılık platformları hizmetleri gibi potansiyeli olan alt sektörler de bundan sonra desteklenecek. Bakanlık, böylece bilişim alt sektörlerinin tamamını kucaklayarak, ihracatın tüm ülke geneline yayılmasını amaçlıyor.

Yeni çalışmayla, ihracata hazırlık ve kurumsal kapasite oluşturma destekleri, ihracatta pazarlama ve pazarda tutundurma destekleri ve yüksek katma değere yönelik E-Turquality Desteği ile 3 aşamalı destek programı tasarlandı.

Yeni destek programının ulaşılması kolay, anlaşılabilir ve uygulanabilir olması da öngörüldü.

Son aşamada, inovasyonun teşvik edilmesi ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek bölgesel ve küresel "unicorn"ların oluşturulmasına yönelik "terzi işi" anlayışla bilişim sektörüne özel yeni destek unsurlarını içeren Bilişimin Yıldızları Programı desteği de hayata geçirilecek.

Mevcut desteklerin kapsamı ve oranları artırılıyor

Önceki destek programlarından edinilen tecrübeler ve sektörel talepler çerçevesinde yeni E-Turquality Programı ile mevcut Turquality desteklerinin kapsamını genişletilirken, bazı destek oranlarında ve üst limitlerinde artış sağlanması hedeflendi.

Bu kapsamda, hayata geçirilmesi planlanan bazı yeni destek unsurları şöyle:

"Teknohızlandırıcı iş birliği kuruluşu proje desteği, uluslararası katma değerli bilişim yüklenici proje desteği, yurt dışı ihale desteği, uluslararası teknoloji pazarlama ofisleri desteği, hizmet pazarlama platformlarına üyelik desteği, yazılımcılar için simülatör/test ekipmanı kiralama desteği, yurt dışı oyun, dizi ve filmlerde Türk ürün yerleştirme desteği, yurt dışı arama desteği, yurt içi uluslararası fuar desteği, veri merkezi desteği, yıldız yurt dışı ofisleri desteği, yurt dışında yerleşik şirkete ait oyun/yazılım/aracılık platfomu alımına yönelik danışmanlık desteği, patent/fikri mülkiyet hakkı alım desteği ve yazılım/oyun/mobil uygulama test desteği."

Ayrıca, bilişim sektörünün yurt dışına açılımında girdi olarak yerli ve milli yazılım, donanım ve hizmetlerin kullanılmasının teşvik edilmesi için yerli malı kullanımı desteği de verilecek.

E-Turquality programının etkin ve verimli yönetilmesi, kurumsallaşması, izleme ve performans analizinin takibi amacıyla mekanizmalar da oluşturulacak. Böylece bilişim sektörüne aktarılan kamu kaynakları hesap verilebilirlik çerçevesinde, etkin ve verimli kullanılacak. Bakanlık, çok kısa sürede yeni desteklerin tanıtımının yapılmasını planlıyor.

AA kaynaklı haberimizi yazılım ve oyun ihracatçısı girişimicilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Sektörünün Lideri Olan Firmalar İşlerini Senfoni ile Yönetiyor!

$
0
0

Senfoni : Bulut tabanlı profesyonel hizmet otomasyonu

Ajanslar, danışmanlık, hukuk ve bağımsız denetim firmaları gibi profesyonel hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla tasarlanan Senfoni sayesinde; hangi müşteriye ne kadar zaman harcadığınızı kolayca analiz edebilir, kullanıcı dostu zaman çizelgeleri ile çalışma zamanlarınızı kolayca kaydedebilir ve müşterileriniz için gerçekte harcadığınız zamanı doğru bir şekilde faturalayabilirsiniz.

Proje bazlı gider, gelir ve karlılığınızı takip edebilir, projelerinizdeki ekip kaynağını daha etkin ve verimli şekilde planlayabilirsiniz. Şirketinizin masraf & gider süreçlerini kolayca dijitalleştirebilir, ihtiyaçlarınıza göre özelleştirilebilen izin hak ediş ve talep sistemi ile izin süreçlerini uçtan uca yönetebilirsiniz.

Sektörünün öncü firmaları işlerini Senfoni ile yönetiyor

Profesyonel hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmalara odaklanan Senfoni, çalışanların günlük olarak çalıştıkları zamanı kaydederek, hangi müşteri projesine ne kadar emek harcandığının net bir şekilde görülebilmesine yardımcı oluyor.

Proje bazlı gelir ve giderlerinde kolayca takip edebildiği Senfoni ile harcanan zamanı kolayca raporlayabilmek ve projelerin anlık durumunu takip edebilmek, şirketlerin verimliliğini gözle görülür bir şekilde arttırıyor.

Şirketlerin masraf süreçleri, izin talep ve hak edişleri, fatura ve tahsilat yönetimi ile yıllık bütçe süreçleri de Senfoni‘nin modüler yapısı ile kolayca yönetilebiliyor.

Serkan Arslan, Burak Özer, Mustafa Arslan ve Onur Yılmaz tarafından 2021 yılında hayata geçirilen Senfoni, kurucu ortakların profesyonel hizmet sektöründe 18 yılı aşkın bir süredir vermiş olduğu danışmanlık hizmetinin onlara vermiş olduğu bilgi ve birikimi günümüz ihtiyaçlarına ve teknolojik gereksinimlerine uyarlamaları sonucunda oluşturuldu. Kurulmasından çok kısa bir süre sonra 500’ü aşkın kullanıcıya ulaştı. Büyümesine hızlı bir şekilde devam eden platform, pandemi süreci sonrası dönemde kısa zamanda 100’den fazla müşteriye ulaşmayı hedefliyor.

Senfoni, bir SaaS girişimi olarak 3 ayrı modülde aylık ya da yıllık ücretlendirme yapıyor. Tüm özellikler için kullanıcı başına ücret ödüyorsunuz. Ayrıca Senfoni’ye tek adımda kolayca kayıt olarak 15 gün ücretsiz deneyebiliyorsunuz.

www.senfoni.io adresini ziyaret ederek hemen üye olup incelemenizi ve detaylı bilgi edinmenizi tavsiye ediyoruz. Ayrıca girişimin tanıtım videolarını Youtube kanalından izeleyebilir, Linkedin hesabından platform hakkındaki gelişmeleri takip edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Evden Eve Nakliyat Firmalarında Aramanız Gereken Özellikler

$
0
0

Hangi şehirde yaşıyor olursanız olun, nakliyat firması bulmanız zor olmayacaktır. Çünkü bu alanda hizmet veren çok sayıda firma mevcut. Ancak bu firmaların tamamının aynı kalitede hizmet verdiğinden ya da tamamının güvenilir olduğundan söz etmek de bir hayli güç!

Özellikle söz konusu İstanbul olduğunda bu durum daha karmaşık bir hal alabiliyor. Peki, İstanbul evden eve nakliyat firması seçiminde nelere dikkat etmeli ya da firmalarda hangi özellikleri aramalısınız?

  • Asansörlü Taşımacılık Hizmeti

Öncelikle dikkat etmeniz gereken hususların başında asansör kullanımı geliyor. Asansörlü taşımacılık hizmeti sunan bir nakliyat firmasını tercih etmenizin avantajlarının bir hayli fazla olduğunu belirtelim. Eşyalarınızın daha kısa sürede taşınması mümkün olurken bununla birlikte zarar görmeleri olasılığı da daha düşük olur. Sonuç olarak firmada aramanız gereken öncelikli husus asansörlü taşımacılık hizmeti sunup sunmadığıdır.

  • Yeterli Personel Sayısı

Çok büyük bir önem taşıyan unsurlar arasında nakliyat firmasının kaç kişilik ekip ile hizmet verdiği de bulunuyor. Personel sayısının yetersiz olması sandığınızdan daha büyük sorunlar yaşamanıza yol açabilir. Taşınmanın tam bir gün boyunca devam etmesini istemiyorsanız firmanın kaç kişilik bir ekip ile hizmet sunduğunu da mutlaka sorgulamalısınız. Bazı firmaların sadece 2 kişilik ekip ile hizmet verdiğini ve bunun bir hayli yetersiz olduğunu unutmayın.

  • Eşyaların Taşınmaya Hazırlanması

Eşyalarınızın doğru şekilde paketlenmesi, hasar görmeden taşınmasını sağlayabilir. Paketlemede kullanılan malzemelerin de koruma noktasında yeterli olması gerekir. Firma ile bu konuyu da görüşmenizde fayda olacaktır. Mobilyalar ya da beyaz eşyalar gibi eşyalarınızın taşınma öncesinde dayanıklı ve kaliteli malzemeler ile sarılması gerektiğini unutmayın.

  • Güvenilir Bir Hizmet

Elbette önceden sözleştiğiniz günde ve saatte nakliyat firmasının tüm ekibiyle hazır olması lazım… Aynı zamanda daha önceden konuştuğunuz fiyat üzerinden bir hizmet almanız da önem taşıyor. Tüm bunları ancak güvenilir ve profesyonel bir nakliyat firmasında bulabilirsiniz. Bunun için de Armut.com adresine uğramanızı öneririz. Bu site üzerinden yaşadığınız kentte hizmet veren nakliyat firmalarına kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Hatta firmalardan fiyat teklifi de alabildiğinizi belirtelim.

Tasarımın Gücüyle, Katma Değer Birim Fiyatı 2 Dolara Çıkacak!

$
0
0

Türkiye’nin en geniş kapsamlı tasarım etkinliği olan “Design Week Türkiye”nin 5’incisi olan 2021 etkinliği bugün Haliç Kongre Merkezi’nde başladı. düzenlenecek. Etkinlik çerçevesinde; 12 panel ve konferans, 60'tan fazla konuşmacı, 20’yi aşkın sergi, enstalasyon ve atölye çalışmaları gerçekleşecek. Dünyaca ünlü tasarımcı ve konuşmacıların yer alacağı “Design Week Türkiye 2021”in açılışını Ticaret Bakanı Mehmet Muş ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle yaptı.

Tasarımlarıyla markalaşan ülkelerin küresel rekabette bir adım öne çıktığının altını çizen TİM Başkanı İsmail Gülle, “Ülkemiz, tasarımcılarımızın art arda aldığı ödüllerle bu yıl küresel tasarım endeksi sıralamalarında genel skor bazında 1917 puanla, Almanya, Güney Kore, Rusya, Singapur gibi ülkeleri geride bırakarak 7’nci sıraya yükseldi. Bu oldukça değerli bir başarı. Bu, tasarım rüzgarını arkamıza aldığımızın net bir göstergesi. Hedefimiz, önümüzdeki dönemde bu başarıyı daha güçlü ürünlerle, daha güçlü markalarla daha da ileriye taşımak. İnşallah, bu başarıların yansımalarını ilerleyen dönemlerde katma değerli ihracatımızda da göreceğiz” dedi.

Tasarım merkezi olan daha fazla katma değer üretiyor

İlk 1000 İhracatçı araştırması kapsamında gerçekleştirilen çalışmanın ihracatta tasarımın önemini bir kez daha gösterdiğini dile getiren Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Araştırmamızın sonuçlarına göre, tasarım merkezi olan firmalarımızın birim ihracat değeri, olmayan firmalara oranla 3 kat daha değerli. Ülkemizde toplam 342 adet tasarım merkezimiz bulunuyor. Bu sayıyı, süratle daha da yukarılara taşıyarak; inşallah ihracat birim değerimizi 2030 yılına kadar 2 dolara yükselteceğiz.”

İstanbul’n dünyadan tasarımın merkezi olacak

Design Week Türkiye’ye oldukça büyük bir önem atfettiklerini kaydeden Gülle, bununla beraber, TİM’in “Design İstanbul” projesi çalışmalarının da süratle devam ettiğini belirtti. Proje hakkında detaylı bilgi veren Gülle, şu bilgileri verdi: “Design Week Türkiye’den edindiğimiz tüm kazanımları doğrudan yansıttığımız bir proje hazırladık. Design İstanbul projesi kapsamında; dizayn yarışmalarından dizayn sokaklarının kurulmasına, Design İstanbul müzesinden yenilikçi çalışma alanlarının oluşturulmasına kadar geniş bir perspektifte çalışmalarımızı ele aldık. Projeyle; İstanbul'u dünyada önemli bir tasarım destinasyonu ha-line getirmenin yanısıra, tasarım ürünlerinin ihracatını artırarak yaratıcı endüstrilerin ih-racatını geliştirmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca, yıl boyunca dünyanın dört bir yanından önemli tasarımcıların katılacağı Design İst konuşmalarıyla tasarım dünyasının nabzını tutacağız.”

Tasarım, katma değere dönüşecek

“Artık tasarlayan, hayal eden, bu hayalleri üreten ve dünyanın dört bir köşesine ihraç eden bir Türkiye var” diyen TİM Başkanı İsmail Gülle, Design Week Türkiye ile bu değerli tasarım ekosistemine katkı sunmayı, ülke sathında bu kültürü daha da geliştirmeyi hedeflediklerini vurguladı. Var olanla yetinmeyen, daha da fazlasına cesaret eden tüm tasarımcıların ar-kasında olduklarına dikkat çeken Gülle, “Çünkü onlarla katma değer yaratıp, onlarla kalkınacağımıza yürekten inanıyoruz. Son dönemde yükselen ihracat rakamlarımızla birlikte net bir şekilde görüyoruz ki; ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ hedefimize belki de hiç olma-dığı kadar yakınız. Bunun için sürdürülebilir ihracatı ve katma değeri nasıl yaratacağımızı doğru şekilde tespit etmemiz gerekiyor. Günümüzde, sürdürülebilir ihracat artışının yolu katma değerli üretimden geçiyor. Katma değerli üretimin yolu ise Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarımdan. Bugün, bu dört önemli unsurdan tasarımı ele alıyoruz. TİM olarak inanıyoruz ki; Türkiye ihracatla, ihracat tasarımla yükselecek” diye konuştu.

45 firma tasarım ödülü kazandı

Program, açılış konuşmalarının ardından “Design Türkiye Endüstriyel Tasarım Ödülleri” ile devam etti. Toplam 45 firmanın ödüle layık görüldüğü törende; 8 firma ‘Üstün Tasarım’, 37 firma ise ‘İyi Tasarım’ ödülünün sahibi oldu. Arçelik 8 ödülle en fazla ödül kazanan firma oldu. Design Türkiye hakkında detaylı bilgi için designweekturkiye.com/design-turkiye adresini ziyaret edebilir, 2021'in ödül kazanan firmalarına buradan erişebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Kripto Ekosisteminde 2021'de Hangi Gelişmeler Yaşandı?

$
0
0

Kripto şirketleri 2021'de 25 milyar doların üzerinde yatırım aldı

2020 ile karşılaştırıldığında, yeni rakamlar anlaşma sayısında yıldan yıla yüzde 126 ve toplam fonlamada yıldan yıla yüzde 719’luk bir artışı temsil ediyor. Bu bulguların hepsi The Block Research’ün “2022 Dijital Varlık Görünümü” raporunda yer alıyor. Bu finansmanlarla birlikte 2021 yılında birçok kripto şirketinin unicorn statüsüne eriştiğini, yani 1 milyar doların üzerinde bir değerlemeye ulaştığını gördük.

The Block Research’ün verilerine göre göre, 2021 yılında en az 65 şirket bu eşiği aşmayı başardı. İki yıllık bir süreçte bu, yüzde 491’lik bir artışı temsil ediyor. Unicorn statüsüne erişen finansman turları arasında FTX, Alchemy, TaxBit ve Dune Analytics gibi şirketler yer alıyor.

Merkezi kripto borsaları 2021’de 14 trilyon dolar işlem hacmine ulaştı

The Block Research’ün verilerine göre göre, merkezi olmayan borsaların aksine müşterilerin özel anahtarlarını elinde tutan merkezi kripto borsaları, 2021 yılında 14 trilyon dolardan fazla işlem hacmi bildirdi. 14 trilyon dolarlık işlem hacmi 2020’ye kıyasla yüzde 689’luk bir artış anlamına geliyor.

Binance, merkezi kripto borsası piyasasına hakim olmaya devam ediyor. The Block Research’ün araştırmasına göre göre, bu yıl toplam hacimlerin %67’sini, yani 9,5 trilyon doların üzerinde bir kısmı Binance üzerinden gerçekleşti.

Hem merkezi hem de merkezi olmayan borsalar, bu yıl ticaret hacimlerinde büyük bir büyüme gördü. Yine aynı araştırmanın verilerine göre merkezi olmayan borsalar 2021’de 1 trilyon dolardan fazla işlem hacmi gördü ve 2020 işlem hacimlerine kıyasla %858’lik büyüme gösterdi.

Merkeziyetsiz borsalar 1 trilyon doların üzerinde işlem hacmi gördü

The Block Research’ün araştırmasına göre merkezi olmayan borsalar (DEX’ler), 2021 yılında 1 trilyon dolardan fazla işlem hacmi bildirdi. Bu hacim, 23 Aralık tarihli verilere göre 2020 DEX işlem hacimlerine kıyasla yüzde 858 gibi büyük bir artışa tekabül ediyor.

Aylık DEX işlem hacmi 2021’in Mayıs ayında 162,8 milyar dolara çıkarak zirve yaptı. The Block Research tarafından hazırlanan 2022 Dijital Varlık Görünümü Raporu’na göre aylık bazda en önemli büyüme yüzde 137,3’lük artışla Ocak ayında gerçekleşti.

DEX pazarındaki büyüme hızla devam ederken Uniswap bu pazara hakim olmaya devam ediyor. Uniswap protokolü şu an pazarda yüzde 75’in üzerinde bir paya sahip.

The Block Research tarafından hazırlanan ve dijital varlıklarla ilgili geçtiğimiz yılın trendlerini ele alan kapsamlı “2022 Digital Varlık Görünümü” raporuna buradan ulaşabilirsiniz.

Blockchain Türkiye kaynaklı derleme haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye Fintek Ekosistemi Durum Raporu 2021 Yayımlandı!

$
0
0

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi koordinasyonunda hazırlanan "Türkiye Fintek Ekosistemi Durum Raporu 2021" yayımlandı.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, Türkiye finansal teknolojiler sektörüne ilişkin gelişmelerin ve verilerin güncel ve doğru şekilde sunulmasını sağlayacak rapor, yurt içi ve yurt dışı yatırımcılara, girişimcilere ve akademik literatüre referans sağlamak üzere hazırlandı. İlk kez yayımlanan raporun her yıl düzenli bir şekilde ekosistemle paylaşılması planlanıyor.

İnovasyonu destekleyici düzenlemeler artarak devam ediyor

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi koordinasyonu ve startups.watch iş birliğiyle hazırlanan raporda, finansal teknolojiler alanında son yıllarda hayata geçirilen ve fintek sektörünün gelişimine ön açan düzenlemeler detaylı bir şekilde belirtildi.

Rapora göre, özellikle küresel salgının etkisiyle finans sektöründe değişen ihtiyaçlar, ürün ve hizmet uygulamalarında dijitalleşmeyi artırdı. Bu doğrultuda güncellenen düzenlemeler de işlem kolaylığı ve verimlilik esasıyla sektöre yön göstermeye devam ediyor. Uzaktan müşteri edinimiyle bireysel müşterilerin kimlik tespiti ve sözleşme süreçlerinin fiziki olarak yürütülmesi zorunluluğu ortadan kalktı.

Karekod teknolojisi aktif bir şekilde kullanılmaya başlandı

TR Karekod düzenlemesiyle karekod teknolojisi aktif bir şekilde kullanılmaya başlandı. Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği'nin kurulması, paya ve borca dayalı kitle fonlaması, e-para kuruluşları için IBAN uygulaması gibi birtakım yenilikler sektöre yeni bakış açıları getirdi ve yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına imkan tanıdı.

Ödeme hizmetlerine ilişkin güncellenen ikincil düzenlemeyle açık bankacılığa dair tanımlar netleştirilerek ödeme emri başlatma ve hesap bilgisi hizmet sağlayıcı iş modelleri kullanıcıların hayatına girdi.

Bu ikincil düzenlemenin aynı zamanda ödeme hizmetlerinin teknik ve hukuki altyapısını güçlendirerek sektör gelişimini sağlamlaştırması öngörülüyor.

Dijital bankacılık ve servis modeli bankacılığı yönetmeliğiyle dijital para alanındaki çalışmaların finansal teknolojiler sektörüne yeni bir soluk getirmesi ve fintek ekosistemindeki iş modellerini çeşitlendirmesi bekleniyor.

Türkiye fintek ekosistemi gelişiyor

Türkiye'nin güçlü bankacılık sektörü ve teknolojik altyapısı, finans sektöründe bulunan bireysel ve kurumsal müşterilerin dijitalleşme oranının artmasına zemin hazırladı ve bu durum fintek ekosisteminin gelişimini hızlandırdı. 70,3 milyon aktif bireysel dijital bankacılık kullanıcısının bulunduğu Türkiye'de 1,7 milyon POS cihazı, 52 bin ATM, 82,8 milyon kredi kartı, 54,4 milyon ön ödemeli kart sayısına ulaşıldı.

Salgınla birlikte artan temassız ödeme oranı yüzde 48 seviyesine ulaştı. Tüm bu göstergelerin gelecek dönemde artışını sürdürmesi bekleniyor.

Aktif olarak 520 fintek şirketinin faaliyet gösterdiği ekosistemde 2021'de 64 milyon doları aşkın yatırım gerçekleşti. Bununla birlikte, 2021 içerisinde çıkış yapan fintekler 48 milyon dolara hisselerini sattı.

Gelecek yıl, uygulanacak düzenlemeler ve salgının etkisinin azalmasıyla yatırım iştahının artması bekleniyor. Tüm bu değişikliklerin fintek sektörünün büyümesini destekleyeceği öngörülüyor.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nin yürüttüğü en önemli projelerden biri olan İstanbul Finans Merkezi'nin (İFM) ana odaklarından birisi finansal teknolojiler olarak öne çıkıyor.

İFM içerisinde fintek temalı ve teknopark statüsünde "İstanbul Finans ve Teknoloji Üssü" kurulumu planlanıyor. Bununla birlikte İFM bünyesinde finteklerin ürün ve hizmetlerini korumalı bir alanda geliştirebilecekleri düzenleyici deney alanına yer verilecek. Ayrıca, 2022-2025 yılları arasında fintek ekosistemine ilişkin eylem planını ortaya koyacak olan Milli Fintek Strateji Belgesiçalışmaları devam ediyor. 2022'nin ilk çeyreğinde yayınlanması planlanan belge, sektörün gelişimi için yol haritası niteliği taşıyacak.

Türkiye Fintek Ekosistemi Durum 2021 raporuna, Finans Ofisi'nin resmi internet sitesi www.cbfo.gov.tr adresinden Türkçe versiyonu ve İngilizce versiyonu olmak üzere erişebilirsiniz. Ayrıca yine 2021 Kasım ayında paylaşılan Türkiye Fintek Genel Görünümü Çalışması'nı da buradan inceleyebilirsiniz.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TEKNOFEST 2022 Teknoloji Yarışmaları Başvuruları Başladı!

$
0
0

Karadeniz’de gerçekleşecek olan TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında bu yıl Roket’ten Otonom Sistemlere, Yapay Zeka’dan Sualtı Sistemleri’ne kadar 39 farklı teknoloji yarışması gerçekleşecek.

Her yıl bir önceki yıla göre daha fazla yarışma kategorisinin açıldığı teknoloji yarışmaları ile TEKNOFEST 2022, ilk kez düzenlenen Dikey İnişli Roket, Engelsiz Yaşam Teknolojileri, Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma, Hyperloop Geliştirme Yarışmaları ile birlikte toplam 39 farklı teknoloji yarışmasına ev sahipliği yapacak.

İlkokul / Ortaokul Seviyesi için;

  • Akıllı Ulaşım Yarışması
  • Eğitim Teknolojileri Yarışması
  • Engelsiz Yaşam Teknolojileri Yarışması
  • İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması
  • Robotik Yarışmalar
  • Pardus 21 Hata Yakalama ve Öneri Yarışması
  • Türkçe Doğal Dil İşleme Yarışması
  • Türkiye Drone Şampiyonası
  • World Drone Cup
Lise Seviyesi için;
  • Akıllı Ulaşım Yarışması
  • Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması
  • Çevre ve Enerji Teknolojileri Yarışması 
  • Eğitim Teknolojileri Yarışması
  • Engelsiz Yaşam Teknolojileri Yarışması
  • Hack Karadeniz
  • İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması
  • İnsansız Hava Araçları Yarışması
  • İnsansız Su Altı Sistemleri Yarışması
  • Karma Sürü Simülasyon Yarışması
  • Lise Öğrencileri İklim Değişikliği Araştırma Projeleri Yarışması
  • Lise Öğrencileri Kutup Araştırma Projeleri Yarışması
  • Pardus 21 Hata Yakalama ve Öneri Yarışması
  • Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması
  • Robotik Yarışmalar
  • Roket Yarışması 
  • Sağlıkta Yapay Zeka Yarışması
  • Sanayide Dijital Teknolojiler Yarışması
  • Savaşan İHA Yarışması
  • Take Off Uluslararası Girişim Zirvesi
  • Tarım Teknolojileri Yarışması
  • Travel Hackathon
  • Turizm Teknolojileri Yarışması
  • Türkçe Doğal Dil İşleme Yarışması
  • Türkiye Drone Şampiyonası
  • Uçan Araba Yarışması
  • Ulaşımda Yapay Zeka Yarışması
  • World Drone Cup
Üniversite ve üzeri;
  • Akıllı Ulaşım Yarışması
  • Biyoteknoloji İnovasyon Yarışması
  • Çevre ve Enerji Teknolojileri Yarışması 
  • Dikey İnişli Roket Yarışması
  • Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışması
  • Eğitim Teknolojileri Yarışması
  • Engelsiz Yaşam Teknolojileri Yarışması
  • Hack Karadeniz
  • Helikopter Tasarım Yarışması
  • Hyperloop Geliştirme Yarışması
  • İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması
  • İnsansız Hava Araçları Yarışması
  • İnsansız Su Altı Sistemleri Yarışması
  • Jet Motor Tasarım Yarışması
  • Karma Sürü Simülasyon Yarışması
  • Model Uydu Yarışması
  • Pardus 21 Hata Yakalama ve Öneri Yarışması
  • Robotaksi-Binek Otonom Araç Yarışması
  • Robotik Yarışmalar
  • Roket Yarışması
  • Sağlıkta Yapay Zeka Yarışması
  • Sanayide Dijital Teknolojiler Yarışması
  • Savaşan İHA Yarışması
  • Sürü Robotlar Yarışması
  • Take Off Uluslararası Girişim Zirvesi
  • Tarım Teknolojileri Yarışması
  • Tarımsal İKA Yarışması
  • Travel Hackathon
  • Turizm Teknolojileri Yarışması
  • TÜBA-TEKNOFEST Doktora Bilim Ödülü Yarışması
  • Türkçe Doğal Dil İşleme Yarışması
  • Türkiye Drone Şampiyonası
  • Uçan Araba Yarışması
  • Ulaşımda Yapay Zeka Yarışması
  • Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları
  • World Drone Cup

Siz de teknoloji yarışmalarına katılarak TEKNOFEST 2022’nin bir parçası olmak istiyorsanız başvuru yapmak içintıklayın. Başvuru kılavuzunu buradan inceleyebilirsiniz. Unutmayın, son başvuru tarihi 28 Şubat!

TEKNOFEST 2022 hakkında daha detaylı bilgi için www.teknofest.org adresini ziyaret edebilirsiniz.Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TOGG'un Ava Labs ile Blok Zincir İş Birliği Ne İfade Ediyor?

$
0
0

USECASE Mobility yaklaşımı ile mobiliteyi bir adım öteye taşıyarak otomobilden fazlasını üretmek üzere yola çıkan TOGG, CES 2022'de blok zinciri teknolojileri konusundaki stratejik partner arayışını tamamlayarak Avalanche blok zinciri platformunu geliştiren, güvenilir, hızlı, teknolojik ve Ar-Ge’ye önem veren bir platform olan Ava Labs ile iş birliğine adım attı.

TOGGÜst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş, mobilite dünyasında dijital ekonominin rolünün arttığını belirterek, "İlk günden beri Togg kullanıcıları için yeni nesil dijital mobilite çözümleri geliştiriyoruz. Ava Labs’la yaptığımız iş birliği de Togg kullanıcılarının deneyimini başka bir noktaya taşımak üzerine kurgulanıyor. Tüm mobilite ekosistemine dahil olan iş ortakları, Togg kullanıcıları ve hatta Togg sahibi olmayan kullanıcılar da bu platformdan yararlanabilecek." ifadelerini kullandı.

Ava Labs CEO'su Prof. Dr. Emin Gün Sirer de Togg'un mobilitenin geleceğine şekil verirken en ideal blok zinciri platformunu tercih ettiğini belirtti.

Sirer, "Avalanche, tamamlanma süresi bakımından blok zinciri üzerinde en hızlı akıllı kontratlara sahip ve küresel çapta ölçeklenebilir uygulamalarda kullanılabiliyor. Togg'un vizyonunu gerçekleştirmesine destek olmak ve iş birliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Togg, mobilite dünyasında değişime liderlik ediyor

Değişen kullanıcı beklentilerine paralel olarak mobil telefonlarda son 15 yılda yaşanan değişim otomotivde yaşanıyor. Togg, IoT ve M2M iletişim teknolojileri ile blok zinciri altyapısını birleştirerek mobilite dünyasında bu değişime liderlik ediyor.

Intermodal olarak adlandırılan karma modele sahip Togg Navigasyon sistemi sayesinde kullanıcılar farklı ulaşım çözümleri kullanarak seyahat etme imkanı sahip olacak.

Kullanıcılar, TOGG akıllı cihazlarını önceden rezerve edilmiş şarj istasyonunda park ettikten sonra scooter ile yolculuğa devam edebilecek ya da çevredeki kahveciden kahvesini alabilecek. Bu ürün ve hizmetler karşılığında da Togg akıllı cihazın kullandığı blok zinciri teknolojisi ve akıllı kontratlar ile hızlı ve güvenli bir şekilde işlem yapabilecek. Ayrıca araçta yapılan bakım ve değişen parçalar blok zinciri üzerinde tutulacak, böylece güvenilir bir ikinci el piyasası oluşacak.

Avalanche Projesi Hakkında: Cornell Üniversite profesörlerinden ve Ava Labs’in başkanı Emin Gün Sirer tarafından geliştirildi. Avalanche son günlerde kripto para piyasalarında en iyi bir ivme yakaladı ve en değerli kripto paralar arasında yer aldı. Yazının kaleme alındığı saatte Avalanche blockchain’inin yönetim token’ı olan AVAX token, 90 dolardan işlem görüyor. AVAX token 22 milyar dolarlık toplam piyasa büyüklüğü ile en değerli 12’nci büyük kripto para. 

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Kripto'da Regülasyonlar ve Yeni Enstrümanlar Dönemi: 2022

$
0
0

2021’de 2 trilyon doların üzerine çıkan kripto para piyasasında Bitcoin’in hakimiyetinin %95’ten %40’lara gerilemesiyle balinaların işlem hacimlerinin küçülmesinin sonucunda piyasa dengesi kuruldu. Ekosistemdeki altın ve borsa gibi diğer yatırım araçlarının getirileriyle dengeli bir seyir izleyen piyasada yasadışı faaliyetler de %1’in altına indi. 2022’de devreye alınacak regülasyonların da etkisiyle piyasanın spekülatif imajının tümüyle kırılması bekleniyor.

2021’i sert dalgalanmaların gölgesinde kapatan kripto para piyasasındaki gelişmeler, dengelerin yerine oturmaya başladığını gösteriyor. 4 yıl öncesinde piyasanın %95’ine hakim olan Bitcoin’in ağırlığı 2021’de %40’lara kadar geriledi. Kripto varlıklar arasında ilk 10’da yer alan Ethereum, Tether, BNB, Cardano gibi para birimlerinin piyasadan aldığı pay ise %20’lere uzandı. En çok tercih edilen kripto para birimi Ethereum 2021’de %400’ün üzerinde değer kazanırken, Bitcoin %70’te kaldı. Pandemi sürecinde kısmen ertelenen regülasyonların 2022’de piyasayı spekülatif olmaktan kurtaracağını belirten Paritex CEO'su Özgür Serkan USLU, “2021, kripto para birimleri üzerinden yapılan yasadışı faaliyetlerin azaldığı bir dönem oldu. Bu süreç dolandırıcılık vakaların üzerinde de etkili oldu ve piyasa güven tazeledi. Pazar payı daralan Bitcoin’in piyasayı domine eden imajı yıkıldı. Bitcoin dışındaki kripto varlıkların değerindeki artış ise dengelerin oturduğunu gösteriyor” dedi. 

Balinaların küçük balığı yuttuğu dönem kapandı

Kripto para piyasasında sağlanan korelasyonun dengelerin yerine oturduğunun bir göstergesini oluşturduğunu kaydeden Özgür Serkan USLU, “Kripto para piyasalarına yönelik veri sağlayıcısı olarak faaliyet gösteren Kaiko’nun paylaşımlarına göre, Bitcoin’in Nasdaq ile korelasyonu 0,61 puana gelirken S&P 500 ile korelasyonu ise 0,58 puanda kaldı. Bu bitcoin’in geleneksel yatırım araçlarına yakın bir hareket kazandığını gösteriyor. Bitcoin’de büyük yatırımcı olarak tanımlanan balinaların işlem hacminin azalması da piyasa dengesini destekledi. Böylece küçük yatırımcılara alan açılıyor. Balinaların küçük balığı yuttuğu dönem kapandı. Piyasada yatırımcı dengesi de kuruldu” ifadelerinde bulundu. 

Yerli kripto para projelerine destek

Kripto para piyasasının regülasyonlarla eş zamanlı olarak NFT, GameFi, DeFi, Metaverse gibi yeni yatırım enstrümanlarının yaygınlaşmasıyla ekosistemdeki konumunu yükselteceğine değinen Paritex CEO’su USLU, “2022 yılında da Türkiye’den çıkacak olan yerli kripto para projelerine Paritex olarak destek olacağız. Ekosisteme katkı sağlayacak olan yerli kripto para projelerinin global projeler haline gelmesinde kuluçka görevini icra edeceğiz. Nihai hedefimiz yurt dışındaki dövizi ülkemize getirerek ekonomimize katkı sağlamak” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Milli Muharip Uçak MMU Projesi'nin Tüm Bileşenleri Yerli Olacak!

$
0
0

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, AA muhabirine, TUSAŞ'ın son dönemde hayata geçirdiği Milli Muharip Uçak Mühendislik Merkezi, Kompozit Üretim Binası, Uzay Sistemleri Mühendislik Merkezi, Fabrika Seviyesi Komponent Bakım Onarım Kontrol Merkezi gibi yatırımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bu yatırımların ana felsefesinin Milli Muharip Uçak Projesi'ne dayandığını vurgulayan Kotil, bir uçağın milli muharip, milli savaş uçağı olabilmesi için tümüyle yerli ve milli olması gerektiğini söyledi. Kotil, "Dışarıdan malzeme geldi, gelmedi veya iniş takımları gelmedi, motoru gelmedi gibi şeyler olmaz. Zaten o 'milli muharip' olmuyor, lisans altında üretim oluyor. Onun için Milli Muharip Uçağın her şeyini yerli yapmak zorundayız." dedi.

Bu kapsamda rüzgar tüneli de inşa ettiklerini belirten Kotil, şu değerlendirmede bulundu:

"Rüzgar tünelinde çok sayıda test yapmamız gerekiyor, şimdilik yurt dışına gidiyoruz. Uçağın iniş takımları, motoru Türkiye'de yapılacak. Her bir uçağı radarın görüp görmediğinin uçurulmadan test edilmesi gerekiyor. O tesisi de kurmamız önemli. İmalatıyla ilgili kompozit, titanyum olsun, uçaklarda az miktarda çelik olur, onların burada yapılması gerekiyor. Dolayısıyla bu kadar yerlilik oranının yüksek olma mecburiyeti Milli Muharip Uçak olmaktan geliyor, yatırımları da en çok tetikleyen bu oluyor aslında. Milli Muharip Uçağa yönelik yatırımların birçoğunu yaptık. Bu bitmeyen bir yol olacak. Uçağın geliştirmeleriyle devam edecek."

"Tesislerden farklı eksenlerde faydalanacağız"

Temel Kotil, böylesine kapsamlı yatırımlara Milli Muharip Uçak ile sınırlı tutulması durumunda yazık olacağını dile getirerek, tesislerden farklı eksenlerde fayda sağlamayı amaçladıklarını bildirdi.

Kompozit Binası olarak 95 bin metrekare çok büyük bir tesis kurduklarını hatırlatan Kotil, "Tesis her şey tamam anlamına gelmiyor ama çok şeyi içinde barındırıyor anlamına geliyor. Milli Muharip Uçağın kanadını yapmak için benim bir tesise ihtiyacım var. Tesisi öyle yapıyoruz ki aynı zamanda Boeing, Airbus'a da iş yaparak gelir getirmemiz gerekiyor. Milli Muharip'in kanadında büyük titanyum parçalar var. 3 boyutlu printer üzerinden yapmak için büyük bir yatırım yapıyoruz. Yalnızca Milli Muharip Uçağın kanadındaki titanyum parça için bu yatırım fizibil değil. O nedenle Boeing, Airbus için de kullanıyorum." diye konuştu.

Şirket olarak ülkede teknolojik yatırım yapıp bunun çıktısı olarak da Milli Muharip Uçağı, Hürjet gibi projeleri ortaya koymak için çalıştıklarını vurgulayan Kotil, şunları kaydetti:

"Büyük bir şey yapıyorsanız, yerli ve milli olması gerekiyor. Yerli ve milli olan pahalı olur. Biz yöneticilerin görevi de bunu uluslararası pazarda işe dönüştürmek. Uluslararası pazarda zaten TUSAŞ'ın kendi işleri var. Tek başımıza 500 milyon dolar, büyük ortağı olduğumuz TEI'yi de konsolide ederseniz aşağı yukarı 800 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Sağ tarafa bir sıfır getirmek zor ama niyet niyettir. Bir taraftan cari açığı düşürecek yatırımlar yapıyoruz ama asıl odağımız Milli Muharip Uçak, Hürjet, Hürkuş, Atak Helikopteri, 21 kişilik Genel Maksat Helikopteri, Gökbey Helikopteri, İHA'larımız ki başkaları da gelecek, Small GEO uydumuz yapılıyor şu anda, Türksat 6A bitmek üzere, gözetleme uydusu yapıyoruz. Yatırımın yanında daha önemlisi genç mühendisler. Burada 5 yılım doldu. 8 bin kişi işe almak nasip oldu. Çalışan sayımız 5 bin 200'lerden 13 bine yaklaştı. 20 binde gözümüz var. Mühendis sayımız 1200'den 5 bine yaklaştı. 10 binde gözümüz var. Asıl büyük aset insan. Bu insanlar yapacaklar ama ilk önce Milli Muharip Uçak."

Milli Muharip Uçak Projesi hakkında detaylı bilgi için TUSAŞ MMU sayfasını ziyaret edebilirsiniz. AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'nin İlk Lityum Demir Fosfat Batarya Fabrikası Kuruluyor!

$
0
0

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Polatlı'da Kontrolmatik Teknoloji Lityum Demir Fosfat Batarya Fabrikası Temel Atma Töreni'nde yaptığı konuşmada, üretimin, istihdamın ve ihracatın dinamosu olan fabrikaların temel atma ve açılış törenlerine katılmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Türkiye'yi kritik teknolojileri üretebilen küresel bir üs haline getirmek amacıyla çalıştıklarını dile getiren Varank, "Kontrolmatik'in batarya teknolojileri ve enerji depolama sistemleri alanındaki bu öncü yatırımı da bu vizyonu tahkim edecek önemli bir girişim." diye konuştu.

Varank, hızlı teknolojik gelişmelerle enerjiye olan ihtiyacın her geçen gün arttığına dikkati çekerek, "Enerjinin üretimi ve iletimi kadar depolanabilmesi de hayati öneme sahip bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu yatırımın kıymeti, elektrikli araç ve tüketici elektroniği sektörleriyle birlikte değerlendirildiğinde daha net ortaya çıkacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Fosil yakıtların kullanıldığı içten yanmalı motor teknolojisinin tarih olduğunu ifade eden Varank, bunların yerini alacak elektrikli araçların maliyetinin büyük kısmının da pillerden kaynaklandığına işaret etti.

Varank, enerji depolama sistemlerinin şarj altyapısı için de kritik bir unsur olduğunu belirterek, "Biz de ülke olarak, rekabet şartlarının eşitlendiği şu dönemde Türkiye'nin Otomobili ile elektrikli araç sektörüne hızlı bir giriş yaptık. Şu anda projede her şey yolunda ilerliyor. Yıl sonunda, inşallah, ilk araçlar seri üretim bandından inecek ama biz, TOGG gibi projelerin uzun vadede kalıcı başarıya ulaşmasında pil teknolojilerinin çok etkili olacağının farkındayız." dedi.

"İthalatta yıllık 250 milyon dolarlık düşüş sağlayacak"

Bu sebeple, dünyanın en büyük batarya üreticilerinden FARASİS ile TOGG arasında bir iş birliğine gidildiğini anımsatan Varank, Türkiye'nin Otomobili'nde kullanılacak bataryaların Türkiye'de üretilmesine yönelik yatırım çalışmalarının Gemlik'te tüm hızıyla sürdürüldüğünü bildirdi.

Varank, Ford Otosan'ın da Türkiye'de benzer bir yatırımının söz konusu olduğunu aktararak, anılan firmanın büyük bir pil yatırımıyla ilgili müjdeli haberleri de çok yakın zamanda duyuracaklarını kaydetti. Kontrolmatik Teknoloji'nin yatırımına da değinen Varank, şu değerlendirmede bulundu:

"Burada, çok daha büyük bir ekosistemin oluşması ve ulusal kapasitemizin gelişmesi en mühimi. Kontrolmatik Teknoloji'nin bu yatırımı da sektördeki artan depolama ihtiyacını yerli ve milli imkanlarla karşılama noktasında öne çıkan, yerinde bir adım. Gerek teknolojisi gerekse ölçeği bakımından ülkemizin gücüne ve enerjisine çok şey katacağına inanıyorum. 3 etapta tamamlanacak bu proje için toplamda 180 milyon dolarlık bir yatırım yapılması öngörülüyor. İlk etapta 250 vatandaşımız istihdam edilecek, tüm süreçlerin tamamlanmasıyla birlikte bu istihdamı 600'e çıkarmış olacaklar. Yine üretim kapasitesi olarak da 250 megavat saatle başlanıp 1000 megavata yükseltilmesi hedefleniyor. Tabii bu üretim, cari açığımızın azaltılması noktasında da hatırı sayılır bir katkı yapacak. Alanındaki ilk özel sektör yatırımı olacak bu tesis, yapacağı üretimle ithalatta yıllık 250 milyon dolarlık bir düşüş sağlayacak."

Fabrikanın, enerji sektörünün karbon salımının azaltılmasına da katkıda bulunacağına dikkati çeken Varank, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklardan enerji üretilmesinin önündeki en büyük handikabın süreklilik olduğunu, depolama sistemlerinin de bu kaynaklardan üretilen elektrik enerjisinin güvenli, sürekli ve kaliteli bir şekilde kullanımının önünü açtığını dile getirdi.

AA kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Ayakkabı Boyayarak Başladı, 2 Milyon Dolarlık İhracata Ulaştı!

$
0
0

Kars'tan Manisa'ya göç eden ailesinin geçimine katkı sunmak için 10 yaşında sandığını omzuna alarak ayakkabı boyamaya başlayan Rıfat Sarı (60), ilkokulu bitirdikten sonra ayakkabı imalathanesinde çıraklığa başladı.

17 yaşına geldiğinde ayakkabı ustası olan, askerlikte de mesleğini devam ettiren Sarı, askerden döndüğünde 1982 yılında 2 ortağıyla Üçel Ayakkabı firmasını kurdu. O dönem 24 çift erkek ayakkabısı imal eden, gelişen teknolojiyle modernize edilen işletme, günlük 1000 çift ayakkabı üretme kapasitesine ulaştı. İlk ayakkabı ihracatını 1985 yılında Almanya'ya gerçekleştiren firma, başta Avrupa, Orta Doğu, Kafkasya, Orta Asya'da olmak üzere dünyanın 40 ülkesine yaklaşık 2 milyon dolarlık ayakkabı ihracatına ulaştı.

"Çok Çalışmanın Önemini Arkadaşlarımıza Anlatıyorum"

Rıfat Sarı, çocukluğundan bu yana güzel ayakkabıları sevdiğini, boyacılık yaptığı dönemde bu sevgisinin farkına vararak ayakkabı ustası olmaya karar verdiğini söylüyor.

Girişim serüveninde büyük zorluklarla karşılaştığını, sürekli kendini geliştirmek için çaba harcadığını anlatan Sarı, firma olarak ilk günden bu yana İtalyan markalarıyla rekabet ederek dünya pazarına ayakkabı sunma hedefiyle çalıştıklarını aktardı.

İhracata ilk başladıkları yıllarda bir tercümanın kendilerini dolandırması sonrası yabancı dilin şart olduğunu anladığını ifade eden Sarı, "Eksiklerimizi gördük, yabancı dilimiz yoktu. 'Bu böyle olmaz' dedim, 40 yaşından sonra İngilizce kursuna başladım, 8 yılda öğrendim. Kimseye muhtaç olmadan bütün dünyayı gezdim. Zor olanı seçtim, mücadele etmenin, çok çalışmanın önemini hep arkadaşlarımıza anlatıyorum." dedi.

2 Milyon Dolara Yakın İhracatları Var

İlk ihracatlarını yaptıktan sonra makineleşmeye geçtiklerini, yurt dışı fuarlarıyla hızla büyüyerek bugünkü büyüklüğe ulaştıklarını dile getiren Sarı, erkek ayakkabısında yurt dışında düzenlenen organizasyonlarda iki kalite ödülü aldıklarını anlattı.

"Baştan bu yana 'Ya marka olacağız ya da yok olacağız.' felsefesiyle hareket ettik. Fason üretim yapmıyoruz. 70 çalışanımızla günde 500 çift üretiyoruz ama talep olduğunda 1000 çifte çıkabiliyoruz. Üretimimizin yüzde 60'ını ihraç ediyoruz, 40 ülkeye dağıtıyoruz, 2 milyon dolara yakın ihracatımız var." diyen Sarı, her geçen yıl bu rakamı artırdıklarını kaydetti.

Sarı, "Yurt dışından yoğun talep var. Rakip pazarlarda üretimde ciddi sıkıntılar var. Birçok büyük pazarın en yakın çalışacağı ülke Türkiye oldu. Biz de buna hazırlıklıyız zaten. İnşallah gelecekte çok daha iyi noktalara geleceğiz." diye konuştu.

Rıfat Sarı ve ortaklarının başarısına konu olan girişimi ve ürünlerini www.ucel.com.tr web sitesinde inceleyebilirsiniz. AA kaynaklı başarı hikayesini tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

İş Arama Yaklaşımınızı Değiştirmenin 5 Yolu

$
0
0

İş bulmaktan başvuruya kadar CV hazırlama ve mülakat verme gibi her aşama eşit derecede önemlidir. Hayalinizdeki işe kavuşmak için iş arama sürecinde her detayı düşündüğünüzden emin olmanız ve her şeyi yapmanız gerekiyor. Bunun için bazı etkili iş arama yöntemleri üzerinde çalışmanız gerekiyor. Bu yöntemleri sizler için bir liste halinde bir araya getirdik.

İş arama sürecinizi daha sorunsuz ve sonuç odaklı hale getirmenin bu etkili yolları hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

1. Çevrimiçi Etkileyici Bir Profil Oluşturun

Bizler, her şeyin web üzerinden sunulduğu dijital bir dünyanın vatandaşlarıyız. Herhangi bir kuruluşta bir pozisyona başvuracaksanız, işe alım uzmanlarının yapacağı ilk şey sizi çevrimiçi bulmak ve profilinizi değerlendirmektir. Kendinizi web'de mümkün olan en iyi şekilde sunduğunuzdan emin olun. Google, LinkedIn, Twitter, Facebook ve hatta Instagram dahil olmak üzere dijital ayak izine sahip olduğunuz tüm çevrimiçi kanalları içerir.

LinkedIn, sosyal profilinizi öne çıkarmanıza ve birlikte çalışmak istediğiniz şirketlerle etkileşime geçmenize olanak tanıyan en uygun çevrimiçi kanaldır. Ayrıca bu, belirli bir organizasyonun çalışma kültürünü ve nasıl onun değerli bir parçası olabileceğinizi anlamanıza da yardımcı olacaktır. Sosyal medyadan ve diğer çevrimiçi kanallardan stratejik olarak yararlanmak, istediğiniz işi bulmanızda size çok yardımcı olacaktır.

2. Profesyonellerle Bağlantı

Kurun Geniş bir ağa sahip olmak, kariyeriniz söz konusu olduğunda size çok yardımcı olabilir.

iş mi buluyorsun

Sorun yok! Tavsiyeler için ağınızdaki profesyonelleri istemeniz yeterlidir. Bazen çok çeşitli ve geniş bir profesyonel ağınız olduğunda, iş siz iş aramak yerine sizi bulmaya gelir. Bu, ancak profesyonellerle bağlantı kurup etkileşime geçtiğinizde ve onları ağınızın bir parçası yaptığınızda mümkündür. Bu kişiler, sizinle hayalini kurduğunuz iş arasında bir köprü görevi görebilir. Sadece ağınızı nasıl kullanacağınızı bildiğinizden emin olun.

3. Güçlü Bir Özgeçmiş Kullanın

Bir özgeçmiş veya CV, profesyonel profilinizin ön yüzü olarak hizmet eder. Her işe alım görevlisinin bir özgeçmişi analiz etmek için kendi yolu vardır. Kendinizi bir şirketin potansiyel çalışanını idealize etme şeklini sunamıyorsanız, işe alım şansınız oldukça sınırlıdır. Bu nedenle özgeçmişinizin başvurduğunuz işin niteliğine uygun olduğundan emin olmanız çok önemlidir.

ile ilgili bir sorununuz varsa, CV hazırlama cv oluştur ücretsiz için bir özgeçmiş oluşturucu kullanabilirsiniz. Bu, bir organizasyonun gereksinimlerine göre olağanüstü bir özgeçmiş hazırlamanıza olanak sağlayacaktır. Tüm iş gereksinimlerini aklınızda tutarken özgeçmişinizi uyarlayarak kendinizi açılışa uygun olarak gösterin. İşe alım yapanlar kesinlikle böyle bir hedefli özgeçmişi takdir edeceklerdir.

4.Özgeçmişinizi Etkili Bir Ön Yazı ile Tamamlayın

Bir ön yazı, pek çok başvuranın kendilerini bariz bir şekilde uygun olarak sunmakta başarısız olduğu başka bir aşamadır.

İşvereninize, potansiyel çalışanlarında ihtiyaç duydukları tüm gerekli becerilere sahip olduğunuzu söylemek, onlara ilham vermek için kaçınılmazdır. Özgeçmiş, bir kişinin becerileri ve deneyimi hakkında kısa bir fikir verir. Bir kapak mektubu özgeçmişi tamamlar ve özgeçmişte verilen tüm noktaları detaylandırır. Ayrıca, bir parçası olduktan sonra kuruluşa nasıl sevgiyle hizmet edeceğinizi tercüme etmenizi sağlar.

Etkili bir kapak mektubu oluştururken sorun yaşıyorsanız, işte size bir ipucu. Etkileyici bir ön yazının resmine rastlarsanız ancak şablonun alındığı kaynağı bilmiyorsanız, avınızı kolaylaştırmak için bir Google görsel arama yapmanız yeterlidir. Beğendiğiniz bir kapak mektubunun görüntüsünü yüklemeniz gereken görselle arama yöntemini kullanarak kapak mektubunu resimli arama yapmanız yeterlidir. Resmi yükledikten sonra, ters işlem görsel arama, kapak mektubunuzu düzenlemek için ideal bir şablon bulmak için size sonuçları getirecektir.

5. Bir İş Görüşmesine İyi Hazırlanın

Daha önce de belirtildiği gibi, iş arama sürecinin her aşaması eşit derecede önemlidir. Bir adımı gözden kaçırıp diğerine daha fazla odaklanamazsınız. Röportaj vermek kolay bir süreç değildir. Bu sürece iyi hazırlandığınızdan emin olun. Ağınızda zaten kuruluşta çalışan bir kişi varsa, onlara o şirketteki görüşme sürecini sorun ve buna göre hazırlanın.

Ayrıca, her görüşmecinin sorması gereken bazı bariz sorular vardır; bu nedenle, bu sorulara iyi hazırlanmanızı sağlamak çok önemlidir. Son olarak, görüşmeciden bazı sorular sormak gerekir. Örneğin, çalışanlar için kıyafet kuralları veya ek avantajlar hakkında soru sorabilirsiniz.

Sonuç

Son tahlilde, özellikle işsizken iş aramak oldukça sinir bozucu. Özgeçmişleri işverenlere ve işe alım görevlilerine rastgele göndermek tatmin edici sonuçlar getirmeyecektir. İstediğiniz sonucu elde etmek için kutunun dışında düşünmeniz gerekir. Başarılı bir kariyerin önünü açmak için bir iş bulmak için yukarıda tartışılan 5 yolu uyarlayabilirsiniz.

Rehber içeriğimizi girişim firmalarıda (startup'larda) iş arayan okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türk Oyun Girişimleri 2022'de de Yatırımcıların Gözdesi Olacak!

$
0
0

Oyun sektörünü değerlendiren KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Lideri Gökhan Kaçmaz, geçtiğimiz iki yılda Covid-19 salgınının tüm sektörlerde olduğu gibi oyun sektörü için de en belirleyici faktörlerden biri olduğunu belitti. Kaçmaz “Ülkelerin salgınla mücadele kapsamında aldığı kısıtlama kararları sebebiyle dijitalleşmenin en yoğun yaşandığı sektörlerden biri olan oyun sektöründe 2020 ve 2021 yılında beklenenin üstünde gerçekleşen büyüme oranları gözlemlendi. Bunun temel sebepleri tüketicilerin evlerinde geçirdiği sürenin artması ve bu duruma bağlı olarak internet kullanım oranlarının da beklenenden fazla bir seviyede gerçekleşmiş olması” değerlendirmesinde bulundu. 2019 yılını 145 milyar dolarlık bir pazar hacmi ile kapatan oyun sektörü, 2020 ve 2021 yıllarında sırasıyla 174 milyar dolar ve 198 milyar dolar seviyelerine ulaştı.

KPMG'nin paylaştığı verilere göre, 2021 yılına geldiğimizde dünya genelinde yaklaşık olarak 3 milyar adet oyun kullanıcısı pazarda aktif olarak bulunuyor. Global oyuncu sayısı 2020 yılına kıyasla yüzde 5,3 artarak 2021 yılında oyun sektöründe gerçekleşen agresif büyümenin kalıcı olduğunu göstermiş oldu. Asya-Pasifik bölgesi, oyun sektör pazar hacminin yüzde 50'sine sahip olarak önümüzdeki yıllarda da en büyük pazar payına sahip olmaya devam edecek. En büyük pazar olan Çin'de öncül oyun alt sektörünün mobil oyunlar olduğu görülürken yüzde 24'lük payı ile global oyun sektörünün yüzde 24'ünü oluşturan Kuzey Amerika bölgesinde ise konsol oyunlarının yarattığı pazarın büyüklüğü dikkat çekiyor.

2024 yılına bakıldığında ise 2021 yılında yaklaşık 3 milyar olan oyun sektöründe tüketici sayısının 3,3 milyar seviyesine ulaşması bekleniyor. Akıllı telefonların kitlesel olarak ulaşılabilirliğinin artmasına bağlı olarak akıllı telefon oyunlarının da oyun sektörü içerisinde cihazlara göre dağılım bazında liderliğini koruması öngörülüyor.

Global trendlerin oyun sektörü ile etkileşimi çok yüksek

KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Direktörü Özge İlhan, veri depolama teknolojilerinin gelişmesi ve telekom tarafında 5G entegrasyonu ile kuvvetlenecek olan bulut teknolojisinin, yazılım ve donanım bakımından gelişimini hızlandıran sanal gerçeklik ve metaverse teknolojilerinin yakın gelecekte oyun sektörünün sürükleyici faktörleri olmalarını beklediğini ifade etti.

İlhan, “Özellikle son dönemde bulut tabanlı oyunlar; kullanıcıların dizüstü bilgisayarlar, tabletler ve cep telefonları gibi elde taşınan cihazlarda ağ bağlantısıyla oyunların yayınlamasına olanak tanıyor ve özel bir oyun konsolu/PC ihtiyacını ortadan kaldırarak, endüstri genelinde ön plana çıkıyor. Pazar beklentileri ise önümüzdeki yıllarda, oyun donanımlarının bulut tabanlı oyunlarla önemli ölçüde değişim göstereceği ve taleplerin farklılaşacağı yönünde” diye belirtti.

KPMG'ye göre, bir yandan pazarda önemli bir yeri olan ve metaverse teknolojileri ile gelişmekte olan VR (Sanal Gerçeklik) oyun pazarı mobil tarafta da özellikle 5G teknolojisi ile büyüme vaat ediyor. Mayıs 2020'de oyun şirketi Archiact, Çin merkezli telekom şirketi Migu ile 5G teknolojisi bazlı bulut oyun platformu aracılığıyla oynanabilecek ilk VR oyunlarını sunacakları ortaklığını duyurdu. Ayrıca Archiact, Migu ile ortaklık kurarak 5G VR bulut oyununun geleceğini inşa etmek için birlikte çalışabileceğini ve VR'ı daha da erişilebilir hale getirebileceğini belirtti. Nitekim Epic Games gibi oyun firmaları ve Metaverse teknolojilerini desteklediklerini sıkça belirten Facebook da bu pazara yaptığı milyar dolar seviyesinde yatırımlarla VR ve AR (Artırılmış Gerçeklik) sektörlerinin bir hayli büyüyeceğini gösteriyor. KPMG, 2025 yılına kadar piyasa beklentilerinin VR ve AR alanında 250 milyonun üzerinde aktif kullanıcıya ulaşmaları yönünde olduğunu ifade ediyor.

Blok zincir tabanlı teknolojilerin gelişimi, metaverse ve NFT teknolojilerinin piyasalarda sıkça karşımıza çıkması ile küresel olarak birçok alanda daha önce konu edilmemiş istihdam olanakları da yaratmaya devam ediyor. Metaverse, toplumsal etkileşim şeklimizi değiştirebilecek ve hatta birçok kullanıcı için tam olarak gerçeklik olarak hizmet edebilecek bir ortam sağlamaya hizmet etmeyi hedefliyor. Kullanıcılar odaklarını webden metaverse üzerinde sağlayabilecekleri daha sürükleyici deneyime kaydırdıkça, özellikle pazarlama ve markalaşma alanındaki iş fırsatları doğrultusunda yeni endüstriler oluşacak. Daha şimdiden firmalar, teklif vererek metaverse içinde, daha sürükleyici deneyimlere sponsor olmayı hedefliyor. Epic Games'in Fortnite oyunu içerisinde canlı konserler vermesi ve Warner Bros'un bilimkurgu filmi Tenet'in lansman fragmanını oyun içinde yayınlaması ve Ralph Lauren gibi birçok markanın daha şimdiden kendi ürün ve mağazalarını metaverse üzerine yansıtma planlarını bu trende yönelik sadece birkaç örnek olarak gösterilebilir.

Covid-19 etkisiyle de toplumlar, uzak ve çevrimiçi özellikli dünyalara geçişi benimsemeye başladı. Facebook kısa süre önce metaverse olan desteğini duyurdu ve Meta ismi ile yeniden markalaştı. Ek olarak, hem Facebook hem de Microsoft, metaverse üzerinde çalışmanın nasıl görünebileceğine dair ilk sürümlerini piyasaya sürdü. Facebook, Oculus Quest başlıklarını kullanacak Horizon Workrooms için erken tasarımlarını sunarken Microsoft ise PowerPoint gibi klasik ofis uygulamalarını entegre edecek sanal çalışma alanını piyasaya sundu.

Birleşme ve satın alma işlemlerinde de oyun sektörü mega işlemlerle ön planda

2022 yılının Ocak ayında oyun sektörünün öncü firmalarından Activision Blizzard'ın 69 milyar dolar bedelle Microsoft tarafından satın alınması global oyun sektöründe tüm zamanların en büyük işlemi oldu. 2008 yılında aldıkları karar ile birleşen Activision ve Blizzard şirketleri, sektördeki önemli oyunlara imza atarken 2015 yılında Candy Crush Saga oyunları ile bilinen oyun şirketi King'i 5,9 milyar dolar bedelle satın almıştı.

Activison Blizzard tarafından gelen ilk açıklamalara göre Tencent, NetEase, Sony, Google, Amazon, Apple, Facebook, Microsoft ve Netflix gibi alanında önemli teknoloji oyuncuları ile pazarda rekabet etmek ve oyun dünyasındaki pazar paylarını korumak ve artırabilmek adına işlemi gerçekleştirdiklerini belirttiler. Özellikle makine öğrenimi, yapay zekâ, bulut teknolojileri ve siber güvenlik alanlarında uzun vadeli yatırım planları olduğunu ve işlemin en önemli hedefinin Microsoft çatısı altında bu alanlarda kabiliyetlerini ilerletmek olduğunu kaydettiler.

2022 yılının ilk ayında global piyasalardaki ikinci en büyük satın alma işlemi, ABD kökenli Take-two'nun 11,6 milyar dolar bedel ile Türkiye ekosisteminde de stratejik yatırımcı olarak oldukça dikkat çeken Zynga'yı satın alması oldu. Zynga'nın tarihindeki en büyük satın alma işlemi de Türk kökenli Peak Games'i 1,8 milyar dolar bedelle 2020 yılında satın alınması olmuştu. Yine aynı yıl Zynga, 168 milyon dolar işlem değeri ile Türkiye kökenli Rollic Games'in yüzde 80 hissesini satın almıştı. Peak Games işlemi aynı zamanda, 2020 yılında Avrupa'daki en büyük VC destekli çıkış işlemi oldu ve Peak Games Türkiye'nin milyar üstü değerleme alan ilk unicorn şirketi oldu.

Sony tarafından liderlik edilen iki yatırım turunda yine Amerika kökenli oyun şirketlerinden Epic Games, bir yıl içerisinde toplamda 2,78 milyar dolar yatırım aldı. Şirket, alınan yatırımın gelecekteki büyüme fırsatları için kullanılacağını açıkladı. Bu açıklamayı takiben Epic Games, üç boyutlu çizim ve yayınlama platformu Sketchfab ve ünlü atlet LeBron James ve Mavrick Carter tarafından kurulan eğlence geliştirme ve prodüksiyon şirketi The Springhill şirketlerine yatırım yaptı. Epic Games, aldığı yatırımların bir kısmını inorganik büyüme hedeflerine paralel olarak Sketchfab ve Springhill şirketlerine yaptığı yatırımlara dönüştürmüş oldu. Facebook ve Microsoft gibi şirketlerin hem yaptığı satın almalar hem de geliştirdikleri teknolojiler ile metaverse dünyasında rekabetçi konumda olmak istedikleri açıkça anlaşılıyor. Epic Games'in aldığı yatırım içerisinde tek stratejik yatırımcı olarak görünen Sony'nin, Epic Games'in amiral gemisi oyunu Fortnite ile başlattığı metaverse atılımlarını destekleyerek sürdürmesi bekleniyor.

Türkiye dünyanın yeni oyun girişim merkezi olma yolunda hızla ilerliyor

KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Lideri Gökhan Kaçmaz, “Türkiye'de oyun sektörü özellikle son yıllarda aldığı yatırımlar ve gerçekleşen başarılı satın almalarla ön plana çıktı. Türkiye'de 2022 yılı itibarıyla 600'e yakın oyun şirketi bulunuyor. 2020 yılında toplamda 109 adet yeni oyun girişimi kurulurken 2021 yılında 72 yeni oyun girişimi kurulduğu gözlemlendi. Oyun sektörü, Türkiye girişim ekosistemi içerisinde yatırımcılar tarafından adet ve hacim olarak en çok ilgi gören sektörlerden birisi oldu. 2020 yılında toplamda 16 oyun şirketi girişim sermayesi yatırımı alırken 2021 yılında ise 56 oyun şirketi girişim sermayesi yatırımı aldı. İşlem sayısında yaşanan büyük artış işlem hacminde de etkisini göstererek, 2021 yılında alınan yatırımların toplam hacminin 355 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmesini sağladı. 2022 yılının Ocak ayında tamamlanan Dream Games, Spyke Games ve Fomo Games işlemleri ile Türkiye oyun sektöründe henüz 2022'nin ilk ayında toplam 315 milyon dolar işlem hacmi elde edildi” şeklinde bilgi verdi.

KPMG Türkiye Birleşme ve Satın Alma Danışmanlığı Direktörü Özge İlhan “Global oyun devlerinin gözü Türk oyun şirketlerinin üzerinde” olduğunu ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye'de ise Dream Games'in, Kasım 2019'da Singapur merkezli Makers Fund öncülüğünde ve İngiltere merkezli Balderton Capital katılımıyla aldığı toplam 7,5 milyon dolar tutarındaki çekirdek yatırımı, Türkiye'nin 2019 yılındaki en büyük girişim sermayesi yatırımı olarak öne çıkmaktaydı. 2021 senesinde Şubat ayında gerçekleşen seri A yatırım turuyla birlikte Dream Games'in Index Ventures, Makers Fund ve Balderton Capital'dan aldığı 50 milyon dolar tutarı ve yine Dream Games'in Haziran 2021'de 1 milyar dolar değerleme üzerinden gerçekleşen ve İngiliz kökenli Index Ventures ve ABD kökenli Makers Fund'ın öncü olduğu, İngiliz Balderton Capital, ABD'li Institutional Venture Partners ve Kora Holding'ın katıldığı 155 milyon dolar işlem hacmine sahip seri B yatırım turu ise işlem hacmi bakımından öne çıkan ve oyun sektöründe gerçekleşen öne çıkan işlemler oldu ve şirketin 2 senede önemli ölçüde büyümesini gözler önüne serdi. Böylelikle Haziran 2021'de Dream Games 1 milyar dolar değerleme aşarak Türkiye'nin 4. Unicorn şirketi oldu ve bu işlemle şirket Türkiye'de gelmiş geçmiş en büyük seri B yatırımı alan şirket olma unvanını da kazandı. 2022 yılına hız kesmeden başlayan Dream Games ocak ayında tamamladığı seri C yatırım turunda seri B yatırım turundaki yatırımcıların yanı sıra dünyanın en büyük fonlarından birine sahip olan Blackrock'ın da içinde bulunduğu yatırımcı grubu tarafından 255 milyon dolar yatırım alarak değerlemesini kısa zamanda 2,75 milyar dolar seviyesine çıkardı. Yine 2022 Ocak ayı içerisinde ABD kökenli Griffin Gaming Partners'ın, 2020 yılında kurulan oyun şirketi Spyke Games'e yaptığı 55 milyon dolar tutarındaki tohum yatırımı da 2022 yılında gerçekleşen en önemli işlemlerden olmasının yanı sıra yabancı yatırımcıların Türkiye oyun sektörüne olan güvenini bir kez daha kanıtlar nitelikte oldu. 2021 yılının Mart ayında bireysel yatırımcılar tarafından 2,3 milyon ABD doları tohum yatırım alan Fomo Games, 2022 Ocak ayında İngiltere merkezli Libertus Capital'dan 50 milyon ABD doları değerleme üzerinden 5 milyon ABD doları tohum yatırım aldı.

Son yıllarda yerli finansal yatırımcıların yer aldığı oyun yatırımları arasında Actera'nın 2021 yılı Nisan ayında ve Şubat ayında oyun şirketleri Ace Games ve Brew Games'e yapmış olduğu yatırımlar ve buna ek olarak 2021 yılı Aralık ayında da Esas Holding ile birlikte yine oyun sektöründe faaliyet gösteren Libra Softworks'e yatırımları dikkat çekti.”

Oyun Sektörü ve Sektörde Öne Çıkan Birleşme ve Satın Alma İşlemleri raporunun tamamına buradanulaşabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7101 articles
Browse latest View live