Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7107 articles
Browse latest View live

Yaş Meyve Sebze ve Mamulleri İhracatçıları Sanal Pazar Kurdu!

$
0
0

Yaş meyve sebze ve mamulleri sektörü pazarlama atağı başlattı. Bir yıl aranın ardından Rusya pazarının açılmasıyla morallerin yükseldiği Yaş meyve sebze ve mamulleri sektörü, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin oluşturduğu www.aegeanfreshness.com isimli portal da buluşacak. İhracatçılar ve ithalatçılar sanal ortamda alışveriş yapacak.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Taze meyve, taze sebze, işlenmiş sebze ve işlenmiş meyve ürün kategorilerine göre ihracat yapan 300 üyesinin bilgilerini sanal pazar konumundaki www.aegeanfreshness.com adresinde yayınlayacak. İthalatçıların da portala üye olması için tanıtım atağı başlatılıyor.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliğiüyelerinin yıllık 700 Milyon Dolar ihracata imza attığını belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Seyyar, 170 ülkenin sofralarını Ege Bölgesi’nden giden meyve, sebze ve işlenmiş gıda ürünlerinin süslediğini www.aegeanfreshness.com ile ihracat yaptıkları ülke sayısını ve ihracat rakamını arttırmayı hedeflediklerini kaydetti.

İhracatçılarla ithalatçıları buluşturacak www.aegeanfreshness.com isimli portalın ithalatçı firmaların mal alım taleplerini bırakabilecekleri şekilde kurgulandığını anlatan Seyyar,“İhracatçı firmalarımız kendi profillerini oluşturarak bırakılan mal taleplerini inceleyebilecekler ve ithalatçı firmalarla temasa geçebilecekler. Portalı Ege Bölgesi’nin ihraç ürünlerinin tanıtımının yapılacağı şekilde tasarladık. Portal yurt dışı etkinliklerimizde tanıtılacak ve ithalatçı firmaların sisteme giriş yapmaları teşvik edilecek” dedi.

Yaş meyve sebze ve mamulleri sektörünün gerçekleştirdiği ihracatın katma değerinin tamamına yakınının Türkiye’de kaldığına işaret eden Seyyar şöyle devam etti: “Gıda ürünleri ihracatında Ege Bölgesi yurtdışına açılan kapımız konumunda. Meyve sebze mamulleri ihracatımızın yüzde 40’ı, Gıda ihracatımızın ise yüzde 25’ini Ege Bölgesi gerçekleştiriyor. Türkiye 2023 yılında yaş meyve sebze ihracatında 9.8 milyar dolar, meyve sebze mamulleri ihracatında ise 4 milyar dolar ihracat hedefi ortaya koymuş durumda. Ege Bölgesi olarak bu hedefe 3-3.5 milyar dolar aralığında katkı koymak istiyoruz.”

Ege Bölgesi’nden yapılan yaş meyve sebze ve mamulleri ihracatında ana ürünler narenciye, çekirdeksiz kuru üzüm, kiraz, şeftali, domates, biber, nar, kiraz, üzüm, turunçgiller, nar, salatalık, biber, kestane, çilek, şeftali, domates, salatalık ve biber turşu, konserve meyve ve sebzeler, dondurulmuş meyve ve sebzeler, kurutulmuş domates ve diğer sebze, salça, soslar, meyve suları olurken, Almanya, Rusya Federasyonu, İtalya, Ukrayna, İsveç, Bulgaristan, Beyaz Rusya, Lübnan, Avustralya, Fransa, Belçika, İsviçre, Kanada, Hollanda ve İngiltere ihracatta öne çıkan ülkeler olarak dikkati çekiyor.

Yaş meyve sebze ve mamulleri sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin oluşturduğu www.aegeanfreshness.com web adresini ziyaret edebilirler.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Hükümetin Endüstri 4.0 Planı İş Dünyası Tarafından Heyecanla Bekleniyor!

$
0
0

Dünya makina devlerini İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde 3'ncü kez bir araya getiren MAKTEK Avrasya'da Endüstri 4.0 seminerler zinciri tamamlandı. Türkiye’de kendi fuar merkezine sahip tek özel sektör fuarcılık kuruluşu olan TÜYAP tarafından TİAD ve MİB işbirliği ile düzenlenen MAKTEK Avrasya'nın mottosu“endüstri 4.0” oldu.

Avrasya'nın en büyük buluşması MAKTEK 2016'da gerçekleştirilen seminerlerde nitelikli iş gücü ve verimlilik masaya yatırıldı. Konuşmacılar gün boyunca süren seminerlerde makinaların yaygınlaşmasına rağmen, nitelikli istihdam ihtiyacının artacağı mesajını verdi.

 Türkiye’de kendi fuar merkezine sahip tek özel sektör fuarcılık kuruluşu olan TÜYAP tarafından TİAD ve MİB işbirliği ile düzenlenen MAKTEK Avrasya'nın “Takım Tezgahları ve Üretimde Endüstri 4.0” semineri büyük ilgi gördü.

Seminerde konuşan SES 3000 CNC Takım Tezgahları ve CAD/CAM Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Dr. Mühendis Erdal Gamsız Türkiye sanayisi için endüstri 4.0’ın çok büyük bir avantaj olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin 2. ve 3. Sanayi Devrimi’nin arasında olduğunu vurgulayan Gamsız, “Takım tezgahı sektörü olarak biz 4.0 a hazırız. 1990’lı yıllarla Türkiye’de üretimin artması ile Türkiye’de hızlı bir sanayileşme başladı. Günümüzde ise fabrikanızı akıllı telefonunuzla yönetiyorsunuz. Türkiye’de sektör olarak endüstri 4.0’a hazırız” dedi. Esnek üretimle verimliliğin artacağını söyleyen Gamsız, endüstri 4.0 için nitelikli insan gücünün önemine de dikkat çekti. Gamsız, “Türkiye dahil sanayileşmiş ülkeler içindeki fiyatlara yakın ve müşteri taleplerine bağlı hızlı üretim yapmak gerekiyor. Esnek üretim Türkiye sanayisi için büyük şans.” ifadelerini kullandı.

“Makinalar Artık Bizimle Konuşuyor”

DMG Mori İstanbul Makine Tic. adına konuşan Servis Müdürü Barış Eser de makinaların bizlerle konuşmaya başladığını ifade etti. Eser “Bugüne kadar biz makinaya verdiklerimizle yetiniyorduk. Bugün makinanın bizimle konuşmasını sağlıyoruz. Bu endüstri 4.0’ın kesintisiz üretim yaptığı anlamına geliyor.” dedi. Endüstri 4.0 ile makinanın en az servis sorunu çıkardığını ifade eden Eser, böylece daha planlı üretim gerçekleştirildiğini belirtirken “Yani bir parçanız kırılmadan, o parçayı siz çok daha önceden tedarik edip, değiştirilmesini sağlıyorsunuz. Siz makinaya sormadan, makina size her şeyi anlatıyor. Zaten endüstri 4.0’ında hedefi bu.” diye konuştu.

Schunk Intek Bağlama Sistemleri ve Oto Sanayi Ege Bölgesi Satış Sorumlusu Semih Nüman ise endüstri 4.0’ın bilişim ile teknolojiyi bir araya getirmeyi hedeflediği vurguladı. Makinalar arası iletişimin altını çizen Nüman artık endüstri ortamında kullanılan bütün nesnelerin birer sanal kimliği olduğunu anlattı. Nüman ayrıca endüstri 4.0 ile akıllı fabrikaların en önemli hedef olduğunu ifade etti.

15 Ekim günü gerçekleştirilen seminerlerde ise Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy, Mitsubishi Elektrik İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Can Tolga Bizel konuşma yaptı. Ayrıca Sabancı Üniversitesi’nin düzenleyeceği panelde “Endüstri 4.0 Yol Haritası” aktarıldı.

Hükümetin Endüstri 4.0 Planı İş Dünyası Tarafından Heyecanla Bekleniyor

Avrasya'nın en büyük buluşması MAKTEK 2016'da gerçekleştirilen seminerlerde Türkiye’nin endüstri 4.0 yolunda attığı adımlar tartışıldı. Konuşmacılar özellikle önümüzdeki günlerde hükümetin açıklayacağı “Türkiye’nin Endüstri 4.0 Yol Haritası”nı heyecanla beklediklerine dikkat çekti.

Seminerde konuşan Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy, Türkiye’de endüstri 4.0’ın Kasım 2015’den itibaren konuşulmaya başladığına dikkat çekti. Önümüzdeki günlerde Türkiye’nin endüstri 4.0 yol haritasının açıklanacağının altını çizen Ersoy, “Türkiye’de böyle bir yol haritası hazırlanırsa Almanya’dan sadece dört buçuk sene geride kalacağız. Bu çok iyi bir süre. Aslında şu an çok güzel bir yerdeyiz. Özellikle çevremizdeki ülkelerden biz daha iyi bir konumdayız” dedi.

Türkiye’nin endüstri 4.0’ı konuşuyor olmasının çok önemli olduğunu belirten Ersoy, 4.0’ın aslında çok akılcı ve adeta aşık olunabilecek bir sistem olduğunu söyledi. Ersoy, ilk bakıldığında çok mekanik görünmesine rağmen, endüstri 4.0’ın insani ve daha gezegen sever olduğunun altını çizdi.

Siemens Genel Müdür Yardımcısı Ali Rıza Ersoy’un ardından konuşan Mitsubishi Elektrik İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Can Tolga Bizel ise hayatımızdaki değişimlerle birlikte endüstrinin de değiştiğini, böylece üreticilerden de beklentilerimizin farklılaştığını belirtti. Bizel sözlerini şöyle sürdürdü: ”Internet önce evlerimize, daha sonra arabalarımıza ve şehir hayatımıza girdi. Gelecekte buzdolabınız sizin ne isteyeceğinizi bilecek. Araçlar bize daha spesifik bilgiler verecek”. Akılı telefonlar ile aslında her birimizin endüstri 4.0’a adım attığını söyleyen Bizel, ayrıca ticaretin de farklılaşarak internete kaydığını ifade etti.

Endüstri 4.0 Akademisynlrce de Tartışıldı

MAKTEK 2016 kapsamında endüstri 4.0’ın akademik ve iş dünyası boyutu ise Sabancı Üniversitesi öncülüğünde gerçekleştirilen“Endüstri 4.0 Yol Haritası” başlıklı panelde tartışıldı. Sabancı Üniversitesi’nden Dr. Emre Özlü’nün moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte yine aynı üniversiteden Prof Dr. Gündüz Ulusoy, Prof Dr. Erhan Budak, Mitsubishi Elektrik İş Geliştirme Kıdemli Müdürü Can Tolga Bizel, Festo Yönetim Kurulu Başkanı Osman Türüdü, Özel Makine İmalatı Teknik ve Ticari Direktörü Yıldırım Arslan konuşmacı olarak katıldı.

Prof. Dr. Gündüz Ulusoy panelde endüstri 4.0’ın aslında bir devrimden ziyade bir evrim olduğuna dikkat çekerken, Prof. Dr. Erhan Budak endüstri 4.0 ile kültürel değişimin ve günlük hayatımızdaki farklılaşmanın altını çizdi. Özel Makine İmalatı Teknik ve Ticari Direktörü Yıldırım Arslan’da endüstri 4.0’a ayak uyduramayan firmaların rekabet güçlerini kaybedeceklerini anlattı. Festo Yönetim Kurulu Başkanı Osman Türüdü ise endüstri 4.0’ın daha az hammadde ve daha az enerji tüketmeyi sağladığını ifade etti.

MAKTEK 2016 Fuarı boyunca dört gün süren seminerlerde konuşmacılar toplam 30 uzman isim, Endüstri 4.0 konusunda 1.200 dakika görüşlerini paylaştı.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Anadolu Üreten Kadın Çiftçiler İle Daha da Büyüyor!

$
0
0

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın başlattığı ve Şekerbank'ın desteği ile yürütülen "Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi Programı"nın 2016 yılı kazananları belli oldu. Kadın çiftçiler ödüllerini, Dünya Kadın Çiftçiler Günü'ne özel İzmir Ödemiş'te düzenlenen törende Başbakan Binali Yıldırım’dan aldı. Törende milli tarım projesi kapsamında yerli üretimi desteklemeye yönelik çok önemli açıklamalarda bulunan Başbakan Yıldırım,kadın girişimcilere sağladıkları destekten ötürü Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze'ye teşekkür plaketi verdi.

"Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi Programı" kapsamında 9 ilden 12 projenin finale kaldığı programın 2016 birincisi Adana'dan "Lavanta Kokulu Kelebekler" projesi ile Yeliz Tok oldu. Şekerbank, Adana, Adıyaman, Artvin, Bolu, Iğdır, Kırşehir, Sinop, Tekirdağ ve Yalova illerinden 12 projeye toplamda 150 bin TL destek sağladı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın başlattığı ve Şekerbank desteği ile yürütülen "Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi Programı" kapsamında 2016'nın en iyi projeleri ödüllendirildi. Adana, Adıyaman, Artvin, Bolu, Iğdır, Kırşehir, Sinop, Tekirdağ ve Yalova olmak üzere 9 farklı ilden 424 kadın çiftçinin projelerinin değerlendirildiği program kapsamında, her ilin dereceye giren birincileri, Başbakan Binali Yıldırım'ın katıldığı Dünya Kadın Çiftçiler Günü'ne özel İzmir'de düzenlenen ödül töreninde bir araya geldiler.

Toplam 424 proje arasından, programa Adana'nın Narlıca Mahallesi'nden katılan Yeliz Tok'un "Lavanta Kokulu Kelebekler" projesi Türkiye birincisi seçildi. Türkiye ikincilik ödülü ise Iğdır'dan "Tarımın Açan Renkleri" projesiyle 20 yaşındaki Sevtap Nur Eroğlu'nun oldu. "Yalova'da Akla Gelince Manda, Güney Köy'de Anında" projesiyle programa Yalova'dan katılan Müyesser Martı ise Türkiye üçüncüsü oldu. Jüri özel ödülü kapsamında değerlendirilen 3 projeden biri olan ve programa Adıyaman'dan katılan "Limonlu Zahterella" projesi ile Ayşe Nur Işık, ödülün sahibi oldu.

Şekerbank, program kapsamında seçilen Türkiye birincisi projeye 40 bin TL, ikinci projeye 30 bin TL, üçüncü projeye ise de 25 bin TL destek sağladı. Banka, Jüri Özel Ödülü kapsamındaki projeye ise 20 bin TL destek sunarken, dereceye giremeyen kadınlara da altın hediye etti.

Kadınlara 70 Saat Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi

Şekerbank'ın 'Aile Çiftçiliği Bankacılığı" kapsamında kırsal kalkınmayı destekleyerek köyden kente göçü önlemek amacıyla dâhil olduğu program kapsamında, 2016 yılında programa katılan 9 farklı ilden kadın çiftçilere KOSGEB ve İŞKUR iş birliği ile istihdama yönelik, sertifikalı, 10 gün süreli (70 saat) uygulamalı girişimcilik eğitimi de verildi.

Tarımın değişik alanlarında faaliyet gösteren, yenilikçi, yaratıcı, kaynakları etkin-verimli ve sürdürülebilir kullanan, bulunduğu çevreye öncülük eden, rol model olabilecek kadın çiftçiler, girişimcilik fikirlerini, özel danışmanlar aracılığıyla projelendirdi.

Eğitimlerin ardından söz konusu 9 ilde düzenlenen törenler ile sertifikalarını alan kadın çiftçilerin girişimcilik fikri ile geliştirdiği projeler; proje pazarlarında halkın, kalkınma ajansları ile kamu ve özel sektörden tüm kurumların beğenisine sunuldu.

Birincilik Adana'dan "Lavanta Kokulu Kelebekler" Projesinin

Adana'nın Seyhan ilçesinden "Lavanta Kokulu Kelebekler" projesi ile programa katılan Yeliz Tok, evli ve iki çocuk annesi. Liseyi bitirdikten sonra eğitimine devam edemeyen Tok, lavanta bitkisi yetiştirmeye yönelik projesiyle 9 ilin birincileri arasından en yüksek puanı alarak Türkiye birincisi oldu. Projesi, lavantanın farklı kullanım alanları için üretimi ve tarımda kadın istihdamının artırılmasını konu alıyor.

Yeliz Tok; "Kayınpederimin 90 dekar arazisi olmasına rağmen, düşük ücretle kiraya veriyordu. Bu durum beni ziyadesiyle üzüyordu. Evde boş oturmak yerine, arazilerde hem alternatif ürün yetiştirip, hem de yeteneklerimi kullanarak katma değeri yüksek ürünlere dönüştürebileceğimi düşündüm. Sabırla bekleyip emeğinin karşılığını alan kişiler, zoru başarabilir. Ben de zoru başarmayı seven biri olarak projemle Adana'da ilk lavanta yetiştiriciliğini yapmak istiyorum" dedi.

"Tarımın Açan Çiçekleri" Iğdır'a ikincilik kazandırdı

Iğdır'ın Akyumak Köyü'nden "Tarımın Açan Renkleri" projesiyle katılan Sevtap Nur Eroğlu, Türkiye ikincisi oldu. Örtü altı yetiştiricilik tekniği ile iç mekân süs bitkisi yetiştirmeyi amaçlayan Eroğlu, 20 yaşında. İlkokulu köyde okuyan Eroğlu, ortaokul ve liseyi Iğdır'da tamamlamış. Çiftçiliğe ilgisi olan, Iğdır Üniversitesi Peyzaj ve Süs Bitkileri Bölümü mezunu Sevtap Nur Eroğlu; "Hayatım boyunca gerçekleştirmek istediğim hayalime bu program açılış kapısı oldu. Üniversite eğitimini de bu konuda almış biri olarak projemi bilinçli ve en iyi şekilde hayata geçireceğime inanıyorum" yorumunu yaptı.

Hayvanlara Sevgisi Proje Ürettirdi

"Tarımda Kadın Girişimciliğinin Güçlendirilmesi Programı" kapsamında yarışmaya Yalova'dan katılan Müyesser Martı, 'Yalova'da Akla Gelince Manda, Güney Köy'de Anında' projesi ile Türkiye üçüncüsü oldu. Gemlik doğumlu Müyesser Martı, 2 çocuk annesi.ve ev hanımı. Eşine işlerinde destek olan ve tarım ile hayvancılık alanında severek çalışan Martı, projesiyle Yalova'da manda yetiştirmek istiyor. Çıkış noktasının Yalova'da manda sütü, kaymağı, yoğurdu ve yağının olmaması olarak açıklayan Martı, "Eşim tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor ben de hayvanları seviyorum. Köye 7 adet manda alıp yarı açık sistem manda ahırı kurmak istiyorum. Sonrasında da burayı modernleştirerek bölgenin manda ürünleri ihtiyacını karşılamak istiyorum" dedi.

Jüri Özel Ödülü "Limonlu Zahterella" Projesiyle Adıyaman'a Gitti

Bölgede daha önce yapılmayan dağlarda bolca bulunan kekiğin üretimi yaparak, halk arasında yaygın olmayan kekik turşusu üretmeyi hedefleyen 1990 doğumlu Ayşe Nur Işık jüri özel ödülünün sahibi oldu. "Projemi hayata geçirdiğimde ailemle birlikte çalışacağım" diyen Işık projesine ilişkin şu bilgileri verdi: "Kekik bitkisi yaygın olarak birçok alanda tüketiliyor fakat kekik turşusu halk arasında pek bilinmiyor. Yaşadığım yerde bol miktarda bulunan kekiği hem doğadan toplayacağım hem de ailemle birlikte yetiştiriciliğini yapacağım. Ürettiğimiz ürünleri de turistik otel, restoranlara satacağım ayrıca ürünlerimi internet üzerinden satışa sunmayı hedefliyorum" dedi.

Girişim Haber olarak bizde kadın girişimcilerimizi tebrik ediyor, ekonomiye değer katma yolunda attıkları tüm hamlelerinde başarılar diliyoruz.

Haberimizi kadın okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’deki FinTech Pazarı 19,6 Milyar Dolar’a Ulaşacak!

$
0
0

FinTech İstanbul ve BKM tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’de FinTech ekosisteminde 50’ye yakın oyuncu bulunuyor. Statista’nın verilerine göre ise Türkiye’de FinTech pazarının her yıl yüzde 19’luk büyüme kaydetmesi bekleniyor. 2016 yılı sonu itibariyle Türkiye’deki FinTech pazarının 19,6 milyar Dolar seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Finansal bilinci artan tüketicilerin beklentileri de yükseliyor. Tüketiciler her yerden, kolayca erişebilecekleri uygun, güvenli, hızlı ve kullanımı kolay finansal hizmetler almak istiyor.

Dünya genelindeki FinTech (finansal teknoloji) işlemleri, son üç yılda 20 milyar Dolar’ın üzerine çıktı. Tahminleri aşan bu işlem hacmiyle tüketicilerin olduğu kadar yatırımcıların da ilgisini çeken FinTech’ler küresel finans kuruluşlarının bakış açısını da değiştirmiş durumda. Bankaların dijital dönüşüm kapsamında gerçekleştirdikleri yeniden yapılanma çalışmaları ve FinTech’lerle yaptıkları işbirlikleri dikkat çekiyor. Bankaların çok yakın gelecekte alternatif kanallara, dijital ve mobil bankacılığa, robot asistanlara yatırım yapmaları bekleniyor. Finansal teknoloji alanında yaşanan yeniliklerin ödeme dünyasını dönüştüreceği öngörülüyor.

Dijital Dönüşüm ve Mobilite Bankaları İşbirliğine Zorluyor

Dijital dönüşüm, hayatın her alanında vatandaşa dokunuyor. Mobil kullanıcıların artması ve kullanıcıların daha fazla kişiselleştirilmiş, kolay kullanım sunan hizmetler beklemesi, bankaların yenilikçi teknolojilere yatırım yapmalarını zorunlu kılıyor. Küresel finans kuruluşlarının son dönemde izledikleri küçülme politikaları, kendini ispatlayan FinTech oyuncuları ile işbirliği yapmalarını da beraberinde getiriyor.

FinTech şirketleri, bankalar tarafından yeni hizmet ve çözüm sunma bağlamında vazgeçilmez bir ortak olarak görülüyor. Diğer dikkat çeken konu ise FinTech’lerin coğrafyalara göre değişen özellikleri. Avrupa’da FinTech’lerin amacı verimliliği artırıp maliyetleri azaltmakken, Asya’da yer alan bazı ülkelerde ise henüz banka hesabı dahi olmayan kullanıcılara özel hizmetler veriliyor. Türkiye’de unbanked (banka sistemi dışındaki kullanıcılar) ve finansal okuryazar olmayan kitlenin yüzde 40 seviyelerinde olduğu görülüyor.

FinTech Dünyası Sadece Üç Ayda 9,4 milyar Dolar Yatırım Aldı

Bankaların çok yakın gelecekte alternatif kanallara yöneleceğini, dijital ve mobil bankacılık gibi hizmetler için FinTech’ler ile işbirliği yapacaklarına dikkat çeken CMT Genel Müdürü Onur Baran Çağlar,“Denetim ve danışmanlık şirketlerinden KPMG’nin raporuna göre, yalnızca 2016 yılının ikinci çeyreğinde FinTech firmalarına yapılan küresel yatırım 9,4 milyar Dolar. Son günlerde bankaların mekân ve personel giderlerinden tasarruf elde edebilmek için aldıkları tedbirleri dijital dönüşümün bir parçası olarak okumak mümkün. Bankalar, yeni nesil kullanıcılara ulaşmak için her türlü kanalı değerlendirmeleri gerektiğinin farkında. Bu alanda gerek küresel gerekse yerel bazda FinTech kuruluşlarının önemli bir fonksiyonu mevcut. CMT olarak, yeni teknoloji altyapımızla rakiplerimize oranla yüzde 40 maliyet tasarrufu sağlıyor, 23 saniyelik işlem hızı ile kendimizi farklı bir yere konumluyoruz. Bankalar başta olmak üzere tüm finans sektörü oyuncularıyla işbirliği yaparak yenilikçi hizmetleri müşterilere ulaştırmayı hedefliyoruz. Bu hedefimize Antalya’ya yatırım yaparak başladık, diğer illere de yatırım yapacağız.” dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Yeni Tüketim Trendleri Geleneksel Pazarlama Stratejilerini Değiştiriyor!

$
0
0

HSBC Grubu’nun ‘Tüketici Talebinin Geleceği’ raporuna göre; orta gelirli tüketici segmentinin genişlemesi, dijitalleşme, kadınların artan ekonomik gücü ve farklı kuşakların tüketim davranışları küresel olarak tüketim trendlerini değiştiriyor ve şirketler için yeni fırsatların yanı sıra riskleri de beraberinde getiriyor.

HSBC Grubu için Trajectory tarafından, 20 farklı ülkeden 90 binin üzerinde tüketicinin görüşü ve iş dünyası liderlerinin değerlendirmeleri alınarak oluşturulan ‘Tüketici Talebinin Geleceği’[1] raporu, şirketlerin tüketicilerin gelecekte şekillenecek istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için bugünden hazırlık yapması gerektiğine ilişkin önemli sonuçlar ortaya koyuyor. Raporda, küresel olarak değişen demografik yapı ve tüketici davranışlarının gelecek yıllarda şirketler için yeni fırsatlar sunmanın yanı sıra şirketlerin geleneksel pazarlama stratejileri için değişimi zorunlu kılabileceği belirtiliyor.

Rapora göre, dünya nüfusunun %90’ından fazlasının (7 milyarın üzerinde kişi) 2020 yılında tüketici olarak tabir edilen sınıfa dâhil olacağı tahmin ediliyor. Raporda küresel olarak giderek artan tüketici talebi karşısında şirketlerin pazara dahil olma planlarını şekillendirecek dört ana trend olduğu vurgulanıyor:

  • Başta gelişmekte olan pazarlarda olmak üzere dünya genelinde orta gelirli tüketici sayısı hızla artıyor.
  • Dijital teknolojideki ilerleme tüketicilerin ürün ve hizmet arama, seçme ve ödeme şekillerini kökten değiştiriyor.
  • İşgücüne katılan kadın sayısı arttıkça, kadınların alım gücü de yükseliyor.
  • Kuşaklar arası fark, tüketim eğilimlerinde de belirgin bir ayrışma olduğunu gösteriyor.
  • Orta gelirli tüketici sayısı hızla yükseliyor

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü verilerine göre; günümüzde dünya nüfusunun yedide birini oluşturan orta gelirli tüketiciler günlük 10-20 dolar arasında gelir elde eden bireyler olarak tanımlanıyor. 2020 yılında 3,2 milyara, 2030 yılında ise 4,9 milyara ulaşması beklenen orta gelirli tüketici sınıfının satın alma gücü, özellikle nüfusun yoğun olduğu Asya’daki şirketlerin stratejileri üzerinde büyük bir etki yaratacak. Raporda; bu segmente odaklanan şirketlerin, tüketicilerin kültürel farklılarından kaynaklanan tercihlerini, satın almayı etkileyen bir faktör olarak göz önünde bulundurmaları gerektiği de vurgulanıyor.

Dijitalleşme Tüketici Beklentilerini Şekillendiriyor

İnternet kullanımının özellikle mobil cihazlar yoluyla gittikçe yaygınlaşması, tüketicilerin çok daha fazla seçeneğe sahip olduğu ve her zamankinden daha yüksek bir farkındalık ile hareket ettiklerine işaret ediyor. 2020 yılında 6,1 milyar bireyin akıllı telefon kullanacağı tahmin ediliyor. Raporda; 1990’ların ortaları ile 2000’lerin ortaları arası doğumlu olarak tanımlanan Z Kuşağının, dijital teknolojilerin doğal kullanıcıları olarak, tüketim tercihlerinin, kullanım kolaylığı ve erişebilirlik ile ilgili beklentilerine göre şekillendiği belirtiliyor.

Rapora göre; tüketicilerin mağazadan satın almak yerine online alışverişe yönelmesi ile ortaya çıkan davranış değişimi, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan pazarlarda görülüyor. Örneğin Brezilya, Çin ve Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlarda tüketicilerin %40’tan fazlası ayda en az bir kez internet üzerinden alışveriş yapıyor.

Kadınların Ekonomik Gücü Artıyor

Kadınların ekonomik gücü dünya genelinde kayda değer şekilde artıyor. Kadınların elde ettiği gelirin, 2010 yılında 12 trilyon dolar iken, 2018 yılında 18 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor. Rapora göre; bu segmenti hedeflemek isteyen şirketlerin, kadınların iş odaklı yaşam biçimlerine hitap edecek yansıtacak bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor. Konu ile ilgili yapılan anketler, erkek (%68) ve kadınların (%70), alışverişlerini güvenilir markalardan yapma konusunda benzer tutumlar sergilediklerini gösteriyor.

Tüketimde Kuşak Farkı

Rapor, Baby Boomers kuşağından Z kuşağına kadar nesiller arası farkın ekonomik önemini de ortaya koyuyor. Raporun sonuçlarına göre; 60 yaş üstü bireylerin satın alma gücü yükselmeye devam edecek ve 2020 yılında bu yaş grubu tarihte ilk kez 5 yaş altı bireylerin sayısını aşacak. Y kuşağının, finansal durumlarından daha az memnun olabileceğinin belirtildiği raporda; yine de çalışma yıllarının en parlak dönemine giren Y kuşağının ise diğer kuşaklardan farklı olarak varlık yerine deneyim sahibi olmaya öncelik verdiği belirtiliyor.

‘Tüketici Talebinin Geleceği’ raporu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz buradaki pdf dosyasını inceleyebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye’nin Mega Projeleri 130 Ülkenin Milli Gelirini Geride Bıraktı!

$
0
0

Son yıllarda ulaşım, altyapı, enerji ve savunma alanlarındaki projelere hız veren Türkiye, mega projelerin mali büyüklüğü ile 130 ülkenin milli gelirini geride bıraktı. Türkiye’nin gündemine gelen 21 mega projenin maliyeti 138 milyar doları aşıyor.

Türkiye’nin geleceğini ve çehresini büyük ölçüde etkileyecek olan mega projeler, mali büyüklüğüyle, Macaristan, Lüksemburg, Libya, Bulgaristan, Uruguay, Slovenya gibi ülkelerin milli gelirlerini geride bırakarak büyük dikkat çekti. Kamu ve özel sektör eliyle gerçekleştirilen projelere medyanın da ilgisiz kalmadığı görülüyor.

Ajans Press’in mega projelerin medyaya yansımalarını incleyerek hazırladığı raporda mega projeler yıl boyunca 2 bin 484 habere konu oldu.

Türkiye’ye çağ atlatacak büyüklükte olan projeler dünyada da büyük ses getirirken, Ajans Press’in yıl boyunca çıkan haberleri derlediği raporda medyada en çok konuşulan mega projeler ise şu şekilde oldu;

ProjlerHaber Sayısı
Üçüncü Köprü3933
Kanal İstanbul2172
Avrasya Tüneli1961
Yüksek Hızlı Tren1700
Üçüncü Havalimanı
1220
Akkuyu Nükleer Santrali1194
Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Ev Tekstili Sektörü "Home&Tex Fuarı" İle Bir Araya Geliyor!

$
0
0

Ev tekstili ile dekorasyonuna ait tüm ürünlerin bir arada sergilendiği Home&Tex Fuarı, 26-29 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Ev tekstili ve dekorasyon sektörünün ihracatını artırmak amacıyla bu yıl 4’üncüsü gerçekleştirilecek Home&Tex‘Ev Tekstili ve Dekorasyon Fuarı’26-29 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. CNR Holding Kuruluşlarındanİstanbul Fuarcılık A.Ş. tarafından Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) iş birliğinde gerçekleştirilecek ev tekstili ve dekorasyonuna ait her türlü ürünün yer aldığı fuar, 600 markanın katılımı ile organize edilecek. CNR EXPO Yeşilköy’de 40 bin metrekare alanda gerçekleştirilecek Home&Tex Fuarı, Almanya, Fransa, İtalya, Kuzey Afrika, Türki Cumhuriyetler, Orta Doğu ve Körfez ülkelerinin de içinde bulunduğu 96 ülkeden gelecek alıcıları ağırlayacak. Fuarda ev tekstili ve dekorasyon sektöründe söz sahibi ülkelerden gelecek profesyonel ziyaretçilere, ev tekstili ve dekorasyon dünyasındaki son gelişmeler ve trendler tanıtılacak.

Fuar İç Piyasayı Hareketlendirecek

Home&Tex Fuarı’nın Rusya ile iyileşen ikili ilişkiler sonrası düzenlenecek ilk ev tekstil fuarı olduğuna dikkat çeken TETSİAD Başkanı Ali Sami Aydın, şöyle konuştu: “Home&Tex’e Rusya’dan 1.000’in üzerinde profesyonel ziyaretçi gelecek. Fuar, sektörün ihracat pazarlarını genişletmesine katkı sağlamasının yanında, iç piyasanın hareketlenmesini de sağlayacak.”

Yoğun İlgi Bekleniyor

Perdeden döşemelik kumaşa, uyku ve yatak odası ürünlerinden dekorasyon ürünlerine, duvar kaplamalarından yer kaplamalarına kadar ev tekstili ile dekorasyonuna ait tüm ürünlerin bir arada sergilendiğini Home&Tex Fuarı’na binlerce yerli ve yabancı profesyonel ziyaretçi bekleniyor.

Home&Tex Fuarı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.cnrhometex.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi ev tekstili ve dekorasyon sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Avrasya Tüneli Dünyanın “2016 Yılının En İyi Tünel Projesi” Seçildi

$
0
0

Asya ve Avrupa kıtalarını ilk kez deniz tabanı altından geçen bir karayolu tüneliyle bağlayan ve 20 Aralık’ta hizmete açılması planlanan Avrasya Tüneli açılışa günler kala dünyanın en büyük ödülüne layık görüldü. İnşaat sektörüne yön veren ve ABD’de 1874 yılından beri yayımlanan Engineering News Record (ENR) Dergisi Avrasya Tüneli’ni, tünel ve köprü kategorisinde“Dünya Çapında 2016’nın En İyi Projesi” seçti.

8 Ekim günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk geçişini yaptığı Avrasya Tüneli’ne verilen tarihi ödülü New York’ta düzenlenen törende ATAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu ve Genel Müdürü Seok Jae Seo aldılar.

Avrasya Tüneli’nin yüzde 92’lik bölümü tamamlandı. 20 Aralık 2016 tarihinde hizmete açılacak olan Avrasya Tüneli ile İstanbul’da trafiğin çok yoğun olduğu Kazlıçeşme-Göztepe güzergâhında yolculuk süresi 100 dakikadan 15 dakikaya kadar inecek.

Başar Arıoğlu: ”Avrasya Tüneli ile dünyada tünelcilik konseptleri de değişti. Çok karmaşık ve sismik aktivitesi yüksek bir jeolojik yapıda, 106 metre derinliğe inerek, 13.7 metre çapında bir tüneli, uzun ömürlü ve güvenli kılarak inşa etmeyi başarmak; projeyi ‘benzersiz’ kılmıştır. Başarıyla uygulanan yeni teknolojiler ve tasarıma belirgin bir estetik boyut eklenmesi Avrasya Tüneli’ni dünya tünelciliğinde yeni bir çağ başlatan proje olarak ortaya koymaktadır.”

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (AYGM) tarafından Kazlıçeşme-Göztepe hattında Yap-İşlet-Devret (YİD) modeliyle ihale edilen ve inşaat çalışmaları Yapı Merkezi ve SK E&C ortaklığı tarafından yürütülen Avrasya Tüneli Projesi hizmete girmeden dünyanın en önemli mühendislik ödüllerinden birine layık görüldü.

5 dakikada deniz altından otomobille kıtalararası yolculuğa imkan tanıyan Avrasya Tüneli, aldığı bir çok saygın ödülün arasına dünyanın “En İyi Tünel Projesi” ödülünü de ekledi.

Dünyanın Alkışladığı Proje

İnşaat sektörüne yön veren ve ABD’de 1874 yılından beri yayımlanan Engineering News Record (ENR) Dergisi’nin, her yıl “Dünya Çapında En İyi Projeleri” belirlemek maksadıyla verdiği ödüle bu sene tünel ve köprüler kategorisinde Avrasya Tüneli layık görüldü. Engineering News Record (ENR) Dergisi Editörleri Avrasya Tüneli’ni, 2016 yılı için “Dünya Çapında En İyi Tünel Projesi” seçti. Engineering News Record (ENR) dergisi editörleri, her sene dergide yayımlanan haber olmaya değer yüzlerce konu ve proje içinde en çok ilgi çekenleri listeliyor ve ödüllendiriliyor.

11 Ekim 2016’da ENR Dergisinin merkezinin bulunduğu New York şehrinde yapılan ödül törenine projenin yatırımcıları Yapı Merkezi ve SK E&C yetkililerinin yanı sıra projeye katkıda bulunan ve alanında lider uluslararası teknik danışmanlar katıldı.

Törende Yapı Merkezi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Arıoğlu, ATAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Başar Arıoğlu ve ATAŞ CEO’su Seok Jae Seo ile ATAŞ Yönetim Kurulu Üyeleri hazır bulundu.

Başar Arıoğlu: Avrasya Tüneli Yeni Bir Çağ Başlattı

Ödülü teslim alan Başar Arıoğlu Avrasya Tüneli’nin hem Türkiye hem de dünya mühendisliği açısından bir gurur kaynağı olduğunu söyledi. Dünyanın ilgisini çeken bir projeyi İstanbul’da hayata geçirdiklerini belirten Arıoğlu, şöyle konuştu:

“İnsan ve makine iç içe bütünleşirse ortaya ‘senfoni’ gibi bir ‘eser’ çıkacaktır. Çok karmaşık ve sismik aktivitesi yüksek bir jeolojik yapıda, 106 metre derinliklere inerek ve 13.7 metre çapında bir tüneli, uzun ömürlü ve güvenli kılarak inşa etmeyi başarmak; projeyi ‘benzersiz’ kılmış ve dünyanın ilgisini çekmiştir. Avrasya Tüneli ile tünelcilik konseptleri değişmiştir. Bundan böyle tüneller, eskisi gibi sürücülerin kullanmak istemeyeceği dar, karanlık ve kirli yer altı yapıları olarak tasarlanmak ve inşa edilmek yerine temiz ve estetik yapılar olarak kabul edilecektir. Projemizin başarı ile hizmete girmesi, bugüne kadar cesaret edilmemiş birçok proje için yüreklendirici olacak; daha derine, daha büyük çapla, daha uzağa doğru yeni bir tünelcilik akımı başlatacaktır. Bu nedenlerle Avrasya Tüneli’ni tünelcilikte yeni bir çağ başlatan proje olarak nitelemiş bulunuyoruz.”

Ödül Rekortmeni Avrasya Tüneli

20 Aralık 2016 tarihinde hizmete açılması planlanan Avrasya Tüneli, dünyanın En İyi Tünel Projesi seçilmesinin yanı sıra bir çok saygın ödülün de sahibi olmuştu. Proje, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) sürdürülebilirlik açısından en başarılı projelere verdiği ‘2015 En İyi Çevresel ve Sosyal Uygulama Ödülü’ne layık görüldü. Ayrıca ITA - Uluslararası Tünel ve Yeraltı Yapıları Birliği tarafından 2015’te ilk kez düzenlenen ITA Uluslararası Tünelcilik Ödülleri’nin Büyük Projeler dalında ‘Yılın Projesi’ (ITA Major Project of the Year) ödülünü kazandı. Aynı zamanda Avrasya Tüneli için oluşturulan finansman paketi de 4 değişik enternasyonel ödüle layık görülmüştü.

İlk Geçişi Cumhurbaşkanı Erdoğan Yaptı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Ekim Cumartesi günü çalışmaların 7 gün 24 saat kesintisiz olarak ve büyük bir heyecanla yürütüldüğü Avrasya Tüneli şantiyesini ziyaret etmişti. Kendi kullandığı makam otomobiliyle Avrasya Tüneli’ne giren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tünelden otomobille ilk geçiş yapan isim olmuştu. Bu geçiş sırasında Cumhurbaşkanımıza, Başbakan Binali Yıldırım ve Ulaştırma,Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da eşlik etmişti.

İki Kıta Arasında Kısa, Güvenli ve Konforlu Yolculuk Devri

  • Avrasya Tüneli, sahip olduğu ileri teknoloji ile iki kıta arasında güvenli ve konforlu yolculuk imkânı sağlayacak.
  • Modern aydınlatma, yüksek kapasiteli havalandırma ve yolun düşük eğime sahip olması gibi özellikler, yolculuk konforunu artıracak.
  • İki katlı olarak inşa edilen Avrasya Tüneli’nde her katta 2 şeritten tek yönlü geçiş sağlanacak.
  • Sis, buzlanma gibi olumsuz hava koşullarında da kesintisiz yolculuk yapılması sağlanacak.
  • Karayolu ağını tamamlayan anahtar bağlantı ve İstanbul’daki mevcut havaalanları arasında en hızlı ulaşım olanağı olacak.
  • Trafik yoğunluğunun azalmasıyla egzoz emisyon oranı azalacak.
  • Tarihi yarımadanın doğusunda kayda değer oranda trafik azalması sağlayacak.
  • Boğaziçi, Galata ve Unkapanı köprülerindeki araç trafiğinde hissedilir rahatlama olacak.
  • Yapısı itibarıyla İstanbul’un siluetine zarar vermeyecek.
  • Avrasya Tüneli’nin Asya girişi Harem’de, Avrupa yakası girişi ise Çatladıkapı’da yer alacak.
  • Tünel 7 gün 24 saat hizmet verecek.
  • Sadece minibüs ve otomobillerin kullanımına izin verilecek.
  • Araçlar OGS ve HGS sistemleriyle ödeme yapabilecek. Araç içindeki yolcular için ayrıca ödeme yapılmayacak.
  • Her 100 metrede bir yer alan acil durum telefonları, kamu anons sistemi, radyo anonsu ve GSM alt yapısı sayesinde yolculuk esnasında kesintisiz bir iletişim imkânı sağlanacak ve acil durumlarda bilgi akışı kesilmeyecek.
  • Tünel girişlerinde ve içerisinde 7/24 görev yapan her türlü donanıma ve eğitime sahip İlk Müdahale Ekipleri tünel içerisinde herhangi bir olaya birkaç dakika içerisinde müdahale edecek.
  • Avrasya Tüneli, 7,5 moment büyüklüğünde bir depreme göre tasarlandı. Boğaz altında inşa edilen sistem, İstanbul’da 500 yılda bir olacak en büyük depremde hiç hasarsız hizmete devam edebilecek. 2 bin 500 yılda bir olma olasılığı bulunan depremde ise küçük bakımlarla hizmete açılabilecek şekilde inşa ediliyor.

‘TBM Tünelcilik’ Sektöründe Dünyadaki ‘İlk’ Uygulama Oldu

Avrasya Tüneli, toplam 14,6 kilometrelik üç ana bölümden oluşuyor. Proje’nin en önemli aşamasını 3,4 kilometre uzunluğundaki Boğaz Geçişi oluşturuyor. Boğaz Geçişi için dünyanın en gelişmiş TBM (Tunnel Boring Machine - Tünel Açma Makinesi) teknolojisinden yararlanıldı. TBM, günde 8-10 metre ilerleyerek, 3 bin 344 metrelik ve 16 aylık çalışmayı Ağustos 2015 tarihinde tamamladı. Toplam 1674 bilezikten oluşan tünelde, olası büyük bir depreme karşı dayanıklılığı artırmak amacıyla iki ayrı noktada sismik bilezik monte edildi. Özel olarak tasarlanan ve laboratuvarlarda test edilerek başarısı kanıtlandıktan sonra üretilen sismik bilezikler, mevcut çap ve sismik aktivite seviyesi göz önüne alındığında ‘TBM Tünelcilik’ sektöründe dünyadaki ‘ilk’ uygulama oldu. Ayrıca tüneldeki bileziklerin üretiminde kullanılan yüksek performanslı prekast beton segmanlar, 100 yıl servis süresi hedeflenerek, Yapı Merkezi Prefabrikasyon Tesisleri’nde üretildi. Uluslararası sertifika kuruluşunca yapılan analiz ve simülasyonlarda segman ömürlerinin en az 127 yıl olduğu rapor edildi. Proje kapsamında Asya ve Avrupa yakalarındaki tünel yaklaşım yollarında düzenlemeler devam ediyor. Mevcut 6 şeritlik yollar 8 şeride çıkarılırken, U-dönüşü, kavşak ve yaya hemzemin geçitleri gibi iyileştirmeler yapılıyor.

Projede yaklaşık 2 milyon metreküp kazı yapıldı, 700 bin metreküp beton, 70 bin ton demir kullanıldı. Başka bir deyişle projede 788 olimpik havuzu dolduracak kadar kazı yapıldı, 18 stadyum yapacak kadar beton, 10 adet Eiffel Kulesi yapacak kadar demir kullanıldı.

Proje’nin tasarım ve inşaatını gerçekleştirecek olan Avrasya Tüneli İşletme İnşaat ve Yatırım A.Ş. tünelin 24 yıl 5 ay süreyle işletilmesini üstlenecek. Proje yatırımı için kamu kaynaklarından hiçbir harcamada bulunulmuyor. İşletme süresinin tamamlanması ile Avrasya Tüneli kamuya devredilecek. Proje, Yap-İşlet-Devret modeliyle, yaklaşık 1.245 milyar dolarlık finansmanla gerçekleştiriliyor. Yatırım için 960 milyon dolarlık uluslararası kredi sağlandı. 285 milyon dolarlık öz kaynak Yapı Merkezi ve SK E&C tarafından temin edildi.

Proje İşletme Sürecinde de Ekonomik Katkılar Sağlayacak

  • Proje’nin açılmasıyla birlikte yılda toplam 160 milyon TL lik (38 milyon litre) yakıt tasarrufu sağlanacak.
  • Boğaz geçişlerinde sağlayacağı ek kapasite sayesinde yolculuk sürelerindeki kısalma ile yılda yaklaşık 52 milyon saat zaman tasarrufu sağlanacak.
  • Proje sayesinde araçların yaydığı emisyon miktarı (karbon monoksit, karbon dioksit, azot oksitler, partikül madde vb.) yılda yaklaşık 82 bin ton azaltılarak çevresel katkı sağlanacak.
  • Projede aynı anda 60 taşeron çalışmakta olup, günde 1800 kişiye istihdam sağlanıyor.
  • Proje inşaat çalışmalarında yapılan harcamalar sayesinde Türkiye ekonomisine günde 1,5 milyon TL lik bir iş hacmi yaratılıyor.
  • Proje, araç geçiş ücretlerinden elde edilecek gelirin paylaşımı sayesinde vergiler dahil yılda yaklaşık 180 milyon TL devlet geliri sağlanacak.

Avrasya Tüneli hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.avrasyatuneli.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


TAİDER 4. Aile İşletmeleri Zirvesi’ni İstanbul’da Düzenliyor

$
0
0

Ülkemizdeki aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve kârlı sürdürülebilir büyümesini destekleyerek, ülkemiz ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla faaliyetlerini sürdüren TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, 4. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’ni “Aile Şirketlerinde Yenilikçi Olma, Zorlukları Aşma, İlham Verme” temasıyla 21-22 Ekim tarihlerinde InterContinental Otel İstanbul’da gerçekleştiriyor.

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği, toplantılarında aile şirketlerindeki ihtiyaçların saptanması, değerler yönetimi, güven ilişkisinin korunması, ailede uyuşmazlıkların etkin yönetimi, kurumsallaşma, nesiller arası devir planlaması, ailede ve işte doğru iletişim gibi aile şirketleri açısından önem taşıyan konuları gündeme taşıyor. 4. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’ne aile şirketleri sahiplerinin, gelecek nesil üyelerinin, konusunda uzman akademisyenlerin, danışmanların ve üst düzey yöneticilerin katılımı bekleniyor.

TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Sumer Tömek Bayındır, “TAİDER aile şirketlerinin ihtiyaçlarından esinlenerek kuruldu ve kurulduğu günden bugüne dek aile şirketlerinin nesiller boyu sürdürülebilirliği için yaptığı çalışmalar iş dünyasında büyük etki ve ilgi yarattı. Gelenekselleştirdiğimiz Ulusal Aile İşletmeleri Zirvelerimizin dördüncüsünde yine değerli konuşmacıların katkıda bulunacağı oturumlarla bilginin yayılmasını teşvik edeceğiz. TAİDER 4. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’nde aile şirketlerinde kurumsallaşma ve profesyonel yöneticiler ile ilişkiler, girişimcilik ve yenilikçilik, liderlik,  aile ofisi konulu oturumlara yer vereceğiz. “Farklı Nesiller Farkı Sesler” konulu panelde dört önemli aile şirketimizin iş başındaki nesilleri ile gelecek nesilleri sürdürülebilir olmaya giden yolu birlikte keşfe çıkacaklar. Şölen, Alkoçlar, Aktaş Holding, Shoe-City, Volkan İtfaiye, Kilsan, Helvacızade-Zade Vital, İnci Holding, Sekizgen, Tila Kompozit ve Canpa Holding aile şirketlerinin üyelerinin konuşmacı olarak yer alacağı TAİDER 4. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi’ne tüm aile şirketleri temsilcilerinin ve gelecek nesillerinin katılımlarını bekliyoruz.” dedi.

Aile şirketlerine  özgü bilgi ve deneyimlerin paylaşılacağı, değerli konuşmacı konukların yer alacağı zirvemizin birinci günü tüm aile üyelerine açık olacaktır. Gelecek nesillere özel oturumlar ise ayrı olarak ikinci gün saat 11:00’dan sonra gerçekleşecektir.

4. Ulusal Aile İşletmeleri Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.taider.org.tr web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi aile şirketlerinde yöneticilik yapan okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

ETİD'den E-ticaret Girişimcilerine 5 Altın Öneri

$
0
0

Ülkemizde 30 milyar TL hacme yaklaşan e-ticaret sektörü, her geçen yıl birçok yeni oyuncuya ev sahipliği yapsa da, bu girişimlerin çok küçük bir kısmı başarılı oluyor. Günlük satışı 1-2 siparişten fazla olan e-ticaret sitelerinin henüz bin rakamına ulaşmadığını söyleyen ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, şirketini büyütmek isteyen girişimciler için önemli ipuçları verdi.

E-ticaret, Türkiye’deki toplam perakendenin yüzde 2’sinin üzerinde bir hacme sahip. Gelişmiş ülkelerde bu oranın, Türkiye’dekinin 4-5 katı olduğu göz önünde bulundurulduğunda, sektörün birçok yeni oyuncuya ve büyümeye açık olduğu görülüyor. Ancak günümüzde birçok kişi e-ticaret girişiminde bulunsa da, küçük bir kısmı başarılı oluyor.

Sektörün yüzde 90’ından fazla cirosuna sahip, Türkiye’nin önde gelen e-ticaret sitelerinden oluşan 40’ı aşkın üyesi bulunan ETİD’in (Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Orhun, e-ticaret sektöründe olan girişimcilerin, şirketlerini büyütmeleri için gerekli olan ipuçlarını paylaştı.

E-ticaret Girişimcilerine 5 Altın Öneri

1- Ekip

Ne iş yaparsanız yapın, o işi yapanın aslında bir ekip olduğunu unutmayın. Mükemmel bir ekip hedefi ile olanakların size sağladığı en iyi çalışanlara sahip olun. Bunlara ek olarak, ekibin liderini seçerken iki kat fazla düşünün. E-ticaret çok dinamik bir alan ve bu alanda başarıya ulaşmak için analitik, kendini sürekli geliştiren ve diğer tüm yöneticilik vasıflarına sahip bir e-ticaret yöneticisine sahip değilseniz, başarılı olma şansınız çok düşecektir.

2- İş planı ve operasyonel süreçleri atlamayın

E-ticaret çok hızlı gelişen bir alan ve aynı zamanda da, çok hızlı aksiyon gerektiren bir yönetim gerektiriyor. Bu nedenle, ilk siparişinizi almadan çok iyi bir iş planı yapmak şart. Bu iş planı en az üç yıllık hedeflerinize giden yolları tanımlamıyorsa, başarınız bir tesadüf olacaktır. Bu süreç, bütün iş yapış şeklinizi, markanızı, müşteriye kattığınız değerleri, pazarlama sürecinizi, operasyonel etkinliklerinizi gibi bütün detayları tanımlamalıdır. İşe başladıktan sonra başınızın ağrımasını istemiyorsanız bu süreçler ve prosedürlerin tamamı hazır olmalı. Eğer bunu yapabilecek yetkinlikte değilseniz, işe koyulmadan danışmanlıklar alın.

3- Omnichannel ile her alanda kaliteyi yakalayın

Eğer halihazırda mağazalarınız varsa, mağazalarınızla web sitenizi bütünleştirirken doğru adımları atmanız, size çok önemli avantajlar sağlayacaktır. E-ticaret mağazanızı açarak yeni bir mağaza değil, yepyeni bir kanal yaratıyorsunuz. Bu nedenle, konuyu geniş düşünmek gerekiyor. Omnichannel ile sadece mağazadan iade veya teslimat düşünmekle kendinizi sınırlandırmayın. Omnichannel ile her iki kanala daha fazla trafik yaratmayı ve daha fazla değer katmayı hedeflemelisiniz.

4- Emek harcayın

E-ticaretin en güzel yanlarından bir tanesi, ne kadar emek verilirse, o kadar başarıya ulaşmanın mümkün olmasıdır. Bunu kendiniz için bir avantaj haline getirin. Çünkü, halihazırda rakipleriniz bunu yapıyor veya kısa zamanda bunu yapan bir rakiple karşılaşacaksınız. Ne satıyorsanız onu çok iyi anlatın, avantajlı olduğunuz ürünleri çok iyi pazarlayın ve giderlerinizi hep çok sıkı kontrol edin. Maliyet avantajlarınızı fiyatlarınıza yansıtarak çok önemli hacimler yakalayabilirsiniz.

5- Kendinizi geliştirin

Bu işe soyunduysanız, kendinizi büyük bir denizdeki küçük bir sandalda bulacaksınız. Eğer kendinizi sürekli geliştirip deneyimlerinizden iyi dersler çıkartır ve doğru analizler yaparsanız, altınızdaki sandal koca bir transatlantiğe dönüşecek ve siz, dalgalarla boğuşmak yerine onlarla dans edeceksiniz.

Haberimizi e-ticaret sektöründe faaliyet gösteren girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Toplam 150 Bin TL Ödüllü Kimya Ar-Ge Proje Pazarı’na Başvurular Başladı!

$
0
0

Kimya sektörüne artı değer katacak inovatif fikirler ve projeler “Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı” ile desteklenmeye devam ediyor. Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden kimyanın ihracatını sürdürülebilir kılmak amacıyla düzenlenen Kimya Ar-Ge Proje Pazarı etkinliği bu yıl altıncı kez gerçekleştirilecek. Alanında uzman isimlerin yer aldığı jüri tarafından değerlendirilen projeler arasından seçilenler 19 Kasım 2016 tarihinde İstanbul Dış Ticaret Kompleksi’nde yapılacak etkinlikte ödüllendirilecek.

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) koordinatörlüğünde İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ile Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) ortaklığında düzenlenen “6. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı”; üniversiteler, araştırma kurumları, sanayiciler, girişimciler ve ilgili kamu kurumlarını bir araya getirecek.

Kimya sektöründe üniversite-sanayi işbirliğinin başarılı örneklerinden biri haline gelen Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı’na başvurular, 31 Ekim’de sona erecek.

Yarışma Kategorileri

  • İlaç ve Eczacılık Ürünleri, Boyalar ve Yapıştırıcılar,
  • Plastik ve Kauçuk,
  • Kozmetik,
  • Sabun ve Temizlik Ürünleri
  • Temel Kimyasallar

olmak üzere 5 farklı kategoride projelerin değerlendirileceği“6. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı”nda ürüne dönüştürülebilir projeler yarışacak.

Başvuru yapan projeler arasından ilk 30’a giren proje sahipleri, 19 Kasım 2016 tarihindeİstanbul Dış Ticaret Kompleksi’nde Ödül Kurulu Üyelerine projelerini detaylı olarak anlatacakları sunumlar yapacak. Sunumların ardından düzenlenecek törende dereceye giren projelere ödülleri takdim edilecek. Yarışmanın 5 farklı kategorisinde birincilere 15 bin TL, ikincilere 10 bin TL ve üçüncülere 5 bin TL olmak üzere toplamda 150 bin TLödül verilecek.

Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Necmi Sadıkoğlu;“Kimya ihracatında katma değerin artırılması, inovasyon kültürünün yaygınlaştırılması ve üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesi adına bu yıl altıncı kez Ar-Ge Proje Pazarı’nı gerçekleştiriyoruz. Kimya sektörünün hammadde ve ara mal ithalatının azaltılmasında Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının önemi yadsınamaz. Plastik, kozmetik, boya, ilaç ve eczacılık ürünleri, medikal gibi katma değeri yüksek ürün grupları ile ekonominin lokomotifi konumundaki sektörümüz Ar-Ge ve inovasyon yatırımları ile ihracatını artırmayı hedefliyor. Sektördeki yeni fikirleri ve projeleri destekleyen Kimya Ar-Ge Proje Pazarı, altıncı yılında da girişimcileri-sanayicilerle buluşturma misyonunu üstleniyor” dedi.

“6. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri Sektöründe Ar-Ge Proje Pazarı” hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.kimyaargeprojepazari.com web adresini ziyaret edilebilirsiniz.

Haberimizi kimyevi maddeler ve mamulleri sektöründe faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Rekabetçi Sektörler Programında Yeni Dönem Başladı!

$
0
0

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, imalat sanayisine verecekleri desteklerde, ithal ikamesi yapabilecek ürünler üreten ve ülkenin cari açığının düşürülmesine katkı sağlayacak proje başvuruları beklediklerini kaydetti.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Yeter ki doğru kurgulanmış, iyi hazırlanmış projelerle bize başvurulsun. Biz kamunun tüm imkanlarını bu projeleri desteklemek için seferber etmeye hazırız. Bu amaçla birçok farklı kurum farklı programlar uyguluyor. Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), bu tür programlarımızdan birisidir." dedi.

Özlü, Rekabetçi Sektörler Programı Yeni Dönem Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, programın, büyük altyapı yatırımlarından Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına, KOBİ'lerin finansmana erişim olanaklarından kümelenme ve kapasite geliştirmeye kadar birçok alanda büyük ölçekli projelere mali destek sağladığını ifade etti.

AB-Türkiye ilişkilerinin önemli boyutlarından birisini de "mali iş birliği" alanının oluşturduğunu vurgulayan Özlü, AB ile ilişkiler kapsamında COSME, Ufuk 2020 ve Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) gibi önemli programları sürdürdüklerini kaydetti.

Rekabetçi Sektörler Programı'nın birinci döneminde bölge ve sektör ihtiyaçları doğrultusunda proje seçimleri yapıldığını, KOBİ ve girişimcilerin ortak faydalarına yönelik kullanım tesisleri, lisanslı depolar, laboratuvarlar ve Ar-Ge merkezleri gibi yatırım projelerinin hayata geçtiğini anlatan Özlü, katma değeri yüksek turizm altyapısı ve tanıtım faaliyetleri ile finansal kaynak sağlayan araçların ön plana çıktığını vurguladı.

"Programın İkinci Döneminden 81 İl de Yararlanabilecek"

Faruk Özlü, programın birinci döneminde hayata geçirilen projelere değinirken, Ankara'nın doğusundaki 43 ilin hemen hepsinde projeler hayata geçirdiklerini bildirdi.

IPA'nın ikinci döneminde şehir kısıtlaması bulunmadığını belirten Özlü, artık 81 ilin tamamının programdan yararlanabileceğini duyurdu. İlk dönemde bakanlığın kurumsal kapasite ve tecrübesinin bu konuda çok iyi bir noktaya geldiğini ifade eden Özlü, "Bu nedenle ikinci dönemde çok daha etkin ve başarılı olacağımıza inanıyorum. Elbette her bölgenin ve şehrin gelişmişlik düzeyleri ve ihtiyaçları farklılık arz ediyor. Proje seçimlerimizde bu kriterleri göz önünde bulunduracağız. Destekleyeceğimiz projeler, bölgede birden fazla sektörün ihtiyacına cevap verebilen, değer zincirlerini buluşturan özellikler taşıyacak." diye konuştu.

Haberin tamamı için:http://www.sanayi.gov.tr/NewsDetails.aspx?newsID=24101&lng=tr

Rekabetçi Sektörler Programı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.rekabetcisektorler.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Sanayi Bakanlığı kaynaklı haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Üniversitelerin Patentleri ÜSİMP Patent Fuarı’nda Sanayi ile Buluşuyor!

$
0
0

Türkiye’nin teknoloji transferine öncülük eden 11 üniversitesi tarafından süreci devam ettirilen ÜSİMP Patent Fuarı’nın bu yılki ayağı 8-9 Kasım tarihleri arasında Harbiye Askeri Müzesi’nde gerçekleştirilecek.

Teknoloji Transfer Ofisleri’nin (TTO) teknoloji portföylerini, sektör temsilcilerine ve yatırımcılara tanıtım süreçlerinde destek olmak, sinerji ortamı yaratmak ve üniversite ile yatırımcıların tek bir noktada buluşmasını sağlamak amacıyla gerçekleştirilecek olan patent fuarı, 10 farklı kategoriden 100 başvurusu tamamlanmış, 45 tescillenmiş buluşu sanayiye sergileyecek.

Üniversitelerde üretilen teknolojilere dayanarak, patent başvurusu yapılmış veya tescil alınmış patentlerin sergileneceği ÜSİMP Patent Fuarı'nda buluşlar, potansiyel yerli/yabancı girişimcilere ve sanayicilere tanıtılacak. Araştırmacıları patent başvurusuna teşvik ederken, sanayicilere de yeni yatırım olanakları sunacak.

ÜSİMP Patent Fuarı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.usimppatentfuari.org.tr web adresini ziyaret edebilir, Fuarda sergilenecek tüm buluşlara ise buradan ulaşabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2016 Yılının Sürdürülebilir İş Ödülleri Sahiplerini Buldu!

$
0
0

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından bu yıl 3.sü düzenlenen Sürdürülebilir İş Ödülleri, iş dünyasının lider firmalarını bir araya getirdi.

Swisssotel The Bosphorous’da düzenlenen törende gecenin sunuculuğunu Gazeteci Sevinç Satıroğlu yaptı. Satıroğlu, üretimin ve tüketimin hız kazandığı günümüzde, bir yığın atıkla karşı karşıya kaldığımızı söyledi. Törende ayrıca marka değerlerini, kurumsal değerlerini artırmak için çalışan şirketlerin aynı zamanda insanlığa ve geleceğe hizmet ettiği vurgulandı.

Karbon ve Enerji Yönetimi kategorisinde; İklim Değişikliği Eylem Planı ile Garanti Bankası ödül alırken, Sürdürülebilir İletişim kategorisinde “Bu Dünya Bizim” kampanyası ile ÜLKER, İşbirliği kategorisinde ise; İGDAŞ, Doğalgaz Şebekesi ve Deprem Risk Azaltım Sistemi ile ödül aldı.

“Sürdürülebilir İş Ödülleri” atık yönetimi kategorisinde, TOFAŞ, "Sürdürülebilir Atık Yönetimi İçin 5R" uygulaması ile ödül alırken, Çeşitlilik ve dâhil etme kategorisinde İş Yerinde Demokrasi ile Boyner Grup, Tedarik zinciri yönetimi kategorisinde Arıcım projesi ile Altıparmak, Sosyal Etki kategorisinde ise Küçük Şeyler Doğayı Yeniler projesi ile Tetra Pak ödül aldı.

KOBİ ödülü,Atık yönetimi kategorisinde Arıtma Çamurlarından Yenilenebilir Enerji Eldesi ile İNEVA Çevre Teknolojileri'ne, Karbon ve enerji yönetimi kategorisinde ise Yeşil Enerji Teknolojileri Kompleksi ile Hidropar HKTM’ye verildi.

Bugün ve gelecekte dünyanın en zengin ülkesi petrol zengini ülkeler değil, en çok su kaynaklarına sahip olanlardır vurgusu yapılan törende, su yönetiminin önemine dikkat çekilirken Brisa Bridgestoneİzmit Tesislerinde, Çekilen Yeraltı Suyu Miktarının Azaltımı Çalışmaları ile ödül aldı.

Bu yıl ilk kez Startup kategorisine yer verilirken bu kategoride ödülü, Reengen Enerji Teknojileri IoT Platformu aldı.

İş dünyasını ve ekonomi çevresini bir araya getiren gecede, bugünün ihtiyaçlarını, gelecek nesilleri düşünerek karşılayan, geleceğe yön vererek sürdürülebilir iş modellerini hayata geçiren şirketlere ödül verildi. Sürdürülebilir İş Ödülleri’nde kazanan şirketler, her kategoride Türkiye’nin alanında lider isimlerinden oluşan 27 kişilik jüri tarafından yapılan değerlendirilerek belirlendi.

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından verilen Sürdürülebilir İş Ödülleri’nin amacı, sürdürülebilir iş modellerine geçişi hızlandırmak, önemli etkiler yaratmış kurumların sosyal, ekonomik ve çevresel konulardaki projelerini öne çıkararak, başarılı projeleri geniş kitleler ile paylaşmak ve bu projelerin rol model olmasını sağlayarak değişimi teşvik etmek.

Sürdürülebilir İş Ödülleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.surdurulebilirisodulleri.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TİM Başkanı: “Türkiye Trend Peşinde Koşmayacak, Trendlere Yön Verecek”

$
0
0

Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) işbirliğinde tasarım gücüyle katma değerli ihracatı artırmak ve İstanbul’un küresel tasarımın merkezlerinden biri olmasını sağlamak amacıyla düzenlenen Türkiye Tasarım Haftası / Design Week Turkey başladı.

Arçelik, Ford Otosan, Seranit Grup ve Şişecam stratejik ortaklığında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen etkinlik, endüstriyel tasarım, moda ve görsel iletişim tasarımında uluslararası pek çok ismi de buluşturdu. Son 20 yılın en büyük tasarımcılarından olan Michael Young ve dijital sanatta dünyaca ünlü Daniel Widrig gibi çok sayıda ünlü ismin konuşmacı olacağı beş gün sürecek etkinlikte, Raw, Beirut Design Week, Patrick Rampelotto ve İzler gibi ünlü sergiler de yer alıyor.

Türkiye Tasarım Haftası’nın açılışında inovasyon ve markalaşma alanında Türkiye’nin en büyük organizasyonlarından olan Design Turkey Tasarım Ödülleri de sahiplerini buldu.

Ekonomi Bakanlığı, TİM ve Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu (ETMK) işbirliğiyle bu yıl beşincisi düzenlenen Design Turkey Tasarım Ödülleri’nde toplam 350 endüstriyel tasarımdan 7’si Üstün Tasarım, 36’sı İyi Tasarım, 7’si ise Konsept Tasarım Ödülü almaya hak kazandı.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğin açılışına Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Türkiye Tasarım Haftası Komitesi Başkanı Tahsin Öztiryaki, ETMK Başkanı Sertaç Ersayın ile çok sayıda birlik başkanı ve ihracatçı katıldı.

Türkiye Tasarım Haftası’nın açılışında konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’nin artık tüketim alışkanlıklarını belirleyecek bir güce sahip olduğuna dikkat çekti. Bakan Zeybekci, “Öyle bir coğrafyanın ve ecdadın torunlarıyız ki dünyada bizden daha şanslı bir ülke yok. 1,5 milyarlık nüfusun orta yerinde tüketim alışkanlıklarını biz belirleyebiliriz. Buradaki kastım şu; hangi filmin seyredileceği, hangi dizi kahramanının popüler hale geleceği, onların üzerinden insanların tüketimiyle ilgili nasıl bir noktaya gidebileceğimiz, kılık kıyafetin nasıl olacağı, arabanın hangi marka olacağı, arka fonda tüketim yapılan mağazanın, sepete doldurulan ürünlerin ne olacağı. Onlar o ülkenin bayrağı, başkanlık, kongre binası kaç defa gösterirlerse o kadar destek verilir" dedi. Zeybekci, Türkiye’nin katma değerini artırmak için ihraç ürünlerinde tasarım, dizayn, marka ve patentin farkını ortaya koyması gerektiğini kaydetti.

Türkiye Trend Peşinde Koşmayacak, Trendlere Yön Verecek

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, tasarım ve endüstrinin birleşmesini sağlamayı ve küresel tasarım ofisleri için İstanbul’u bir hub haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi. Büyükekşi, “Etkinlik, Türkiye’nin ekonomik ve kültürel geleceği için önemli bir kilometre taşı niteliğinde. Ülke olarak, bundan sonra trendlerin peşinden koşmayacak, trendlere yön vereceğiz. Artık taklit değil, tasarım istiyoruz” dedi.

Türkiye’de endüstriyel tasarım patentinin son 10 yılda 1,5 kat artarak 40 bin 200’e çıktığına dikkat çeken Büyükekşi, “Patent başvurularının yüzde 62’si İstanbul, Bursa ve Ankara’dan geldi. Ama biz tasarım kültürünün ülkemizin her köşesine yayılmasını istiyoruz. Bu kapsamda, Türkiye’de 500 tasarım merkezi açmayı hedefliyoruz, çalışmalarımız devam ediyor” dedi. Etkinlikte evrensel bir uyum peşinde olduklarını da belirten Büyükekşi, “Milli tasarım kavramı çok gerilerde kaldı. Biz evrensel olanla yerel arasındaki uyumdan söz ediyoruz. O uyum ki evrensel olan yanı ile İstanbul’da olduğu kadar Japonya’da, Şikago’da, Kenya’da veya Mekke’de benzer bir heyecanı yaratır. Yerel olan yanı ile tüm coğrafyalarda yaşayan insanlar için tanıdık bir selamdır” dedi.

Tasarımcılara İlham Verici Katkı Çağrısı

Konuşmasında “Ar-Ge, inovasyon, tasarım ve marka”yı küresel rekabet mahşerinin dört atlısı olarak niteleyen Büyükekşi, “Yıllardan beri bu dört alanda bilinç geliştirici faaliyetler yapıyoruz. Bundan sonra her yıl Türkiye Tasarım Haftası’nı da gerçekleştireceğiz. Tasarım, dünyada katma değer sağlayan en önemli unsurlardan beri. Tüm tasarımcıları medeniyetimize ve ekonomimize ilham verici katkılar yapmaya çağırıyoruz. Kültürümüzün ve medeniyetimizin zengin renklerini, evrensel bir dille dünyaya anlatmaya davet ediyoruz. Bu katkılar olmadan ülkemizin tasarım gücünü özgün bir varoluşla ortaya koyabilmek mümkün değil. Ancak bu şekilde yüksek katma değer yaratarak, küresel arenada rekabet gücü sağlayabiliriz” dedi. Ünlü ressam Francis Bacon’un “Bilgi gücün kaynağıdır” sözlerini hatırlatan Büyükekşi, “Bizim ise en büyük gücümüz bilgiye susamış dinamik gençlerimiz. Bu gençlerimizin tasarım ile tanışması çok çok önemli” dedi. Büyükekşi, ayrıca “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Büyük işler önemli atılımlar ancak birlikte çalışarak elde edilir” sözünü de hatırlatarak etkinlikte emeği geçen tüm katılımcılara teşekkür etti.

Tasarım, Marka ve Patent Garanti Altına Alınacak

Ziya Altunyaldız da “Türkiye’nin 10 küresel markası mutlaka olacak. Bunun inancı ve birlikteliği var. Bunun için Meclis ve Hükümet olarak çalışıyoruz. Çok yakında kanuni düzenleme ile tasarım, marka ve patenti, yani alınteri ve göz nurunu küresel normlarla yasal olarak garanti altına alacağız” diye konuştu.

Design Turkey’de Yedi Tasarımcı Üstün Tasarım Ödülü Aldı

Alanında başarılı 30’u aşkın tasarım otoritesinin yer aldığı uluslararası bir jüri tarafından değerlendirilen Design Turkey Tasarım Ödülleri’nde, Üstün Tasarım Ödülü’ne layık görülen 7 ürün;

  • Ahmet Toplu’nun Karaca için tasarladığı Everest adlı çatal kaşık bıçak takımı,
  • Nihat Duran’ın Arçelik için tasarladığı Selamlique Kapsüllü Türk Kahve Makinası,
  • Onur Onrat’ın Arçelik için tasarladığı SBS Cosmos Flush Handle,
  • Koray Malhan’ın Koleksiyon Mobilya için tasarladığı Oblivion adlı yaşam ve çalışma ünitesi,
  • Giuseppe Manente ve Abramo Mion’un Koleksiyon Mobilya için tasarladığı Calder adlı modüler oturma grubu,
  • Kunter Şekercioğlu’nun Scrikks için tasarladığı Heritage adlı dolmakalem ve roller ball kalem serisi,
  • Eda Yılmaz’ın Şişecam için tasarladığı Kestane Doğal Kaynak Suyu Şişesi

Son 20 Yılın En Büyük Tasarımcılarından Michael Young Konuk

Etkinliğe son 20 yılda tasarım dünyasının önde gelen isimlerinden olan ve Asya’nın en heyecan verici tasarım stüdyosuna sahip Michael Young, Milano’nun önde gelen tasarım ve sanat müzesi Triennale di Milan’ın Direktörü Andrea Cancellato gibi uluslararası isimlerle, Türkiye’den dünyaya açılan ünlü modacılar Dice Kayek markasının yaratıcısı Ayşe-Ece Ege kardeşler, Hüseyin Çağlayan ve Atıl Kutoğlu da konuşmacı olarak katılacak.

Etkinlikte dijital sanat ve tasarım alanında dünyanın öncü isimlerinden biri olan Daniel Widrig’in ürünlerinin de sergilendiği Raw ile birlikte, Beirut Design Week, Patrick Rampelotto ve İzler gibi ünlü sergiler de yer alıyor. Design Turkey Ödülleri ve sergisi, İhracatçı birliklerinin yarışmalarının finalist sergileri, tasarım ofisleri, tasarım okulları ve tasarıma dair daha pek çok öğe ziyaretçilerle buluşuyor.

Türkiye Tasarım Haftası / Design Week Turkey hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.designweekturkey.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Girişimciliğin Önündeki En Büyük Engel: “Geleneksel Kültür”

$
0
0

Alfanorm’un Başkanı, İnovasyon Düşünürü ve Tasarım Mimarı Ateş Öztan, Türkiye’de girişimciliğin önündeki en önemli engelin; aile ve sosyal çevrenin “garantili bir işe girme” baskıları ve girişimci olmak isteyen bireylere maddi-manevi destek verilmemesi gibi “geleneksel kültür” kaynaklı engeller olduğunu ifade etti.

Geleneksel kültürün yanı sıra “girişimcilerin sahip oldukları vasıfların” ve “global kaynaklı” faktörlerin de girişimciliğin önündeki diğer önemli engeller olduğunu vurgulayan Öztan, Türkiye’nin daha fazla katma değer üretebilmesi için öncelikle toplumsal dinamiklerin düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.

Girişimciliğin güçlenmesi için büyük ekonomilerdeki bilinçlendirme çalışmalarının mutlaka Türkiye’de de yapılması gerektiğinin altını çizen Öztan, “Tüm tarafların dahil olacağı sürdürülebilir girişimcilik politikaları belirlenmeli ve öncelik olarak eğitim sistemimize gerekli modüller eklenmeli. Ayrıca, toplumsal bilinçlenme için kamuoyu seferber edilmesi, gençlerin arasında popülerleşmeye başlayan girişimcilik hareketinin sürdürülmesi ve dünya ile eş zamanlı rekabet edebilirliğe ulaşılması hayati önem taşımaktadır.” dedi.

Öztan; Türkiye’de girişimciliğin önündeki 10 engeli şu şekilde sıraladı:

  1. Aile ve sosyal çevrenin “garantili bir işe girme" yönlendirmeleri ve baskıları,
  2. Girişimci olmak isteyen bireylere ailenin ve sosyal çevrenin maddi ve manevi destek vermemesi,
  3. Eğitim sisteminin genel olarak teorik olması ve saha çalışmalarının sınırlılığı,
  4. Sanayicinin girişimcilere pratik yapma olanağı vermemesi ve stajların kağıt üstünde yapılması,
  5. Finans siteminin gelişmiş ülkelerdeki gibi, projeye kredi verme isteğinin henüz yeteri kadar gelişmemesi,
  6. Devlet desteklerinden yararlanma konusundaki bürokratik engellerin fazlalığı,
  7. Girişimcilerin pazarlama, iletişim, işletme bilgilerinin ve yönetimsel becerilerinin zayıflığı,
  8. Fikir sahibinin fikrin ticarileşmesinde farklı disiplinlerden uzmanlarla bir arada çalışma ve işbirliği yapma anlayışının yeteri kadar gelişmemesi,
  9. Girişimcilerin özellikle uluslararası rekabette çabuk pes etmeleri,
  10. ABD ve AB ülkeleri gibi büyük ekonomilerle rekabet gücümüzün düşük olması.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişimcilerin Yeni Adresi "Yıldız Kuluçka" Açıldı!

$
0
0

Globalleşen dünyada evrensel değerlerle donanmış, kendisini sürekli yenileyen, sorgulayıcı, yaratıcı, girişimci bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Yıldız Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknopark bünyesinde yer alan Yıldız Kuluçka ile teknoloji tabanlı yenilikçi iş fikirlerine sahip ve bu fikirleri bir projeye dönüştürebilen girişimcilerin tüm ihtiyaçlarına cevap vermeyi hedefliyor.

Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin tüm paydaşlarına ev sahipliği yapacak ve bu alanda Türkiye’nin en büyüğü olma özelliğine sahip Yıldız Kuluçka’nın açılışı, 20 Ekim Perşembe günü Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde gerçekleştirildi. Açılış etkinliği, birçok fon yöneticilerini, melek yatırım ağlarını, bireysel yatırımcıları, özel sektör temsilcilerini, akademisyenleri, öğrencileri ve 100’den fazla girişimciyi bir araya getirdi.

Yıldız Teknopark içerisinde bulunan Yıldız Kuluçka, Türkiye'nin en kapsamlı kuluçka merkezi olarak girişimcilik ekosistemine yeni bir boyut getirmeyi hedefliyor.

İnovatif fikir sahibi olan girişimcilere iş fikri aşamasından şirketleşmeye, ticarileşmeden yatırım almaya kadar olan süreçte ofis, altyapı, atölye, laboratuvar, eğitim ve mentörlük hizmetlerini sunan bir kuluçka ve hızlandırma programı olan Yıldız Kuluçka’da mevcut durumda 90’dan fazla girişimci yenilikçi iş fikrini hayata geçirmeye çalışıyor. Ulusal ve uluslararası hibe desteklerden faydalanan projelerin yer aldığı Yıldız Kuluçka’da NASA tarafından da kullanılacak olan ve yatırım alan“Dokunma Hissine Sahip Yapay Deri” ve birçok ödül alan“Damar Görüntüleme Spreyi” gibi gurur verici bir çok çalışma bulunuyor. Kuluçkada yer alan girişimcilerin %60’ı medikal, makine imalatı, elektronik, enerji, gıda sanayi ve kimya gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor ve yenilikçi bir ürün ya da donanım üretmeyi hedefliyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’nde 2003 yılında kurulan Yıldız Teknopark, 2014 yılı sonunda faaliyete geçen İkitelli Yerleşkesi ile birlikte 11 binada 125 bin m2’lik Ar-Ge ofislerinde 380’den fazla firmada 6 binden fazla Ar-Ge ve Yazılım personeline ev sahipliği yapıyor. Yıldız Teknopark bünyesinde bulunan kuluçka ofislerinde yeni girişimler faaliyete başlıyor, atölyelerde prototipler hayata geçiriliyor, laboratuvarlarda deneyler yapılıyor ve girişimcilerin ihtiyaç duydukları eğitim, mentörlük ve danışmanlıklar ücretsiz olarak sunuluyor.

Açılışla birlikte girişimcilerin kullanımına sunulan yeni kuluçka alanında iş fikri olup şirket kurma aşamasına gelmemiş girişimciler için ön kuluçka, iş fikirlerini geliştirerek şirket kurma aşamasına gelmiş girişimciler için kuluçka ve başarılı devam eden girişimciler için kuluçka sonrası destekleri sunma imkanı bulunuyor. Ayrıca yakın zamanda KOSGEB tarafından 3,85 milyon $ desteklenmeye hak kazanan, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi ortaklığında ABD Silikon Vadisi’nde kurulacak olan Uluslararası Kuluçka Merkezi’nin merkez ofisi de bu alanda bulunuyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin konu ile ilgili yaptığı açıklamada, "Yıldız Teknopark bünyesindeki Kuluçka Merkezinin, üniversitemizde ve ülkemizde Ar-Ge ve girişimcilik kültürünün güçlenmesi için önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Bir girişimcinin eğitimden mentörlüğe, ofisten prototip atölyesine, laboratuvardan sosyal alanlara ve yatırımcılara kadar ihtiyaç duyabileceği tüm paydaşları Yıldız Teknopark Girişimcilik Ekosistemi’nde bir araya getirdik. Yıldız Kuluçka’da bulunan firmaların hemen hepsi akademisyen, yeni mezunlar ve öğrencilerden oluşuyor. Kurulduğu günden bu yana 150’den fazla girişime destek olan Yıldız Kuluçka’da yeni ofis alanlarımızla birlikte aynı anda 250’den fazla teknolojik girişimin hayallerini gerçeğe dönüştürmelerine destek olmayı hedefliyoruz.

Tüm girişimcilere açık olan Yıldız Kuluçka’da faaliyet gösteren inovatif girişimciler, Türkiye’nin dünyada çığır açacak projelerine imza atacak“ dedi.

Yıldız Kuluçka hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.yildizkulucka.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TOBB: Eylül Ayında Kurulan Şirket Azaldı Kapanan Şirket Sayısı Arttı!

$
0
0

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), eylül ayına ilişkin kurulan-kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Kurulan şirket sayısı, eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 29,03 azalarak 3 bin 704 oldu. Kapanan şirket sayısı ise bu dönemde yüzde 21,99 artarak 832'ye çıktı.

Kurulan şirket sayısı, eylülde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 29,03 azalarak, 5 bin 219'dan 3 bin 704'e geriledi. Kapanan şirket sayısı ise aynı dönemde yüzde 21,99 artarak, 682'den 832'ye yükseldi.

Buna göre, eylülde kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 29,03 azalarak, 3 bin 704 oldu. Geçen yıl aynı dönemde 5 bin 219 şirket kurulmuştu. Kapanan şirket sayısı ise yüzde 21,99 artarak 682'den 832'ye çıktı.

Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısında %17,15 oranında, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında %18,13 oranında, kurulan kooperatif sayısında %33,87 oranlarında azalış oldu. ​

Bir önceki aya göre kapanan şirket sayısında ise %40,30 oranında artış, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısında %14,22 oranında azalış, kapanan kooperatif sayısında %26,04 oranında azalış oldu. 

Aylık bazda ise kurulan şirket sayısı yüzde 17,15 azalırken, kapanan şirket sayısı da yüzde 40,3 arttı.

Bu yılın ocak-eylül döneminde kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,89 azalarak, 49 bin 994'den 48 bin 51'e geriledi. Aynı dönemde kapanan şirket sayısı ise yüzde 18,69 azalışla 8 bin 915'ten 7 bin 249'a düştü.

Derleme haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

TİSK 2016 Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri İçin Geri Sayım Başladı!

$
0
0

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) geleneksel olarak sürdürdüğü "Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri" 2016 yarışmasında başvurular 28 Ekim 2016’da sona eriyor. Yarışmanın amacı, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) alanında farkındalığı artırmak ve şirketleri teşvik etmek.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen TİSK Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde 7 ayrı kategoride 14 şirkete ödül verilecek. Her kategoride büyük ölçekli ve KOBİ olmak üzere 2’şer şirket ödül sahibi olacak.

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Yağız Eyüboğlu, TİSK’in bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceği KSS Ödülleri’yle bu alandaki çalışmaların yaygınlaşmasına destek olmak istediklerini söyledi. Kurumsal Sosyal Sorumluluk çalışmalarının toplumsal fayda yanında gerek çalışan, gerek müşteri memnuniyetini artırıcı bir etkisi olduğunu ifade eden Eyüboğlu, 21. yüzyılda kurumsal itibarın geçmiş yüzyılda olduğu gibi karlılık, cirobüyüklüğü, vergi ve istihdamla özdeş olmadığına vurgu yaparak “Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 60 ülkede 30 bin kişiyle yapılanaraştırmaya göre çalışanların yüzde 67'si kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde yer alan şirketlerde çalışmak istiyor. Tüketicilerin yüzde 55'i kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde aktif olan şirketlerin ürünleri için daha fazla bedel ödemeye hazır. Yine tüketicilerin yüzde 52'si satın aldıkları ürünün çevreye etkisine de dikkat ediyor. Artık ticari faaliyetin verimlilik ve başarısında kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları bileşenler arasında bulunuyor” dedi.

Eyüboğlu,her ödül kategorisinde hem KOBİ, hem büyük ölçekli şirketiderecelendirmeye tabi tutup iki birinci seçerek Türkiye’de olabildiğince çok şirketi kurumsal sosyal sorumluluk konusunda çalışmaya yönlendirmek istediklerini belirterek Türkiye’deki tüm şirketleri projeleriyle yarışmada yer almaya davet etti.

Toplumsal sorunlara çözüm sağlayan projeler için Büyük Ödül ile Küresel İşbaşında EğitimTürkiye Ağı (GAN TÜRKİYE) Özel Ödülü verilecek olan TİSK Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde; kapsayıcılık, etkililik, iyi uygulama, sürdürülebilirlik ve yenilikçilik dallarında da biri KOBİ, diğeri büyük şirket olmak üzere 2'şer şirket ödül alacak.

7 Kategoride 14 Ödül Verilecek

TİSK KSS yarışması kapsamında; Büyük Ödül ve GAN Türkiye Özel Ödülü dahil, her kategoride biri büyük ölçekli, diğeri KOBİ olmak üzere 2'şer şirket olmak üzere toplam 14 şirkete ödül verilecek. TİSK'in KSS yarışması Büyük Ödülü, değerlendirmede en yüksek puanı alan bir KOBİ ve bir büyük şirkete verilecek. Bu kategoride, bir toplumsal soruna yönelik yenilikçi çözüm içeren etkili bir projenin farklı paydaşları ile işbirliği içinde iyi bir uygulama ile yaygınlaşarak sürdürülmesi sürecini gerçekleştiren projeler ödüllendirilecek.

Unutmayın, "Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri" 2016 yarışmasının son başvuru tarihi 28 Ekim 2016.

"Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri" hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Boğaziçi Zirvesine Körfez Ülkelerinin Büyük Elçilerinden Tam Destek!

$
0
0

29 Kasım- 1 Aralık tarihlerinde Cumhurbaşkanlığı yüksek himayesinde düzenlenecek olan“Boğaziçi Zirvesi”nin öncesinde Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) ile Körfez Ülkelerinin büyükelçileri gelenekselleşen toplantılarında bir araya geldiler.

İstanbul Four Seasons Bosphorus Hotel’de düzenlenecek olan 7. Boğaziçi Zirvesi öncesinde Körfez ülkelerinin büyükelçileri ile bir araya gelen Uluslararası İş Birliği Platformu (UİP) Kurucusu Cengiz Özgencil; “Her yıl yaptığımız gibi zirveden bir ay önce Körfez ülkelerinin büyükelçileri ile bir araya geldik. Gelenekselleşen bu toplantıda amacımız zirvede yapacağımız etkinliklerle ilgili hem büyükelçileri bilgilendirmek hem de onlardan gelecek talepler doğrultusunda zirveyi daha verimli hale getirebilmek. Zirveye katılacak olan Körfez ülkelerinden; Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Katar, Lübnan, Ürdün, Filistin, Sudan, Tunus başta olmak üzere 12 ülkenin büyükelçisi ile bir araya geldik. Amacımız Körfez ülkeleri ile işbirliğini artırmak” dedi.

Özgencil zirveyi kendi ülkelerine yapmak için bizi davet eden ülkeler olduğunu söyledi, önümüzdeki yıllar için bu tekliflerin değerlendirilebileceğini ifade etti. Konuşmasına devam eden Özgencil bu yıl gerçekleşecek paneller hakkında bilgi verdi: “Bütün panellerimize önem veriyoruz ama bu yıl ön plana çıkmasını beklediğimiz panellerimiz arasında ‘Gelecek Vizyonu’, ‘Gelişmekte Olan Ülkelere Batı’nın Yaklaşımı’, ‘Yeni İpek Yolu’, sürdürülebilir kalkınma hedefleri, altyapı yatırımları, İslami finans, akıllı şehirler, genç girişimciler, kadının ekonomideki yeri, spor endüstrisinin ekonomiye katkısı, enerji panelleri ve sanatın ekonomiye katkısı sayılabilir. İş dünyamızın bu zirvede kesinlikle yer alması gerektiğini düşünüyorum. Zirvemize devlet başkanları, bakanlar ve önemli iş insanları katılacak. Zirvede, katılacak iş insanlarımıza B2B görüşmeler aracılığıyla daha etkin bir iletişim sağlayacağız. Bu zirve ile ülkemize ve bölgemizdeki ülkelere geçmiş 6 yılda olduğu gibi bu yıl da  katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

Fatah Naciri:"Ortadoğu İçinde Bulunduğu Durumdan Türkiye Olmadan Asla Çıkamaz"

Türkiye’nin bölgedeki önemine vurgu yapan Arap Ligi Türkiye Temsilcisi Mohammed Fatah Naciri“Türkiye'nin istikrarı ve güvenliği bölgenin istikrarı ve güvenliği demektir. Ortadoğu içinde bulunduğu durumdan Türkiye olmadan asla çıkamaz. Körfez ülkeleri Arap dünyasının içinde stratejik ve jeopolitik olarak çok önemlidir. 13 Ekim’de Riyad'ta gerçekleştiren dışişleri bakanları toplantısında tartışılan Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında oluşturulacak serbest ticaret bölgesi çok büyük önem taşımaktadır” dedi. Arap Baharı sonrası ilişkilerin toparlanma ve yeniden inşa sürecinde UİP’in etkin rol aldığına değinen Naciri “Arap Baharı sonrası yavaşlayan ilişkilerin toparlanması ve inşası adına Uluslararası İşbirliği Platformu’nun devamlılığı büyük bir rol oynadı” dedi. Ayrıca “Yedi senedir üst düzey birçok kişinin katıldığı Boğaziçi Zirvesi niş bir oluşumdur ve burada insanlar fikirlerini hür bir şekilde ifade edebiliyorlar” dedi.

Filistin Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa: “Bu Zirve Hepimiz Adına Bir Şanstır”

Zirve’nin Türkiye’de gerçekleştiriliyor olmasına değinen Filistin Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa; “Birçok konuyu tartışma fırsatı veren bu zirvenin ağabey ülke olarak gördüğümüz Türkiye'de gerçekleştiriliyor olması kendimizi güvende hissettiriyor. Politika, ekonomi ve daha birçok konuda bölge sorunlarına ışık tutan bu zirve hepimiz adına bir şanstır” dedi.

Lübnan Büyükelçisi Mansour Abdallah: "İstanbul Arap Dünyasının Başkentidir"

Ortak tarihimize vurgu yapan Lübnan Büyükelçisi Mansour Abdallah;“Bölgede işbirliğini arttırmak için birbirimizi daha yakından tanımalıyız ve potansiyelimizi daha iyi anlamalıyız. Beraber yaşadığımız tarihin bu ilişkilerin kurulması adına bir köprü olmasına çabalamalıyız. Ticaret birbirine uzak devletler arasında değil komşular ve bizim gibi akrabalık ilişkisi olan ülkeler arasında yapılmalıdır. Bu zirve bu bağlamda çok önemli. İstanbul Arap dünyasının başkentidir ancak bunu farklılıklarımızı bir kenara bırakarak tek vücut olarak başarabiliriz. Birbirimizi daha iyi anlayarak yakınlaşmak ve insani ilişkilerimizde üzerinden iş birliğimizi sağlamlaştırmak için okullarımızda Türkçe ve Arapça dil derslerini teşvik etmeliyiz” diye konuştu.

Tunus Büyükelçisi Mohamed Salah Tekaya, gelenekselleşen bu zirveyi ne kadar önemsediklerini bu yemeğe katılarak gösterdiklerini ifade etti ve“Zirvenin bağımsızlığı ve her kesime eşit duruşu bölgemiz sorunlarını özgür irade ile yaklaşılmasını ve işbirlikleri kurulması adına alkışlanılası bir durum” dedi.

Birleşik Arap Emirlikleri Büyükelçisi Khalifa Shaheen Almarar, “Yeni atandığım için zirveye daha önce katılma fırsatı bulamamış olmam zirveyi tanıdığımız ve sonuçlarını yedi senedir takip ettiğimiz gerçeğini değiştirmiyor. Bu başarılı girişim bölgemiz adına büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Ürdün Büyükelçisi Amjad Adaileh; “Uluslararası İşbirliği Platformu bölgemizin sorunlarını ışık tutmak ve çözümler getirilmesi için diyaloglar kurulmasını sağlamak adına birçok üs düzey ve iş adamlarını her sene üstüne katarak bir araya getirdiğini gözlemleme fırsatı bulduğumuz bölgemizin en önde gelen makro düzey toplantısıdır. Özellikle bu zirveyi hayata geçiren mutfaktaki insanlara bölge adına teşekkür etmeliyiz” dedi.

Türk-Arap Diyaloğu Platformu: "Zirveye 90 Ülkeden Politikacı, Bürokrat ve İş İnsanlarını Bekliyoruz"

Boğaziçi Zirvesi’nin her geçen sene öneminin daha da arttığını belirten Türk-Arap Diyaloğu Platformu Genel Sekreteri Erşat Hürmüzlü, “12 büyükelçi 3 maslahatgüzarın burada olması gerçekleştirilecek olan zirvenin önemini göstermektedir. Türkiye için marka haline gelen bu zirveye bütün kesimler tarafından sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Zirveye 90 ülkeden politikacı, bürokrat ve iş insanlarını bekliyoruz. Bu zirve Türkiye’nin tanıtımı için de büyük önem arz etmektedir” dedi.

Boğaziçi Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bogazicizirvesi.org ve www.uipistanbul.org web adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7107 articles
Browse latest View live