Quantcast
Channel: Girişim Haber
Viewing all 7101 articles
Browse latest View live

Türk Hazır Giyim Üreticileri, Bütün Dünya ile Dijitalde Buluşuyor

$
0
0

Türkiye’de üretim yapan ve DepoTextile Tedarikçi Standartlarına uyum sağlayan üreticiler, stoklarındaki hazır giyim ürünlerini, her hangi bir yıllık ücret ve komisyon ödemesi olmadan yurt içi ve yurt dışındaki binlerce mağaza ve butiğe satışa sunduklarına değinen DepoTextile.com Kurucusu Kenan Demir, “Üreticiler, gerekli entegrasyonlar tamamlandıktan hemen sonra toptan sipariş alabilecekler. Geçtiğimiz yıl yaklaşık 100 üreticinin stoklarındaki sevkiyata hazır ürünlerini, 20 binin üzerinde mağaza ve butiğe ulaştırdık. Üretici tedarikçilerimizin binlerce ürününü yeni nesil toptan satış platformumuz üzerinden 17 ülkeye ihraç ettik. Bu sene odağımıza ihracatı alarak üreticilerimizin ürünlerini yurt dışında binlerce mağaza ve butik ile buluşturmaya devam edeceğiz“ dedi.

Toptan Giyim Siparişlerini Dijitalleştiriyor

DepoTextile.com’u onlarca üreticinin binlerce ürün ve modeline tek noktadan ulaşabilme ve güvenli toptan sipariş oluşturabilme hizmeti sağlayan yeni nesil toptan satış platformu olarak tanımlayan Kenan Demir, “Hazır giyim üreticileri ile perakende satış yapan butik ve mağazaları tek bir adreste buluşturarak tedarik zincirini tümüyle dijitalleştirdik. Geniş ürün yelpazemiz ve uygun maliyetli çözümlerimizle, üreticileri hedef kitleleriyle ve potansiyel müşterileriyle bir araya getiriyoruz. Hızlı ve güvenilir tedarik hizmetimizle mağaza ve butikleri zaman ve maliyet tasarrufuyla tanıştırıyoruz. Ürün tedariğini DepoTextile.com üzerinden gerçekleştiren binlerce butik ve mağaza, daha fazla satışa odaklanma imkanı bulurak hedef müşteri kitlesine yönelik doğru stratejiler geliştirebiliyor.

400 milyar TL’ye ulaşan e-ticaret, 2022’de 600 milyarı zorlayacak

Pandeminin etkisiyle 400 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşan e-ticaret, çok sayıda sektöre olduğu gibi tekstile de krizden çıkış yolunu gösterdi. 2021’de e-ticaretle ihracatını 3 milyar dolardan fazla artırarak 20 milyar doların üzerine çıkaran tekstil sektörü, ekonomiye 18 milyar doları aşan bir katkı sağladı. Onlarca üreticiyi binlerce butik ve mağazayla buluşturan platformlar, yarattıkları zaman ve maliyet tasarrufuyla üreticilerin sınır ötesi yolculuklarına kılavuzluk ediyor.

Pandemide atağa geçen e-ticaret, tekstil sektörüne krizden çıkış yolunu gösterdi. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) tarafından açıklanan verilere göre, 2021’de %55 artışla 400 milyar TL’ye ulaşan e-ticaret sektörünün 2022‘de %40 büyümeyle 560 milyar TL’ye yükselmesi bekleniyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) hazırladığı 2021 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’na göre 2021’de online alışveriş yapanların oranı %36,5’ten %44,3’e yükseldi. Giyim, aksesuar ve ayakkabı alışverişi %70,7 ile pastadan en büyük payı aldı. Pandeminin olumsuz etkilerini e-ticaretle ortadan kaldırarak ticaret hacmini genişleten tekstil sektörünün rotasını e-ihracata çevirdiğini belirten DepoTextile.com Kurucusu Kenan Demir, “2021’de ihracatını 3 milyar dolardan fazla artırarak 20 milyar doların üzerine çıkarmayı başaran tekstil sektörü, Türkiye ekonomisine 18 milyar doları aşan bir katkı sağladı. Özellikle pandeminin etkisiyle ayakta kalmakta zorlanan küçük ve orta büyüklükteki üreticiler, e-ticaret aracılığıyla zorlu sürecin üstesinden gelmeyi başardı. Hazır giyim üreticileriyle butik ve mağazaları tek bir platformda buluşturarak yarattığımız maliyet tasarrufuyla sektöre pandemiden çıkış yolunu gösterdik” dedi.

Onlarca üreticinin binlerce ürün ve modeline tek noktadan ulaşabilme ve güvenli toptan sipariş oluşturabilme hizmeti sağlamayı amaçlayan yeni nesil toptan satış platformu DepoTextile hakkında daha fazla bilgi için depotextile.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Girişim tanıtım haberimizi tekstil üreticisi girişim ve firmalar başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


BiyoGirişimciler, BIO Startup 2022 Başvurularınızı Bekliyor!

$
0
0

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) ve ReDis Innovation iş birliğinde gerçekleştirilen BIO Startup Program 2022'nin bu seneki odak alanlarını sağlık biyoteknolojisi ile ilgili olarak ilaç keşfi, tıbbi cihaz, dijital sağlık, evde sağlık çözümleri, tamamlayıcı sağlık uygulamaları, genomik, hücre tedavisi ve sağlık takviyeleri oluşturuyor.

Başvurusu uygun görülerek programa kabul edilen biyogirişimciler, 7-27 Nisan tarihlerinde gerçekleşecek Biyogirişimcilik Kampı süresince sektörün önde gelen profesyonellerinden tematik eğitim ve mentörlük alacaklar. Online eğitim süresince workshoplara katılacak olan biyogirişimciler regülasyon, patent, gibi konularda yol haritaları üzerine çalışma ve 1-1 mentorluk seanslarına katılma şansına sahip olacaklar. Bu hazırlık sürecini tamamlandıktan sonra ise 28 Nisan 2022 tarihinde gerçekleşecek BIO Startup Demo Day'de sunumlarını yapacak biyogirişimciler arasından öne çıkanlar, 9 Mayıs - 15 Haziran tarihleri arasında BIO Startup Küresel Şirket ve Yatırımcı Buluşmaları'nda küresel biyoteknoloji ekosisteminin aktörleri, yatırımcılar ve şirketlerle bir araya gelme ve görüşmeler yapmaya devam edecek.

Yeni deneyimler ve fırsatlar biyogirişimcileri bekliyor

AIFD Yatırım Politikaları Direktörü Serah Kekeç, 2022 ayağının başvuruları yakında başlayacak olan BIO Startup Program ile ilgili şunları söyledi: “Bizler AIFD olarak altıncı kez gerçekleştirdiğimiz BIO Startup Program ile Türkiye'de inovasyon ekosistemine katkı sağlayacağımız alanda, yani startupların uluslararasılaşarak ticarileşmesi konusunda fayda sağlamaya devam edeceğiz. 2022 yılında Program'a eklenen BIO Startup Akademik Girişimcilik Modülü ile startup havuzumuzun büyümesine destek olmak için henüz şirketleşmemiş ve proje aşamasında olan potansiyel girişimcilerin ticarileşme yol haritalarını tasarlamaya destek olmayı hedefliyoruz. Patent ve proje taramasıyla üniversitelerdeki ilgili araştırmacıların belirlenmesi ve akademik girişimcilik modülüne davet edilmesi de bu yılki hedeflerimiz arasında.”

Türkiye'nin ilk ve tek biyoteknoloji temalı hızlandırıcı programı BIO Startup Program 2022 için başvurular 31 Mart 2022'ye kadar biostartup2022.comüzerinden yapılabiliyor. Programa katılım hakkı kazanlanan biyogirişimciler 4 Nisan 2022'de açıklanacak.

Haberimizi biyogirişimciler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Logo Ventures Teknoloji İhraç Edecek Girişimlere Yatırım Yapacak

$
0
0

2017 yılında Türkiye’deki ilk Kurumsal Girişim Sermayesi Yatırım Fonu olarak kurulan Logo Ventures, ikinci fonunu Haziran 2021’de 12.6 milyon ABD doları büyüklüğü ile kurdu. Fon önümüzdeki dönemde ana yatırımcısı Logo Yazılım’ın yanına yeni katma değerli yatırımcıları da alarak fon büyüklüğünü 25 milyon ABD doları büyüklüğe çıkarmayı ve önümüzdeki iki yılda uluslararası piyasalara teknoloji ihraç edecek 20 girişim şirketine yatırım yapmayı hedefliyor. 

Türkiye’de, Orta ve Doğu Avrupa’da yazılım geliştiren erken aşama teknoloji şirketlerine yatırım yapan Logo Ventures, tecrübeli ekipler tarafından yönetilen, sundukları çözümler ile kendi sektörlerinde öncü ve global pazarlara teknoloji ihraç edebilecek girişimlere yatırım yapmaya odaklanıyor. 

Fon’un Yönetici Ortağı Yiğit Arslan, birinci fondan yatırım yaptıkları girişimlerin elde ettiği uluslararası başarının tekrarlanabilir olduğunu belirterek şunları söyledi: “Birinci fondan yatırım yaptığımız Vispera ve V-Count’un büyüme ve uluslararasılaşma hikayesinde ekibimizin verdiği desteğin güzel sonuçlarını gördükten sonra ana yatırımcımız Logo Yazılım’ın yanında kendi sektörlerinin öncüsü olan diğer katma değerli yatırımcıları da alarak bu başarıları yinelemek için yola çıkıyoruz.”

Fon’un Yönetici Ortağı Merve Zabcı 2022 yılında Logo Ventures’ın fon portföyünü Türkiye’de ve Orta ve Doğu Avrupa’da genişletmeyi ve portföy şirketlerinin sektörlerinde etkin birer oyuncu olması için destek sağlamayı hedeflediklerini belirtti Zabcı, “Her iki pazarda teknik yetenek ve yazılımcı zenginliği, lokal piyasa dinamikleri açısından oldukça benzeşiyor. Amacımız iki pazar arasındaki sinerjileri ortaya çıkartmak ve bölgeden globale açılabilecek ekipleri desteklemek. Logo Ventures girişimlere yeni pazarlara giriş stratejisi, müşteri deneyimi ve finansman gibi stratejik alanlarda destek veriyor. Global çevrede önemli bağlantılar kurarak girişimlerin uluslararası piyasalarda kendi sektörlerinde lider olmaları için uygun ortamı sağlıyor” dedi.

“Logo’nun bilgi birikimini portföy şirketlerine aktarmayı hedefliyoruz”

Girişimcilik ekosisteminde hem yatırım hem de operasyonel tecrübeye sahip bir ekip tarafından yönetilen Logo Ventures, ürün gelişimi ve satış tarafında Logo Yazılım’ın bilgi birikimini portföy şirketlerine aktarmak ve Logo Yazılım ile portföy şirketleri arasında potansiyel sinerjiler yaratmayı amaçlıyor. 

Fon’un Yönetici Ortağı Zabcı, ekip olarak zamanlarının önemli bir bölümünü yatırım yapılan girişimlere stratejik, teknik ve operasyonel konularda destek vermeye ayırdıklarını belirterek, “Amacımız katma değerli uzun vadeli bir ortak olmak.  Logo Yazılım’ın satış, ürün geliştirme ve uluslararasılaşma alanlarında 30 yılı aşkın tecrübesinin portföy şirketlerimize aktarılması şirketlerin hedeflerine ulaşmalarında etkin rol oynuyor. Logo Yazılım’ın ürün geliştirme konusunda uzmanlığı, Türkiye ve Doğu Avrupa’daki etkin satış ağı Fon’un önemli başarı unsurları arasında” dedi. 

Fon’un yatırım ekibi son altı ayda 1.000’den fazla girişim ile temas etti ve Fon’un yatırımları arasında Wask, Inooster, SportsERP ve Evreka bulunuyor. Yatırım yapılan şirketlerin toplam cirolarının %50’den fazlası ihracattan elde ediliyor. Girişimlerin ortak özellikleri kendi sektörlerinde öncü olmaları ve hizmet verdikleri sektörlerde teknoloji dönüşümünü hızlandırarak şirketlerin yaşadıkları temel problemlere uygulanabilir çözümler sunmaları. 2022 yılı içerisinde şirketlerin ortak hedefleri yurtdışı yapılanmalarına hız vermek ve sektörlerindeki konumlarını güçlendirmek.

Geleneksel iş yapış şekillerini değiştiren yenilikçi teknoloji takımlarına yatırım yapan Logo Ventures hakkında daha fazla bilgi için logoventures.com.tr web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Global Krizler, Teknolojik Tarım ve Gıda Girişimlerini Öne Çıkarıyor

$
0
0

Uluslararası Melek Yatırım Ağı Keiretsu Forum Türkiye Genel Müdürü Duygu Eren’e göre, son dönem global krizlerle ortaya çıkan sorunlar için gereken alternatif çözümleri tarım ve gıda teknolojileri girişimleri sağlayabilir.

Dünya buğday ihracatı ortalama 200 milyon ton olduğunu belirten dünyanın en yaygın melek yatırımcı ağı Keiretsu Forum Türkiye Genel Müdürü Duygu Eren “Bu ihracatın yaklaşık yüzde 30'u yani 60 milyon tonu Rusya ve Ukrayna tarafından gerçekleştiriliyor. Ayçiçeği tohumu ihracatının yüzde 32'sine denk gelen 1 milyon 250 bin tonu, mısır ihracatının yüzde 19’u olan 38 milyon tonu, arpa ihracatının yüzde 31’ini oluşturan 10 milyon 500 bin tonu Rusya ve Ukrayna tarafından sağlanıyor. Bu nedenle buradaki bir olumsuzluk dünya piyasalarını doğrudan etkiliyor çünkü Ukrayna Avrupa’nın tahıl ambarı. Bu yüzden buğday, arpa, mısır, ayçiçeği fiyatları her geçen artıyor ve bu ürünlerin hepsinde ithalatçı olan Türkiye'nin ithalat faturası kabarıyor. Bu aşamada Ukrayna - Rusya savaşı ile birlikte tarım ve gıda teknolojileri ön plana çıktı ve daha da önem kazanacak.” dedi.

Startup'ların problemlere teknolojik çözüm üreten ve hızlı büyüme gösteren girişimler olduğunu da vurgulayan Eren, “Bu durumu daha önce pandemide yaşamıştık. O dönemde de tarım ve gıdanın değeri daha iyi anlaşılmıştı. Ukrayna - Rusya savaşının diğer ülkelere en önemli etkilerinin başında tarım ve gıda alanı geliyor. Savaş nedeni ile bu tarım ürünleri ya ithal edilemiyor ya da fiyatları çok artıyor.  Bu noktada Türkiye ekonomisi için iktisadi ve sosyal bir problem ortaya çıkıyor. Tarım teknolojileri girişimleri yerel pazardaki tarım potansiyelini artırma noktasına katma değer ve gıda teknolojileri de yerel üretimde verimlilik artışı sağlıyor. Dolayısıyla, tarım ithalatındaki savaş nedeni ile yaşanılan problemlere alternatif çözüm olarak tarım ve gıda teknolojileri girişimleri değerlendirilebilir.” şeklinde görüşlerini dile getirdi.

Keiretsu Forum Türkiye Genel Müdürü Duygu Eren'e değerlendirmeleri için teşekkür ediyor, haberimizi tarım ve gıda teknolojilerine odanlanmış girişimciler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BizBizze Girişimcilik Programı 2022 Başvuruları Başladı!

$
0
0

BizBizze Kadınlar İçin Fikir ve Destek Derneği girişimci olmak veya girişimlerini büyütmek isteyen kadınlara güç vermeye devam ediyor. BizBizze Kadınlar İçin Fikir ve Destek Derneği kurulduğu 2017 yılından bu yana kadınlara yönelik destek ve güçlendirme programları ile kadın dayanışmasında ön saflarda yer alarak, örnek oluyor.

Yeni dönemde Kanada Büyükelçiliği tarafından yürütülen Yerel Girişimler için Kanada Fonu desteği ile Türkiye'deki Kadın Girişimcileri Güçlendirmek İçin BizBizze Destek Programı hayata geçiriliyor. Bu program ile amaç, iş kurmak veya işini büyümek isteyen kadın girişimcilere destek sunabilmek.

BizBizze bugüne dek 6 farklı dönemde girişimcilik programı açmıştı. Bu sefer bir ilk özelliği taşıyor çünkü ilk defa tüm Türkiye çapında başvurulara açık olunacak. Üstelik kadın girişimciliği ve kadın istihdamı oranının düşük olduğu kentlerden gelen başvurulara öncelik tanınacak. Programın her aşaması online yürütülecek.

Henüz iş kurmamış bir iş fikri bulunan ve yakın gelecekte iş kurmayı düşünen kadın girişimci adayları ve sahip olduğu işi büyütmek isteyen girişimci kadınlardan oluşan 2 ayrı eğitim grubu oluşturulması planlanıyor. Kanada Büyükelçiliği tarafından yürütülen Yerel Girişimler için Kanada Fonu desteği ile yürütülecek yeni programa 75 kadın girişimcinin kabul edilmesi öngörülüyor.

Formu doldurup ön elemeden geçen tüm başvuru sahipleri kişilik envanteri uygulaması ve birebir gerçekleşen yaklaşık 1 saatlik bir rehberlik görüşmesi hizmetinden faydalanabilecek. Bu görüşme sonrası programa kabul edilecek adaylar ise 75 saatlik bir girişimcilik eğitimi alacak, eğitimlerle eş zamanlı olarak birebir koçluk desteği de sağlanacak. Son aşamada ise katılımcılar alanında uzman girişimci ve profesyonellerle eşleştirildikleri bir mentörlük programına dahil edilecekler.

Başvurular değerlendirilirken öncelikle kadın girişimciliği ve istidamının düşük olduğu kentlerdeki kadınlardan başlayarak Türkiye’nin tüm bölgelerinden zengin bir katılımcı profiline ulaşmak hedefleniyor. Programın hedefleri ile katılımcıların beklentilerinin uyumu da kabul kriterleri arasında. Örneğin somut olarak yakın gelecekte iş kurmak, yeni satış kanallarına, yeni pazarlara açılmak gibi…

Kadın girişimciliği oranı çok düşük

Resmi verilere baktığımızda Türkiye’de ekonomik yaşama kadınların katılımının arzu edilenin çok gerisinde olduğunu hatırlatanBizBizze Kadınlar İçin Fikir ve Destek Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özden Anık Tekir, şunları söyledi: “Nüfusun yarısını kadınlar oluşturduğu halde raporlara göre Türkiye'de 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 45,7, bu oran kadınlarda yüzde 28,7, erkeklerde ise yüzde 63,1.  Yani her 10 kadından yalnızca 3’ü resmi olarak ücretli çalışan statüsünde oluyor. İş sahibi olma konusunda da durum farklı değil. 2019 verilerine göre Türkiye'de kadın girişimcilik oranı yüzde 8. “

Erkek/kadın oranına göre Türkiye’yi diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda kadınların girişimcilik faaliyetine katılım oranının düşük olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında kadınların girişimcilik faaliyetine katılımı bakımından en düşük ülkedir. Türkiye’den sonra kadın girişimci oranın düşük olduğu ülkeler İsveç (2,37:1), Slovenya (2,32:1) ve Yunanistan (2,25:1)’tır. Brezilya’da bu oran 1,07:1 olup erkek kadın girişimci oranı hemen hemen birebirdir. Çin ve A.B.D kadın girişimci oranı yüksek olup her 10 kadın girişimciye karşın 12 erkek girişimci vardır.

Verilerin de Türkiye’de kadınların istihdam ve girişimcilik konusunda güçlendirilmesi ve ekonomik hayata katılımının desteklenmesi gerektiğini gösterdiğine işaret eden BizBizze Kadınlar İçin Fikir ve Destek Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özden Anık Tekir, sözlerine şunları ekledi: “Geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri ve cinsiyetçi yapısal mekanizmalar, kadınların desteklenmesini gerekli kılan unsurların başında geliyor. Cinsiyete dayalı ayrımcılık nedeniyle, kadınların bir iş kurmak için gerekli ağlara, finansal kaynaklara ve bilgilere erişmeleri erkeklere göre daha zor oluyor. Ülkemizi bir yandan dünya trendine yaklaştırmak, bir yandan da ekonomik açıdan daha adil ve sürdürülebilir bir sisteme kavuşmak için kadınların iş dünyasında daha fazla yer alması gerekiyor. Türkiye’nin gelişmesi için bunun şart olduğunu tüm toplumsal aktörlerin gördüğü bir dönemde yaşıyoruz.”

BizBizze Destek Programı için başvurular 14 Mart – 1 Nisan 2022 tarihleri arasında açık olacak. Başvuruları BizBizze’nin web sayfası bizbizze.org aracılığıyla online olarak alınıyor. Web sitesinden başvuru rehberi ve başvuru formuna erişmek de mümkün.

Haberimizi kadın girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Tekne ve Yat Sektörünü Buluşturan Pazaryeri Girişimi: Teknende!

$
0
0

2021 Mayıs ayında girişimci İlhan Elibol tarafından kurulan Teknende platformu, tekne ve deniz aracı sahiplerinin denizde yaşamsal ihtiyaçlarını ve tekne bakım ihtiyaçlarını karşılayabileceği online bir girişim. Tedarikçi çözüm ortaklarıyla birlikte çalışan platform, tekne sahiplerinin hizmete ulaşması için bir pazaryeri görevi görüyor.

Teknende’den yararlanan kullanıcılar; yat temizliği, güverte boya işlemleri ve VIP transfer gibi birçok hizmetten faydalanabiliyor. Tabii, Teknende’nin tüm faaliyetleri tekne bakımıyla sınırlı kalmıyor. Girişim sayesinde, denizde erişilebilirliği olmayan hizmetler de tekne sahiplerine ulaştırılabiliyor. Diyelim ki evcil hayvanınızla ilgili bir durum oldu ve veterinere ulaşmanız lazım; Teknende, iş birliği içinde olduğu partnerleriyle birlikte veterineri teknenize getirebiliyor. Sağlık ve kişisel bakım hizmetleri de sunan yerli girişim, teknenizde saçınızı kestirmeniz için kuaför de yönlendirebiliyor.

İlhan Elibol’un tekne bakım süreçlerinde şahit olduğu sorunlardan yola çıkarak ilk temellerini attığı girişim, geçtiğimiz yıl içinde Voyage Easily ismiyle hayata geçmiş. İlk adımları takip eden süreçte “Teknende hayat evinden daha rahat” sloganına kavuşan girişim, ismini de Teknende.com olarak değiştirerek küçük bir yenilenme yaşamış.

Tamamiyle denizcilerden oluşan girişim ekibi, Yatchworks ve Hempel Boya gibi isimlerle birlikte çalışıyor. Girişimin hem Türkiye’den, hem de Avrupa’nın belirli bölgelerinden iş birliği içinde olduğu çözüm ortakları bulunuyor. Bu çözüm ortakları, yerli girişimin Avrupa başta olmak üzere uluslararası sulara açılmasında kilit bir rol oynuyor. Girişimin mevcut çözüm ortaklarının bir kısmı; İspanya, Yunanistan ve Ukrayna‘da konumlanıyor.

Kuruluşundan bu yana hiçbir yatırım almadığı ifade edilen Teknende, Türkiye’de yaklaşık 1000 tekne sahibine ulaşmış durumda. Girişim, yıl sonuna kadar bu sayıyı 17.000’e çıkararak hizmet ağını ciddi ölçüde büyütmek istiyor.

Türkiye'de tekne ve yat sahiplerinin ihtiyaç duyduğu hizmet ve ürünleri tedarikçi ile buluşturan pazaryeri platformu Teknende ve hizmetleri hakkında daha detaylı bilgi için teknende.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi tekne ve yat seyahti planlanamyı düşünen okurlarımız ve bu sektörde faaliyet gösteren okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Togg Piste Çıktı! Üretim Süreci Planladığı Gibi Devam Ediyor!

$
0
0

Togg, twitter hesabından, zorlu hava koşullarına hazırlanması ile ilgili bir video paylaştı. Paylaşımda, "Zorlu hava koşullarına hazırlanıyorum" ifadesi yer alırken, videoda, otomobilin, karlı yolda başarılı bir şekilde ilerlediği görülüyor.

Togg'un resmi Twitter hesabında 13 Mart tarihinde yapılan paylaşımda, "Karlı fotoğraf paylaşmayan sadece ben kaldım. Dünyanın önde gelen akredite test merkezlerinde, eksi 40 dereceye varan zorlu parkur koşullarında, içimizi ısıtan başarılı sonuçlar elde etmeye devam ediyoruz." ifadeleri kullanılmıştı.

 

 

Togg'un üretim planlarında hiçbir değişiklik yok

Togg Üst Yöneticisi Gürcan Karakaş, Togg'un üretim planlarında hiçbir değişiklik olmadığını belirterek, "Biz planlarımızı adım adım hayata geçiriyoruz. Bu bağlamda 4. çeyrekte, ekim sonu kasım başında tesisimiz seri imalata hazır hale gelecek. 2023'ün ilk çeyreğinde biz araçlarımızın lansmanını yapmış olacağız." dedi.

Karakaş, Yapay Zekâ Politikaları Derneği'nin (AIPA) çevrim içi olarak düzenlediği 1. Yapay Zeka Zirvesi "AI [Tomorrow Summit]" etkinliği kapsamında düzenlenen “Geleceği Aydınlatanlar Oturumu"nda yaptığı sunumda, sektörde oyunun kurallarının değiştiğini ve özellikle de teknolojinin bu değişimde çok önemli bir rol oynadığını dile getirdi.

Dünyada otomotiv sektörünün büyümeye devam ettiğini ancak sektörde kar havuzlarının değiştiğini belirten Karakaş, gelecekte sadece büyük olanların değil daha çevik, yaratıcı ve iş birliğine açık olanların başarılı olacağını anlattı. Karakaş, Togg'un kullanıcı odaklı yaklaşımıyla klasik OEM'lerden (orijinal ürün üreticisi) ayrıştığını dile getirerek, dünyanın her yerinde tescil ettirdikleri Use-Case Mobility kavramının Togg'un vizyonunu oluşturduğunu anımsattı.

İki önemli hedefleri olduğunu aktaran Karakaş, "Birincisi, fikri ve sınai mülkiyeti yüzde 100 Türkiye'ye ait, küresel bir mobilite markası ortaya çıkarmak. İkincisi ise Türk mobilite ekosisteminin çekirdeğini oluşturmak." diye konuştu.

"Start-up'larımızla birlikte bir ürün ve hizmet sunuyor olacağız"

Togg CEO'su Karakaş, mobilite-startup ekosistemini sistematik bir yaklaşımla oluşturduklarını belirterek, "Start-up ortaklarımızla birlikte biz akıllı cihazımın (otomobil) lansmanında hatta belki lansmanından önce de bir ürün ve hizmet sunuyor olacağız." dedi.

Togg'un faaliyetleri içerisinde özellikle üzerinde durdukları üç alanın "otonom sürüş", "kullanıcı modu", "ekosistem"den oluştuğunu belirten Karakaş, bunların yapay zekayla ilintili olduğuna dikkati çekerek, "Burası derya deniz, öncelikler konusunda hızlı olan kazanıyor. Mobilite ekosistemiyle beraber bizim beraber çalıştığımız veya çalışacağımız start-up'larımız hızlı olduğunda bizlere daha fazla faydalar sağlayacak." ifadelerini kullandı.

"Yapay zekayı aktif olarak kullanıyoruz"

Gürcan Karakaş, yapay zekayı aktif bir şekilde kullandıklarını ve kullanmaya devam edeceklerini vurgulayarak, en son CES'te Use-Case Mobility yaklaşımlarını yapay zekayla dijital sanata çevirdiklerini ayrıca lansman müziklerini de yapay zekanın bestelediğini anımsattı.

Karakaş, sunumu sonrasında sorulan soru üzerine, Togg'un ne zaman seri üretime geçeceğine ilişkin şunları kaydetti: "Bizim planlarımızda hiçbir değişiklik yok. Biz planlarımızı adım adım hayata geçiriyoruz. Bu bağlamda 4. çeyrekte, ekim sonu kasım başında tesisimiz seri imalata hazır hale gelecek. Seri imalata hazır hale geldikten sonra, üretim süreçlerimiz tamamlandıktan sonra da homologasyon sürecine gireceğiz. Biz ilk defa bir üretim yapıyor olacağımız için bunu bir süresi var ve 2022 yılında da ondan fazla regülasyon değişiyor. Bunun sonucunda da 2023'ün ilk çeyreğinde araçlarımızın lansmanını yapmış olacağız."

Paylaşımlarıyla ve gelişmleriyle hepimize heyecan veren Togg hakkında detaylı bilgiyi togg.com.tr web sitesinden edinebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Metaverse'ün Geleceğini Şu Beş Kritik Soruyla Değerlendirin

$
0
0

Metaverse, tıpkı mobil internetin yükselişine benzer şekilde, şirketlerin müşteri katılımı, marka bilinci oluşturma, ürün geliştirme, inovasyon ve nihayetinde tüm iş modellerine yönelik yaklaşımlarında radikal değişimler getirebilir.

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY (Ernst & Young) fiziksel ve dijital dünyanın bugüne kadarki en büyük birlikteliği olmaya aday olan ve yeni bir teknolojik atılımın eşiğini temsil eden metaverse’ün heyecan verici fırsatların yanı sıra bir takım kritik riskler ve zorluklar da içerdiğine dikkat çekti. 

Metaverse, insanların dijital avatarları aracılığıyla nesnelerle, çevreyle ve birbirleriyle etkileşime girdiği, paylaşımlı, kalıcı ve üç boyutlu bir sanal ortamı ifade ediyor. İnternetin dönüşümünde büyük rol alması beklenen metaverse’ün, yakın gelecekte endüstrileri, ekonomileri, toplumları, günlük yaşamı temelden ve yeniden yapılandırabilecek teknolojilerden biri olması bekleniyor.

Metaverse, gerçek bir fiziksel varlık olmaksızın dokunsal ve duyusal olarak kullanıcıya ‘orada olma’ hissi verecek bir deneyim vaat ediyor. Endüstriler için de fiziksel zaman ve mekân kısıtlamalarının dışında, yeni, dönüşümsel fırsatlar sunma potansiyeline sahip. 

Henüz emekleme aşamasında olan metaverse, büyük bir dönüştürücü potansiyele sahip 

EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı Gökhan Gümüşlü konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Metaverse henüz emekleme aşamasında. Ancak yakın gelecekte yeteneklerimizi geliştirebilecek, bağlantılarımızı güçlendirebilecek ve etkileşimlerimizi zenginleştirebilecek bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde oyun endüstrisi başta olmak üzere metaverse’ün çeşitli erken sürüm örneklerini görüyoruz. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de şirketlerin metaverse'ü anlama ve hazırlıklı olma arayışında olduklarını, deneysel nitelikte bazı adımlar attıklarını görmekteyiz. Son dönemde pandeminin de etkisiyle fiziksel ve dijitalin hızla yakınsamasını ve tamamlayıcı nitelikteki teknolojilerin gelişmesiyle metaverse’ün hayatın her alanına yayılabileceği yönünde ciddi beklentiler mevcut. Metaverse, tıpkı mobil internetin yükselişine benzer şekilde, şirketlerin müşteri katılımı, marka bilinci oluşturma, ürün geliştirme, inovasyon ve nihayetinde tüm iş modellerine yönelik yaklaşımlarında radikal değişimler getirebilir. Metaverse, kamu hizmetleri, eğitim, turizm ve kültürel etkinlikler de dahil olmak üzere daha zengin etkileşimler için potansiyel taşıdığı gibi, ortaya çıkabilecek çeşitli riskler ve zorluklar da söz konusu.” 

Metaverse’ün rotasını tayin edecek beş kritik soru 

İnsan deneyiminin bir sonraki sınırı olarak da tanımlanan metaverse’ün gelecekteki rotasında belirleyici olacak beş soru şöyle sıralanıyor:  

1. Metaverse işletmeleri ve iş süreçlerini nasıl dönüştürecek?

Yakınsayan teknolojiler metaverse’e giden yolu açarken, tamamen bağlantılı, üç boyutlu sürükleyici deneyimler, endüstriler için zengin bir fırsat ortamı oluşturacak. Bu da işletmeler için “metaverse’e zamanında hazır olmak için bugün hangi stratejik yatırımları yapmak gerekir?” sorusunu gündeme getiriyor. Metaverse’ün müşteri etkileşimi için başlıca ortam haline gelebilmesinde henüz zamana ihtiyaç olsa da işletmelerin bunu kısa ve uzun vadeli hedeflerine dahil etmeye şimdiden başlamaları gerekiyor.

Metaverse yeni pazarlar, yeni müşteri tercihleri, inovasyon modelleri, yetenek yönetimi ve yeni iş modellerinin yanı sıra yepyeni bir rekabet alanı anlamına da geliyor. 

2. Düzenleyiciler metaverse’e ne kadar hazır?

Hâlihazırda düzenleyiciler, mevcut dijital teknolojilerin olumsuz çıktılarını yönetmekle daha fazla meşguller. Kişisel verilerin toplanması, mahremiyet, “deep fake” gibi zorlu başlıklar, toplumu olduğu gibi şirketlerin müşterileri ve çalışanlarıyla nasıl etkileşime girdiğini de önemli ölçüde etkiliyor. Metaverse bu zorlukları büyütürken büyük olasılıkla aralarına yenilerini de ekleyecek.

Metaverse’e giriş olanağı sağlayacak sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları, etkileşime izin vermenin yanında yüz ifadeleri, tansiyon, göz hareketleri ve daha birçok kişisel verinin izlenmesine de olanak verecek. Bu da mevcut yasaların ve veri düzenlemelerinin, adil erişimden güvenlik, sorumluluk, IP, dijital haklar ve dürüst öz-temsil gibi yeni konulara kadar çok sayıda başlığın güncellenmesini gerektirecek. 

3. Metaverse, deneyimleri nasıl yeniden şekillendirecek?

Kullanıcı deneyimini merkeze almak, günümüzde işletmeler için giderek farklılaştırıcı bir özellik haline geliyor. Metaverse’teki başarılı deneyimler, yeni müşteri davranışlarını ve beklentilerini anlamaya ve bunlara uyum sağlamaya bağlı olacak. Ayrıca, müşteriler birçok ekosistemi içeren metaverse’ü deneyimlerken, güven konusu da daha bütüncül bir hale gelecek. Geleceğin en önemli teknoloji arayüzü olma yolunda ilerleyen metaverse’ün teknoloji bağımlılığı ve zihin sağlığı üzerindeki olası etkileri üzerinde de düşünülmesi gerekecek. Bunun markaların müşteri yolculuğunu tasarlama ve uygulama biçimlerine yönelik etkilerinin yanı sıra, gelecekte müşteri katılımı ve sadakatinin nasıl tanımlanacağı sorusu da önem kazanacak.

4. Metaverse sürdürülebilirlik için hangi yeni boyutları açacak?

İnsanlığın önündeki en büyük varoluşsal önceliklerden biri olan sürdürülebilirlik, günümüzde şirketlerin ve hükümetlerin gündemlerinde ilk sıralarda yer alıyor. Bu durumda şu sorular öne çıkıyor: Peki, bu küresel sorunla başa çıkmada metaverse nasıl bir rol üstlenebilir? Metaverse, sanal ve dijital dünyaya fiziksel dünyadan daha fazla değer verilmesine neden olursa, böylesi bir durum çevrenin daha az önemsenmesine yol açabilir mi? 

Diğer yandan, Metaverse’ün teknolojik bir gerçeklik haline gelmesi, yeni ve çok kapsamlı bir altyapıyı da gerektirecek. Ürün ve deneyim tüketiminin büyük ölçüde sanal veya dijitale kayması, fiziksel kaynak tüketimini ve sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu, potansiyel olarak daha az seyahate yol açabileceği için olumlu bir tablo olsa da, elektrik tüketimini potansiyel olarak artırabileceği de göz önünde bulundurulmalı. 

5. Metaverse uygulamaları dünya çapında nasıl gelişecek?

Günümüzde dünyanın farklı yerlerinde farklı kurallara tabi olarak çalışan internet, hâlihazırda oldukça parçalı bir yapıya dönüşmüş durumda. Teknoloji, küresel çapta yeni bir rekabet alanı haline geliyor ve metaverse de bir istisna değil. Birlikte çalışabilirliği sağlamak için küresel ortak standartların ortaya çıkacak olsa da, hükümetlerin metaverse’e tıpkı bugün internete yaptıkları gibi müdahalelerde bulunmaları beklenebilir.

 EY’ın konuyla ilgili özel makalesine EY Web sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Girişim Haber Ekibimize İçerik Editörleri Arıyoruz!

$
0
0

Eylül 2010'dan beri yayın hayatına istikrarla devam eden ve girişimcilik ekosisteminin önemli haber kaynaklarından birisi olan Girişim Haberekibimize; tam zamanlı (remote) veya freelance çalışma yöntemleriyle İçerik Editörü olarak görev yapacak çalışma arkadaşları arıyoruz!

Aradığımız nitelikler;

  • Girişimciliğe, teknolojiye, iş dünyasına ilgi duyan ve bu alanlarda kendini geliştirmek isteyen,
  • Türkçe dil bilgisi kurallarını etkin kullanabilen, yazım dili akıcı,
  • İçeriklerde detaylara önem veren ve titiz çalışmayı seven,
  • "Verilen içerik metaryellerini derleyerek özgün içerik (makale / bülten) üretebilen
  • Temel düzeyde HTML bilgisi olan veya HTML editör ile içerik hazırlayabilecek,

editörlük tecrübesi olan veya editörlük yapmak isteyen (tecrübesi olmasa da özgün içerikler hazırlamış) çalışma arkadaşları arıyoruz.

Bu arayışımıza uygun olduğunuzu düşünüyorsanız referans içerik çalışmalarınızın linkleriyle birlikte CV'nizi mail@girisimhaber.com mailimize bekliyoruz!

TeklifimGelsin 20 Milyon TL Değerleme Üzerinden Yatırım Aldı

$
0
0

Hedef Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı iştiraklerinden İdeal Finansal Teknolojileri’nin liderlik ettiği yatırım turuna Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcıları katıldı. 8 Ay içerisinde ikinci yatırım turunu kapatan TeklifimGelsin’in bu yatırımla birlikte global pazara odaklandı.

İhsan Cem Zararsız ve Ertuğrul Hakan Biri tarafından kurulan Kişiselleştirilmiş finansal pazaryeri TeklifimGelsin, açık bankacılık kullanarak, son kullanıcıların talepleri doğrultusunda finansal çözümleri 40 saniyenin altında tamamlamalarına imkân veriyor. TeklifimGelsin’deüye olan kullanıcılar, taleplerine göre gelen onlarca teklifi karşılaştırarak başvurularını yapabiliyor.  

TeklifimGelsin Kurucu Ortağı İhsan Cem Zararsız şöyle konuştu; “2021 Ocak ayında İTÜ Çekirdek Ön Kuluçka Programı’na dahil olarak kurulduktan sonra, yaptığımız geliştirme ve araştırmalar sonucunda ürünümüzü 2021 Haziran’da son kullanıcıların hizmetine sunduk. TeklifimGelsin olarak bankalar, kredi kayıt bürosu, sigorta şirketleri ve diğer Fintechler ile yaptığımız dijital entegrasyonlarla kullanıcılarımıza anında kredi, yatırım, kredi karnesi ve sigorta alanlarında hizmet veriyoruz.” dedi.

Dünyada ve Türkiye’de bankacılık ve sigorta çözümleri sunan farklı firmalar olduğunu belirten Zararsız; “Bu firmalar ile TeklifimGelsin'i ayıran en önemli nokta çevik yapıda kişiye özel hizmet vermemiz. Ek olarak üyelik sistemiyle kullanıcılarımıza kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyoruz. Yaptığımız entegrasyonlar sayesinde saniyeler içinde kullanıcılarımızın kredi, yatırım, kredi karnesi ve sigorta talepleri özelinde çözümler üreterek baştan sona bir kullanıcı deneyimini karşılayabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Pandemi ile birlikte teknolojide yaşanılan gelişmelerin girişimciler ve yatırımcılar için birbirinden farklı zorlukları ve fırsatları bir arada barındırdığını söyleyen Zararsız son olarak; “Özellikle açık bankacılık alanındaki gelişmelerle birlikte Fintech sektörü daha da büyüyecek. Bunun da sektördeki girişimci ve yatırımcı sayısını arttıracağını öngörüyoruz. Biz de TeklifimGelsin olarak, Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından aldığımız yatırım ile kişiye özel sunduğumuz servisleri arttırarak hem kullanıcılarımızın deneyimini arttırmak hem de sunduğumuz ürünlerin daha fazla kullanıcıya ulaşmasını hedefliyoruz” dedi.

TeklifimGelsin Kurucu Ortağı Ertuğrul Hakan Biri“Dünya büyük bir hızla bütün bankacılık süreçlerinin kolaylıkla dijitalden yönetilebildiği bir döneme giriyor. TeklifimGelsin ortaya koyduğu vizyon ile bu geleceğe hızlı bir şekilde ilerlemektedir. TeklifimGelsin olarak bu yatırımla birlikte teknolojik altyapımızı bir üst seviyeye çıkararak bütün finansal kuruluşların ürün ve hizmetlerinin dijital dağıtım merkezi haline gelmeyi hedefliyoruz. TeklifimGelsin olarak bu yatırımla birlikte 2022 yılında başlattığı yurt dışı girişimlerini 2023 de hızlı bir şekilde hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Teknolojik alt yapımız ve kolay ölçeklenebilir bir uygulama olmamız sebebiyle, kolaylıkla diğer ülkelerde hızlı bir şekilde pazarda pay sahibi olacağımıza inanıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.

Kişiselleştirilmiş finansal pazaryeri girişimi TeklifimGelsin'i teklifimgelsin.com'dan inceleyebilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Teknoloji Girişimlerimiz, Son 4 Yıldan Daha Fazla Sermaye Artırdı

$
0
0

Türkiye'de girişim ekosistemi, başarılı çalışmalarla dünyanın ilgisini çekiyor. Ekosistemde öne çıkan teknoloji girişimleri, yalnızca 2021’de, önceki 4 yılın toplamından daha fazla sermaye artırdı. Girişimler, maddi desteklerin yanı sıra, tecrübeyle de güçlenmeye ihtiyaç duyuyor. Bu durum, teknoloji girişimlerini radarına alan yeni nesil girişim geliştirme platformlarının önemini artırıyor.

Türkiyedeki girişim ekosistemi ve girişim yatırımları, 2021de rekorlara sahne oldu. Dünya çapındaki unicornların sayısı bini zorlarken, değerlemesi 1 milyar doları aşan girişimlerin 5'inin Türkiyeden çıkması dikkat çekti. Türkiyedeki girişimlerin arasında teknoloji odaklılar başı çekerken, İngiliz Financial Times gazetesi Türkiye nasıl Avrupa teknolojisinin yıldızı oldu” başlıklı bir haber yayımlayarak ülkemizin çıkan başarılı teknoloji girişimlerini dünya gündemine taşıdı.

Türk teknoloji şirketlerinin yalnızca 2021de, önceki 4 yılın toplamından daha fazla sermaye artırdığına dikkat çeken Tamer Capital Kurucusu Kemal Tamer, konuya dair şu açıklamayı yaptı: 21 yıllık deneyimi temel alarak kurduğumuz girişim geliştirme ve yatırım platformu Tamer Capital, yaratıcı iş fikirlerini global ölçekte büyük şirketler haline getirmek üzere girişim geliştirme ve başlangıç yatırımları yapıyor. Yeni nesil bir girişimci geliştirme platformu olarak; dijital tabanlı, yenilikçi ve inovatif, geliştirilmeye açık ve saha yükü olmayan start-upların ve adanmış girişimcilerin büyüme yolculuğuna maddi olan-olmayan desteklerle ışık tutuyoruz. Başta Amerika olmak üzere, yerli girişimleri yurt dışına taşımayı misyon ediniyoruz.” dedi.

Teknoloji tabanlı girişimlerin yolu açık

Dünya genelinde her yıl binlerce kişinin kendi işinin patronu olmak için girişimci ekosistemine katıldığını söyleyen Kemal Tamer, Türkiyedeki girişim ekosistemi de hızla büyüyor. Türkiyenin genç nüfusu çok fazla, girişimcilik ruhu ise çok yüksek. Özellikle teknoloji odaklı girişimcilikte yolumuz çok açık. Ancak girişimlerin teknoloji yetkinliklerine sahip olmaları, tek başına ticarileşip büyümeleri için yeterli olmuyor. Bu noktada, girişim geliştirme organizasyonu kritik önem taşıyor” dedi.

Girişim puzzle’ının eksik parçalarını tamamlıyoruz

Hayallerini ve başarıyı bir iş hedefine dönüştüren girişimlerin, hem deneyim hem de ekonomik kaynak açısından desteğe ihtiyacı olduğunu aktaran Tamer, Her girişimi bir puzzle gibi düşünün. Girişimciler yenilikçi fikirlerini girişime dönüştürürken, puzzle’ın pek çok parçasını bir araya getiriyor ama bazı parçalar eksik kalabiliyor. En önemli görevlerden birisi, o puzzle’ın iş stratejisi, yazılım, pazarlama, iş birlikleri, hukuk ve finans gibi eksik parçalarını tespit edip girişimcilere mentorluk yapmak ve partner olmaktır. Bu sayede salt yatırımcı kimliğiyle hareket etmez, aynı zamanda ekiplerinin bir parçası olursunuz. Ayrıca girişimcilerin ihtiyaç duyduğu çalışma refleksi, idari yönetim ve kurumsallaşma konularında da gelişmesine yardımcı olursunuz.” dedi.

4 ana girişimcilik kriteri: Hayal, hedef, strateji, taktik!

Fikirleri iş hedeflerine dönüştürürken sektör fark etmeksizin bir iş stratejisi oluşturulması gerektiğinin altını çizen Kemal Tamer, Bir hayalin girişime dönüşmesi için öncelikle bir hedef ve stratejinin belirlenmesi, ardından taktiksel esnekliklerle geliştirilmesi gerekiyor. Girişim sürecinin başlamasıyla birlikte şirketleşme ve en nihayetinde tam teşekküllü bir yapıya evrilmesi ise başarıyı tescilliyor. Öyle ki bir girişimcinin başarıya ulaşması için öncelikle hayal, hedef, strateji ve taktik adımlarını atmanın yanı sıra kısa vadede hızlı büyümeyi hedefleyerek yakaladığı ivmeyi kaybetmemesi şart. Girişim hangi aşamada olursa olsun bir girişimcinin bulunduğu sektörün değişen ihtiyaç ve dinamiklerini keşfetmesi ise gelişmenin en kritik unsurunu oluşturuyor” dedi.

Girişimlerde risk yönetimi ve ekipleşme şart!

Bir girişimin başarıya ulaşması için her unsurun eksiksiz şekilde tamamlanması gerektiğinin önemini vurgulayan Tamer, girişimlerde bulunması gereken kriterleri şu sözlerle paylaştı: Bir girişimin hayata geçmesi ve büyümeyi sürdürülebilir kılması için öncelikle risk yönetimi ve ekipleşmeyi sağlaması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Holding yönetir gibi start-up yönetemezsiniz

Start-up yönetiminde kaynak kullanımının tamamen farklı olduğunu belirten Kemal Tamer, "Holding yönetirken bazı sorunları parayla çözmeye çalışırsınız. Start-uplarda ise kaynakları dikkatli kullanıp alternatif çıkış yolları bularak sorunları çözmeye çalışırsınız. Start-up biraz daha büyüdüğünde ise dönüşüme uyum sağlaması gerekiyor." dedi.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

"Hızlı Şarj İstasyonları" Hibe Programı Başvurularınızı Bekliyor!

$
0
0

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, başvuruya açılan programı, sosyal medya hesabından, "Elektrikli araçlar için gerekli altyapıyı ülkemize kazandırmakta kararlıyız. Türkiye’nin 1560 farklı noktasına yüksek hızlı şarj istasyonları kurulması için 300 milyon lira bütçeli hibe programını bugün başvuruya açtık. Yatırımcılarımıza hayırlı olsun." paylaşımıyla duyurdu.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Türkiye’de elektrikli araçlarda hedeflenen hızlı yaygınlaşmanın sağlanabilmesi için hızlı şarj altyapısının tüm bölgelerde asgari düzeye ulaşması büyük önem taşıyor.

Gelecek yıllarda elektrikli araç stokunun büyümesine paralel olarak şarj istasyonlarının sayısında da hızlı bir artış olması gerekiyor. Bu kapsamda Bakanlık, hızlı şarj istasyonu yatırımını teşvik etmek amacıyla "Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı"nı başlattı.

Destek programı ile hızlı şarj istasyonu kurulumuna hibe verilecek. Toplam bütçesi 300 milyon lira olan hibe desteği ile 81 ilde 1560 noktada hızlı şarj istasyonu kurulumu sağlanacak. Yatırımcılar, programdan istasyon başına 250 bin liraya kadar destek alabilecek. Yerli malı ünitelere ilave yüzde 20 destek verilecek.

Elektrikli araç projeksiyonu

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından ilgili kamu kurumları ve sektör aktörlerinin katkısıyla hazırlanan Mobilite Araç ve Teknolojileri Yol Haritası'nda, Türkiye’de elektrikli araçların gelişimine dair düşük, orta ve yüksek olmak üzere 3 farklı senaryoyu içeren projeksiyon oluşturuldu.

Buna göre, 2025'te;

  • Yüksek senaryoda yıllık elektrikli araç satışının 180 bin, elektrikli araç stokunun 400 bin olacağı tahmin edildi.
  • Orta senaryoda yıllık elektrikli araç satışının 120 bin, elektrikli araç stokunun 270 bin olacağı öngörüldü.
  • Düşük senaryoda ise yıllık elektrikli araç satışının 65 bin, elektrikli araç stokunun 160 bin civarında olacağı tahmini yapıldı.

2030 yılı projeksiyonuna göre, yüksek senaryoda yıllık elektrikli araç satışı 580 bin, elektrikli araç stoku 2,5 milyon, orta senaryoda yıllık elektrikli araç satışı 420 bin, elektrikle araç stoku 1,6 milyon, düşük senaryoda yıllık elektrikli araç satışı 200 bin, elektrikli araç stoku 880 bin olarak öngörüldü.

Mevzuat altyapısı oluşturuldu

Tüm bunların yanı sıra Sanayi ve Teknoloji ile Enerji ve Tabi Kaynaklar bakanlıklarının koordinasyonunda, başta Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve Türk Standartları Enstitüsü olmak üzere ilgili kamu kurumlarının aktif katılımı ve özel sektörün yoğun katkısı ile Türkiye için elektrikli araç şarj altyapısına yönelik mevzuat, standartlar, destekler gibi başlıklardan oluşan kapsamlı bir plan hazırlandı.

Yürütülen çalışmalar neticesinde, şarj sektörünün serbest piyasa koşullarında, etkin ve sürdürülebilir bir yapıda gelişmesini temin edecek bir mevzuat altyapısı oluşturuldu. 7346 sayılı Kanun düzenlemesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda, şarj hizmeti sunulmasına yönelik yasal çerçeve tesis edildi.

Buna göre, EPDK’nin yayımladığı yönetmelik ile de detayları netleşen mevzuat kapsamında şarj hizmeti faaliyetleri lisansa ve sertifikaya tabi hale getirildi.

Şarj istasyonları sektörü ortaya çıktı

Küresel arenadaki dönüşüm, Türkiye’de otomotiv sanayinin konumunu daha da güçlendirecek.

Elektrikli araçların sayısının ve yaygınlığının artması, teknoloji ekosistemi ve inovasyona öncülük edecek, girişimler için ihracat fırsatları yaratacak. Otomotiv endüstrisinde yenilikçilik alanında hızlandırıcı etki oluşturması bakımından, elektrikli araçlar yaygınlaştırılacak.

Elektrikli araçların kullanılmaya başlamasıyla yeni bir sektör daha ortaya çıktı. Bugün henüz gelişiminin başında olan şarj istasyonu sektörünün, 2030 yılında yaklaşık 1,5 milyar dolar yatırımla kurulan 165 binin üzerinde şarj soketinin işletildiği büyük bir sektöre dönüşeceği tahmin ediliyor.

Şarj istasyonu sektörü, büyüklüğünün yanı sıra otomotiv endüstrisi üzerindeki potansiyel etkisi bakımından da önem arz ediyor. Tüketici tercihlerinde belirleyici etkiye sahip olacak sektör, otomotiv pazarındaki rekabeti etkileyecek, elektrikli araçlara geçişi hızlandıracak.

Türkiye’de elektrikli araçlarda hedeflenen hızlı yaygınlaşmanın sağlanabilmesi için hızlı şarj altyapısının tüm bölgelerde asgari düzeye ulaşmasını hedefleyen "Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı"na yatırımcılar 15 Haziran'a kadar sarjdestek.sanayi.gov.tr internet adresinden başvuru yapabilecek.

Haberimizi şarj istasyonları sektörüne ilgi duyan girişimci ve yatırımcı okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Türkiye'de Yapay Zeka Girişimlerinin Sayısı 5 Yılda 10 Katına Çıktı!

$
0
0

Türkiye’deki yapay zeka farkındalığını artırmak ve ekosistemini geliştirmek amacıyla kurulan “Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi”nin TRAI Girişimler Haritası (Nisan 2022) yayınladı.

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin (TRAI) yeni yayınlanan Yapay Zeka Girişimleri Haritası’nda görüntü işleme, öngörü ve veri analitiği, arama asistanı ve arama motoru, doğal dil işleme, chatbot- diyalogsal yapay zeka, makine öğrenmesi, optimizasyon, otonom araçlar, robotik süreç otomasyonu (RPA) ve akıllı platformlar ile nesnelerin interneti alanlarında çalışmalar yapan 248 girişim yer aldı.

TRAI Girişimler Haritası’nın Ekim 2021, Ocak 2022 ve Nisan 2022’de, kategorilere göre dağılımı şöyle gerçekleşti.

 

   Ekim 2021

Ocak 2022

Nisan 2022

Görüntü İşleme

64

64

70

Makine Öğrenmesi

41

43

43

Öngörü ve Veri Analitiği

27

37

44

Chatbotlar ve Diyalogsal YZ

18

20

22

Doğal Dil İşleme

17

19

20

Optimizasyon

9

9

11

RPA

9

9

10

Otonom Araçlar

8

9

11

Arama Motoru ve Arama Asistanı

6

6

5

Akıllı Platformlar

5

5

5

Nesnelerin İnterneti

4

5

7

Toplam

208

226

248

 

Nisan 2022'de Haritaya 27 Yeni Yapay Zeka Girişimi Eklendi

TRAI Girişimler Haritası’na, Nisan 2022’de 27 yeni yapay zeka girişimi eklendi. Yeni eklenen girişimlerin isimleri ve kategorileri aşağıdaki gibi;

Exairon 

Chatbotlar ve Diyalogsal YZ

Voiscope

Chatbotlar ve Diyalogsal YZ

Artlabs 

Görüntü İşleme

Mirage Vision

Görüntü İşleme

Orientis

Görüntü İşleme

PromiseQ

Görüntü İşleme

Tractus

Görüntü İşleme

Yeditek 

Görüntü İşleme

EyeCU Vision 

Görüntü İşleme

Deepsport 

Görüntü İşleme

Diattack 

Makine Öğrenmesi

Alterna CX 

Makine Öğrenmesi

ServIT 

Makine Öğrenmesi

Volsoft 

Nesnelerin İnterneti - IoT

Topraq AI 

Nesnelerin İnterneti - IoT

Arventek 

Öngörü ve Veri Analitiği

Visiobit 

Öngörü ve Veri Analitiği

AIgoritma 

Öngörü ve Veri Analitiği

Pusula AI 

Öngörü ve Veri Analitiği

Presify 

Öngörü ve Veri Analitiği

Link Robotik 

Otonom Araçlar

Romobility

Otonom Araçlar

Qdelivery 

Optimizasyon

UAhero 

Optimizasyon

Datascope AI 

Akıllı platformlar

Kavaken 

Akıllı Platformlar

Textcortex 

Doğal Dil İşleme

 

Girişimcilik ekosisteminin geliştiği, yapay zeka çalışmalarının hız kazandığı son yıllarda Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi ekosistemi de önemli ölçüde büyüdü. Kurulduğu 2017 yılını 24 girişimle tamamlayan Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi’nin Girişimler Haritası’nda bu rakam 2018’de 64’e ulaştı. Farklı kategorilerde çalışmalar yapan yapay zeka girişimlerinin de eklenmesiyle 2019’da bu sayı 75’e çıktı.

2020 Mart ayına gelindiğinde ise özel sektörün yapay zekaya olan ilgisi, artan yatırım ve destek imkanlarıyla birlikte yapay zeka girişimleri değer yaratmaya, etki alanını geliştirmeye devam etti ve 112 rakamına ulaştı. 2020’nin Temmuz ayında TRAI Girişimler Haritası’ndaki rakam 134 iken, Kasım 2020’de 145’e, Şubat 2021’de164’e, Haziran 2021’de 184’e, Ekim 2021’de ise 206’ya ulaştı.  Ekim 2021’den Ocak 2022’ye kadar başta “Öngörü ve Veri Analitiği” kategorisi olmak üzere 20 startup’ın da eklenmesiyle TRAI Girişimler Haritası’ndaki startup sayısı 226 olurken. 2022’nin ilk çeyreğinin ardından bu rakam 248’e ulaştı. 

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi Hakkında

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) Türkiye’de yapay zeka farkındalığını artırmak ve ekosistemi geliştirmek amacıyla 2017’de kuruldu. TRAI ekosisteminde yer alan girişimlerin akademi ve özel sektör ile buluşmalarına, ortak proje yapmalarına, yatırımcı bulmalarına ve yurt dışına açılmalarına yardımcı olmaktadır.

Türkiye Yapay Zeka İnisiyatifi (TRAI) yapay zeka ekosisteminin bir parçası olmak için başvurunuzu inisiyatifin bu formundan yapabilirsiniz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Oyun Sektörü, GameX 2022 B2B İş Geliştirme Alanında Buluştu

$
0
0

Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinin en büyük oyun fuarı GameX’in bu yıl ilk defa iş geliştirme (B2B) alanı gerçekleşti. 16 yıllık fuarın B2B (iş geliştirme) alanını düzenleyen partneri ise oyun geliştiricilere özel kuluçka merkezi Game Factory oldu. 19-21 Mayıs 2022 tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşen fuarda 1500’ü aşkın sektör profesyoneli bir araya geldi.

Oyun geliştiricilere özel kuluçka merkezi Game Factory’nin CEO’su Efe Küçük, oyun sektörünü bir araya getirmeye devam edeceklerini söyledi.

“Beklentilerimizin çok ötesinde bir katılımla çok keyifli bir fuarı geride bıraktık. GameX, bizim fuar organizasyonuna dair ilk deneyimimiz oldu. Bu tecrübemiz, çok daha fazlasını başarmamıza olanak sağlayacak. Oyun sektörünün birleştirici gücü olmaya devam edeceğiz.”

Oyun sektörünün geleceği GameX’te konuşuldu

30’u aşkın konuşmacı, Game Factory partnerliğinde gerçekleşen GameX 2022 B2B (iş geliştirme) alanında bir araya geldi. 3 gün boyunca devam eden konferansa PUBG’nin yapımcısı Tencent Games, MildMania, Zindhu HR, Adjust, Udo Games ve Funverse Games gibi birçok şirketten üst düzey yöneticiler katıldı. Konferanslarda oyun sektörü, mobil pazar, blockchain, yatırım, sektörün geleceği ve WEB 3.0 gibi başlıklar tartışıldı.

8 oyun girişimi, yatırımcılarla buluştu

Google ve Game Factory iş birliğiyle ikinci kez gerçekleşen oyun stüdyolarını hızlandırma programı Booster’ın demo day’i, GameX 2022 B2B (iş geliştirme) alanında düzenlendi. 8 oyun girişimi, ana sahnede yatırımcılar ve sektör profesyonellerine karşı sunum yaptı. Açılış konuşmasını Google Geliştirici İlişkileri Koordinatörü Beyza Sunay Güler’in yaptığı programda WePlay Ventures, Ludus Ventures, Yıldız Teknopark, Games United, Legendary Ventures ile birçok melek yatırımcı da yer aldı. Sunum yapan girişimler ise şu şekilde oldu:

  • Dynamic Box
  • Dystopia Games
  • Fusion Up Studio
  • Gray Lake Studios
  • iBright Games
  • Nomadic Games
  • Pax Animi Games
  • Playumm

Bağımsız oyun stüdyoları, yeni oyunlarını tanıttı

40’ı aşkın bağımsız Türk oyun stüdyosu, yeni geliştirdikleri oyunlarını on binlerce GameX ziyaretçisinin beğenisine sundu. Zindhu HR sponsorluğunda gerçekleşen bağımsız oyun (indie) alanında, Türk oyun stüdyoları önümüzdeki dönemlerde çıkacak oyunlarını sergiledi.

Game Factory hakkında

Game Factory, oyun geliştiricilere özel kuluçka merkezidir. Oyun sektöründe başarıya daha hızlı ulaşmak isteyen girişimcilerin yanında olan Game Factory, 2019'un sonundan beri 5000'den fazla geliştiriciyi oyun sektörüne kazandırmış ve 70'ten fazla oyun stüdyosuna destek olmuştur. Bünyesinde bulunan oyun geliştiricilerini ücretsiz eğitim imkanı, ekip kurma desteği, mentorluklar, oyun yayımlama ve fon bulma gibi ihtiyaç duydukları her alanda desteklemektedir. Game Factory hakkında daha fazla bilgi edinmek için gamefactory.gs adresini ziyaret edin.

Haberimizi oyun sektörüne ilgi duyan okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

BIO Startup Program 2022 Demo Day'de Finalistler Belli Oldu

$
0
0

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) tarafından desteklenen, ReDis Innovation'ın yürütücülüğünü üstlendiği BIO Startup Program'ın Demo Day etkinliği, 13 Mayıs 2022 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Derin Teknoloji Üssü'nde, İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi (İSEK) iş birliğinde gerçekleşti. Etkinlikte 11 startup sunumlarını yaparak programı başarıyla tamamladı. Jüri değerlendirmesi sonucu puanlandırılan biyogirişimciler “BIO Startup Küresel Şirket ve Yatırımcı Buluşmaları”nda küresel biyoteknoloji ekosisteminin aktörleri, yatırımcılar ve şirketlerle bir araya gelmeye ve görüşmeler yapmaya devam edecek.

Türkiye'nin ilk ve tek, biyoteknoloji temalı hızlandırıcı programı BIO Startup Program'ına katılan 11 girişimci akademi, kamu, yatırım ve iş dünyası ile sivil toplumun önde gelen temsilcilerinden oluşan jüriye sunumlarını yaptı. Biyoteknolojide gelecek vadeden girişimcilerin büyümelerine katkı sağlamak üzere bu yıl 6.kez gerçekleştirilen program kapsamında Demo Day etkinliğine kadar, Biyogirişimcilik Kampı çerçevesinde pazar analizinden uluslararasılaşma stratejilerine, ticarileşme için elzem olan regülasyon ve sertifika süreçlerinden fikri mülkiyet konularına uzanan geniş bir yelpazede tematik eğitimler, birebir mentörlükler ve odaklı danışmanlıklar sağlandı. Eğitimleri ve mentörlük görüşmelerini tamamlayan startuplar, kamp süresince geliştirdikleri sunumlarıyla BIO Startup 2022 Demo Day etkinliğinde katılımcılara projelerini aktarma şansını buldu ve jüriden gelen soruları yanıtladılar.

AIFD, sağlık hizmetlerinde yenilikçiliği desteklemek üzere girişimci ekosistemini güçlendiriyor

Startupların uluslararasılaşarak ticarileşmesi konusunda fayda sağlamaya devam edeceğiz diye belirten AIFD Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli, BIO Startup Program 2022 ile ilgili şunları söyledi:

“Girişimcilik büyük problemleri çözerek dünyayı daha iyi bir yere dönüştürme çabasıdır. Bu alanda, pandemiyle birlikte yenilikçi, verimli, sürdürülebilir ve dayanıklı sağlık ekosistemlerinin oluşturulmasının önemi daha da iyi anlaşılırken yeni girişimlerin bu gerekliliklere katkısı da daha belirgin hale geldi.  Bizim için de proaktiflik, yaratıcı süreç, rekabetçi davranış ve risk faktöründen oluşan dört ana temele dayanan girişimcilik olmazsa olmazdır. Nitekim, tüm dünyada sağlık ve biyoteknoloji sektöründe pandemi öncesi başlayan ve sonrasında güçlenerek artan, teknoloji şirketleri ve yatırımcılarla iş birliği ya da en dinamik girişimcilik biçimi olan startupların güçlenmesi sağlık ekosisteminin bu bahsettiğimiz yapısı ve ihtiyacını da ortaya koymaktadır.  Net bir örnek göstermek gerekirse; yenilikçiliğin son derece kritik olduğu sektörümüzde ABD'nin ilaç otoritesi FDA'de onaylanan her 10 yeni molekülün 7 tanesi startuplar tarafından geliştirildiğini düşündüğümüzde otomatik olarak startup ekosisteminin korunması ve geliştirilmesi bizler için çok öncelikli bir konu olmak durumundadır. Biz de AIFD olarak, yenilikçiliğe öncülük eden startuplarımızı destekleyerek, küresel rekabete hazır hale gelmelerine yardımcı olmak ve bu sayede ülkemiz sağlık ekosistemine, uzun vadede de toplum sağlığına ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyoruz.  BIO Startup Program'ın 6 yıllık bir geçmişi olan mezun havuzu ile Türkiye'de “yaşam bilimleri ve sağlık biyoteknolojisi” alanlarına katkı sağlama hedefimizi sürdüreceğiz."

AIFD Yatırım Politikaları Direktörü Serah Kekeç“Sorunlara yenilikçi çözüm önerileri getirebilen, büyüme endeksli, esnek, dinamik bir iş modeli olan startuplar şuan teknolojiden, finansa, lojistiğe birçok sektörün en önemli ekonomik aktörü haline geldi.  Bu dinamik iş modeli özellikle pandemi döneminde sağlık ve biyoteknoloji alanındaki potansiyelini ve başarısını tüm dünyada ispat etmiş durumda.  Ancak sağlık ve biyoteknoloji alanındaki startupların diğer sektörlerden farklı olarak yenilikçi fikir ve hatta şans faktörünün ötesinde bilgi yoğun ve uzun dönemli, maliyetli Ar-Ge yatırımlarına ihtiyaçlarını olabilmektedir. AIFD olarak bizler de ülkemizde yenilikçiliğin desteklenmesi ana misyonu ile hareket ederek, inovasyonun en dinamik taşıyıcıları olan startup ekosistemine katkı sağlayabilmek adına Türkiye'nin ilk ve tek biyoteknoloji temalı hızlandırıcı programı olan BIO Startup'ı düzenliyoruz. Amacımız sağlık biyoteknolojisinin tüm alt bileşenlerinde fikri yetkinliğini sağlamış projelere destek vermek ve bu alanda ülkemizdeki startup havuzunu güçlendirerek artırmak ve ilaç Ar-Ge'sinin klinik araştırmalar alanında yaptığımız katkıya ek olarak temel araştırma aşamasında da yapıcı rol oynamak” diye belirtti.

ReDis Innovation'ın Kurucusu ve Yöneticisi Selin Arslanhan“Girişimcilik ekosistemi Türkiye'de yeni gelişmeye başladığında tematik programlara ihtiyaçtan hareketle BIO Startup Program'ını kurgulamış ve hayata geçirmiştik. Bugün artık 6. yılında geleneksel bir programa dönüştüğünü görmek ve Türkiye'deki inovasyon ve girişimcilik ekosisteminde boşluk doldurmaya devam ettiğini izlemek oldukça keyifli. Bunun kadar önemli olan bir başka konu ise her yıl niteliği artan biyogirişimci havuzu. Bu yıl da birbirinden değerli işler yapan 11 biyogirişimciyle çalışmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Türkiye ekosisteminden başarı hikayeleri çıkmaya devam edecek.” diye belirtti.

İSEK (İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi) Koordinatörü ve Boğaziçi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengizhan Öztürk ise Boğaziçi Kandili Derin Teknoloji Üssü olarak bu etkinliğe ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını, BIO Startup Program gibi destek programlarına katılan genö firmalara lab, test/analiz, preklinik görüntüleme ve pilot üretim tesisi altyapılarını kullandıracak altyapıya sahibiz. 2022 yılının sağlık girişimciliği ekosisteminde bir atılım yılı olacağını öngörüyoruz” diye ifade etti.

BIO Startup Program 2022'de jüri üyeleri tarafından yapılan değerlendirme sonucu ilk beşe giren biyogirişimciler ve faaliyet alanları şu şekilde:

  • Alice and the White Rabbit Biotech: Aralarında beyin omurilik sıvısı da bulunan insan vücut sıvılarını ölçmek üzere hızlı ve zarif yöntemler geliştiriyor.
  • GetDeHealth: Dijital sağlık girişimi olarak kendi ürettiği yeni nesil evde tanı kitlerini mobil uygulamaya entegre ederek dijitalleştiriyor ve bunları kullanıcıların bulunduğu konuma saatler içinde iletebiliyor.
  • Kivi Technologies: Diş ve diş etinin 3 boyutlu modelini oluşturmaya yarayan cihaz ve teknolojiler geliştiriyor.
  • KuartisMED: Biyomedikal girişim olarak, yeni doğanlara odaklı, esenlik hali ve sağlık hizmetleri için yenilikçi ürünler geliştiriyor.
  • Omica Araştırma İnovasyon Ltd Şti: Türkiye'nin ilk hayvan testlerine alternatif yapay deri temelli test platformunu ortaya koyuyor.

Finalistleri tebrik ediyor, haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


E-Turquality'de İhracatçı Bilişimcilere Milyonlarca Lira Destek Var!

$
0
0

Küresel çapta önemli yazılım üretme kapasitesi olan şirketlere yönelik olarak Ticaret Bakanlığı tarafından E-Turquality Bilişim Yıldızları Programı başlatıldı. Sanayi ve perakende şirketlerinin küresel pazarlara girebilmesi ve marka değerini artırması için ortaya çıkan Turquality programına benzer nitelikte olan E-Turquality, teknoloji ve bilişim alanında faaliyet gösteren şirketleri kapsıyor.Açıklanan bu destek sayesinde küresel çapta 3 milyar dolar seviyelerinde olan yüksek teknoloji ihracatı rakamı kısa sürede 15 milyar dolar seviyelerine çıkabilir.

E-Turquality ile Çok Ciddi İmkânlar Sunuluyor

Uzun zamandır beklenen, özellikle yazılım ve bilişim sektöründe hizmet veren sektörlere yönelik olarak yeni bir destek paketi açıklandı. Bunun adı E-Turquality. Daha önce açıklanan Turqualtiy’den farklı olarak e-Turquality’in içerisinde bilişim sektörü ve yazılım sektörünün bazı hizmet alan firmalar için çok kapsamlı destekler mevcut. Bunların arasında özellikle personel, istihdam destekleri olduğu gibi yine yurt dışında daha önce Turquality kapsamında bulunan kapsamlı destekler bulunuyor. Yeni destekle markalaşma ve pazarlama alanlarında firmalara çok ciddi imkânlar sunuluyor.

Desteğin Amacı 15 Milyar Dolar Hedefine Ulaşmak

Açıklanan destek paketinin adaletli dağıtılması ve verimli kullanılması ihracat rakamlarının artışında büyük fayda sağlayabilir. Bu yeni desteğin amacı halihazırda 3 milyar dolar seviyelerinde olan yazılım ve bilişim sektörü ihracatımızı 15 milyar dolar seviyesine ulaştırmak. Yüksek teknoloji ihracatında ülkelerin dağılımına ve pazardaki pay oranlarına bakarsak 750 milyar dolarlık ihracat hacmiyle Çin zirvede bulunuyor. Yine bunun yanında Hong Kong 350 milyar dolarlık bir paya sahip bulunuyor. Yani sadece Çin ve Hong Kong’u birlikte ele aldığımızda 1 trilyon doların üzerinde teknoloji ihracatı karşımıza çıkıyor. Buna en yakın ülke 180 milyar dolarla Almanya ve ardından 160 milyar dolarla Kore geliyor.

100-150 Milyar Dolarlık İhracat Rakamlarına da Ulaşabiliriz

Türkiye’de yerleşik birçok yazılım ve donanım üreticisinin yer aldığı UNICORN, DETACORN gibi güzel firmalarımızı ve onların CV’lerini ulaştırabilirsek, çok kısa zamanda 15 milyar dolar ihracat hedefini aşabilir, sonrasında ise çalışmalarımıza hız vererek 100-150 milyar dolarlık ihracat rakamlarına da ulaşabiliriz.

E-Turquality kapsamında şartlara uyan firmalar yıllık periyod için ülke başına yıllık 100 milyon TL’yi bulan destek alabilecek. E-Turquality kapsamında bilişim ve alt sektördeki girişimlerin gelişimini desteklemek, inovasyonu teşvik etmek ve küresel anlamda rekabet edebilecek unicornların oluşması gibi üç ana amaç ön plana çıkıyor.

E-Turquality Bilişim Yıldızları Programı hakkında mevzuat seviyesinde detaylı bilgi edinmek için T.C. Ticaret Bakanlığı'nın bu ilgili sayfasını ziyaret edebilirsiniz.Haberimizi bilişim ve yazılım sektörü başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Finans Sektörünün Röntgenini Çeken Girişim F-Ray Yatırım Aldı!

$
0
0

Girişimlere servis modeli bankacılığı sunmanın yanı sıra onların ihtiyaç duyduğu teknoloji, altyapı, lisans, büyüme ve yatırım çözümlerini tek bir çatı altında sağlayan Aktif Bank iştiraki Aktif Ventures; Fintech’lerle birlikte büyümeye devam ediyor. Bu kapsamda kurduğu Mindvest girişim sermayesi fonu ile Aktif Ventures, üçüncü yatırımına imza attı. Mindvest’in yeni yatırımı F-Ray, halka açık veya kapalı tüm şirketlerin anında algoritmik finansal analiz ve değerlendirmelerini yaparak finansal tablo yorumlayıcılarına zaman ve verimlilik kazandıran makine öğrenmesi yazılımları geliştiriyor. Finansal bilgi asimetrisini yok etmek amacıyla çalışmalarını sürdüren F-Ray, Mindvest'ten aldığı yatırımla global hedeflerinde daha hızlı ilerleyecek. 

Yakup Sezer: “F-Ray’in Türkiye’den çıkan bir başarı hikayesi yaratacağına inanıyoruz”

Mindvest ile Türkiye Fintech ekosistemine her geçen gün daha fazla katkı sunmaktan mutluluk duyduklarını vurgulayan Aktif Ventures Genel Müdürü Yakup Sezer,“Girişim sermayesi fonumuz Mindvest ile üçüncü yatırımımızı gerçekleştirdiğimiz F-Ray; hem kurumlara ve finansal kuruluşlara hem de bireylere yönelik hizmetleriyle, geniş bir hedef kitleye hitap eden kapsamlı bir girişim. Mali tablo verilerinin çok hızlı bir şekilde anlamlandırılıp analiz edilmesini sağladıkları Jetscoring ürünleriyle gerek finans sektörüne gerekse reel sektöre verimlilik anlamında pozitif katkı sağlayacaklarını düşünüyoruz. F-Ray net bir probleme, hızlı teknoloji üretme kabiliyeti ile inovatif çözümler sunarken, ölçeklenebilir iş modeliyle de fark yaratıyor. Önümüzdeki dönemde hem yurt içi hem yurt dışında hızlı bir şekilde büyüyerek Türkiye Fintech ekosisteminden çıkan kıymetli bir başarı hikayesi yaratacaklarına gönülden inanıyoruz. Bu heyecanlı büyüme sürecinde F-Ray girişimi ile birlikte yürüyeceğimiz için çok mutluyuz” dedi.

Mehmet Eray: “Mindvest’in de desteğiyle global hedeflerimize daha hızlı ilerleyeceğiz”

Firmaların finansal röntgenlerini çektiklerini ve finans dünyasının X-ray’i olarak tanınma yolunda ilerlediklerini belirten F-Ray Kurucusu Mehmet Eray, “F-Ray olarak şirketlerin finansal performanslarının OCR ve makine öğrenmesi algoritmalarıyla anında ölçümlenebildiği sistemler geliştirdik ve saatler süren süreçleri saniyelere indirdik. Bu sayede borsa yatırımcıları, şirket finansal performanslarına dayanan bilinçli yatırım kararları almak için; tedarikçiler ise müşteri seçimi ve satış risklerinin belirlenmesi amacıyla platformlarımızı kullanıyorlar. Bağımsız denetim raporu, mizan, kurumlar vergisi beyannamesi, KAP bildirimi gibi her türlü finansal veri dokümanını; pdf, excel, png, fotoğraf gibi çeşitli formatlarla sistemlerimize anında aktarıp analizini yapabiliyoruz. F-Ray olarak hedefimiz finansal bilgi asimetrisini yok etmek. Gerek yatırımcılar gerekse kreditörler ya da tedarikçilerin temas edecekleri şirketleri çok hızlı ve efektif olarak değerlendirebildikleri, böylece kayıpların minimuma indirildiği bir finans dünyası için çalışıyoruz. Mindvest'ten almış olduğumuz yatırımla çok değerli bir vizyonun, mentorluk ve networking ağlarının da parçası olduk. Sağladıkları destek sayesinde global hedeflerimizde daha hızlı ilerleyeceğimize inanıyoruz. Şimdiden başladığımız yurt dışı satışlarımızı artırmayı ve Türkiye’nin gelecekte çıkartacağı unicorn fintech şirketlerden birisi olmayı amaçlıyoruz” dedi.

Finans sektörünün röntgenini çeken fintek girişim F-Ray hakkında detaylı bilgi için f-rayscoring.com ve jetscoring.com web adreslerini inceleyebilirsiniz. F-Ray, bu platformlarıyla hem borsa yatırımcılarına hem de finansal kurumlara ve reel sektöre hizmet veriyor. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

2021'de Türkiye'de En Çok AR-GE Yapan Şirketler Belli Oldu

$
0
0

2021 yılı pandeminin görece etkisinin kırıldığı bir yıl olmasına rağmen Türkiye ekonomisi üzerinde etkisinin devam ettiği görüldü. Firmaların 2021 yılında Ar-Ge yatırımları nominal olarak artarken yaşanan küresel ve yerel ekonomik çalkantılar nedeniyle dolar bazlı olarak yapılan yatırımlarda küçülmelerin görüldüğü bir dönem oldu.

Turkishtime, bu yıl dokuzuncusunu gerçekleştirdiği “Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması” ile Türkiye’nin katma değer yolculuğunda nereye vardığını gözler önüne sererken, araştırmada yer alan 500 firmanın Ar-Ge harcamasını 25 milyar 449 milyon TL’ye çıkardığı dikkat çekti.

2013 yılından bu yana Türk iş dünyasının Ar-Ge harcamalarının nabzını tutan Türkiye Ar-Ge 250 araştırması, bu yıl itibarıyla firmaların performansını dünyaya da anlatacak etkin bir referans kaynağı olmak amacıyla Türkçe ve İngilizce rapor yayını olarak hazırlandı.

Aselsan zirveden inmedi

Ar-Ge’deki toplam büyümenin ana unsurunu savunma sanayi firmaları oluşturuyor. İlk 50 firmanın 2021 yılındaki Ar-Ge yatırımları toplamının yüzde 65,93’lük bölümünü sanayi savunma firmaları oluşturdu. Bu oran 2020 yılında yüzde 60,7 düzeyindeydi. İlk 50 firma yatırımının 2017-2021 arasında sırasıyla yüzde 50,8, yüzde 49,7, yüzde 58,2, yüzde 55,9, yüzde 62,8 gibi çok yüksek bölümünü sadece Aselsan, TUSAŞ, Roketsan, TEİ ve Havelsan gibi TSK Vakfı’nın beş önemli firmasının gerçekleştirdiği görülüyor.

Ar-Ge’ye yapılan yatırımların önemine dikkat çeken araştırmada 2020 yılında da lider konumda olan savunma sanayinin önemli oyuncularından ASELSAN, 2021 yılında da liderlik koltuğundaki yerini korudu. ASELSAN’ın Ar-Ge yatırımları 2020’de 381 milyon TL, 2021’de 2 milyar 258 milyon TL’lik artışlar ile 2021’de 5 milyar 615 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Son yıllarda Ar-Ge’nin lokomotifi olan ASELSAN’ın ülkemiz Ar-Ge büyümesine liderlik etmesinde toplamı 1094’ü bulan, bir bölümü ise çığır açan Ar-Ge projelerinin payı yadsınamaz. TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş. 2021 yılında listenin ikinci sırasına yerleşirken firma, söz konusu dönemde Ar-Ge’ye 4 milyar 389 milyon TL ayırdı.

2020 verilerinin aktarıldığı bir önceki araştırmada 488 milyon 816 bin TL ile dördüncü sırada yer alan Roketsan’ın yüzde 195,8 artış ile 1 milyar 446 milyon TL’lik Ar-Ge harcaması ile üçüncü sıraya çıktığı görülüyor. Bir önceki araştırmanın 6’ıncı sırasında yer alan Turkcell, bu yıl listede dördüncü sırada yer aldı. 2020 yılında 443 milyon 927 bin TL olan Ar-Ge harcama tutarını 2021 yılında 680 milyon 910 bin TL olarak gerçekleştiren firmanın, bir önceki yıla göre Ar-Ge yatırımlarında yüzde 53,4’lük bir büyüme görüldü.

2021 yılında 680 milyon 519 bin TL’lik Ar-Ge harcamasına imza atan FORD Otomotiv 2020 yılında Ar-Ge’ye ayırdığı bütçe; 441 milyon 975 bin TL’ydi. Listenin ilk 10’unda Ford Otomotiv’i sırasıyla; TUSAŞ Motor Sanayii (604 milyon 244 bin TL), Havelsan (599 milyon 683 bin TL), Tofaş Türk Otomobil (552 milyon 796 bin TL), Arçelik (444 milyon 068 bin TL) ve Vestel (405 milyon 695 bin) izledi.

Savunma dışında Ford Otosan ve Tofaş ipi göğüsledi

En fazla Ar-Ge yapan ilk 50 firma sektörel olarak sıralandığında 2021 yılında savunma sanayi firmalarının yüzde 66,3, otomotiv endüstrisinin yüzde 12,5, beyaz eşya ve elektronik firmalarının yüzde 5,5, ilaç firmalarının ise yüzde 1,6 pay aldıkları görülüyor.

Ford Otosan ve Tofaş, son beş yıl toplamında savunma sanayi dışında en yüksek Ar-Ge yatırımı yapan iki firma olarak dikkat çekiyorlar. Özellikle Mercedes-Benz (MBT), MAN ve BSH gibi yabancı ve Ford, Tofaş, Oyak Renault gibi yarı-yabancı firmalar başardıkları Ar-Ge projelerinin referansı ve ülkemizin Ar-Ge teşviklerinin katkısı ile artık Avrupa’daki Genel Merkezleri’ni Ar-Ge ve Ürün Geliştirme projelerini Türkiye’ye kaydırma konusunda artık daha etkili oldukları gözleniyor.

Kadın istihdamı için daha çok yol kat edilmeli

Ar-Ge istihdamının en yüksek olduğu savunma sanayi firmalarında kadın istihdamının genellikle yüzde 16 ile yüzde 25 gibi düşük bir aralıklarda kaldığı görülüyor. Ar-Ge merkezlerinde kadın çalışanların tüm Ar-Ge çalışanlarına oranı Deva Holding, Netaş ve Turkcell Teknoloji gibi firmalarda ise göreceli olarak yüksek olduğu görülüyor. Bu noktada uzmanlar diğer firmaların da söz konusu alanda yapabileceği birçok sosyal girişim olanağı olduğunu ifade ediyor.

Aselsan proje sayısında da liderliği elden bırakmadı

Listenin ilk 100’ünde yer alan firmaların toplam proje sayısı 7803 iken listenin en başında yine Ar-Ge birincisi ASELSAN yer alıyor. 1094 proje sayısıyla (2020 yılında bu sayı 749’du) listenin en başında yer alan Aselsan’ı; World Medicine (449), Petlas (366), Deva (283), Abdi İbrahim (154), Dyo Boya (153), Roketsan (132), Perfetti Van Melle (120), Polifarma (119) ve Vem İlaç (113) takip ederek bu kategoride ilk 10’da yer alıyor.

Türkiye ve dünyada etkin bir referans olacak

Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması, her yıl olduğu gibi bu döneminde de bir önceki yılın Türkiye ihracat sıralamasındaki ilk 500 firma, Kamuoyunu Aydınlatma Platformu'nda Ar-Ge datalarını açıklayan firmalar ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge merkezi olan firmalara firmalara iletilen anketlere verilen yanıtlar ile hazırlandı. Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan Ar-Ge yapan firmalar hakkında yapılan, doğru kaynaklara ve verilere dayalı tek araştırma olan Turkishtime Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması, firmalarımızın Ar-Ge performansını tüm Türkiye'ye ve dünyaya anlatacak etkin bir referans kaynağı oluşturdu.

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Siber Güvelik Girişimcileri, Cybercube Programını Kaçırmayın

$
0
0

Cybercube, siber güvelik odağında proje fikrini doğrulamış ürün çıkarma aşamasındaki girişimcilerin ürünlerini doğrulama ve satışa hazır getirme amacıyla tasarlanan bir program. Online eğitim, mentörlük, danışmanlık, siber güvenlik laboratuvarı, sunucu odası, bulut veri depolama, girişim analizi, performans değerlendirme, desteklerinin ve demo day etkinliğinin yer aldığı Cybercube programına başvurular devam ediyor!

Cybercube Programı hakkında ve siber güvenlik odaklı benzersiz desteklerz hakkında bilgi alabileceğiniz online bir tanıtım etkinliği gerçekleştiriliyor. 28 Haziran Salı günü saat 15:00’de Cube Incubation Youtube kanalı üzerinden düzenlenecek etkinliği kaçırmamak için Youtube kanalını takibe alabilirsiniz.

Son başvuru tarihi 27 Haziran Pazartesi akşamı olan Cybercube Programına hemen başvurmak için ilgili cubeincubation.com sayfasını ziyaret edebilir, gelişmelerden haberdar olmak için sayfanın altında bulunan sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Cube Incubation Hakkında

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation; Türkiye’nin ilk ve tek derin teknoloji odaklı kuluçka merkezi yapısıyla, inovatif ve derin teknoloji tabanlı iş fikirlerine sahip girişimcilerin, yatırımcıların ve diğer paydaşların ortak hedeflerde buluştuğu bir ekosisteme ev sahipliği yapmaktadır.

Faaliyete geçtiği 2014 yılından beri alanlarında yenilikleri dünya tarafından takip edilen ve yatırım alan startup’lara ev sahipliği yapmayı başaran Cube Incubation; Teknopark İstanbul’un tematik alanları kapsamında derin teknoloji içeren girişimlere ev sahipliği yapar. “Derin Teknoloji Girişimler İçin Kuluçka Merkezi” mottosuyla girişimcilere uluslararası standartlarda fırsatlar sağlayan ve girişimcilerin karşılaştıkları birçok zorluğu aşmaları için aşamalarına, dikeylerine ve uluslararasılaştırma kapsamına göre hızlandırma programları sunmaktadır. Şu ana kadar 450’den fazla girişimciye kuluçka hizmeti 850’den fazla hızlandırma hizmeti vermiştir.

Bölgenin en önemli kuluçka merkezlerinden biri olan Cube Incubation, girişimcilik ekosisteminde sinerjiyi artırmak, girişimcilere uluslararası düzeyde alt yapı imkanını sunmak ve Türkiye’de derin teknoloji girişimciliğinin gelişmesine katkı sunmak amacıyla girişimlere; 7/24 Açık Modern Çalışma Alanları, Eğitim ve Etkinlikler, Mentorluk, Danışmanlıklar ve Teknik Danışmanlık, Girişim Analizi ve Teknik Analizler, Ulusal ve Uluslararası Yatırımcı ve Firma Görüşmeleri, Montaj Atölyesi, Karanlık Oda, Laboratuvar ve Temiz Odalar, Siber Güvenlik Laboratuvarı, Sunucu Odası, Showroom Alanı Kullanımı, Kütüphane Kullanımı, Teknopark Vergi ve Avantajları gibi birçok imkan ve destek sağlanmaktadır. Daha fazla detay için: www.cubeincubation.com

Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

DepoDone Aldığı Yatırım ile En Yüksek Değerlemesine Ulaştı

$
0
0

Gıda üreticileri ile işletmeleri dijital platformda bir araya getirerek tüm tedarik zincirini yöneten, Türkiye’nin ilk tedarik zinciri yönetimi entegrasyonlu B2B e-ticaret platformu DepoDone, Londra merkezli Red Carpet Capital Limited tarafından 15 milyon USD değerleme üzerinden yatırım alarak, kendi sektöründe ilk turda en yüksek değerlemeye ulaşmayı başardı.

E-ticaret, tedarik zinciri yönetimi ve teknoloji alanlarında 20 yılı aşkın deneyimleriyle yarattıkları yazılım, iyi tarım ve organik gıda üreticileri ile perakende/ev dışı tüketim noktalarını bir araya getiren, Nil Nurlu Deniz, Emre Üstüner ve Serkan Deniz tarafından kurulan DepoDone; gıda alanında tüm tedarik zincirini uçtan uca yönetiyor.

Tedarik Zincirinin Dijitalize Edilmesi ve Şeffaflaşması Hayaliyle Yola Çıktık

İş süreçleri hakkında bilgi veren DepoDone CEO’su Nil Nurlu Deniz, “Kaynağından, nihai tüketiciye gidene kadarki yolda tüm tedarik zincirinin şeffaflaşmasını sağlayan iş modelimiz ile fazladan maliyetleri de ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. İnsan sağlığı ve sürdürülebilir üretim odak noktamız. İnsana ve gezegene saygı ile üretim yapan üreticileri tercih ediyoruz. İdeale en yakın tedarik zinciri için sektör bilgilerini, teknolojiyi ve veri analizini etkin bir şekilde kullanıyoruz. Tedarik zincirinin dijitalize edilmesi ve şeffaflaşması bizim için çok önemli. Çalışmalarımızın uluslararası kuruluşlar tarafından değer görmesi bizim için gurur verici.” ifadelerini kullandı.

DepoDone sisteminin sektöre kazandırdığı yeniliklerin arasında; bağımsız üreticilere yeni pazarlar sunması, tedarik zincirindeki fazla maliyetleri düşürmesi ve perakendecilere hızlı, kolay ve esnek koşullarda satın alma imkanı sağlaması bulunuyor. Sektör dinamiklerine özel olarak geliştirilmiş bir teknolojik alt yapıya sahip olan DepoDone, eski sistemlerde ilerleyen tedarik zincirinin dijitalize edilmesi ve şeffaflaşması için geliştirdiği yazılımıyla, işletmelerin toplu gıda siparişi verebilecekleri B2B e-ticaret iş modelini başarıyla uyguluyor.

Kendi bünyesinde kadın istihdamına çok önem veren, %65 kadın çalışan oranıyla, teknoloji ve lojistik şirketleri arasında Türkiye ve globaldeki ortalamalara göre yüksek orana sahip DepoDone; üretici seçiminde de kadınları önceliklendiriyor. Gıda tedarikinde kadın kooperatifleri ve dernekleri ile yakın iş birlikleri kurmaya özen gösteriyor. Böylece kısa sürede 70’den fazla markanın 2000 farklı ürününü ülke genelinde yüzlerce perakende noktasına ulaştırmayı başarmış bulunuyor.

DepoDone ve girişimcileri Nil Nurlu Deniz, Emre Üstüner ve Serkan Deniz'i tebrik ediyor girişimlerinde başarılar diliyoruz. Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Viewing all 7101 articles
Browse latest View live